Kendimi yazmam gerekirse çok şükür bazen acı bazen tatlı bugünlere geldik.Halam hep derdi ki evin bir bölümü cennet diğer bölümü cehennemdir cehennemi yaşamadıkça cennetin kıymeti bilinmez bu sözlerini asla unutamıyorum.Bazen cehennemin taaa dibini :) yaşadık bazen ise cennetin:) saygı sevgi güven olursa bir evlilikte aşılmayacak bir sorun yok.Tek taraflı olmuyor her 2 tarafda biraz kendinden birşeyleri feda etmek zorunda kalıyor.Bu yazıyla sizi tenzih ediyorum lafım size değil...
Teyzemin kızına gelince 5 yıl anne babasıyla yedi içti gezdi.Kim ne derse desin tek yaptığı söylediği kınamayın yolunuza gelmeden rabbim canınızı almıycak yemin ediyorum insanlar bu lafla kınayacağı söyleyeceği varsada susuyordu asla lafını sözünü esirgemez biridir neyse kısaca 5 yıl sonra tekrar evlendi yaşı 23 oldu düşünceleri tavrı davranışı 5 yıl önceki gibi olmadı..Şuanda büyük oğlu 17 yaşında en küçüğü 11 yaşında 3 tane dünya tatlısı evladı çok mutlu bir hayatı var..İlk eşi ise 2 yıl önce vefat etti duyumlarımıza göre yüksek oranda uyuşturucu alarak hayatına son vermiş..
Duyduğumuz zaman tek dediğimiz allahın sevgili kuluymuşsun..3 ayda kavga huzursuzluk ve inanın boşanma sebepleri altın araba olayıydı...
Büyükleriniz sizi incitmek pahasına öyle şeyler söylüyorlar, çünkü onların doğruları bu şekilde. Onların zamanında bunları yaşıyor olsaydınız "dul kadın" lafı üzerinize bir damga gibi yapışacaktı ve iki ayda boşanmanızın dedikoduları da cabası olacaktı. Onlar bu zihniyetin geride kaldığını bilmedikleri için böyle olmasındansa evli kalmanızı daha uygun görüyorlar, bir de "ya düzelirse" umudu taşıyınca ipleri koparmamanız için her türlü baskıyı yapıyorlar. Kendilerine göre haklılardır, ama öyle bir dünya yok, siz boşanırsanız yanlış bir evlilik yapmış ama güçlü olduğu için yanlışından dönmeyi becerebilmiş, gencecik bekar bir kadın olacaksınız.
Bir de size söylemek istediğim, benim aklıma bir şey geldi. Evliliğin iptali diye bir şey var, özel durumlarda söz konusu olabiliyor. Feci derecede yanılmak, yanıltılmak da o durumlardan biri. Yaşadıklarınızın, yaşayacaklarınızın ağırlığını değiştirmez, ama yerinizde olsam mümkün oluyor mu diye bir danışırdım. Ben ilgili bilgiyi buraya aktarayım, siz bi bakın, belki bir faydası olur.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM
BATIL OLAN EVLENMELER
A. Mutlak butlan
I. Sebepleri
Madde 145.- Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:
1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.
II. Dava açma görevi ve hakkı
Madde 146.- Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılır.
Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir.
III. Dava hakkının sınırlanması veya kalkması
Madde 147.- Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir.
Ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir.
Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez.
B. Nisbî butlan
I. Eşlerin dava hakkı
1. Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk
Madde 148.- Evlenme sırasında geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.
2. Yanılma
Madde 149.- Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
2. Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse.
3. Aldatma
Madde 150.- Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
2. Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.
4. Korkutma
Madde 151.- Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.
5. Hak düşürücü süre
Madde 152.- İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
II. Yasal temsilcinin dava hakkı
Madde 153.- Küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadan evlenirse, izni alınmayan yasal temsilci evlenmenin iptalini dava edebilir.
Bu suretle evlenen kimse sonradan onsekiz yaşını doldurmak suretiyle ergin olur, kısıtlı olmaktan çıkar veya karı gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.
ewet canm sız en dogrusunu yaptnz.. ewlılıgı kolaylastrdınız.. sen cok aklı basında bı kızsın maasallah.. ve oyle gencsın kı. yuzunu gormedım hıc ama emınım kalbın kadr guzel yuzun vardır.. sen madem ogretmensın meslegını yap yıne 2.unıwersıtenı oku.. bende sana dua ederım.. allahım gulucuklerı yuzunden eksık etmesın ınsAllah...
hayır bir de "dul kadın" demiyor. "dul karı" diyor. o kadar tuhafıma gitti ki. bizimkilerin dilleri sivridir memleketten dolayı ok gibi batar sözleri böyle. ama onların zamanında olmadığımız için umursamamaya çalışıyorum :)
bu evlilik iptali olayı ciddi şekilde dikkatimi çekti. birçok sözler verildi ve evlenilince tersine dönüldü. bunu avukatla bir konuşacağım. böyle birşey olursa daha çabuk kurtulabilirim belki. çok teşekkür ederim gerçekten
yok artıkk:))) bi an damatta kiralık, senet yapıp almışlar diyeceksin diye korktummm
Olgunluğunuz her kelimenizden belli zaten, o sözlerin altında yatan sebebin de sizi koruma içgüdüsü olduğunu bildiğinize göre eminim elinizden geldiğince hoşgörmeye çalışıyorsunuzdur.
Evliliğin iptali de birden aklıma geliverdi. Bazı arkadaşlar da yazmışlardı ya, hani sırf düğün dernek olsun da maddi getirisi olsun diye evlendirilmiş gibisiniz. Ben de öyle düşündüm. Hani kayınvalide kayınpeder için çok şaşırtıcı bir açgözlülük değil belki, neler neler okuyoruz burada. Ama eşiniz de çok alçakça planlar içerisinde. Bunları ispatlayabilirseniz o insanları geçmişinizden daha sağlam kazımış olursunuz.
Ispatlayabilirim tahminimce. bu cümle olayı özetliyor: "maddi getiri için evlendirildim." baştan beri hiç aile gibi olamadık çünkü eşimle. 9 ay birbirimize hasret geçti, eli elime değmedi mesela. evlenince çok duygusal şeyler yaşarız derken, aksine hep ailesinin yanına gitmeye çalıştı. 2 ay boyunca sadece bir kere gezmeye götürdü. hmmmmm şimdi daha iyi görüyorum tabloyu. bunu kesinlikle avukatla konuşmalıyım..
Eskiden kırsal alanlarda erkekler askere gitmeden evlendirilirmiş ya, evden bir kişi eksiliyor, tarlada çalışacak işlere koşturacak adam lazım diye, bu durum da ona benzemiş, korkarım başka bir açıklaması yok. Ne kadar âdice, ne kadar çirkin hesaplar, planlar bunlar. Dilerim bunların bedelini çatır çatır ödetirsiniz onlara. Tanrı katında ise hakkınızı asla ödeyemezler, pislikler. O kadar kızgınım ki...
mahkemede canına okumak isterdim ama ailem uğraşma değmez diyor. bir an önce kurtul önüne bak diyorlar. daha mehir sözü de var 80 g altın. ben resmi olarak tüm haklarımdan feragat etmeyi düşünüyorum yeter ki çıksın gitsin hayatımdan. ama mehirimi bağışlamayacağımı ona söyleyeceğim. Allah'tan azıcık korkusu varsa (bilemiyorum) en azından onu öder bana. parasında değilim de, sırf ödemeyeceğini düşündüğüm için bari öbür tarafta azabını çeksin diye bağışlamayacağım. bu kadar şeyden sonra acıyasım gelmiyor çünkü.
Evet, gerçekten değmeyecek insanlar... Ama şu da var, bu planları ispatlayabilirim diyorsunuz, o zaman zaten uğraşacak bir şey olmayacak. İşler uzamadan boşanabilirsiniz, veya daha iyisi boşanma davanız evliliğin iptali davasına dönüşebilir, kurtulursunuz. Eninde sonunda kurtulacaksınız zaten, her şey sizin lehinize iken neden vazgeçesiniz ki. Eminim o taraftan gelecek hiçbir şeye tenezzül bile etmiyorsunuzdur, ama bütün bunların bir bedeli olmalı. Size bunlar yaşatıldı, ve emin olun onların canını başka türlü acıtamazsınız, yerinizde olsam bir de "genç kızlık hayallerimle, hayatımla oynandı" diye manevi tazminat davası bile açardım. Parasında olduğum için mi, asla. Onların da canı acısın, içim soğusun diye. Bir yerlere bağışlarsınız, hayır dua alırsınız. En azından ileride "keşke yapsaydım" demezsiniz. Tanrı'nın adaletinden hiç şüphem yok, daha şimdiden onlara acıyorum, ama bu hakkınızı böyle de aramanız gerektiği gerçeğini değiştirmez. Ve bunu yapmak sizi kindar, acımasız, paragöz de yapmaz. Size yaşatılanların bedelinin küçük bir kısmı olabilir sadece. Abla tavsiyesi olarak söylemiş olayım, bunları bir düşünün.
aynen ben de bunları düşündüm hani hiçbirşey kazanamayacak olsam bile uykuları kaçsa yeter bana. ama aile meclisinde bile suçunu örtmek için başka sorunlarımızı açtı. mahkemede de bunları konu eder diye düşünüyorum.
evliliğimizin başından beri mutlu olmadığım için bu boşanma olayı sürekli dilimdeydi. çok kez evden çıkıp gitmeye kalktım durdurdu. o kadar hayal kırıklığına 1 aylık gelinken burun kanamaları geçirmeye başladım. inançlı bir insan olduğum halde intiharı bile düşündüm. ananemlere bunları hep konu etti. dedim "zaten annemin evindeyken de hobi olsun diye sık sık intihar ederdim. ne yaşattın da getirdin beni o hadde" dedim. ananemler bu kadar olay varken o akşam beni suçlu gördüler. ayrılığımızın sebebi o bunalımlar değildi oysa ki. onları atlatmıştım. artık sorunumuz kalmadı diye düşünüyordum ki altın meselesi tekrardan alevlendi.
mahkemede bunlar karşıma çıkar mı dersiniz?
evden çıkma olaylarımı da haksız görenler çıkacaktır aranızda. ama en basitini anlatayım. ailesiyle nişanda aramızda sıkıntılar olduğu için onlarla yanlız kalmak istemiyordum. yanlarına gittiğimizde eşime yanımda dur beni bırakıp bi yere gitme diyordum. buna rağmen kahveye arkadaşlarına filan gidiyordu. birgün dayanamadım artık ben ordayken bir yere gitmeyeceksin biz karı kocayız beni tek bırakma dedim. "her yere seninle gitmek zorunda mıyım" dedi. ve bunu dediğinde 15 günlük evliydik. zoruma gitti evden çıktım o farketmeden. telefonumu kapattım. akşam eve döndüm..
Maalesef ki çıkar, anladığım kadarıyla çok çirkef insanlarmış. Bir de boşanma durumunda hem mevcut altınları hem de olası tazminat tutarını kaybedeceklerini anlayınca seviyeyi daha da düşüreceklerdir. Kendinizi bunlara hazırlayın. Ama sizi yıpratmaktan öteye geçebileceğini düşünmüyorum. İntihar düşünceniz bile kısacık evliliğinizi ne derece burnunuzdan getirdiğinin göstergesi, ama o kadar yüzsüzmüş ki bunu bile sizin aleyhinize kullanmaya çalışmış. İnsan diyecek söz bulamıyor...
Son yazdıklarınızdan sonra iyice anladım ki işiniz zannettiğimden daha zor olacak. Ama olacak, hiçbir hakim bunları duyup evliliğin devamına hükmedemez. İşinizi mutlaka zorlaştıracaklardır, yalancı şahitlere falan da hazırlıklı olun. Bunları yaşamanız zaten kaçınılmaz gibi bir şey, bari haklarınızdan vazgeçmeyin. Sırf "Düğün altınlarını alırız, bir süre sonra da çalıştırır her ay maaşını alırız, yaşarız gider" düşüncesiyle evlilik yapabilmiş bir adamı başka türlü acıtamazsınız, anca ağzından kemiğini alabilirsiniz.
evet ailem de bu yalancı şahit meselesini söyledi. her şeyi yaparlar diyorlar. hani gücüm kalmış olsa mücadele edeyim diyeceğim ama, artık gücüm kalmadı onlarla uğraşacak.. bir de söylediklerine göre durumları kötü ya hani paraları yokmuş :)) zaten ödeyemeyecekler boşuna kendimi yıpratacğım. bunları düşünerek anlaşmalı boşanma gerçekleştrelim diyor ailem. tabi bunun için bir süre varmış 6 aymış sanırm. 4 ay beklemem gerekebilir.
aynen ben de bunları düşündüm hani hiçbirşey kazanamayacak olsam bile uykuları kaçsa yeter bana. ama aile meclisinde bile suçunu örtmek için başka sorunlarımızı açtı. mahkemede de bunları konu eder diye düşünüyorum.
evliliğimizin başından beri mutlu olmadığım için bu boşanma olayı sürekli dilimdeydi. çok kez evden çıkıp gitmeye kalktım durdurdu. o kadar hayal kırıklığına 1 aylık gelinken burun kanamaları geçirmeye başladım. inançlı bir insan olduğum halde intiharı bile düşündüm. ananemlere bunları hep konu etti. dedim "zaten annemin evindeyken de hobi olsun diye sık sık intihar ederdim. ne yaşattın da getirdin beni o hadde" dedim. ananemler bu kadar olay varken o akşam beni suçlu gördüler. ayrılığımızın sebebi o bunalımlar değildi oysa ki. onları atlatmıştım. artık sorunumuz kalmadı diye düşünüyordum ki altın meselesi tekrardan alevlendi.
mahkemede bunlar karşıma çıkar mı dersiniz?
evden çıkma olaylarımı da haksız görenler çıkacaktır aranızda. ama en basitini anlatayım. ailesiyle nişanda aramızda sıkıntılar olduğu için onlarla yanlız kalmak istemiyordum. yanlarına gittiğimizde eşime yanımda dur beni bırakıp bi yere gitme diyordum. buna rağmen kahveye arkadaşlarına filan gidiyordu. güzellikle defalarca konuştuktan sonra birgün dayanamadım artık ben ordayken bir yere gitmeyeceksin biz karı kocayız beni tek bırakma dedim. "her yere seninle gitmek zorunda mıyım" dedi. ve bunu dediğinde 15 günlük evliydik. zoruma gitti evden çıktım o farketmeden. telefonumu kapattım. akşam geri döndüm..
Evet, gerçekten değmeyecek insanlar... Ama şu da var, bu planları ispatlayabilirim diyorsunuz, o zaman zaten uğraşacak bir şey olmayacak. İşler uzamadan boşanabilirsiniz, veya daha iyisi boşanma davanız evliliğin iptali davasına dönüşebilir, kurtulursunuz. Eninde sonunda kurtulacaksınız zaten, her şey sizin lehinize iken neden vazgeçesiniz ki. Eminim o taraftan gelecek hiçbir şeye tenezzül bile etmiyorsunuzdur, ama bütün bunların bir bedeli olmalı. Size bunlar yaşatıldı, ve emin olun onların canını başka türlü acıtamazsınız, yerinizde olsam bir de "genç kızlık hayallerimle, hayatımla oynandı" diye manevi tazminat davası bile açardım. Parasında olduğum için mi, asla. Onların da canı acısın, içim soğusun diye. Bir yerlere bağışlarsınız, hayır dua alırsınız. En azından ileride "keşke yapsaydım" demezsiniz. Tanrı'nın adaletinden hiç şüphem yok, daha şimdiden onlara acıyorum, ama bu hakkınızı böyle de aramanız gerektiği gerçeğini değiştirmez. Ve bunu yapmak sizi kindar, acımasız, paragöz de yapmaz. Size yaşatılanların bedelinin küçük bir kısmı olabilir sadece. Abla tavsiyesi olarak söylemiş olayım, bunları bir düşünün.
ah ahh şu erkekler anaları bilmiyorlar mı mehiri senden boşansa bile vermek zorunda yoksa üzgünüm ama nikahınız geçerli olmuyor..tabi günah senin degil onun hem neyine güvenip 80 gr mehir sözü vermiş anlamadım daha aç karnını doyuracak parası yok:S
Bu mehir denilen şey anladığım kadarıyla imam nikâhı sırasında verilen söz gibi bir şey. Peki bunun hukuken yaptırımı olabiliyor mu verilmemesi durumunda?
hukuken geçerli olabilmesi için bi kere bi senet çek noter onaylı bi yazılı belgenin olması lazım eger olursa tabiki alabilrsiniz her türlü bu benim bildigim tabi daha iyi bilgisi olan varsa paylaşsın beni düzeltsin lütfen..
Senet olduktan sonra o nikâhtan bağımsız da olur, ben onu kastetmedim. Demek istediğim, nikâha imamla beraber noter de gelmediğine göre, olası bir boşanma davasında imam nikâhındaki şahitlerin de "evet, bu adam şu kadar altın mehir verdi" onayıyla davalı taraf o meblağı ödemek durumunda kalıyor mu? Hukuki bir bağlayıcılığı oluyor mu bunu merak ettim, çünkü herkes mehir için "ödemek zorunda" diyor.
hayır sadece dinen bağlılığı var. yanı eşiniz dinine düşkün bir insansa onu mutlaka yapar. değilse sallar malesef
Senet olduktan sonra o nikâhtan bağımsız da olur, ben onu kastetmedim. Demek istediğim, nikâha imamla beraber noter de gelmediğine göre, olası bir boşanma davasında imam nikâhındaki şahitlerin de "evet, bu adam şu kadar altın mehir verdi" onayıyla davalı taraf o meblağı ödemek durumunda kalıyor mu? Hukuki bir bağlayıcılığı oluyor mu bunu merak ettim, çünkü herkes mehir için "ödemek zorunda" diyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?