Bir ara üşenmeyip bakıcı anılarımı yazacağımı söylemiştim işte o gün bugünmüş. Anlatmaya başlamadan önce de şunu belirteyim ki her bakıcı adayında hep Allahım hayırlısıysa olsun değilse bir bahane çıksın ve olmasın dedim ve her seferinde de ve çoğunda da son anda bir engel çıktı olmadı: çok şükür.
1.Bakıcı adayı: 46 yaşında, Ermenistanlı: 10 yıl kadar bir tanıdığımızın hasta annesine bakmış. Sonra ülkesine döndü. Tanıdığımızın yere göğe sığdıramadığı çok çok memnun oldukları birisiydi. 10 numara referanslıydı yani. Görüştük. Belirli bir ücrete anlaştık. O haftasonu işe başlayacaktı. (İçimde bir huzursuzluk yok muydu vardı, duamı ettim rabbime sığındım:). 2 gün sonra telefon etti. Başka bir yerle anlaştım dedi. Nasıl yani sen bizimle anlaşmamış mıydın? Dedi ki onlar daha çok verdiler, ama siz 50 dolar daha verirseniz sizinle çalışırım onlara tamam demedim. Dedim ki hayırlı uğurlu olsun işin, sana ben 50 dolar daha veririm sorun değil ama sende iş ahlakı yok, istemiyorum. Ve sonradan duyduk ki yine eski bir komşumuzda işe başlamış ve 2 hafta sonra demiş ki bana iş teklifi var gidebilirim, daha çok veriyorlar. Son durumu bilmiyoruz. Yani teşhis doğruymuş, bu kişinin iş ahlakı yokmuş, ki biz onu sigortalı yapmayı dahi düşünüp prosedürü araştırmaya başlamıştık.
2.Bakıcı adayı: 50 yaşında, Türk. Bir internet sitesine verdiğim ilana başvurmuştu. Sadece telefonla konuştuk. Kendisine telefonda detayları anlattım neler istiyoruz biz kimiz neyiz. Kadın o kadar hayatından bezmiş bir şekilde konuşuyordu ki kendi kendime bu kadının hayat enerjisi bitmiş nasıl olacak diye düşünürken dayanamadım sordum: Yanlış anlamayın ama sesiniz o kadar üzgün, yorgun geliyor ki bir sıkıntınız mı var bir sorun mu var? Dedim. Kadın bana ay evet mutsuzum çünkü 5-6 aydır uğraşıyorum iş bulamıyorum dedi. Tamam, olabilir. Evimizde kamera olduğunu eşimin de benim de gün içinde izleyeceğimizi söyledim, haberiniz olsun dedim. Kadın bana dedi ki: Ben yazları çok terlerim ve yüzden çamaşır giymem ve eşinizin beni o şekilde görmesini istemem yani eşiniz izlemesin
(Tabi bunu daha ayan beyan bir şekilde söyledi ben burada o şekilde yazmak istemiyorum). Kibar-nazik-kopa kopa konuşurken kadın böyle bir şey söyleyince ben şok oldum tabi İnanın benim eşim de sizi o şekilde görmek istemez ve ben de eşimin sizi o şekilde görmesini istemem ama eşime de sen izleme hanım rahatsız olurmuş diyemem desem de kabul etmez zaten dedim. Ama ben yine de türk oluşu, gerçekten ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için gelin görüşelim dedim. Telefonda önyargı olup düzgün bir insanı kaybetmek istemedim. Okleştik. (Gece duamı ettim yattım). Ertesi gün sabah msj geldi: Gelemiyorum kusura bakmayın. Cevap dahi vermedim.
3.Bakıcı adayı: 54 yaşında, Moldovalı. Yüz yüze görüştük. Referansları aradım, onlar da OK verdi. Yalnız kadın bana görüşmemizde ülkesinde 15 yıl öğretmenlik yaptığını söyledi. Fiyatta anlaştık haftasonu başlayacak. Kadından diplomasının fotokopisini (istememin tek nedeni durduk yere yalan söyleme eğilimini olan birimi onu anlamak istedim yoksa eğitimi benim için sorun değil) ve sabıka kaydı istedim (Önemli not: yabancı uyrukluların hem Türkiyedeki adliyelerden -burada kaldıkları sürece adli bir kayıtları oluşmuş mu diye- hem de ülkelerinden sabıka kaydı almaları gerekiyor. Tabi kaçak olanlar buradan kayıt alamıyorlar ama bu hanım kaçak değildi). Oğlu ülkesinde olduğu için oradaki kaydını daha sonra da getirebileceğini söyledim acil değildi yani. Daha sonra birlikte gidip kan testleri yaptıracaktık (biz götürüp getireceğiz ve masraflarını da biz ödeyeceğiz tabi ki o sadece bir tüp kan verecek-ti). Gece yine duamı ettim kızlar tabi ki:) Ve ertesi gün kadını aradım, hastaneye gitmek için sonraki gün bize gelmesini söyleyeceğim. Dedi ki ben başka yerle anlaştım. Hımm OK peki bana neden haber vermedin? Eveledi geveledi dedi ki bugün anlaştım. Hı dedim tam sen beni arayacaktın ben mi seni aradım? Evet dedi:) Dedi ki siz çok evrak istediniz. Dedim ne istedim senden bir diploma fotokopisi kızın zarfa koyup gönderecek bir de sabıka kaydı bunlar 10 dakikanı almayacak işler, sen bu kadarcık şeye üşeniyorsan sen zaten çocuk da bakamazdın, hemd edim sen bana ben öğretmenim dersen tabi ki diplomanı görmek isticem, seni tanımıyorum tabi ki sabıka kaydı isticem, ne tuhaflık var bunda. Bizden de istiyorlar her seferinde her işe girişimizde. Ha dedim şuan senle bunları konuşuyorum sanma ki senle çalışmak için o iş bitti zaten ama karşınızda aptal yok onu bil ona göre davran. Hayırlı olsun yeni işin dedim kapattım. Hiçbirşey diyemedi, dinledi. Çünkü yalan söyledi, çünkü öğretmen fln değildi. Ya da başka nedenler.
4.Bakıcı adayı: 37 yaşında, Türkmenistanlı: Bu en taze hikaye. Daha dün oldu. Artık bakıcı aramaktan bezdiğim için bıraktım. İstemiyorum tamam bitti lanet olsun dedim kiuzaktan birilerinden bu kadının numarası geldi. Aramayacaktım arattılar zorla. Neyse kadın pek neşeli enerjik hoşuma gitti, ben 1. Bakıcı adayı modunda bezgin bezgin konuşuyorum ama o gayet motive. Kendini tanıttı fln. Bir ısrar bir kıyamet, bir mutluluk. Ben haftasonunu bekleyelim görüşmek için haftaiçi zor olur dediysem de abla ben akşam geleym gelirken kıyafetlerimi de getireyim mi kalayım mı dedi? Nasıl yani dedim ama biz senle daha anlaşmadık ki daha bizi görmedin, biz seni görmedik bile sadece görüşmeye geliyorsun. Oğlum akşam eve yorgun geliyor da onunla gelemicem o yüzden de dönüş karanlık olur kalırım diye söyledim dedi. Olmaz öyle o zaman haftasonu gel dedim. Yok yok tamam ben akşam oğlumla geleyim başka işler de geliyor hemen görüşelim dedi. Ben de başka işler geliyorsa ve anlaşıyorsan ben mani olmayayım dedim yok yok ben akşama geleyim konuşalım dedi- bu da bir taktik bu arada piyasasını arttırma ben artık profesyonel oldum ben mani olmayayım diyorum iyi oluyo:) (bu arada telefonda parada anlaştık onun da etkisi olabilir) iyi gel madem dedim. Dün akşam görüşecektik. Sonra bana ve bu kadının numarasını bulan kişiye verilen bazı bilgilerde tutarsızlıklar farkettik. Türkçeleri de bozukya dedim belki telefonda anlatamadı ama son anda şeytan dürttü ama duamı da ettim tabi gün içinde yine Allahtan:) Kadına msj attım: dedim ki akşam gelince senin de oğlunun da pasaportlarınızı görmek istiyorum, mutlaka yanınızda getirin. 1 saat sonra msj: abla ben gelemiyorum çok akşam çok geç oldu .:) Belki de o kişi oğlu değildi.
Allaha binlerce şükürler olsun ki tüm bu olaylar bu kişiler evime girmeden olup yaşanıp bitti. Belki çok kötü olaylar değil anlattıklarım ama dürüst davranmayan, sosyal hayat içinde kabul görmeyen garip söylemleri olan, belge ile söylediklerini ispat edemeyen tutarsız kişilerin aynı evde yaşarken yapabilecekleri şeyleri tahmin edemeyiz.
Tüm bu olaylardan çıkardığım dersler herkese, annelere ibret olsun diye:
1.Anneler iç sesinize kesinlikle ve kesinlikle güvenin, en ufak bir kuşku sizi büyük bir olaydan kurtaracaktır. Benim her seferinde aslında her şey günlük gülistanlıkken dahi içime sinmeyen bir şeyler oluyordu, bir his.
2.Asla karşınızdaki kişiden bilgi, belge vs. istemekten çekinmeyin ayıp olur yazık olur diye sonuçta bu bir iş para veriyoruz hizmet alıyoruz ve evimize sokacağımız en kıymetli varlığımızı emanet edeceğimiz kişiden her bilgiyi (tabi biz ilgilendirenleri) öğrenmemiz şart. Yani sabıka kaydı, kan testi (hepatit için özellikle), pasaport, referans kontrolü vs. Zaten kendine güvenen ve sizi anlayan bir kişi bunları neden istediğinizi de anlayabilecek ve hiç kibir veya alınganlık yapmadan bunları size verecektir.
3.Kamera sitemi mutlaka kurun ucuzu da var pahalısı da ama mutlaka kurun. Kamera zaten yıllarca sizin işinize yarayacak çocuk ilkokula giderken bile çalışıyor olsanız evde onu görmek içinizin rahat olmasını sağlayacaktır. Ve Görüşmeye gelmeden önce gelecek kişiye söyleyin- kamerayı duyup vazgeçenler de oluyor en başından:) Çok yakınınız bile olsa sakın bu kamera konusunu göz ardı etmeyin, kimin ne tür çıkacağı inanın belli olmuyor.
4.Maalesef çoğu bakıcının, çoğunun diyorum hepsi değil iş ahlakı yok. 50 dolar 20 dolar çok şeyi değiştirebiliyor onlar için. Para kazanmak için ülkelerindne ailelerinden ayrılmışlar onları da anlamaya çalışıyorum ama bize de yazık. Bu sosyolojik bir olay tabi, kim haklı kim haksız neden öyleler biz niye böyleyiz (sigortasız çalıştırılıyor çoğu) bu ayrı bir tartışma konusu, ben sadece yaşadığımı anlattım. Daha başkalarının yaşadıkları daha ağır hikayeleri de dinledim, maalesef.
Umarım tüm bebekler, çocuklar iyi anne-babaların, iyi bakıcı ablaların-teyzelerin ellerinde büyüsün. Rabbim hepsini korusun o savunmasız meleklere kötülük yapanların düşünenelrin anne-babaları dahi olsa Allah bu dünyadan neslini silsin. Ellerine ayaklarına dolandırsın inşallah, sürüm sürüm süründürsün diyerek bir dua-beddua komposizyonuyla mesajımı bitiriyorum.
Sevgiler.