5. Sinema Günleri - 8. Hafta Anketi

. . .

  • When Nietzsche Wept - Nietzsche Ağladığında

    OY: 7 70,0%
  • Touching The Void - Boşluğa Dokunmak

    OY: 1 10,0%
  • Memory - Hafıza

    OY: 1 10,0%
  • Yazgı

    OY: 1 10,0%

  • Ankete Katılan
    10

Nihil

Guru
Kayıtlı Üye
11 Mart 2010
5.252
718
398
When Nietzsche Wept - Nietzsche Ağladığında



Yapım: 2007 ABD

Tür: Dram, Psikolojik

Yönetmen: Pinchas Perry

19. yüzyıl Viyana'sı... Çok hoş ve alımlı bir kadın olan Lou Salome, dönemin meşhur doktoru Breuer'i ziyarete gelir ve henüz iki kitabı basılmış ve pek tanınmayan filozof Nietzsche ye yardım etmesi için rica da bulunur. Ona göre, Nietzsche nin yaşamakta olduğu duygusal çöküntü nedeniyle, Avrupanın kültürel geleceği tehlikededir... Dr.Breuer ilk etapta bu teklife sıcak bakmamasına rağmen, Salome'un çekiciliğinden etkilenir ve teklifi kabul eder. Dr.Breuer in, Nietzsche ile tanışmasıyla hayatı değişecektir. çünkü bu adam, çok farklı fikirleri olan, sıradışı biridir. Ve bir süre sonra, hasta ile doktorun yer değiştireceği diyaloglara gebe olacak bir tanışma olacaktır bu...
Irvin D. Yalom'un aynı isimli, basıldığı 1992 senesinde çok ses getiren kurgu romanından uyarlanan bu filmde, Psikanalizm in öncüsü Sigmund Freud'un gençliği ile de karşılaşıyoruz.

* Nasıl rastladığımı hatırlayamadığım ama izlediğimde kendime minnettar kaldığım belki de ilk filmim.
Aaaa,, bir de kitabını okurken betimlediğim karekterlere filmi izlerken hiç yabancılık çekmediğimi söylemeden geçmem olmazdı.

~


İkinci Seçimim;

Touching The Void - Boşluğa Dokunmak




Yapım: 2003 İngiltere

Tür: Belgesel, Dram, Macera, Spor

Yönetmen: Kevin Macdonald

Film, 1985 yılında ingiliz dağcı iki gencin daha önce hiç kimsenin tırmanmayı başaramadığı Peru'daki Siula Grande zirvesine tırmanmaya çalışırken başlarına gelen akıl almaz kazanın gerçek hikayesini anlatıyor.İyi başlayan tırmanış gitgide bir kabusa dönüşüyor.Film daha önceden yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor.

* Yaşanabilmiş olmasına ağzım açık kalmıştı. Gençlik cesareti mi cahil cesareti mi diyip durdum izlerken.
Hani asansör yukarı aşşağı yaparken heycan yapar ya insan, hıh işte o duyguyu veriyor. Biz izleyen olarak duygucuk yaşarken, yaşayan yaşarken ne yaşamış kim bilir diye de düşünmüştüm izlerken..


~


Memory - Hafıza



Yapım: 2008

Tür: Korku, Gerilim, Dram

Yönetmen: Torpong Tankamhaeng

Genç ve başarılı bir psikolog’a, şiddet görüp her tarafı morluklar içinde olan bir kız çocuğunun olduğu söylenir ve onun tedavisini kendisinin üstlenmesi istenir. Fakat kızın annesi tedaviye yanaşmaz ve kızının iyi olduğunu söyler. Psikolog zorlada olsa tedaviye başlar. İlk başlarda psikolog kızdaki morlukların annesinin yaptığını düşünür fakat kızla konuştuğunda bunun bir hayalet tarafından yapıldığını öğrenir. Kızın söylediklerine inanmayan doktor onun bir akıl hastası olduğunu düşünüp tedavi etmek ister, ama zaman geçtikçe bunun çok daha karışık bir olay olduğunu anlayacaktır.

* İzlerken başka işler de yapmak istediğim, izlemesem de olurmuş mu acaba dediğim bir filmi neden burada paylaşıyorum ? ..Fight clup etkisi yapmıştı ben de çünkü.

~


Ve Son Olarak; Yazgı



Yapım: 2001 Türkiye

Tür: Dram, Psikolojik

Yönetmen: Zeki Demirkubuz

Fransız yazar ve düşünür Albert Camus’nun hayatın anlamını sorguladığı Yabancı adlı romanından esinle yazılan ve Efes Pilsen’in desteği ile çekilen film, iradesiz, ya da iradesini kullanmayı reddeden bir gümrük muhasebecisinin öyküsünü anlatıyor.

Yaşamın boş ve saçma olduğunu, herşeyin aynı kapıya çıktığını düşünen Musa, kendini olayların akışına bırakmış gitmektedir. Annesinin ölümüne dahi fazla aldırmaz. Hatta, onu sevdiği halde bir tür sevinç bile duyar bu ölümden. Hoşlanmadığı bir kızla sırf o istiyor diye evlenir. Ancak yine iradesizce verdiği bu karar, kaderin bile güç ve iradeler tarafından yazıldığı bir dünyanın eşiğine getirip bırakır onu. İki çocuğun ve bir annenin katledilmesinden sorumlu tutulmaktadır.

Peki gerçekten suçlu mudur?

* Değil midir ? Değilse nedeni nedir Musa'nın ? 'suç'a iten nedir Musa'yı/insanı.. Hakkında paragraflarca konuşulası dialogları olan ,
ve kayıtsızlığın ekrana yansıması. Olaya, olaylara tepkisi tepkisizlikdir Musa'nın.

 
Sevgili sinemasever arkadaşlar, tekrarlamaktan ve önermekten çekinmeyeceğim filmleri seçmeye çalıştım, sizler de beğenirsiniz dilerim..
Kararsız seçimler, ve meraklı seyirler olsun : )
 
Nietzsche Ağladığında

Kitabı keyifle okumuştum, her ne kadar kitap uyarlamalarını zayıf bulsam bu filmi merak ediyordum, birkaç kez izlemeye de yeltendim cd bozuk çıktı vs... oyum bu nedenle ona.


Bu arada Camus'un Yabancı isimli romanı da çok iyidir fakat Demirkubuz'la Bekleme Odasından sonra arama mesafe koymaya karar vermiştim

Boşluğa Dokunmak da ilgimi çekti, seçilme de izlerim.
 
"Nietzsche Ağladığında" izlemek istediğim bir filmdi ama diğer filmlerde ilgimi çekmedi değil . Bende Atlantis gibi "kader" den sonra Zeki Demirkubuz ile arama mesafe koymuştum , sinema günlerinde izleme fırsatı bulduğum "masumiyet"le buzlarım erimişti , kim bilir belki "yazgı"yla feci ısınırım oyum ona ,diğer filmleride mutlaka izleyeceğim.
 
ben bu filmlerin hepsini merak ettim:'((( yine fena bir açlık içerisindeyim.. Nietzche ağladığında'yı okuyalı çok oluyo ama baya etkilenmiştim o yüzden filmini çok merak ettim. yazgı'yı da merak ediyordum bekleme odası kabusuna rağmen:) karar veremedim
 

Kitabında tasvirlenen karekterler sinemaya güzel uyarlanmıştı bu filmde. Zihnimde canlanan ile yabancılık çekmemiştim izlerken.
Beklentini arttırıp beğenini azaltmak istemem. İzlenimlerimden bağımsız kal yine de bence.

Yazgı ile karşılaştıktan sonra Camus ile tanışmıştım ama henüz kitabını okumadım. Nedense erteleyip durdum, hatırlatmış oldun tekrar.
Sinemaya aktarılan kitapları, -izlediklerimden- öncesinde okumuş sonra filmini izlemek denk gelmişti. Filmden sonra kitap biraz şaşırtıcı gelecektir.
Okurken kontrol hayal gücümüzde oluyor, önceden izlendiği için canlandırmalar kısıtlanacaktır kendiliğinden, bundan şaşırtıcı gelebilir gibi geldi.

Boşluğa dokunmak filmini karanlıkta izlenmesini daha tavsiye ederim. Dağların zirvelerindeki parlayan kar görüntüleri, buzullar, yükseklik,, görsel olarak daha bir etkiliyor insanı.


Önyargı oluşturacak bir film ile tanışmamışım Zeki Demirkubuz ile. İzlediğim ilk filmi yazgı, diğer filmlerini izliyim izlemiyim derken öyle kalmıştı.
İzlersen, her iki film için de yorumunu merak ediyorum,


G....., yoksun galiba sinema günlerinde ?
Kararsız kaldığın için önereceğin filmlere merak sardım ben de : )
 

Bu topicde paylaşırım mutlaka yorumumu , Zeki Demirkubuz herkese hitap edecek bir yönetmen değil ama diğer filmlerini izlemek istersen masumiyeti tavsiye ederim, heleki içinde Haluk Bilginer'in bir konuşması varki müthiştir.

Daha önce sinema topiclerinde seninle karşılaşmadığımız için film seçimlerini çok merak ediyorum , takip ettiğin ve sevdiğin yönetmenler var mı ? Ne tarz filmler tercih edersin genellike :)
 
Son düzenleme:
When Nietzsche Wept izlenecek sanırım , gerçi Nihil seninde oy kullanman gerekiyor :) ben yinede indirdim en yakın zamanda izleyeceğim. "yazgı"yıda indirecektim ama link bulamadım :/
 
Masumiyet'e bakmış ama izlememiştim Prenses, unutmama listeme ekliyeyim.

Ne izlesem diye bakınırken içerik ağırlıklı dialog, veya görsel öğeler barındıran filmlere ilgim kayıyor.
Üç boyutlu veya doğa öğelerine bol bol yer veren film geldiyse sinema da izlemek, görmek için gerçekten can atıyorum
sessiz sakin deniz görüntüleri,
ürkütücü yükseklikler,
yeşilliğin sinemaya yansıtılışı,
penguenlerin dünyası,
eğlenceli üç boyutlu aktarımlar. terapi gibi, iyi ki dedirtiyor.

Bunlar dışındaki filmleri evde izliyorum
yaşama yakın, hatta içinden geçen filmleri seyretmeyi seviyorum
aile filmlerini,
iletişim filmlerini,
problemli kişilikleri, zihinsel engelli kişilerin iç dünyasını anlamayı,
yönetmen sinemaya bunları aktarırken nasıl ruh hali ile yansıtıyor'u anlama çalışmayı da seviyorum.

Bilinçli bir yönetmen takipçisi değilim. Konusunu okuduğumda merak ettirirse kendini
yönetmenine bakıp diğer filmlerine de göz atıyorum.
Ingmar Bergman duyguyu samimiyetle aktarıyor, Bergman filmlerine hayır demem sanırım.
Tarkovsky'nin filmlerinde bizzat kendi anne babasına yer vermesi,
bizzat kendi yaşadığı kulubesinde çekim yapması,
ve ailesine yaşadığı kırgınlığı sinemaya aktarması
çok sıcak ve sempatik gelmişti. Durağan ilerletse de Tarkovsk'nin felsefik aktarımını seviyorum. Zeki Demirkubuz'un Tarkovsky den kesinlikle etkilendiğini düşünüyorum.
David Lynch : ) in sürrealist aktarımları zorlayıcı, anlamsız ama sanırım yönetmenden ziyade
filmlerini sevmeyi seviyorum.
Luis Bunuel, yeni karşılaştığım bir yönetmen. Takip de edicem sanırım.
Yerli yapımlara üzülerek söylesem de pek yönelmiyorum. Bizdeki kameralardan mı düşük bütçeden mi konu zayıflığından mı bilemiyorum
yabancı yapımlardaki etkiyi yakalayamıyorum. İzlemiş olmak için izler miyim, izlerim tabi. Hakkında konuşabilmek için, bilgi olsun diye bakarım. Bilmediğimden belki de, tavsiye edeceğin okkalı filmler, yönetmenler var ise önerirsen çok sevinirim. Okan Bylgn yöneten olsa meselâ,
hevesle izlerim muhakkak : ) Özgün. kendinden üretken ve literatürler onun limiti değil.
Böyle ; )

Cshtr adresinden Yazgı yı indirebilirsin canım. Hotlife linkleri var, baktım çalışıyor da.

İzlediklerim arasından hangisini tekrar izlemek istiyorum diye mi oylamaya katılacağım? Bilemedim ki şimdi :l.
 
Anket açıldığını geç farkettim kusura bakmayın, oyum Nietzche ağladığında'ya gitti
Bu arada filmin oyu 4 oldu büyük ihtimalle o izleniyor
 
Hoşgeldiniz sevgili MissA ; )

5 e çıkardım oyu,
izlememiş olsaydım yine Nietzsche'ye oy verirdim, izlemiş olsam da öyle yaptım.
 
oyum bosluga dokunmaya gitti
dagcilikla ilgili filmler ilgimi cekiyor

buarada kusura bakmayin hala yedinci anketin filmini izleyemedim
pazar gunu film elimde olcak insallah
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Merhaba kızlar :80:

Bu anketi ilk kez görüyorum. Prensesfb nerelerde diye bakarken denk geldim :)) Anketin amacı hangi filmin güzel oldunu seçmekten çok, izleyeceğiniz filme karar vermekle alakalı sanırım...

When Nietzsche Wept ile Touching The Void i izlemiştim. Nietzsche Ağladığında nın kitabını da okumuştum, kitaptan sonra film tatmin edici değildi benim için. Öte yandan Touching The Void cidden güzel, etkileyici filmdi. Anketten çıkmasa da, bu tür filmleri seviyorsanız şiddetle öneririm.

Bana ankette iki seçenek kalıyor. Korku filmi fanatiği olarak oyum Memory ye :87:

Camus nün Yabancı kitabını da okumuştum. Yeterince spoiler olduğundan Yazgı çok ilgimi çekmedi. İstisnalar dışında filmleri 0 bilgiyle izlemeyi seviyorum, bi deher ne kadar dram türünden şahana filmler çıksa da, üzülüyorum diye dram izlemekten kaçınıyorum genelde

Zamanla burdaki işleyişi öğrenirim sanırım :86:
 
Son düzenleme:
Nihil yönetmen takiplerinden anladığım kadarıyla Atlantisle zevkleriniz uyuşuyor :)

Atlatisim ne bu yoğunluk yahu ,özledim :'(
 
oyum-bosluga-dokunmaya-gitti
dagcilikla-ilgili-filmler-ilgimi-cekiyor

buarada-kusurabakmayin-hala-yedincianketin=filmini-izleyemedim
pazargunu-film-elimde-olcak-insallah


prensescim kelime aralarında boşluk bırakmak için ekran klavyesini kullan bence.
başlata tıkla ordan programlar - erişilebilirlik - ekran klavyesi

işlem tamamdır :)
 
Nihil yönetmen takiplerinden anladığım kadarıyla Atlantisle zevkleriniz uyuşuyor :)

Atlatisim ne bu yoğunluk yahu ,özledim :'(

Bergman, Lynch ve Bunuel isimleri gözüme çarptı benim de hemen=)

Sorma prensesim ya filmlerimi özledim, kitaplar yarım filmler yarım herşey yarım kalıyor sanki=) neyse kursların biri bitti artık biraz daha rahatım ( sen ne yapıyorsun, nasılsın iki dakikada sohbete de çevirdik )

Benim de birkaç sorum olacak;

Seni en çok etkileyen Bergman filmi hangisi?

David Lynch : ) in sürrealist aktarımları zorlayıcı, anlamsız ama sanırım yönetmenden ziyade
filmlerini sevmeyi seviyorum.
demişsin
peki filmlerinde seni çeken ne? O görüntülerin ardındaki anlamı çözümlemeye çalışmaz mısın yoksa sadece akıp giden görüntüler mi seni etkiler?

Başyapıt kabul edilen filmler arasında nefret ettiğin bir film oldu mu? tam tersini de sorayım; herkesin nefret ettiği fakat seni çeken bir film var mı?

En iyi soundtrack sence hangi filme ait?
 
Ben bildiğin gibi bir değişiklik yok. Msn açmıyorum klavye bozuldu daha doğrusu temizlerken spreyi fazla kaçırmışım hala kendine gelemedi , şu an ekran klavyesiyle yazıyorum nasıl zor bi bilsennnnn :) o sebepten forumada yazmaktan kaçınıyorum eziyet gibi

Dulcinea arkadaşımıza durumu sen açıklasana atlantis
 

Dulcinea hoşgeldin=) Prensesim açıklar diye birşey yazmadım da o da klavye mağduru olmuş Sinema organizasyonunun başında bir liste hazırlıyoruz. Alfabetik sıraya göre her hafta biri anket açıp oylamaya sunuyor, sinema organizasyonu katılımcıları da oy verip en yüksek oyla seçilen film izleniyor. Kısaca işleyiş böyle, tabi sonradan da aramıza katılmak isteyenleri listeye dahil ediyoruz ama maalesef bu son haftamızdı=)

Sen filmi izlemişsin zaten, film üzerine değerlendirmelere senin de katılmanı isteriz =)
 
Son düzenleme:
Tekrardan hoş buldum

Çok güzel bir organizasyon olmuş cidden, kim düşündüyse kutlarım. Benim gibi belli türlere yoğunlaşmış insanlar için süper bi fırsat. Güzel olduğunu bildiğim halde, sırf dramdan kaçtığım için izlemediğim o kadar çok film var ki...

Son haftaya yetişmiş de olsam, burayı keşfettiğime çok sevindim :119:

Hatırladığım kadarıyla ben de katılırım eleştirilere tabi. Malesef film üzerinden geçen zaman arttıkça, benim tek yorumum filme o dönem kaç puan verdiysem, onla sınırlı oluyor Tabi iz bırakan filmler dışında :87:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…