bu konuya yazmaktan çok imtina ettim aslında, yaşamadım bilmiyorum çünkü, ama en son bi arkadaşımın hikayesini anlatmaya karar verdim.
99da ev alıp taşındık, 11 yaşımdaydım, erkek kardeşim de 4. aynı binada oturan bi komşumuz vardı, 10 yaşında kızları, 7 yaşında oğulları vardı. kapıda falan karşılaştıkça selamlaşırdık. çok genç, çok güzel bi anneleri, çok olgun bi babaları vardı.
bi gün bizi evlerine ps oynamaya çağırdılar, oyunun adını tam hatırlamıyorum, "naughty dog" diye lakabı vardı, yeni nesil sonic gibi bi şey. mario tarzı. babam izin vermez sandım ilk başta ama verdi. "babalarını tanıyorum, iyi insanlar" dedi.
sonra biz çok samimi olduk. ailece falan görüştük, çat kapı gidip gelmeye başladık. çok çocuktum aslında, ama anlıyordum. ve gerçekten çok net hatırlıyorum.
kadın 30, adam 45 yaşındaydı. kadın evliliğinden o kadar mutluydu, kocasını o kadar seviyordu ki anlatamam size. kocasından bahsederken ismiyle bahsetmezdi hiç, sonuna iyelik eki getirirdi hep. öyle bağlı. 18 yaşında evlenmiş, çok aşıkmış. adam 33 yaşında tabi o zaman. genç bi kızın isteklerini, ihtiyaçlarını biliyor ve ona göre davranıyor. hediyeler, sürprizler falan filan. bi de zaten 33 yaşında adam iyi kötü düzenini oturtmuş adamdır. 2 işte birden çalışıyordu, durumları hep iyi oldu. o kadın hiç yokluk sıkıntı görmedi. burda yazan pek çok insan gelecek kaygısı taşıyor mesela evlenirken, o taşımadı. adamın gücü yeterdi ve yetiyordu çünkü.
ben 16 yaşıma geldiğimde, "kocam ölünce"yle başlayan planlarını anlatmaya başladı kadın. çünkü adam 50sine merdiven dayamıştı, kadın 30larının ortasındaydı, en büyük çocuğu daha lisedeydi.
17 yaşımda taşındık ordan. birkaç sene sonra onlar da taşındı ama onlar epey uzağa taşındı. eskisi kadar sık görüşemez olduk.
birkaç görüşmemizde kadın eskisi kadar mutlu değil gibi geldi bana. kocasının hastalıklarından, yorgunluklarından şikayet ediyordu.
birkaç sene önce bi bayramda gittik, 2 sene olmuştur belki. adam gerçekten çökmüş ve ciddi anlamda hasta. kadının tek yaptığı da "kocam hasta, kocam yaşlı, kocamı babam sanıyorlar, kocamı çocuklarımın dedesi sanıyorlar" diye yakınmak. beni tembihledi, "sakın kendinden büyükle evlenme, çok pişman olursun" dedi. 15 sene önce "kocanla yaş farkın olsun, seni çok mutlu eder" diyordu.
kızları evlendi şimdi, epeydir görüşmedik, torun seviyorlardır muhtemelen.
60ına yaklaşan bi adamın bazı hastalıkları çıkar evet, ama hayat arkadaşı da o yaşlardaysa, yani 30ları 40ları beraber devirmişler de artık kendilerine iyi bakmaları gereken zamanlardaysa, destek olur. bazı şeyleri insanın hayat arkadaşıyla beraber aşması gerek diye düşünüyorum. yediğine içtiğine dikkat etmen gereken zamanda, veya kafana eseni yapmak istediğin zamanda, eşin de aynı çağı yaşıyor olmalı.
benim tecrübem yok diye yazmak istememiştim konu ilk açıldığında ama şu an tekrar görünce dayanamadım. ben o adama hep çok üzüldüm çünkü.
adam hemen hemen babamla yaşıttı ama benimkiler birer fincan çay alıp sessiz huzurlu otururken, çünkü artık kafa dinleme yaşlarıydı, o adam karısını avm avm gezdiriyordu, çünkü kadın o yaşlardaydı, henüz kafa dinlemek isteyeceği yaşa gelmemişti. gerçi o kadın o yaşa gelebildi mi onu da bilmiyorum ama o adam anlayışı ve huzuru hak ediyordu, onu biliyorum. hayatımda tanıdığım en kaliteli, en ailesine düşkün insanlardandı, bence yazık oldu. kadına da çok suç bulamıyorum, nihayetinde onun da yaşından kaynaklı amaçları ve beklentileri vardı. 18indeyken çok pembe gelen tablo bi yaştan sonra o kadar pembe olamadı.