Hiç korkma hayırlısı olsun kaç yumurta toplandıKızlar günaydın hastanedeyim yumanlar toplanacak dua edin. İkinci olmasına ragmen korkuyorum.
Rabbim yardincin olsun cnmKızlar günaydın hastanedeyim yumanlar toplanacak dua edin. İkinci olmasına ragmen korkuyorum.
Hiç korkma hayırlısı olsun kaç yumurta toplandı
Hayırlısı olsun inşallah canim26 toplandı canım ama ben öldüm bittim daha yeni çıktım hastaneden kusa kusa bittim
Geçmiş olsun canım ben çok narkoz aldığım için etki etmedi narkoz çıkmıştır kusman iyi26 toplandı canım ama ben öldüm bittim daha yeni çıktım hastaneden kusa kusa bittim
Geçmiş olsun canım ben çok narkoz aldığım için etki etmedi narkoz çıkmıştır kusman iyi
Cnm gecmis olsun insallah tez zamanda toparlanirsinBenimde ikinci ama işte. Bitirdi beni çok sancım var şimdi midem de çok ağrıyor serum verdiler iğne yaptılar
Masallah cnm insallah hersey gonlunce olsunKızlar haber geldi doktorumdan 26 dan 23 ü döllenmiş çok mutluyum
Masallah cnm insallah hersey gonlunce olsun
İnsallah Tranferi nezaman yapacak bu kadar emriyon var ken 5. Gunu bekler herhaldeAmin inşallah hepimizinki güzel sonuçlar olsun tek duam o
İnsallah Tranferi nezaman yapacak bu kadar emriyon var ken 5. Gunu bekler herhalde
Anladim cnm insallah hakkinda hayirlisi ozaman birdahaki ay bekliyoruz bebis haberiniDondurulacak benimkiler 5. Güne kadar gidecez dediler embriyonun durumuna göre adetle birlikte daha sonra transfer yapılacak . Çok yumuşak oldugu için değerlerim yüksek rahim yorgun dinlendirecekler rahmimi
Anladim cnm insallah hakkinda hayirlisi ozaman birdahaki ay bekliyoruz bebis haberini
İnsallah cnm insallahAy inşallah sizin transfer yarın degil mi inşallah önce sizlerden güzel haberler alalım. Bende bir dahaki aya veririm
Ooo gözün aydın harika maşallahKızlar haber geldi doktorumdan 26 dan 23 ü döllenmiş çok mutluyum
Selam,
Tüp bebek tedavisinin zorlu psikolojisi ile başa çıkmaya çalışan arkadaşlarımın sorularına belki cevap olabilir diye yazıyorum hikayemi. Maalesef doktorumun adını veremeyeceğim, zira daha önce hikayemi paylaştığımda reklam sanıp üyeliğimi iptal ettiler. Tedavi sürecimde karış karış forumları arayarak cevabını aradığım bazı soruları hayat bana cevapladı. Hepinize Allah kolaylık versin, inanın olacak :) Bizim tüp bebek tedavi sürecimiz yaklaşık 1,5 yıl sürdü. 2015 başından 2017 yılı Ağustos ayına kadar devam etti.
Bebek sahibi olmaya karar verdiğimizde 37. yaşımın sonlarını yaşıyordum. Kolaylıkla hamile kalabileceğimi düşünüyordum, çünkü bildiğimiz hiçbir sorunumuz yoktu. 6 ay denedik, olmadı, artık 38 yaşındaydım ve bekleyecek zamanımız olmadığını düşünüp, sorunumuz olsun olmasın tüp bebek tedavisine başlamaya karar verdik. Gideceğimiz doktor ve merkez seçimi için internet araştırmalarımıza dayanarak bilinen bir hastanenin , tanınmış bir profesörünü tercih ettik. Kontroller, testler derken herhangi bir sorunumuz olmadığı, yumurta rezervimin ve kalitesinin iyi olduğu söylendi ve ilk denememiz için tedaviye başladık. Tabii biz profesöre gittik, ancak sürecin başından sonuna kadar (sanırım kolay bir vaka olduğumuzu düşünmeleri nedeniyle) malesef bizimle asistanları ilgilendi. Süreç başladı, ilaç kullanma, yumurta toplama, süper kaliteli embriyolar falan derken, ilk transfer yapıldı. Hiçbir sorunumuz olmadığı için neredeyse emindik ilk denememizde başarılı sonuç alacağımızdan. 10 günlük bekleme sürecinin ardından heyecanla yapılan test ve müthiş bir hayal kırıklığı! "Sorun yok, hala kaliteli embriyolarınız dondurulmuş şekilde duruyor onları transfer edeceğiz" dediler ve yeniden umutlu koşuşturma ve bekleyiş sürecimiz başladı, bu kez dondurulmuş embriyolar transfer edildi ve yine koskoca bir negatif! Bir zahmet bizimle ilgileneceğini düşünerek kendisine başvurduğumuz profesör aradı ve sadece "Denemeye devam edeceğiz, elbet birgün olacak" dedi. Ne herhangi başka bir yol, ne de herhangi başka bir çözüm önermedi, teselli edemedi, umut veremedi, samimi değildi, söylediği cümleler sadece dipsiz bir kuyuyu anlatıyor gibiydi. İşte tam da bu nedenle hayatımızın dönüm noktası olacak bir karar aldık ve yeni bir doktor arayışına girdik.
Yoğun araştırmalarım sonucu samimi, ışıl ışıl, genç, doğal, gözlerinden iş aşkı ve zeka fışkıran bir doktor buldum. İlk görüşte kapıldığım izlenim bu kendisiyle ilgili. En önemlisi güven veren bir doktor, hani yıllar yıllar boyu bağınızı koparmak istemeyeceğiniz türden, ailenizin doktoru işte :) Bana da güven verdi, beraber halledeceğiz, benim için kolay bir vakasın" dedi o gün. Çok inandım , çok güvendim. Güle oynaya eve gittim, eşime anlattım, onunla devam etmeye karar verdik.
Bizim için yeniden süreç başladı, tabii çok önemli bir farkla, sürecin her aşaması ile birebir ilgilenen, aşırı yoğun iş temposuna rağmen her sorumuzu içtenlikle ve ayrıntılı yanıtlayan, müthiş bir güven duygusu beslediğimiz bir doktorumuz vardı artık. Bir kere bütün embriyolarımıza (genetik test) a-CGH önerdi öncelikle. İlk embriyolarda sağlıklı embriyo bulunamadığı için yeniden yumurta toplandı, ikinci yumurta toplamadan sonra oluşan emriyolardan a-CGH sonucu 1 tane sağlıklı dondurulmuş embriyo transfer edildi, umutlu bekleyiş ve olumsuz sonuç
Yine üzülmüştük ama doktorumuz umutluydu ve biz ona çok güveniyorduk. Yollarımız tükenmedi, ERA yapacağız dedi. ERA yapıldı, dondurulmuş embriyo transferi yapıldı (Embriyo a-CGH için teste gitmişti ama test sonucu için yeterli örnek olmadığından sağlıklı olup olmadığını bilmiyorduk, benim isteğimle transfer yapıldı). Bekledik ve yine sonuç negatifBu negatif sonuçtan çok da negatif etkilenmedik açıkçası, çünkü embriyoya test yapılamadığı için sağlıklı olup olmadığından emin değildik, şansımızı denedik, bir umut işte, ya tutarsa!
Doktorumuza o kadar inanıyorduk ki biraz da buruk “Önümüzdeki maçlara bakacağız” diyorduk sonuç sonrası :) Bu arada doktorumuz bir sonraki tedavide bağışıklık baskılayıcı intralipid serumu ekleyerek devam edeceğini iletti bize, "sen ne dersen tamam” diyerek ayrıldık muayenehaneden.
Süreç yeniden başladı, bu kez benim isteğimle 3. gün emriyosu da transfer edilsin diye embriyoların bir kısmı 3. gün donduruldu, kalan embriyolardan 5. güne gidenler a-CGH testine gönderildi, test sonucu 1 tane sağlıklı embriyo donduruldu. İlk olarak 3. gün embriyoları transfer edildi. Umutlu bekleyiş başladı. 13 gün sabrettim ve yine negatif sonuç. Yine herşey yerle bir olmuştu bizim için.
Dondurulmuş 1 sağlıklı embriyomuz kalmıştı. Maddi manevi yıpranmışlık, üzüntü , nedensiz infertilite kabus gibiydi. Doktorumuz yeniden ayağa kaldırdı bizi, “Başaracağız, ben seni buradan sevinç gözyaşlarıyla göndereceğim." dedi.
Dondurulmuş sağlıklı embriyomuz da transfer edildi. Bekleme süreci başladı. Bu kez garip bir şekilde rahatım, forumları okumuyorum, deli gibi araştırma yapmıyorum, dünya umurumda değil gibi sanki, bir tuhafım. ilk kez 15. gün gittim test yaptırmaya. Diğer sonuçları beklerken içim içimi yerdi, bu kez düşünmüyorum bile çok tuhaf! Derken ismim söylendi, “Yine olmadı herhalde" dedim içimden. Odaya girdiğimde doktorumda nötr bir yüz ifadesi. “Olmadı yine, değil mi?” dedim. “Olduuuuuuuuu” dedi kocaman güzel gülümsemesiyle elindeki sonuç kağıdını sallayarak “Olduuuuuu!” :) Sevinç gözyaşlarıyla sarıldım sevgili doktoruma. Olmuştu işte, inanamıyordum ama olmuştu :)
Hikayem bitti mi? Tabii ki hayır!
Her annenin en özel dönemi olan hamilelik süreci böylece başladı benim için. İlk zamanlar gerçekten harikaydı. Ancak gebelik takipleri esnasında 14. haftamda bana pek de hoş olmayan bir piyango vurdu ve tansiyonumun, olması gereken değerden yüksek olduğu ve preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) riski altında olduğum anlaşıldı. Tansiyon ilaçları kullanmaya başladım, mümkün olduğu kadar dinlenip, kendimi yormamaya gayret ettim. Durumun vehametinin çok da farkında olmadığımızdan önceleri durumdan pek rahatsızlık duymadık. 25. haftaya geldiğimizde hem benim hem de kızım için hayati risk oluşturacak kadar tansiyonum yükseldi ve hastaneye yatırıldım. Preeklampsinin (gebelik zehirlenmesi) tek tedavisi doğummuş, yani annenin hayatını tehlikeye sokacak en fazla iki belirtinin oluşması halinde bebeğin kaçıncı haftada olduğuna bakılmaksızın bebek alınıyormuş. Bende çok önemli iki belirti vardı ve tansiyonum sınırdaydı. Yani bebeğin karnımda kalacağı her dakika önemliydi. En ufak hareketimde tansiyonum artıyordu. Bana göre (o anki psikolojimle) doktorlar her an bebeği almak için fırsat kolluyorlardı. Tam 3 haftayı, tansiyonum yükselmesin diye günde 18 saat ney sesi dinleyip, yerimden kalkmadan ve günde neredeyse 50-60 kez ölçülen tansiyon öncesi stres yapmamak için nefes egzersizleriyle loş ortamda hastane duvarına bakarak geçirdim. Tabii ki eşimin müthiş psikolojik desteğiyle. Canım eşim günde 6 saat bıkmadan usanmadan refleksoloji masajları yaptı bana tansiyonum düşsün diye. Her geçen günün bebeğimin hayatı için büyük önemi vardı. 28. haftaya geldiğimizde durumu artık kontrol edemedik. Tansiyonum sınırı aştı, böbrek hasarı zaten başlamıştı, karaciğer hasarı ve bilinç kaybı da devreye girdiğinde 18 Mart 2017 akşamı saat 20:00 de kızım karnımda tam 6 ay 21 günlükken sezaryen ile doğum gerçekleşti. Kızım prematüre olduğundan , bende doğuma rağmen hayati fonksiyonlarım düzelmesi gerektiği halde düzelmediği için yoğun bakıma alındık. Ben 1 haftası yoğun bakımda olmak üzere 1 ay hastanede kaldım, 28+5 haftalık 910 gram doğan minik (gerçekten minik) kızım yenidoğan yoğun bakımda 2 ay küvözde kaldı. Çok zor günler geçirdik. Bitti, geçti, şükürler olsun!
Kızım 2 kiloya ulaştığında, doğalı tam 2 ay olmuşken evimize geldik. Şimdi o doğalı tam 11 ay oldu. Hiçbir sorunu yok, binlerce şükürler olsun, hatta 8,5 aylık bir bebek gibi olması gereken nörolojik durumu, gelişimi 11 aylık bir bebek gibi. Anne , baba, mama demeye başladı bile fıstığımız :) Çok mutlu, küçücük bir aileyiz biz şimdi. Gülüşü dünyalara bedel, minnak, tatlı mı tatlı, akıllı mı akıllı bi cimcozumuz var artık :)
Darısı başınıza, umarım sizin için herşey yolunda gider ve güzel yavrularınızı sağlıkla kucağınıza alırsınız.
Sevgiler,
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?