Sen de haklısın. Valla sırf bu konuda kendime güvenemediğim için, en azından ilk haftanın zorluğunu atlana kadar kimseyi de istemedim yanımda annem ve eşim dışında. Nasıl başlarsa öyle gider. Evde sadece kendi ailem bile olsa cümbür cemaat demek yani. Ben daha yeni doğum yapıp gelmiş olcam o curcunadan emzirmeyi falan beceremezdim korkarım. En azından ilk bir hafta annenin yanında ona destek olacak bir iki kişi olmalı ya. Biri mutlaka eşi olmalı, diğeri de artık kim olacaksa kendi belirlemeli. Bir haftada aşağı yukarı taşlar yerine oturur. TR’de maalesef bu curcuna, yönetilemeyen bu kalabalık krizi her anneye iyi gelmiyor.
Anneciğim de belki öyle oldu bilmiyorum ki. Ben ve kardeşim doğduğunda babaannemlerle yaşıyorlarmış. O evin geleni gideni bitmez ki. Anneme belki kendi annesi gelip bakamadı bilemiyorum. Küçük kardeşim doğduğunda kendi evimizdeydik, annemin doğumundan iki gün sonra teyzem doğum yaptı. Onunki riskli gebelik riskli doğumdu anneannem apar topar oraya gitti, bizde 2 gün durup başka bir şehre yani. Bize gündüzleri yine babaannem geldi yemek falan yaptı biraz ilgilendi gitti sonradan. Annem de o curcunada konsantre olamadı bence en başından itibaren. Elinin altında 2 çocuk, bir bebek. Babam çalışıyor üç gün durmuş işe başlamış. Nasıl 7-24 emzirme mesaisi yapsın. Destek falan görememiş doğru düzgün. 30 sene önceden bugüne hala bu tip olaylar yaşanıyor işte bu ülkede. Gelenek görenek adı altında lohusa kadınlar sınanıyor çoğu zaman gerçekten. Kimi bakımsızlıkla kimi kalabalıkla. Olan da hem onlara, hem küçücük bebeklere oluyor.