Evet düşününce bencillik gibi geldi yine düşündüm diyelim her şeyi yaptık yerleştik köye diyelim öldüm ya da bir şekilde anlaşamadık boşandık eşim o saatten sonra ne yapacak, ben mütevazı biriyim hele son zamanlarda, parayla işim olmaz harcamam, günde çay kahve sigara dışında hiç bir harcamam olmaz, gitmek istemem bir yere. Eşim şuraya gidelim deyince ne gerek var evde oturayım derim. Yani batsam da zengin de olsam hayat tarzım değişmez ama eşim öyle değildir batarsa çok zorlanır belli standartları var. Ben olmasam yeni bir hayat kurmaya gücünün olması gerekir oysa işini bırakırsa başkaca geliri olmayacak.
Gerçekten çok sade bir hayat istiyorum kimisi gösterişi sever mesela öz ablamı düşünüyorum her akşam bir yerlere çıkıp bir şeyler içer, deniz kenarı olmazsa bir yerde yaşayamaz yüksek hayat standartlarını sever yanına gidince yabancılık çekiyorum o ortamlara. İçine yaşlı kaçmış derler bana.
İçime yörük kaçtı diyorum ben de, huzur dağa çıkmakta ağaçlara yaslanmakta bir taşa oturmakta.
Dış görünüş olarak belki kıyafetten belki meslekten eşim böyle biri olduğumu fark edememiş mesela. Çok farklı biri çıkmışım. Başlarda yadırgıyordu bir dönem başka bir iş teklifi aldı, nasıl yapalım gidelim mi diye sorunca sen git ben burada kalırım tatillerde görüşürüz işleri ayarlarsam seneye filan gelirim dedim taşınmak istemedim. O da işini bırakmadı kaldı.
Ben mesela İzmir ve İstanbul'dan kurumsal bir yerden teklif aldım o da şöyleydi ben küçük illeri istedim onlar buralarda çalışın dediler bir kaç kez aradılar. Ben o tempoya ayak uyduramam dedim. Maddi olarak suanki durumumdan çok daha iyi bir durumda olabileceğim fırsatları geri çevirdim.
Babamın vefatı ile maddiyattan iyice soğudum azıcık aşım kaygısız başım diyorum artık, hatta daha çok maneviyata yönelmek istiyorum, dinler üzerine okumak istiyorum bir meslektaşım da yazmış ya dinlerin doğduğu coğrafyalara gitmek istiyorum diye, ben de kendi içimde yolculuğa çıkmak istiyorum.
İşin ticari yönüyle eşim ilgilensin ben bir iki keçi alıp bir iki de köpek dağlara çıkayım istiyorum. Zihnim değil bedenim yorulsun az konuşayım başkalarının işlerini dusunmeyeyim kendi yoluma bakayım.. çok çok uzattım kusura bakmayın. Eşime çok anlatmıyorum, onu zaten sevmediği işinden daha da soğutmak istemem.
Bu istekleriniz eşinize fazla gelecektir. Toptan bir hayatı, yaşam tarzını değiştirmek istiyorsunuz ancak sizinle birlikte olanları da düşünmeniz gerekiyor, birlikte yol almak istiyorsanız. Bu kadar keskin bir fark yaşayacaksanız, eşinizle yollarınız ayrılmaya dahi gidebilir. Şahsen beni tutup Anadolu'nun ortasında bir yere hayvancılık yapmaya götürmek isteseydi eşim, "İnternet bile doğru düzgün olmayacak, ben hayatın manasını arayacağım, sadece hayvancıklarım, bitkiciklerim olacak" filan deseydi, maalesef ondan ayrılırdım. Bunun bir ortası olmalı.
Hayvancılık nasıldır bilmiyorum ancak tarım işlerinin zorluğunu biliyorum, burada tropikal uyumlu meyveler yetiştiriliyor (Akdenizdeyiz) ve her şeyiyle bakımı, ilacı tamam diyelim, sonrasında dahi günlerce insanlar bahçelerinde 7-24 nöbet tutmak zorunda kalıyorlar. Don olacak diye de beklerler, çalınacak diye de... Hep beklenmesi lazım. Çünkü bir kamyonet yanaştırıp, çuval çuval toplayıp çalıp götüren çeteler dolu etraf. Sadece meyve değil, fidan da çalıyorlar. İnanır mısınız, toprak dahi çalıyorlar. :)
Geçtiğimiz günlerde, kaktüslerim için bir çuval torf aldım, yarısını kullandım. Kalan yarısını da dükkanımın hemen arkasındaki minnacık bahçeye bıraktım. "Ula allaan toprağını kim çalar ki?" diyerek. Çalındı. :)) Öyle hayal ettiğiniz gibi olmuyor, her yerden tahmin edemeyeceğiniz paralar, olaylar çıkıyor.
2 milyon, sıfırdan bir hayat kurmak için yeterli değil maalesef günümüz ekonomisinde. Yoksa "Ev yaptırmanız lazım" vs saymayacaktım, ne olacak zaten siz karar verdikten sonra prefabrik bir ev dahi işinizi görür. Ancak hayvan, ağaç bakımı, sulaması, ilacı, gübresi vs derken... Evdeki hesap çarşıdakini tutmaz büyük başlamaya girişecekseniz.
Ancak hayalinizin imkansız olduğunu da söyleyemem.
Kararınız netse, önce iyi bir araştırı ile başlayın derim, ardından bu işi bizzat yapanlarla konuşun. Senelerce işin içinde olanlarla ayrı, sizin gibi sonradan hayatını değiştirenlerle de, gerçeklerine de uyanın yani hayalinizin.
Benim tavsiyem her zaman insanın hayalinin peşinde olması gerektiği yönünde olacaktır, hayalperestim evet, dünyaya bir kere geliyorsak, ne için geldiysek, nereye aitsek orada olmalıyız ki bunu da en güzel hayallerimiz gösterir. Yastığa kafamızı koyduğumuzda, gözümüzü kapadığımızda neredeysek, neyin hayali içinde mutluysak oyuzdur. 4 sene istemediğim bir bölümde okudum, kendimi asla o meslekte hayal edemedim, zorladım yapamadım, güzel bir maaş ve kariyeri istemedim. Ardından başka meslekler denedim ve asla tatmin olmadım, sonunda dön dolaş, taaa lisedeki hayalime döndüm, onu gerçekleştirdim ve şu an benden huzurlusu yok. "Yerimi buldum" dedim. Ancak ülke ekonomisi zorluyor işte... Bu coğrafyada çok potansiyel, çok hayal ölüyor, bunu da hesaba katarak biraz gerçekçi olmak ve ölü/öldürülecek yatırım yapmamak da gerekiyor, elinizdeki tek para bu ise.
Siz, işi yapanlarla konuşun, eşinizle birlikte devam etmek istiyorsanız da hayalinizden biraz feragat etmeniz, bir orta yolda buluşmanız gerekebilir nitekim çok köklü bir değişimden bahsediyorsunuz. En olmadı, küçükten başlarsınız, bu, köylük/yazlık bir yerde bahçeli minik bir ev edinerek, orada 4-5 kanatlı hayvan beslemek, 2-3 keçi bakmak ve ağaçlarınızın olması olabilir, denersiniz bi... Biraz alıştırır, kendinizi görürsünüz, sonra sonra olacak gibiyse, o zaman büyürsünüz, o zaman geçmiş mesleğinizi vs geride tam bırakırsınız.
Eskinin bir reklamı vardı, su satan çocuk reklamı, onun gibi işte:
Ayrıca, kaybınız için üzgünüm; destek görüyor musunuz? Lütfen ihmal etmeyin, destek alın.
Ancak şunu da ilave edeyim, evet, ruhsal olarak bir sıkıntıdasınız, kaybınızın ardından bir arayıştasınız belli ki, ben de senelerce pek çok şeyin buhranı ile uğraştım durdum ve tedavi gördüm ama, istediğim yerde olup, tamamen istediğimi yaptığımda, daha farklı bir iyileşme basamağına ulaştığımı da söylemeden geçemeyeceğim. Bu da bir terapi.
Şimdi resim yapıyorum, onları satıyorum vs, aldığım pek çok terapiye bedel olduğunu söyleyebilirim bunun.