Anneyim artık. Hayatıma yeni bir hayat katıldı. Daha güçlü ve daha canlıyım. Anneyim çünkü. Umut her zamankinden fazla. İnsana olan inancım, dünyanın ışıltılı maviliği her zamankinden fazla. Artık anneyim çünkü.
Baharda incecik taze uçlar veren dal gibiyim. Bilen bilir baharın insana verdiği coşkuyu, taze yeşilliğinin insana kattığı tarif edilmez neşeyi, canlanmayı.
Biricik bebeğim benim. Bir insanın dişleri sevilir mi? Evet, bebeğimin kök dişlerinin çıkışına ve şimdi süt dişlerine hayranım. Ona bardak tiklattirip dinlemek o sesi. Yada güldürüp o dişlere bakmak. Ne tuhaf duygudur. Nasil bir hayranlık. Her şeyi öyle taze ki.
Dişlerini, dişetlerini, gülücüğünü, emeklemesini, yürümesini, bebek dilini kullanmasını herşeyini en ince ayrıntısına kadar anlatıp bıktırıyorum dostlarımı. Kızımın hayatla bağımı kopartmak yerine daha fazla güçlendirmesini seviyorum. Daha fazla şey bilmek ihtiyacımı genişletmesini de seviyorum. Bir çocuğun dünyasına kapılıp, onun yörüngesinde takılıp kalmak en kolay düşülecek yanlışlardan biri gibi.
Daha hamileliğimde başladı insanların nasıl bir anne olmam gerektiğine dair telkinleri. Şimdiye kadar ilgilendiğim etkinlikleri unutmalıydım. Artık hayatım yeni doğandan ibaret olacaktı. Kitaptı, siyasetti, sanattı, seyahetti unutmam gerekiyordu. Oysa ben öyle düşünmüyordum. Bebeğime ve anneliğe alışma devresinde elbette hayatımızın sade olmasını tercih edecektim, ikimizin de ihtiyacı olan şey buydu.
Sezgilerim böyle söylüyordu. Bebeğim doğunca doğru olduğunu da anladım. Ama bir şeyi daha kuvvetle anladım ki ben ne kadar gelişirsem çocuğum da o kadar gelişecekti. Ben ne kadar eksenimi ondan yana kurarsam o kadar köreleceğimizi de anladım ve hayatımız tatlı kılmak için elimden geleni yapmaya karar verdim.
Basit ve küçük şeyler yaptım. O minik beden göğsümde uyurken gazete okudum. Onu ana kucaginda mutfak tezgahinda uyuturken keyifle yiyecek şeyler hazırladım. Kangurusunda anne kokusu ve sicaklığı ile gezdirirken, alışveriş için çok vaktimiz vardı.
Bir yerde okuduğum bir söz vardı. “Ben hayatı bırakırsam o da beni bırakır.” Kızımı üç günlükken ananesi ile başbaşa bırakıp kuaföre gitmeyi, ya da bir aylıkken olimpiyat sampiyonlugu sonucu şenliklere katılma gibi keyifli şeyler yaptım. Seyahetten vazgecme yerine o minik bedenle seyahate çıkmaları seçtim. Bebek arabasında parkda uyurken cay içmenin tadı bile ayrı. Bebek arabası ile spor tesislerine gitmenin de tadı çok farklı.
Kadınlar benzer şeylerle tehdit edilirler çoğu kez. "Hele bir evlen bunların hiçbirini yapamayacaksın !" Beraber yaşamanın gereklerine evet ama kişiliğimden, isteklerimden ödün vermeye hayır. Bu olmadıysa anne olduğunda mutlaka hayatın kontrol altına alınacaktır. " Hele bir anne ol da görürüm ben seni !"
Anne olmak elbette hayatın belli noktalarını kısıtlıyor, ancak belli noktaları da güçlendiriyor. Mesela değişmek ihtiyacını, mesela kendini daha iyi anlamak ihtiyacını, mesala duygularını ve etkilenmelerini anlatabilmeyi yazılara dökebilmeyi derinleştirip geliştiriyor. Özgünlüğü, birey olmayı çocuğuma başka nasıl öğretebilirim ki… Anneliğim ya da nasıl bir eş olacağım tanımlamamalı beni. Kişi olarak ben tanımlamalıyım nasıl bir anne ya da eş olacağımı. Benim benliğim şekil vermeli bunlara.
Artık daha güçlüyüm, canımdan can var yanımda. Artık anneyim. Zorluklar korkutmaz artık. Benim korktuğum kadar korkacak çünkü kızım, benim olduğum kadar cesur olacak. Benim bildiğim kadar ve hatta daha çoğunu bilecek. Yolumu nasıl bulacağımı bilirsem o da kaybolmayacak. Vicdanen huzurlu olmak, güçlü olmak, sorunları çözmek ve pozitif ruhla başlamak her yeni güne. Nezaketi, iyiliği, paylaşmayı öğrenmek. Benim yapabildiğim kadarı ilk öğrendiği kısmını oluşturacak. Benim güldüğüm kadar gülecek.
En başında bir düşüncem vardı kızımla ilgili. Hiçbir şeyden sadece ben öyle istiyorum diye “çok olmasını” istemeyecektim. Ancak olmasını çok istediğim, doğrusu dilediğim tek şey var kızımla ilgili; Yaşam sevinci ve coşkusu eksik olmayan bir yetişkin olması... Bu coşkuyu ona kazandırmanın tek yolu da "Kendimin yaşam coşkusuna sahip olmasından" geçiyor. Umarım boyle bir eksikliği yaşamam ve yaşamaz. Saglikla bebeğim.