canım benim para da getirirmiş. üzülüyorum çocuklara yaa.
gerçi dün çağan annemle benden bıkmış galiba en son ben yarın okula gitcem tamam mıı diyodu.
öyle düşününce de kreş iyi oluyo herhalde hele ki kış günü evde dursan çocukla yapacak şeyler sınırlı sıkılıyolar işte.
o yüzden çok da üzülme çocuk işte bu gün seni ister yarın istemez
:))) evet sağı solu belli olmuyo bunların, benimki de bazen babannemi istemem sevmem kalmam diyo, bazende gece babanneme götür beni diyo :))
Merhaba kuzi, uzun zamandır girmiyordun.Hoşgeldin, nasıl seninkilerde büyümüştür iyice.
Aynı şeyler bizde de tekrarlanıyor.Anne işe ditme sen.Babam ditsin.Ama benim gitmem lazım oğlum, para kazanıp senin istediklerini alabilmek için.Ama anne ben bişey istemiyoyum artık.
Anneannesi araba istersin dedi, hayıy istemiyoyum, tren istersin, hayıy istemiyoyum.Ben hiç bişey istemiyoyum, annem işe ditmesin:))))
Diyaloglar böyle...
Selam Meralcim, evdeki interneti kapattırdım, cep telefonundan da foruma giremiyorum, işyerine yeni geldi internet (bizim köye medeniyet yeni geldi yani:))) ama yoğunluktan giremiyorum şu yazıyı bile yarım saattir bitiremedim. Ama vazgeçemiyorum buradan arasıra da olsa bakınıyorum.
Yerim o Egehanı ben Canım benim yaaa hiçbişey istemiyo, yeterki annem yanımda olsun diyo yani, İnsanın içine işliyolar valla. Ama tabi paranın kıymetini anlayınca böyle düşünmeyecekler eminim, yeğenlerimden biliyorum da onlarda ağlardı anne gitme diye, şimdi anneleri işten ayrılsammı dediği zaman yok canım ne gerek var diyolar :)))
kuzi naber ufaklık ne kadar oldu... napıyorsun kim bakıyor kayınvalidendi sanki dimi???
evde bir pasta kemişsinizdir canım muhakkak .. onlara buyuk kucuk dogumgunu farketmiyor biz kendi kendimize ugraşıyoruz aslında :)))
çagana da bravo valla cidden nerden duymuş bu lafları :))) çok komik ya...
meralcim egehanın fotoya bayıldım ne tatlı çıkmış öyle....
duygu hiç söylenme ev bulmak konusunda ankaraya gitmek için can atıyorsun yıllardır kümes bulsan gir otur :)))))))))
İyilik deryacım idare ediyoruz, uykusuz ve yorgun gün ve gecelerimiz bitmedi bizim, üç senedir 2-3 saatlik uykularla yaşıyorum işte zombi gibi, zor bir hayatımız var yani, kayınvalidem bakıyo, hala bir okula veremedim Elif'i, evimizin hemen yanına bir ana okulu yapılıyo, inşaatı devam ediyo, büyük bir merakla onu bekliyorum, inşallah doğru düzgün biryer olur diye.
Biz evde zaten ufacık bir kek'in üzerine bile mum dikiyoruz devamlı, doğum günü kutlamaya bayılıyo Elif, evde pasta kesmedik ama teyzesine gittiğimizde ona sürpriz bir pasta yapmış çıldırdı sevincinden.
Bizim ufaklıkta 14 aylık oldu, yürümeye başladı, hatta baya baya konuşmaya çalışıyo, elif'in gölgesi gibi peşinde o ne hareket yaparsa aynısını yapıyo, Elif şarkı söylüyo aynı anda o da başlıyo ve çok kıskanç, elif'i fena halde kıskanıyo, elif'i azıcık sevmeye kalksam koşa koşa kucağıma tırmanıyo suratını da suratıma yapıştırıyo Elif'e bakmiyim diye, çok zilli :) ikisi yavru kediler gibi birbirleriyle güreşiyolar, Elif arada pataklıyo Defneyi, bazende kaydişimmmm seni çot seviyom, bu benim bebecim, güzel bebecim falan methiyeler düzüyo :))
Her ne kadar kendime ayıracak beş dakikam olmasa da, çoookk yorgun, çoook uykusuz olsamda güzel şeyler işte. Bazen sadece Elif olsaydı nekadar rahat olurdum diye düşünüyorum ama bir yandan da o rahatlığa alıştıktan sonra çok zor gelecekti ikinciyi düşünmek, öyle böyle çıktı aradan