- Konu Sahibi dertli_simge
-
- #161
Hepinize merhaba kızlar. Kendimi o kadar berbat hissediyorum ki, sanki ruhum delik deşik olmuş gibiBazı şeyler üst üste birikti ve dertleşmek istiyorum sizinle. Evet 31 yaşındayım, hala bekarım..Buraya ilk konu açtığımda 28 yaşındydım, o zamanki sözlümle problemlerim vardı. Bana "or.pu, ya.ak kafalı" gibi küfürler eden sözlümle, bana saygısı olmayan o kişiyle daha fazla devam edemedim, gurursuzca yapışamadım.. Ama şimdi "keşke yapışsaydım" diyorum ya,keşke yapışsaydım diyorum, çünkü bu toplumda karşılaştığım baskılar beni derinden yaralıyor, bazen o kadar doluyorum ki ölmek istiyorum, kendime zarar vermek istiyorum... En başta "ya bu 31 yaşına gelmiş hemde bekar,kesin bir boklar yemiştir" diyen erkekler yaralıyor beni,o gevşek bakışlarından, o irrite edici mimiklerinden, yavşak hareketlerinden "31 yaşında bakire deildir bu" mesajını alıyorum ve çok üzülüyorum.. Sonra ilk tanıştığımızda benle ilgilenen, ilgisini belli eden erkekler çıkıyor karşıma ve ben ümitleniyorum, hemen yaşımı soruyorlar, ben yalan söyleyemiyorum 31 diyorum,84'lüyüm diyorum. 84'ü duyan erkekler arkasına bakmadan topukluyor, yaşlı olduğum suratıma vuruluyor, 84 rakamından daha beter nefret ediyorum.
Bu 3 sene içinde karşıma çıkan olmadı mı, oldu tabi tek tük, ama sonuca gitmedi iyi yönde, sanki başımda beni takip eden bir lanet var gibiAma esas beni mahveden, psikolojimi bozan olay en son birine duyduğum aşk oldu.. İlk görüşte aşka düştüm, benden 12 yaş büyük olmasını da umursamadım. Üstelik ilginç bir şekilde annemin de tanımadığı halde bu şahsı evleneceğim erkek olarak rüyasında görmesiyle bu kişinin benim kaderim olduğuna körü körüne inandım, sonra ne mi oldu? Temiz duygularla aşık olduğum bu kişi herkese mavi boncuk dağıtan hıyartonun biri çıktı ve ben darmadağın oldum, hala da toparlanamıyorum, işime gücüme kendimi veremiyorum, devamlı ağlıyorum Kızlar açıkçası ben bana büyü yapıldığını düşünüyorum hatta eminim buna. Eski sözlümün annesi benim anneme bir gün köylerinde birçok hoca tanıdıklarını bu hocalarla çok samimi olduklarını anlatmış hatta "eğer büyü falan için işiniz düşerse yardımcı olurzu" demiş, tabi annem de şok olmuş bunu duyunca, "demek ki bir sorun çıkarsa bunlar bize büyü yaptırıcaklar" diye düşünmüş. Eski sözlümün babası da babama bahsetmiş bu hocalardan, benim samimi arkadaşlarım bir işiniz düşerse yardımcı oluruz falan demiş. Ve ben kısmetimi bağlattıklarına inanıyorum, eski sözlüm kinci pisliğin tekidir ve kesin yaptırdılar
Kızlar beni sakın "koca meraklısı, evlilik heveslisi" diye yargılamayın,ben sadece yalnız kalmak istemiyorum, zaten arkadaşım yok, bu yalnızlık hissi beni bitiriyor. Koca meraklısı olmadım çnce dedim elime mesleğimi alayım, okudum işimi aldım,annem de hep "koca her zaman bulunur önce mesleğin" dedi ama yaşlandığım için geleceğimden endişe ediyorum kızlar, yaşlanınca yanımda bana destek olacak kimse olmayacak mı? Etraftan evde kalan kadınların çektiği acıları görüyorum daha beter korkuyorum. Annem hastanede yatarken yanında bir teyze de vardı yapayalnızdı, hemşire teyzeyi resmen azarladı, "senin kocan yok mu ?çocuğun yok mu ? neden yalnız geldin?" diye bağırdı, o teyzenin hemşire gittikten sonra göğsüne vurarak "aaaah, ahhhh" diye ağlamasını görmeliydiniz, resmen ciğeri yanıyordu kadının(( Yine uzak akrabamız 50'li yaşlarda bir kadına sır kocasız, desteksiz diye abisi ve abisisnin karısı etmediğini bırakmadı, yeğeni bile halasına "evde kalmış küflü kadın" diyordu utanmadan ve o kadın daha 51 yaşında tek başına öldü.
Ne bileyim bütün bunlar içime dokunuyor kızlar, yalnız kalmak istemiyorum, bir yuvam olsun çocuklarım olsun yaşlanınca güvende olayım... Sperm bankasına asla gidemem ailede beni taşlarlar, zaten evde kaldığım için tüm sülale "bunu da alan olmadı" diye dedikodumu yapıyor, annemin hastalığını bile benim evde kalmama bağlıyorlar, "kızını kimse almadı diye hastanelik oldu" diyorlar. Evlatlık almak istiyorum ona da annem karşı çıkıyor,neymiş çıkmadık candan ümit kesilmezmiş... 31 yaşındayım anne ne ümidi, ümit mi kaldı artık, o zaman bana birini bulun bari deyince de annem "kızım ben sana birini bulamam.kimseye kızımı al denmez. oğlan olunca her kapıya gidilir kız olunca kızımı al denmez" diyor. İşyerindeki güya okumuş kadınlar bile canımı yakmaya çalışıyor( Bir kadın var 32 yaşında evlenmiş buna rağmen canımı yakmaya çalışıor imalı laflarla, kızlar benim de bir gururum var dayanamadım en sonunda dedim ki "ben evde kalmış değilim benim 25 yaşımda parmağıma yüzük takıldı, evime beni istemek için gelindi, hiç talibim çıkmamış değil zamanında parmağıma yüzük takıldı" dedim kadın da bunun üzerine o sayılmaz evlenememişsin ki muhabbeti yapıyor ((kızlarçok yoruldum,bunaldım,artık yaşadıklarımı kaldıramıyorumyapamıyorum, doldum artık dolacak yer de kalmadı, keşke cesaretli olabilsem de intihar edebilsem onu da yapamıyorum ki
Okurken daraldım. Yaşıtız. Ben de bekarım, evlenemedim yani. Sıcak bir yuva dışında, maddi manevi her şeyim var çok şükür. Ama evlenmediğim için fazlasıyla baskı görüyorum. Artık umursamıyorum, kimseyi de ilgilendirmez.Gereken cevabı veriyorum. Senin, benim ve daha nice yaşıtımızın bu hali toplumumuz yüzünden. Nedir bu kadına yüklenen yükler, sıfatlar...Evlenen bin pişman, evlenmeyen bir pişman... Evlensen de çilen bitmez. Çünkü her türlü olumsuz örnek kadın üzerinden veriliyor. Mesela "yaşın 31 çocuk doğurma zamanın geçiyor erkek olsan neyse" lafları bile kadını küçülten ezen kelamlar. Toplumun bu acımasızlığı, bu saçma değer yargıları ne zaman değişecek acaba? Ayrıca evlenince yalnız kalmayacağının garantisi yok. Evliliği kurtuluş olarak görmekten vazgeçmezsen hep mutsuz olursun bu sendeki olumsuz enerji de çevrene yansır. Bu kadar karamsar bakma hayata. Üç günlük dünyada böyle bir mevzu yüzünden kendini bu kadar üzme. Ayrıca büyü vs. gibi konulara da itibar etme. Duanı edip kısmetlerini değerlendir. İnşallah tez zamanda gönlüne göre birisi çıkar karşına.