- Konu Sahibi tatlicadi1
-
- #1.421
hmm oda seni görunce kalbinin fazla atmasından gerek su an sen kaç o kaç yaşında tanıştığınızda o kaçtı sen kaçtın
e yalnızken çekingen deildirama ilk zamanlar bı çekınlenlık vardı tabı
hmm oda seni görunce kalbinin fazla atmasından gerek su an sen kaç o kaç yaşında tanıştığınızda o kaçtı sen kaçtın
ayy benim eşimle bi ara çok kavga etmiştik arkadaşı geldi benimle konuşmaya geldi masada çiçek bu ne dedim o aldı demşti bende çiçekeri kafasına atıp gitmştim sonra bi özür bi kıyamat ben ünvdeyken 1 senedeydimm benii otogardan aldı..değirmendere var izmitte çok güzel bi semt sahili fln yazlık yer gbi..orda bana kalpli bi kutu verdii içinde 3 kücük ayıcık 2 kahverengi 1 tane gri ayı onları aldım altında yapraklar ortada yüzük vardıı..en son bana yaptı süpriz o olduı...bida çünki hep anladım yapca süprizzi
ben 25 yaşındayım,eşim 33..sen?
ben 26 yım kızlar ve de tam bir koç'um..
kuppe yazyior galibaKizlar benim yasim 24 bu arada...ya sizin??
bende 26 cnm ya eşin
benim eşimin hediye alma gıbı bı huyu yoktur hiç sevmez ööle şeyleri
benim eşimin hediye alma gıbı bı huyu yoktur hiç sevmez ööle şeyleri
hmm çok guzelmiş ya en zoruda yaptığı surprizi önceden anlayıp aaaa gibi şaşkınlık numarası yapmak gibi benim eşim özel gunlerde sürpriz yapacNI NE ALACAĞINI AZ ÇOK TAHMİN EDERİM AMA HİÇ UMMDAĞIM ANDA ALDIĞI Bİ ÇİÇEK BENİ ÇOK ÇOK MUTLU EDER
cogu öyle aslında ben artık yaklasırken hatırlatırım kafasına kakarım gerekirse ama
bazen sürpriz cicekler hoşuma gitmez degil..
kızlar benim eşimle tanışmam 2001 yılındaydı, biz aynı üniversitede okuyorduk ama farklı bölümlerde..bir gün ortak dersimiz olan tarih dersinin sınavına girdik, benim sınavım çok güzel geçmişti artık millete kopya dağıtıyordum, sınavın sahibi hocamız hasta olduğu için başka bir hoca girmişti sınava, o da en kafa hocamızdı, kopyalar havada uçuşuyor, o sırada eşim girdi sınıfa, sabah uyanamamış geç kalmışSonra baktı ben kopya veriyorum, bana şşştt pştt yaptı, bana da yardım eder misin diye..tabii dedim bende geçtim onun ön sırasına verdim kopyaları..her neyse sınav öyle bitti, bir daha ki karşılaşmamız, notların asıldığı panonun önüydü..orda karşılaşınca gülümsedik birbirimize, geçtin mi diye sordum, sayende diye cevap verdi..sonrasında selamlaşıyorduk sürekli..bir gün ev arkadaşımla denize gittik, çokkk güzel bir yerdi antalya da olympos'a çok güzel bir gündü, dönüşte dolmuşlara yürürken karşılaştık, konuşa konuşa o güzel doğanın içindeeee ilerliyorduk, sonra dolmuşa bindik, ikimiz yanyana oturduk, inene kadar sohbet devam etti..sonra biz çoook ama çoook iyi iki arkadaş olduk, yediği içtiği ayrı gitmeyen, her bulunduğu ortamı kahkahalara boğan, şen şakrak çok iyi arkadaştık, bir de birbirimizi ısırma huyumuz vardı, kolumuza saat yapardık ısırıktan mosmor olana kadar düşünün (hey gidi günlerrr) Sonrasında bizim aramızda bir çıkma teklifi falan olmadı, süreç o kadar güzel işledi ki, biz birbirimizden ayrılmaz iki parça olduk, her yere birlikte giden, herşeyi birlikte yapmaktan zevk alan iki insan, bi gün öğle yemeğine beklerken onu, bir mesaj geldi, "aşkım beni bekleme, benim sınavım var" diye, o mesajı görünce birden herşeyin yerine oturduğu farkettim, biz gerçekten aşktık, aşııııktık.. O günü başladığımız gün olarak sayıyoruzz işte..sonrasında da nişan, nişandan sonra düğün, sonra da bugünlere geldik..hala ilk günki gibiyizdir..hala arkadaşız, hala çokkk mutluyuz, hala birbirimiz olmadan hiçbirşeyden zevk alamayız..böyle bi hikayemiz var bizimde..umarım beğenirsinizz
kızlar benim eşimle tanışmam 2001 yılındaydı, biz aynı üniversitede okuyorduk ama farklı bölümlerde..bir gün ortak dersimiz olan tarih dersinin sınavına girdik, benim sınavım çok güzel geçmişti artık millete kopya dağıtıyordum, sınavın sahibi hocamız hasta olduğu için başka bir hoca girmişti sınava, o da en kafa hocamızdı, kopyalar havada uçuşuyor, o sırada eşim girdi sınıfa, sabah uyanamamış geç kalmışsonra baktı ben kopya veriyorum, bana şşştt pştt yaptı, bana da yardım eder misin diye..tabii dedim bende geçtim onun ön sırasına verdim kopyaları..her neyse sınav öyle bitti, bir daha ki karşılaşmamız, notların asıldığı panonun önüydü..orda karşılaşınca gülümsedik birbirimize, geçtin mi diye sordum, sayende diye cevap verdi..sonrasında selamlaşıyorduk sürekli..bir gün ev arkadaşımla denize gittik, çokkk güzel bir yerdi antalya da olympos'a çok güzel bir gündü, dönüşte dolmuşlara yürürken karşılaştık, konuşa konuşa o güzel doğanın içindeeee ilerliyorduk, sonra dolmuşa bindik, ikimiz yanyana oturduk, inene kadar sohbet devam etti..sonra biz çoook ama çoook iyi iki arkadaş olduk, yediği içtiği ayrı gitmeyen, her bulunduğu ortamı kahkahalara boğan, şen şakrak çok iyi arkadaştık, bir de birbirimizi ısırma huyumuz vardı, kolumuza saat yapardık ısırıktan mosmor olana kadar düşünün (hey gidi günlerrr) sonrasında bizim aramızda bir çıkma teklifi falan olmadı, süreç o kadar güzel işledi ki, biz birbirimizden ayrılmaz iki parça olduk, her yere birlikte giden, herşeyi birlikte yapmaktan zevk alan iki insan, bi gün öğle yemeğine beklerken onu, bir mesaj geldi, "aşkım beni bekleme, benim sınavım var" diye, o mesajı görünce birden herşeyin yerine oturduğu farkettim, biz gerçekten aşktık, aşııııktık.. o günü başladığımız gün olarak sayıyoruzz işte..sonrasında da nişan, nişandan sonra düğün, sonra da bugünlere geldik..hala ilk günki gibiyizdir..hala arkadaşız, hala çokkk mutluyuz, hala birbirimiz olmadan hiçbirşeyden zevk alamayız..böyle bi hikayemiz var bizimde..umarım beğenirsinizz
Seninki de cok hoş..Allah daim etsinnkızlar benim eşimle tanışmam 2001 yılındaydı, biz aynı üniversitede okuyorduk ama farklı bölümlerde..bir gün ortak dersimiz olan tarih dersinin sınavına girdik, benim sınavım çok güzel geçmişti artık millete kopya dağıtıyordum, sınavın sahibi hocamız hasta olduğu için başka bir hoca girmişti sınava, o da en kafa hocamızdı, kopyalar havada uçuşuyor, o sırada eşim girdi sınıfa, sabah uyanamamış geç kalmışsonra baktı ben kopya veriyorum, bana şşştt pştt yaptı, bana da yardım eder misin diye..tabii dedim bende geçtim onun ön sırasına verdim kopyaları..her neyse sınav öyle bitti, bir daha ki karşılaşmamız, notların asıldığı panonun önüydü..orda karşılaşınca gülümsedik birbirimize, geçtin mi diye sordum, sayende diye cevap verdi..sonrasında selamlaşıyorduk sürekli..bir gün ev arkadaşımla denize gittik, çokkk güzel bir yerdi antalya da olympos'a çok güzel bir gündü, dönüşte dolmuşlara yürürken karşılaştık, konuşa konuşa o güzel doğanın içindeeee ilerliyorduk, sonra dolmuşa bindik, ikimiz yanyana oturduk, inene kadar sohbet devam etti..sonra biz çoook ama çoook iyi iki arkadaş olduk, yediği içtiği ayrı gitmeyen, her bulunduğu ortamı kahkahalara boğan, şen şakrak çok iyi arkadaştık, bir de birbirimizi ısırma huyumuz vardı, kolumuza saat yapardık ısırıktan mosmor olana kadar düşünün (hey gidi günlerrr) sonrasında bizim aramızda bir çıkma teklifi falan olmadı, süreç o kadar güzel işledi ki, biz birbirimizden ayrılmaz iki parça olduk, her yere birlikte giden, herşeyi birlikte yapmaktan zevk alan iki insan, bi gün öğle yemeğine beklerken onu, bir mesaj geldi, "aşkım beni bekleme, benim sınavım var" diye, o mesajı görünce birden herşeyin yerine oturduğu farkettim, biz gerçekten aşktık, aşııııktık.. o günü başladığımız gün olarak sayıyoruzz işte..sonrasında da nişan, nişandan sonra düğün, sonra da bugünlere geldik..hala ilk günki gibiyizdir..hala arkadaşız, hala çokkk mutluyuz, hala birbirimiz olmadan hiçbirşeyden zevk alamayız..böyle bi hikayemiz var bizimde..umarım beğenirsinizz
merhaba kardesben yazcaktim tam agzimdan aldin Ama dogumgünlerimi unutmaz sagolsun
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?