15 yıldır sevdiğim adam...

Neden görüşmedik, çünkü O'nun hasta bir annesi var ve biz farklı şehirlerde yaşıyoruz. Bana gelmesi imkânsız. Ben de gitmedim, çünkü kendimi ayağa düşürürüm sanıyordum. Oysa şimdi bu koşullarda gitmek... Ne ironik...
 
En çok da buna üzülüyorum. Saplantılı olduğuma inanıyor belki de. Bu, değiştirilmesi çok uzun zaman isteyen bir durum...
 
Herşeye rağmen, gitmeye karar verdim. Sömestr tatilinde gideceğim. Sonucu buradan yazarım.
 
Kavga etmemissiniz. Gayet guzel konusurken adam once mesajlariniza cevap vermeyi kesmis, sonra da sizi engellemis. Simdi karsisina cikinca nasil bir tepki alacaginizi dusunuyorsunuz. Adam bencede sizin takintili oldugunuzu dusunuyordur. O seneler once kavusamadigi kadinin siz oldugunuzdan nasil bu kadar emin oldunuz ki? Adamin belki sizin de bu tarz paylasimlarinizi begenmesinin sebebi sizinle ortak bir gecmisinin (ikinizinde kavusamadigi bi asik) oldgunu dusunmesidir. Size eski sevgilim demis ama biliyorsunuz ki siz onunla hic bir zaman sevgili degildiniz. Anlamsiz, ici bos bir laf olmus.

Tum yaptiklarindan sonra ben bu kisinin size hic ilgi duymadigini, ve bununla da kalmayip, sizden kacmak kurtulmak istedigini dusunuyorum. Sizi engelleyen ama 15 senedir takintili bir sekilde sevdiginiz kisiyi bir kere ziyaret etseniz ne mi kaybedersiniz? Gururunuzu, yüzünüzü
 
O'nu takıntıyla sevmiyorum. Gerçek aşk, asla bitmeyen aşk değil midir? Burada yazamadığım çok şey var beni böyle düşünmeye teşvik eden. Çok uzun olduğu için...Herşeyden önce, bana nasıl baktığını biliyorum. Yalnız bana mahsus sözlerini. Söylediğiniz konuyu ben de düşündüm. Yani kavuşamadığımız aşkın ortak noktamız olduğuna dair inancını. Ama emin olamayız değil mi? Tıpkı benim o kadın olduğumdan emin olmadığım gibi. Sadece tesadüfler beni böyle düşünmeye teşvik etti. Belki bir de iltifatları, sürprizleri, imaları ve gösterdiği yakınlık... Zaten ben de gururumu kurtarmak için gitmek istiyorum. Çok kötü bir şekilde anılmak istemiyorum bunca yıl sonra. Hesap sormaya değil, düşmanlığını sonlandırmaya gidiyorum. Başarabilir miyim bilmem. Ama aradan uzun sayılabilecek bir zaman geçmiş olacak. Belki öfkesi yatışmış olur ve iki yetişkin insan gibi konuşabiliriz. Ben de hatalarımı kabulleniyorum zaten. Çok fazla üstüne gittim. Boğulmuştur bu gereksiz derecede yoğun ilgiden. Sadece bir temenni ile gidiyorum. Düşmanlığı son bulsun. Başka herhangi bir şey belki hiç olmaz. Belki de zaman ister.
 
Valla bende merakla bekliyorum bi gelişme olursa yaz. Arkası yarın gibi yazdin gittin bizi merakta bıraktın
 
Çok teşekkür ederim yorumlarınıza. Peki ben o şehre gittiğimde O'na uğramalı mıyım sizce? Yüzyüze konuşmak bu sorunu çözer mi yoksa tamamen korkunç bir kavga ile biter mi herşey? Aslında kavga da etmek istiyorum O'nunla. Çünkü çok da kırgınım. Ama hâlâ çok seviyorum. Çok uzun süre mi geçmesi gerek hata yaptığını anlayıp öfkesinin dinmesi için yoksa iki ay yeter mi? Bence yetmez gibi geliyor. Ben güzel sözlerle iltifatlar ederken, keyifle okuyordu. Ama şimdi whatsapp'ta bile engellemiş. O kadar çok, o kadar çok seviyorum ki... Çok zeki ve birikimli biri. Neye kızdı bu kadar bilmiyorum. Çok ilgi gösterdiğim konusunda haklısınız. Böyle bitmemeli. Nedenini bile bilmeden, hayatımda duyduğum en büyük aşkı kaybetmemeliyim. Kalbim de çok kırık ama... Nasıl dayanacağım benden nefret etmesine? O olmadan yaşamak kolaydı ama O benden nefret ederken....
Sizden nefret ettiğini sanmıyorum fakat büyük ihtimalle hayatubda biri var hatta evli bile olabilir. Hiç bir şey yapmayın sadece bekleyin yine size yazacaktır
 
Çok teşekkür ederim ilgilendiğiniz için. Öncelikle şunu söylemem gerek. Hayatında biri olmadığını biliyorum. Çok güvenilir biri. Çok uzun zamandır tanıyorum O'nu. Biri olsaydı, söyleyecek kadar merttir. Geçenlerde, bir arkadaşımın hesabından baktım paylaşımlarına. Aşık olan iki insanın bile, birbirini ne kadar yıpratabileceğine ilişkin bir gönderi yazmış. Ben ise, sömestr tatilinde O'na gitmeme kararı aldım. Daha ekstrem bir karar verdim, O'nun yaşadığı şehre tayin istedim. Ortak bir çevremiz var. Karşılaşmamız her zaman mümkün. Haziran'dan sonra gideceğim o şehre. O zamana kadar O da düşünmüş olur ben de. Tam olarak ne şekilde bilmiyorum ama, O beni severdi. O'nun için gerçekten çok değerli olduğumu biliyorum. Bunu bana defalarca söyledi. Sözlerini geçtim, kendisine bakan bir erkeğin gözlerindeki farklı anlamı okuyamayan kadın var mıdır? Hiçbir zaman çapkın bir adam olmadı. Bunu yakın arkadaşları da söylüyordu. Bana ilk sarıldığında, sanki hiç dokunmuyor gibiydi. Avucunun içine aldığı bir kelebek gibi, sadece etrafımı kuşatmıştı ama verdiği samimiyetin ve hissettirdiği değerin yanında, asla, bir erkeğin sıradan bir kadına sarılışı gibi değildi. Bana baktığı zaman, ne kadar kalabalık bir ortamda olursak olalım, bakışları sadece bana odaklanırdı. Başka hiçbir yere kaymazdı benimle konuşurken. Nescafe paketini açıp fincanıma boşaltmamı bile, büyük bir dikkatle takip ederdi gözleriyle. Masamızda başka biri varsa dahi, yüzü veya tamamıyla kendisi bana dönük olurdu. Her şeyin en iyisine layık olduğumu söylerdi bana. Bana bakarken yüzünün kızardığı ve bakışlarını kaçırdığı olurdu zaman zaman. Neden bilmiyorum, O'ndan çok daha fazla şeyler paylaştığım başka kimseler de oldu ama ben hiç o zamanlarda olduğu gibi hissetmedim. Hiç kimse bana o hissi veremedi. Bilmem... Belki hiç karşılaşmayacağız, belki beni artık sevmiyor, belki .... Ne olacağını bilmiyorum ama, bu yaştan sonra başka birini böyle sevebileceğimi sanmıyorum. Pekçoğunuzun söylediği gibi, ben de bekleme kararı aldım.
 
Bir şey daha var. Profiline artık bakmıyorum ama geçenlerde bir defaya mahsus baktığımda, bir şey dikkatimi çekti. Normalde , ayda bir ya da iki paylaşım yapardı en fazla. Ama iki ayda onlarca paylaşım yaptığını görünce şaşırdım. Üzgün olabilir mi acaba ? Ve kendisindeki suçluluk duygusunu yok saymak için her şey normal, ben çok iyiyim şeklinde davranıyor olabilir mi? Çünkü yıllardır bu kuralı hiç bozmadı. Tanıştığımız 15 yılın 7 yılı boyunca, hep facebookta arkadaşımdı. Hiç böyle yaptığını görmedim.
 
Son düzenleme:
Amma kasmissiniz adamın sizi sevdiğine ikna olmak için. Adam resmen evliyken bir öğrencisine aşırı ilgili davranmis-eski sevgilim lafı da oradan geliyor- sizi aşık etmiş kendine. Veee ne kadar güvenilir olduğundan bahsediyorsunuz. Cidden takmissiniz adama baksaniza ortada bir şey yok ve tayin istiyorsunuz. Yaşadığınız şehirde sizi bağlayan hiç mi bir şey yok da...
 
Amma kasmissiniz adamın sizi sevdiğine ikna olmak için. Adam resmen evliyken bir öğrencisine aşırı ilgili davranmis-eski sevgilim lafı da oradan geliyor- sizi aşık etmiş kendine. Veee ne kadar güvenilir olduğundan bahsediyorsunuz. Cidden takmissiniz adama baksaniza ortada bir şey yok ve tayin istiyorsunuz. Yaşadığınız şehirde sizi bağlayan hiç mi bir şey yok da...
 
Aslında O'nun yaşadığı şehir, benim okuduğum şehir. Yani her iki şehirde de beni bağlayan unsurlar var. Belki de söylediğiniz doğru ve ben kendimi inandırdım beni sevdiğine. Ya da gerçekten sevdi bir zamanlar. Bütün okulda başka kimseye böyle davrandığını görmedim o kadar yıl boyunca. Bu yüzden güvenilir olduğunu söylüyorum. Aşk ise , maalesef insana seçme fırsatı vermiyor. En olmayacak durumda, en olmayacak insanı da sevebiliyor kişi. Orada yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Hocalarım zaten sürekli söylüyordu bana gelmemi. Gidişimin meşru bir sebebi de olacak böylece. Bu süreçte, bizi yıpratan yazışmalardaki yanlış anlaşılmalar yerine - eğer varsa - bende sevdiği özellikleri hatırlayacak belki. Yıllardır yüzyüze görüşmedik neticede. Böyle uzun bir süreçte insan unutabilir. Ama eğer dediğiniz gibiyse , ben de bunu anlamış olacağım.
 
Peki size şunu da sorayım, eğer bana dair hiçbir hissi yok ise, neden boşandığı gibi bana yazdı? Bir öğretmen, sıradan bir öğrencisine neden bu konuyu yazsın ki? Ayrıca benim evlendiğimi duyduğunda, tebrik etmesi gerekmez miydi bu durumda? Neden ortadan kayboldu birden? Ya bu süreçte neden kaybettiği kadına üzüldüğünü yazıp durdu Facebook'ta? Bu kadar çok tesadüf fazla değil mi? Üstelik bahsettiği kadının gamzeleri var, tıpkı benim gibi. Benimle karşılaşmak için verdiği çabayı da yazacağım size. Bu davranışı, tesadüf gibi göstermeye çalışıp, ne kadar fazla sayıda yaptığını bilseniz. ..
 
Peki size şunu da sorayım, eğer bana dair hiçbir hissi yok ise, neden boşandığı gibi bana yazdı? Bir öğretmen, sıradan bir öğrencisine neden bu konuyu yazsın ki? Ayrıca benim evlendiğimi duyduğunda, tebrik etmesi gerekmez miydi bu durumda? Neden ortadan kayboldu birden? Ya bu süreçte neden kaybettiği kadına üzüldüğünü yazıp durdu Facebook'ta? Bu kadar çok tesadüf fazla değil mi? Üstelik bahsettiği kadının gamzeleri var, tıpkı benim gibi. Benimle karşılaşmak için verdiği çabayı da yazacağım size. Bu davranışı, tesadüf gibi göstermeye çalışıp, ne kadar fazla sayıda yaptığını bilseniz. ..
Peki size dediğiniz gibi hala hissi olsa siz takıntılı halinizi göstermeden önce de söylemez miydi? O kadar konuşmuşsunuz. Ya da karısını zamanında sizle aldatmaya çalışan iş etiginden bihaber insanla birlikte olsanız size de iki üç yıl sonra aynısını yapmayacağı ne malum. Boşandıktan sonra-yani siz yıllarca gorusmedikten sonra- sadece size haber verdiğini nereden biliyorsunuz. Belki sizin gibi ama farklı dönemlerden iki üç öğrenci daha var. Belki onlardan birine yazıyor onu. Neyse o kadar çok belki var işte ama tek gerçek adam evliyken size yazmış ve hocanizmis o zaman. Yani hiç ama hiç güvenilir değil. Diyorsunuz okulda benden başka kimseye böyle davranmadi adam evli yahu hem de hoca mavi boncuk mu dağıtıp dursun. Ne desem boş şu kadar yazdığima parmaklarima üzüldüm:))
 
Eşini aldatmak şeklinde değerlendirmeniz yanlış. Sadece oturup sohbet etmek ya da bilhassa kalabalık ortamlarda yakınlık göstermek ile aldatılmaz insan. Her şeye rağmen çok doğru olduğunu savunmuyorum bu durumun. Ama aramızda açıkça konuşulmuş bile değil duygular. Yani iki taraf da elinden geldiğince, belki de başarabildiği ya da olması gerektiğine inandığı şekilde davranıyordu. Benden başkalarına da mail atmış olsaydı eğer, herkes benimle aynı anda evlenmedi değil mi? Biri O'nun teklifini kabul ederdi herhalde. Çapkın biri olmadığına ilişkin düşüncem de, kendisini tanıyor olmamdan ileri geliyor. Kız öğrencilere telefon numarasını bile vermezdi. Kantinde çok az kişi ile görüştüğü olurdu. Bruce Wills' e benzetirlerdi arkadaşlar. Yani isteseydi - ki tahmin edersiniz peşinden koşan çok kişi olduğunu - pekçok hocanın yaptığı gibi el altından bağlantı kurabilirdi öğrencilerle. Şimdi size, hiç tanımadığınız birini neden ahlaklı bulduğumu nasıl anlatayım? Siz nasıl bu kadar emin olabilirsiniz o tıynette biri olduğundan?
 
Şunları da söylemem gerek, geçen yıl telefonda konuşurken, bana bir defasında " Seninle evli olsaydık, bu konuda kavga ederdik" demişti. Başka bir gün de, neden telefona cevap vermediğini sormuştum. O'nu merak etmemi gerektiren bir durum vardı. O da demişti ki " Eşimmişsin gibi oldu" . Bana ' eski sevgilim' demesini de ben şöyle yorumladım. Bana olan hislerini artık açıkça söylemek istedi ve böyle söyledi ki, hala aynı düşündüğünü anlayayım. Belki bu şekilde daha gerçek ve kalıcı bir ilişkiyi başlatmak istedi. Ama ben fazla üzerine düşünce, korktu ve vazgeçti. Ya da beklemeye ve beni bir süre görmeden mantıklı karar vermesi gerektiğine...
 
Seviyorduysa bile soğumuştur. Adım atma şansı tanımamışsınız ki hep siz bir şey yapmışsınız. Siz de olsaydınız dayanamazdınız. Olaylara kendinizce anlamlar yüklemeyin bu bende de var, bu yüzden saçma adamlarla birlikte oldum yanlış anladığım ve yanlış yorumladığım için. Gerçeği göremez oluyoruz halbuki ayan beyan ortada. Üzmeyin kendinizi ve lütfen karşınızdaki adım atsın o kim ki siz bu kadar uğraşıyorsunuz şımartıyorsunuz. Boşverin kimseye bu kadar değer vermeyin. Yıpranan siz olursunuz sadece herkes hayatını yaşamaya devam eder. Siz elinizde yorumladıklarınızla ve hissettiklerinizle kalıverirsiniz.
 
Bazen ben de sizin gibi düşünüyorum. Bu kadar üstüne düşmeseydim, şimdi herşey yolunda olacaktı belki. Aşk insanı çok yıpratıyor. Sınırsız bir değer veriyor insan. Belki de bu yüzden hep aşık olanı değil de başkalarını seviyor aşık olunan...
 
Kendi kendime düşünüyorum bazen, unutmam gerek. Bitsin artık bu berbat durum diye. Ama sonra çok aptalca birşey yapıyorum ve O bunu hisseder ve üzülürmüş gibi hissediyorum. Ne saçma. Muhtemelen umurunda bile değil ve bütün bu yaptıklarım yüzünden, kendi kendimi incittim. Bana saygı duyuyordu. En çok da buna üzülüyorum. Saygıyı kaybetmese insan... Sevgiden daha önemli bence.
 
X