sonunda ben de fırsat bulup yazabiliyorum :)
bdt: 26 nisan
dt: 26 nisan (40+0)
sezeryan, 3470 gr, 52 cm
kız
2 seneden fazla evli iken, benim çok yoğun isteği ve biraz da zorlamamla çocuk sahibi olmaya karar verdik. boncuk kızım da annesini hiç bekletmeden, ilk denememizde geliverdi :) son aydaki mide yanması dışında neredeyse kusursuz bir hamilelik geçirdim. sorsalar tekrar çocuk istermisin diye, hamile kalayım ama doğmasın mümkünse derim :)
25 nisan, yani doğumdan bir gün önce sabah kalktığımda pembemsi kanamam gelmişti, bir de vajinada çok garip bir ağrı vardı. sanki adet olmadan önce giren ağrının daha fazlası gibi... evde annem ve kardeşim var, eşim işte.. anneme söyledim 'galiba nişanım geldi benim' diye, annem benden panik 'tamam o zaman bu gece doğar' dedi. ben hiç de tahmin etmediğim biçimde rahatım, hiç heyecan, panik yok, sanki kırk yıldır bu haldeyim ve alışmışım gibi...
bir haftadır üstünde oturduğum plates topuna bu sefer daha fazla oturmaya, sağa sola sallanmaya başladım. sonra annemle çıkıp 45 dk kadar yürüdük. bu arada 10 dkda bir adet sancısı gibi bazen de biraz daha şiddetli ağrılar girmeye başladı, 20-30 sn filan sürüyordu. bu şekilde akşamı ettik,eşim geldi. yemekten sonra çayımızı filan içtik bir güzel, bu arada sancılar hala devam ediyor, gündüze göre biraz daha şiddetli. sancı gelinde artık oturur vaziyette duramıyorum. neyse saat gece 11 filan oldu yatalım bari dedik, anneme göre bunlar doğum sancısı değilmiş, yerimde duramazmışım... eşim de nedense çok rahat, yattığım yerden ben dk tutuyorum, baktım o çoktan uyumuş :) yattıktan sonra sancılarım ciddi şekilde arttı. artık adet sancısının daha kuvvetlisi gibi değil, bildiğin leğen kemiklerim acımaya başladı, aralığı da 6-7 dk ya düştü. gece 3'e kadar bu şekilde yatakta sancılarımı çektim ama artık çok artmıştı ve ben de korkmaya başlamıştım. annem de eşim de birşey olursa gece gideriz diyip yattılar ama ben o haldeyken ikisi de uyuyordu. kardeşimi hiç söylemiyorum bile o çoktaan uyumuştu, zaten hastaneye giderken onu evde bıraktık :)
neyse saat 3'ü geçiyordu ben kalktım, eşimi kaldırdım. dedim hadi gidelim ben kötüyüm. annemi kaldırdık, hazırlandık çıktık. hastaneye gidene kadar 5dk'ya düştü sancılar. saat 3:30da nöbetçi dr muayenemi yaptı, 3cm açıklık var, yatış yapıyoruz dedi. hastanenin doğum katında, travay odasına yattık. tek kişilik bir oda, yanımda eşim dahil refakatçı da kalabiliyordu. rahatım çok iyiydi yani. kendi dr.um sabah geleceği için sabaha kadar ebeler gelip açılma kontrolü yaptı. sanırım en kötüsü bunlar, nst.ye bile bağlı kalmak daha iyidir. sabah 9'da dr.um geldiğinde güzelce muayene etti 'açıklık hala 3 cm ama sancıların nst.de güzel çıkıyor, suni sancıya gerek yok, bekliyoruz' dedi. benim moralim yerlerde tabi, neredeyse 9 saattir sancı çekiyorum ve hala açıklığım 3 cm!
neyse, ben sürekli koridorda, odada filan geziniyorum ama yok öğren 13 oldu benim açıklık hala 3 cm. dr.um da o gün öğleye kadar çalışıyormuş, hastanenin kuralı da mesai saatleri dışında nöbetçi dr. bakıyor, kendi dr.un kalamıyor
beni o sancılarımla bıraktı gitti. nöbetçi dr. da uyuzun teki, konuşmuyor, sorularıma cevap vermiyor, halim olsa kalkın başka hastaneye diyecem.
saat 16 oldu, gelen giden ebeler hala açıklığın 3,5 cm kadar olduğunu söylüyor. benim artık ne moralim kaldı ne de dayanacak takatim. geceden bu yana hem uykusuzum hem de açım. her ihtimale karşı hiçbirşey yedirmediler, içirmediler. deli gibi susamışım... dr.a yalvardım epidural verin öyle bekliyim diye. ama dr. ıkınamazsın vermem dedi, kestirdi attı. halbuki o benim tercihim di mi? ama o an ne benim ne de eşimin dr.la tartışacak durumu yok, aklımıza bile gelmiyor, kurbanlık koyun gibi ne derse ok. açılmayı kolaylaştırsın diye suni sancı da vermediler, çünkü sancılarım gayet iyi ve kuvvetliymiş. bu arada suyum hala gelmedi, dr da patlatmadı. bu durumu daha önce hiç okumamışım, bütün hikayeler hep 'suyum geldi' ile başlıyordu sanki. suyun içeride olması iyi mi kötü mü bilemedim. ama dr.a gıcıyım ya niye patlatmıyor diye söyleniyorum.
saat 18:30 oldu. dr geldi tekrar muayene ve açıklık hala 3,5 cm, yani 4 bile diyemiyorlar bana, sanki cetvelle ölçülüyor gibi 3,5 cm! ben zaten 2 saattir filan ağlıyorum sinirden, moralim çok bozuk, karnım aç, susamışım ve yorgunum deli gibi uykum var. eşim de artık dedi, çok kötü oldun sezeryan ol yeter diye. dr. tabi hemen alalım o zaman dedi. apar topar 10 dk içinde ameliyathaneye inmiştim bile. o kararı vermek çok kötü, o kadar moral bozucu ki, kendi kendime çok kızıyorumi bir yandan da bitsin artık diye dua ediyorum. sanki bebeğime haksızlık ediyormuşum gibi hissettim. ağlaya ağlaya girdim ameliyathaneye, eşim ve kardeşim kapıya kadar geldiler.
ameliyathane çok çok kötü idi. değil ameliyat, daha önce hiç hastanede bir gece bile kalmamışım, tek başıma buz gibi odada... kabus gibiydi. dümdüz yatırdılar, ellerimi ve bacaklarımı bağladılar. o arada sancılarım geliyor ve dümdüz yatmak öyle bir işkence ki anlatamam, beni bağlayan adama yalvarıyorum resmen hemen bağlamayın sancım geliyor diye. bu arada benim uyuz dr hariç hepsi erkek ve öyle boylu boyunca yatmak çok utanç vericiydi.
sonra ilk hatırladığım, döne döne asansörden çıkışım ve eşimi görüşüm. sonra odanın kapısı, 424 nolu oda.
'o nerde, iyimi' dedim önce eşime, sonra anneme.ikisi de çok iyi çok güzel seni bekliyor dedi.
minicik, pespembe, çirkin bişiydi. hemşire hemen yanıma koydu, göğsümü açıp memeyi verdi bebeğime. başladı cok cok cok!
hala da cok cok cok gidiyoruz :)