14 yaşındayım ve vegan olmak istiyorum?

Çocuk hastalıkları uzmanı Dr.Kadir Tuğcu bir sitede herşeyi cevapliyor yazın da cevabınızı alın. Yalnız tüm belgelerinizi hazırlayın da öyle hazırlıklı yazın. İsterseniz Skype dan gorusme ayarlayip gorusun.

Ama böyle platformlarda da kimsenin sağlığını riske atacak açıklamalar yapamazsınız. Kızcağızın zaten kemik gelişimiyle ilgili sıkıntısı var.
 
Et ve tavuk hiç yemem..balığı nadiren yerim.. gayette sağlıklıyım, tüm değerlerim çok şükür iyi.. S Sunny1 sana katılıyorum canım..vegan olamam vejeteryande..ama vucudumuza gerekli olan herşeyin, bakliyattan, sebze meyve, yeşillik vs den karsilandiguna inanirim..çünkü seviyorum ben onları yaa
 
Büyük ihtimal zaten yazmışımdır ama beyni yıkanmış ve yalan yanlış bilgiler yaymakta beis görmeyen çok kişi olduğu için bir daha yazayım.
Proteinle başlıyorum tekrar. Tüm bitkisel besinler tüm amino asitleri içerirler. Yani mesela sadece marulda bile vücut için gerekli olan tüm amino asitler vardır. Eğer günlük gerekli kalori ihtiyacınızı karşılayacak kadar besin tüketiyorsanız, herhangi bir protein eksikliğine maruz kalmanız mümkün değildir ki sadece baklagil ailesinden birçok ürün (fasulyeler, nohut, bezelye, mercimek vs.) 100 gramında,
100 gram yumurtanın, bifteğin, tavuk etinin, köftenin, peynirin, yoğurdun içerdiğinden daha fazla protein içermektedir.
Maş fasulyesi mesela, 100 gramında 25 gram protein var. Zaten 60 kiloluk bir kadının günlük ortalama protein ihtiyacı da 45-50 gram.
Yulaf, 100 gramında 17 gram protein bulunur.
Soya fasulyesi, kavrulmuş olup olmadığına göre değişmekle beraber, 100 gramında en az 40-50 gram protein bulunur.
Nohut, 100 gramında 20 gram protein bulunur.
100 gram bademde 20 gram protein, 100 gram yer fıstığında 27 gram protein, 100 gram ay çekirdeğinde 22 gram protein,
100 gram cevizde 15 gram protein, 100 gram meksika fasulyesinde 25 gram protein, 100 gram kuru fasulyede 15 gram protein,
100 gram kırmızı mercimekte 12 gram protein, 100 gram çavdar ekmeğinde 15 gram protein, 100 gram buğday ekmeğinde 14 gram protein, 100 gram kepekli ekmekte 9 gram protein,
100 gram bildiğimiz beyaz makarnada 6 gram protein bulunur.
Daha sabaha kadar yazmaya devam edebilirim. Anlaşılması gereken tek şey, bitkisel besinlerle beslenirken ihtiyacınız olan tüm proteini fazlasıyla ve en sağlıklı şekilde alacağınızdır.
Çünkü hayvansal besinlerden protein alırken aynı zamanda yüksek oranda trans yağ, doymuş yağ ve kolesterol da alırsınız. Bunlar da insan vücudu için, en kibar şekliyle söylemek gerekirse, zehirdir.

Gelelim kalsiyuma.
Yıl olmuş 2016, hala süt ürünlerinden kalsiyum alınabildiğini sanan var.
Her hayvansal besin tükettiğinizde vücudunuz asidik olur, vücut bunu nötrlemek için kemiklerinizden kalsiyum fosfatı emer, fosforla kanınızı nötrler, bozunan kalsiyumu da çişle atar. Yani kendi anne sütünüz dışında herhangi bir süt ürünü tükettiğiniz an, vücudunuz kemiklerinizden kalsiyum emip bunu atmaya başlar. Kalsiyum kaybedersiniz.
Ama hayvan sütünün zararları bunla da bitmiyor.
Hayvan sütündeki kalsiyumun vücut tarafından absorbe edilebilmesi için, yüksek oranda magnezyumla beraber alınması gerekir. İneğin yavrusu bu yüksek oranda magnezyumu, otlandığı ve çok yüksek oranda ot yediği için alabilir. Dolayısıyla inek yavrusu, sadece kendisi için dizayn edilmiş olan inek sütündeki kalsiyumu absorbe edebilir çünkü gerekli magnezyumu almıştır.
İnsana ne olur? Kendisi için üretilmemiş, apalakasız bir türün sütünü içmeye kalktığı için, doğal olarak o sütteki tüm kalsiyumu absorbe etmesine olanak sağlayacak magnezyum tüketimi yoktur. Aldığı ama absorbe edemediği bu fazla kalsiyum ne olur? Dekalsifikasyon dediğimiz olaya yol açar.
Dekalsifikasyon, osteoporozun yani kırılgan, sağlam olmayan kemiklerin, damar tıkanıklıklarının, kalp hastalıklarınnın, böbrek taşlarının, diş sorunlarının, kronik böbrek rahatsızlıklarının, eklem kireçlenmelerinin bir numaralı sebebidir.
Yani her süt ürünü tükettiğinizde, kalsiyum kaybetmekle kalmıyor, bir de absobe edemediğiniz bu kalsiyum sebebiyle tüm bu hastalıkları o zavallı vücudunuzda paşa paşa, kendi isteğinizle yaratıyorsunuz.

Bir yetişkinin günlük kalsiyum ihtiyacının 1000 mg olduğu söylenir uzun yıllardır. Yapılan araştırmalar bu miktarın yarısının vücut için yeterli olduğunu göstermiş. Fakat yine de biz 1000 mg kalsiyum ihtiyacını baz alalım ve başlayalım.
100 gram karalahanada 200 mg kalsiyum var.
5 tatlı kaşığı susamda 350 mg kalsiyum,
2 su bardağı brokolide 150 gram kalsiyum,
1 portakalda 70 mg kalsiyum,
1 bardak ıspanakta 300 mg kalsiyum,
1 bardak pazıda 120 mg kalsiyum,
1 bardak lahanada 100 mg kalsiyum,
100 gram dereotunda 210 mg kalsiyum,
100 gram bademde 270 mg kalsiyum,
100 gram yer fıstığında 100 mg kalsiyum,
100 gram cevizde 100 mg kalsiyum,
100 gram kerevizde 45, 100 mg pırasada 65 mg kalsiyum,
100 gram tahinde 450 mg kalsiyum (zaten susamdan yapıldığı için normal),
100 gram maydanozda 150 mg kalsiyum,
100 gram kekikte 410 mg, 100 gram pul biberde 300 mg kalsiyum,
1 kase kuru fasulyede 160 mg kalsiyum, 100 gram buğday ekmeğinde 110 mg kalsiyum...
Yani ben yaz yaz yorulurum artık... Kalsiyumu da almama şansınız yok gördüğünüz gibi. Bu baharatların bu kadar yüksek kalsiyum içermesi de, sadece süs niyetine azıcık serpiştirdiğiniz baharatlardan bile ne kadar kalsiyum alındığını gösteriyor.

B12'ye gelelim. En sevdiğim konu. Bu konu hakkında da çok cahil cühela yorum duymuştum da bu kadarını sanki ilk kez duyuyorum.
B12 hiçbir besinde bulunmaz. B12'yi hayvanlar üretmez, b12'yi bitkiler de üretmez. B12, bakteriler tarafından üretilen bir vitamindir. Ayrıca b12 hiçbir şekilde midemizde üretilmez, bu fantezi dünyasına hayranım, o nereden çıktı=D

B12 sadece bakteriler tarafından üretildiği için, tükettiğimiz besinler bir şekilde bu bakterilere bulaşmışlarsa b12 içerirler sadece. Bu yüzden topraktan gelen besinler doğal olarak b12 içerirler çünkü topraktaki b12 üreten bakterilere bulanmışlardır.
Fakat bu topraktan gelen besinleri fazlaca yıkadığımızda (ki yıkamak zorundayız, şehir hayatı, ilaçlamalar vs.), b12'yi de bu besinlerin üstünden yıkayarak atmış oluruz.
Hayvansal besinlerdense, söylediğim gibi, doğal olarak b12 gelme olasılığı yoktur çünkü b12 hayvanın ürettiği bir şey değildir. Hayvan öldürüldüğü sırada tesadüfen vücudunda b12 depolamış haldeyse bile, bu, topraktan beslendiği içindir.
Ve işin sizi en hayalkırıklığına uğratacak kısmı geliyor: hayvansal besinlerden b12 olmanız mümkün değildir çünkü hayvansal bir ürünü ısıya maruz bıraktığınız an (ki bildiğim kadarıyla hiçbiriniz eti çiğ yemiyorsunuz), eğer o hayvanda tesadüfen b12 vardıysa bile, bu ısıyla o b12'yi öldürürsünüz.
Yani hayvansal besinlerden b12 alamazsınız.

B12, vücudumuzda doğal olarak bazı yerlerde üretilir. Kalın bağırsakta üretilen b12, kullanamadığımız, absorbe edemediğimiz bir b12'dir. İnce bağırsakta, ağızda ve boğazda üretilen b12'mizi ise absorbe edebiliriz.
Fakat özellikle hayvansal ürün tüketenlerin florası ve enzim aktivitileri sağlıksız olduğu için, hayvansal ürün tüketenlerin yani vegan olmayanların, absorbe edilebilir yeterli b12 üretme şansı çok düşüktür.

Dolayısıyla iş b12 konusuna gelince, özellikle vegan olmayanların b12 takviyesi alması gerekir. B12 takviyesi dediğimiz de ayda yılda 1 tanesini içeceğiniz bir hap.
Çünkü b12 vücutta depolanır. Günlük b12 ihtiyacı mikrogramlar seviyesindedir ve sadece 1 tane b vitamini hapı bile 1 miligram b12 içerir, bu da günlük b12 ihtiyacının 1000 katıdır.

B12'yi doğal olarak alabileceğiniz besinler sadece fermente olmuş besinlerdir. Lahana turşusu çok iyi bir b12 kaynağıdır mesela.

D vitaminini de unutmayalım, istediğiniz kadar yırtının, zaten gerekli d vitaminin maksimum yüzde 10'unu besinlerden alabilirsiniz. Daha fazlası olası değil. Ve buna gerek de yok. Günde yaklaşık 15 dakika güneş ışığı zaten d vitamini depolarınızı fazlasıyla dolduracak kadar d vitamini üretmesine sebep olacak vücudunuzun.

Bu arada, lahmacunu, köfteyi, döneri, kebabı hayvanlara zarar vermeden de yiyebilirsiniz. Google'a bir zahmet vegan köfte, vegan lahmacun, vegan pizza, vegan dondurma, vegan döner, vegan kebap yazarsanız, göreceksiniz.
Hayvanlara zarar vermeden çok sağlıklı, çok lezzetli, çok kolay bir şekilde beslenebilirsiniz.

Ya da illa ben bu zararın parçası olmaya devam edeceğim diyorsanız, buyurun, izleyin, madem mideniz için iyi, gözleriniz için de iyi olmalı:

 
Son düzenleme:
Siz bütün bunları söylediğim doktora yazın cevabı da burada paylaşın. Cahil cuhela olmayan sayın saygıdeğer hanımefendi ekselansları....
 
Bir de şunu çok merak ediyorum yenidoğan anne sütü alamadiginda, emmediginde onu da mi marulla besleyeceğiz??
 
İşin en üzücü yanı da şu, veganlık hem insan sağlığı için, hem dünya için, doğa için, yağmur ormanlarının, temiz su kaynaklarının korunması için, küresel ısınmanın durdurulması için... Tüm bunlar için seçilebilecek sadece en iyi yol değil, tek yol.
Tabi bu bağlantıları kuramayanlar ya da bu durumlardan haberi bile olmayanlar var. Çok fazla sayıda hem de. Yağmur ormanlarıyla veganlığın, küresel ısınmayla veganlığın ne alakası diyenler var. İşte onlar ne yazık ki, bu teknoloji çağında bile bile cahil kalmayı seçmiş insanlar. Tek bir tıkla tüm bilgilere, gerçeklere ulaşabilecekken hem de.
Sorun değil, üşenmem, tek tek ben de yazarım burada her bir konuyla ilgili. Vegan olmayışın neden dünyadaki açlığın, yağmur ormanlarının yok oluşunun, su kaynaklarının tükenişinin sebebi olduğuyla ilgili... Üşenmem, Google'da tek bir tıkla bulabileceğiniz tüm bu bilgileri sıfırdan yazarım.

Ama en üzücü yanı şu... Koca koca insanlar gelmiş, hayvanlara yaptığımız işkenceleri, hayvan katliamını, hayvanlara yaptığımızı sömürüleri savunuyorlar. Hem de öyle bir savunuyorlar ki, canla başla... Bir sürü yalanla, yanlışla, canlarını dişlerine takarak.
Siz ne ara bu kadar vicdansız oldunuz?
Bu ne kadar acı bir şey?

Bakın, tüm süt ürünleri endüstrisinin temelinde olan, değişmez birkaç şey var. İlki, tecavüz. Tüm inekler, anüslerine (bu şekilde ineklerin yumurtalıkları hizalanır) ve sonrasında vajinalarına,
ya orada çalışanın çıplak elleri ya da tecavüz rafı denilen bir alet sokularak hamile bırakılırlar.
İneğin bebeği doğar doğmaz, bebek sütü içmesin de sütü biz çalabilelim diye bebek anneden uzaklaştırılır. Ve erkekse direkt olarak mezbahaya yollanır.
Bebeği kendisinden alınan anne ineklerin çığlıklarından daha acı bir çığlık duymadıklarını söylüyorlar süt çiftliklerini ziyaret eden arkadaşlarım.
Bebeği kendisinden çalınan anne inekler aylarca, yıllarca bebeklerinin yasını tutarlar.
Ama yetmez, bu anne inekler sanki hisseden, yaşayan canlılar değillermiş de makinelermiş gibi, sütleri için durmaksızın sömürülürler. Memelerine bağlanmış makinelerden dolayı memeleri kanar, iltihapla dolar, yara olur.
Süt üretimleri bittiği zaman aynı döngü tekrarlanır. Tecavüzle hamilelik, bebeğin çalınması, bebeğin öldürülmesi ve ineğin sömürülmesi.
Normalde 20-25 yıl ömrü olan inekler, bu tecavüz ve sömürü altında maksimum 2-3 yıl içinde yüksek oranda süt üretemez hale gelirler ve mezbahaya yollanırlar.

Siz, doğada hiçbir canlının yapmadığını yapıp, başka bir türün sütünü bu yetişkin halinizle içeceksiniz diye,
bu hayvanlar, tecavüzle, işkenceyle, acıyla, dayakla, bebeklerini kaybetmeyle dolu kısacık bir ömür geçirip sonunda da katledilirler.

Dünyada hiçbir tür yoktur ki, kendi annesinin sütü dışında süt içsin. Hiçbir gergedan, zürafa sütü içmez. Hiçbir ayı, at sütü içmez. Hiçbir ceylan, su aygırı sütü içmez. Dünyada kendi annesinin sütü dışında süt içen hiçbir canlı yoktur. Dünyada yetişkin olduğu halde süt içen hiçbir canlı da yoktur. Süt sadece, siz kendi kendinize beslenebilmeye başlayana yani katı gıdaya geçene kadar gıdasız kalmamanız için anneniz tarafından üretilen bir şeydir.
Katı gıdaya geçtiğiniz anda, vücudunuzda laktozu yani süt şekerini sindiren enzim kalmaz, hepsi yok olur.
Katı gıdayla beslenebilmeye başlamış hiçbir canlının artık 1 damla dahi süte ihtiyacı yoktur ve dahası, kendi annenizin sütü bile artık vücudunuz tarafından kabul edilmez, nerede kaldı başka bir türün (inek, zürafa, gergedan, ceylan, keçi, at, su aygırı, hiçbirinin) sütü.

Burada koskocaman insanlarsınız, birçoğunuz da annesiniz belki.
Biliyorum, çoğunuz da bu gerçekleri bilmiyordunuz. Ama artık biliyorsunuz. Lütfen bunu savunacak kadar vicdansız olmayın.
Bu, gerçekten, insanlığa dair umutlarımız ölsün artık manasına gelir.
 
Hanımlar,
rica ediyorum fikir dayatmalarıyla insanları etkilemeye çalışmayın.
İnsanlar beslenme şekillerini değiştirecekse bunu sizlerin yönlendirmesiyle değil doktorlarının önerileriyle yapmalılar.

Burada kendi doğrularınızı anlatırken ki bazen görüyorum vitamin takviyelerini bile cici gösterenler var, bilmeden insanların sağlığına zarar veriyorsunuz.

Herkes dilediği gibi beslenmekte özgürdür, insanları beslenme şekilleriyle yargılamayınız.

Ve rica ediyorum tartışma da olmasın.
 
Yani mesela sadece marulda bile vücut için gerekli olan tüm amino asitler vardır.
Puhaha saka gibi bunu yazdin ve insanlara cahil mi dedin😂 lutfen daha fazla bilgi sahibi olmadan vegan olma insanlari veganliktan sogutursun.
Tum aminoasitler ette bulunur. bitkilerden bildigim kinoada var. Diger bitkisel besinlerde bir kisim aminoasit var bir kisim aminoasitse yok. o yuzden tek tip degil cesitli beslenmek gerekir pilav ustu nohut gibi

Bu arada konuyu hortlattim ama konu sahibi ne yapti acaba simdi 16 yasindadir 👀
 
Yaşım küçükse kusuruma bakmayın hiçbir yerde yardım bulamadım belki buradan birileri yardım eder diye düşündüm.
Şu anda vejetaryenim herkes biliyor ama annem vegan olmamı doğru bulmuyormuş bu yaşta. Kemiklerim gelişmezmiş ve kaslarım erirmiş. Ya aslında ben skolyozum ama süt ile alakası olduğunu düşünmüyorum. Annem büyüyünce vegan olursun diyor ama ben şimdi olmak istiyorum yardım?

Vejetaryan: Sadece et ve et ürünleri tüketmeyene denir.
Vegan: Et, süt gibi hayvansal hiçbir ürünü tüketmeyene denir.
Vegan olma isteğiniz neden?

En sagliklisi tüm besinlerden ölçülü tüketmektir . Bir şeyden tiksinitsinjz yiyemezsiniz anlaşılabilir.
 
Kendi yediğiniz hakkında fikriniz yok, cümlenize kadar okudum. Gerisini okumak istemiyorum. Sizi ciddiye alıp bilgi almaya çalıştım ama siz protein konusunda 'ihtiyacım olduğu kadarını alıyorum'dan fazlasını söylemediniz. ben tabii ki kendi yediklerimin kalorisini de proteinini de çok kez hesaplamış, yediklerine dikkat eden ve günlük proteinini tamamlamaya özen gösteren biriyim. Çok spor yaptığımda da daha da fazla protein almaya çalışıyorum. Ve özellikle böyle günlerde; evet hesaplayarak. Sizden protein ve kalori konusunda somut yani rakamsal bir şeyler istedim ama yok, üslubunuz değişti, itham başladı. Bir şeyler ezberleyip gelmişsiniz. Bence sizin beslenmeden anladığınız yok. Gerçekten ne yaptığını hakkıyla bilen birini bulana kadar et, süt, peynir, yumurta tüketmeye devam. Üç gram ısınmıştım, ondan da soğuttunuz sağolun. :KK70: hadi bay.
Sonuna kadar okusaydınız bir zahmet.
 
Yazdığım yazıya dayanan şeyleri anlayarak okusaydınız, benim de yeterince protein aldığımı anlamış olurdunuz. Özetle ne demişim, günlük enerji ihtiyacını karşılayacak kadar beslenen hiçbir insanın günlük protein ihtiyacından daha az protein alma ihtimali yok.
Ben size bir günde yediklerimi söyleyeyim (ki kışlada yaşamadığıma göre baya çeşitli bir menüm var, her gün başka başka şeyler yiyorum), siz gidin, yediğim her şeyin protein oranlarına tek tek bakıp toplama işlemini yapın.
Siz kendi yedikleriniz için o toplama işlemini yapıyor musunuz? Hayır.
Kendi yediğiniz hakkında fikriniz yok, benim yediklerime gelince beslenme uzmanı kesilmeye çalışıyorsunuz:)
Basmakalıp olanlar sizin söyledikleriniz.
O kadar basmakalıp, tipik ve komik ki, bu verdiğiniz tepkilerden oluşan karikatür sayfaları var. Çünkü herkes aynı sizin gibi, bir veganla karşılaştığında, ilk olarak akla gelebilecek her türlü absürd ve manasız tepkiyi veriyor.
Merak etmeyin, henüz vegan değilken ve veganlıktan ilk kez haberdar olmuşken, aynılarını ben de yaptım.
Doğru bildiğimiz yanlışlar bilimsel veriler ortaya koyularak sarsıldığında, hepimiz böyle cahilce ve komik savunma mekanizmaları oluşturuyoruz.

Lütfen kalkıp bilgi vermek istemiyorsunuz heralde demeyin. Şunca işimin gücümün arasında küçük bir kitapçık olacak kadar cevap yazdım şu başlığın altında.
Sorduğunuz soruların hepsine cevap olacak bilgileri verdim. Ve ısrarla, veganlığa dair kafanıza takılan hemen hemen her sorunun cevabını alabileceğiniz bir video paylaşıyor ve izlemenizi rica ediyorum.
Daha ne bilgi verebilirim? Bir vegan olarak böbreğimi çıkartıp alın, bir vegan böbreğinin üstünde otopsi yapın isterseniz, o zaman içinize siner:)

Bu tepkinizin sebebini anlayabiliyorum. Siz sanıyorsunuz ki, hayvansal ürün tüketerek beslenmek, "normal" olan. Bu yüzden bugüne kadar kendi diyetinizde günde ne kadar protein, ne kadar kalsiyum, ne kadar fosfor, ne kadar magnezyum, ne kadar demir aldığınızı hesaplamak falan aklınıza bile gelmedi. Zaten gördüğünüz üzere, siz günde kaç gram protein alıyorsunuz dediğimde cevap veremiyorsunuz.

Ben sizin gül hatrınıza dün yediğim tüm şeylerdeki protein miktarlarını buraya yazıp toplayayım bari. Maksat, bahaneniz kalmasın:)

Şöyle iki avuç falan badem yedim ki yaklaşık 50 gram protein içeriyordu. Tek başına bu bile benim almam gereken günlük protein miktarına eşit zaten.
Yani başka hiçbir şey yemesem bile günlük protein ihtiyacımı karşılamış oldum.

Ekstra olarak haşlanmış nohuttan salata yaptım. Yaklaşık 2 bardak nohuttan. 25-30 gram protein daha almış oldum.
Kahvaltıda çavdar ekmeği yemiştim birkaç dilim. En az bir 15 gram da oradan var.

Başka sebze, meyveler de var yediğim. Onlardan da en az 7-8 gram geldiğini düşünürsek, gördüğünüz gibi ben bile günlük olarak almam gereken protein miktarının en az iki katını almışım.
Üstelik vücuda zehir etkisi yapan doymuş yağ, trans yağ, kolesterol hayvansal protein almadan.
Aldığım çeşit çeşit yüksek mineral ve vitamin de cabası.

İsterseniz aynı toplama işlemlerimizi kalsiyum alımım için de yapalım.

Mesela önceki gün, tek bir öğünümde, maş fasulyeli, kinoalı, kaju fıstıklı bir salata yedim. Bu tek tabak salatayla ne kadar protein aldığımı da hesaplayalım mı? Durun hesaplayalım.

100 gram kinoa, 40 gram protein. 100 gram maş fasulyesi, 30 gram protein. 1 avuç kaju, 5 gram protein. Salatanın içindeki yeşil yapraklı bitkileri, sosları vs. de kattığımızda, tek bir salatayla yine günlük protein ihtiyacımın neredeyse iki katını karşılamış oldum, görüyor musunuz:)

İşte geçen gün de bir öğünümde patatesli bulgur pilavıyla mercimek çorbası vardı. Yine bir öğünde, neredeyse bütün protein ihtiyacımı karşıladım.

Bence şimdi siz de belki de hayatınızda ilk kez, bir günde aldığınız protein miktarını hesaplayın ve halinize yanın. Çünkü günlük ihtiyacınızdan kat kat fazla protein aldığınız ortaya çıkacak ve işin kötüsü aldığınız proteinin çoğu, daha önce de belirttiğim gibi, vücutta zehir etkisi yapan hayvansal proteinden oluşacak.

Sadece Google'da bitkisel protein kaynakları yazarak binlerce siteden bilgi edinebileceğiniz bir konu için, defalarca, her türlü detayı ve bilimsel bilgiyi paylaştığım uzun uzun yazılar yazdım. Umarım veganlığı düşünmenizde faydası olur.
Tüm yazdıklarınız için çok teşekkür ederim. Linkleri ayrıca inceleyeceğim. Keşke sizin gibi insanlar çoğalsa.
 
X