Evet yaa kızlar, annecim ben seni çok seviyorum kelimesi dünyalara bedel.Büyüdükçe dediğin gibi serpil sevdikleri şeyler değişiyor, ama ne olursa olsun anneye olan sevgi bir şekilde orada duruyor.
Uykularını aldıklarında çok tatlı oluyorlar, tam almazlarsa huysusz olarak kalkıyorlar, bütün günde sürüyor o huysuzluk.Dikkat ettim, sabah nasıl kalkarsa akşama kadar gün öyle geçiyor.
Akşam babasıyla oynuyorlar, babasını silahla vuruyor,babası ölü taklidi yapıyor.Arada o vuruluyor güya, kendini yere atıyor ben öldüm diyerek.Babası bir ara ben anneni vurayım dedi.Geçti önüme, açtı kollarını bacaklarını hayıy, annemi vuramazsın, ben seni vururum diyerek. Ama sen beni vuruyorsun, anneni de vuralım dedi, hayıy, annemi vuramazsın diyor.Sen vur diyor, onu da kabul etmiyor.Ama beni korumak için önüme atlaması çok hoştu.
Akşamları bir onun odası bir kendi odam olarak dolaşmak istemediğim için, onun odasında beraber yatıryoruz.Anne gel sarışarak uyuyalım, diyor.Boynuma sarıyor kolunu, bende ona sarılıyorum.Annecim seni çok seviyorum.Ben de seni çok seviyorum oğlum, kelimeleri ile uyuyoruz. Sabahları da o uynadıysa bana sarılıp, annecim uyandın mı gel barışalım mı_?(Ben onu öpmeye çalışıyorum, ya da ısrır gibi yapıyorum, o da kaçıyor.Sonra o geliyor benim üstüme) Yarım saat yatak oyunları oynuyoruz.
Gerçekten sorularına cevap vermek çok zor oluyor, hiç farkında olmadan söylediğimiz kelimeleri öyle bir zamanlamayla söylüyorlar ki, ne yapacağını şaşırıyorsun.