- 28 Mayıs 2007
- 537
- 476
- 303
Çok kırdım, ilk kez o da hakaret etti. Geç değil di mi?çok üzülüyorum..
Değil tabi ama onarılması için çaba sarfedilmesi gerekiyor
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Çok kırdım, ilk kez o da hakaret etti. Geç değil di mi?çok üzülüyorum..
Balayımda bile otele gelen kayınvalidem ve görümcelere sırf eşim; bayramlar benim için çok önemli nolursun he de geç dediklerine dediği için çıktım gittim. O kadar ateş eden bakışlara, laf sokmalara karşı eşim için güler yüzle konuyu değiştirerek, mutfağa girip kek yaparak cevap verdim. Çünkü eşim bayramları çok seviyor. Benim annem yapayalnız burada. Yine de gittim. O da 2 günü çok gördü bana.Gereksiz yere çok fazla hakaret edip birbirinizi kırmışsınız.Herseyin bir çözümü vardır . Bende vajinismustum .evliliğimin en güzel zamanları 1 yili kabus gibi gecti saygı adına bizde de pek bise kalmamisti.Tedavi oldum 5 günün sonunda herşey bitmisti.Cok sukur kisa zamanda herseyi toparladik.Bu kavgaların çoğu cinsellik olmadığı için oluyor kanımca. Herkes herkesin istediği şeyleri yapmak zorunda değil ayrıca.Tatil için siz istiyorsunuzdur o istemiyordur zorlama yapmaya gerek yok.Yapsa iyiymiş dediğinizi ama yapmamış bunun için bu kadar kırmaya ve kırılmaya gerek yok bence.Gereginden fazla abartmışsınız.
Geçmiş konularımda da var. Ben evliliği hep geciktirdim. Ama karşı taraf ailemi ve beni o kadar bunalttı ki..İş ortamıma bile el uzatıp, herkesin neden evlenmediğimi konuşmasına sağladılar. Çok baskı içinde evlendim. Eşim de 3 yıl bekledim artık bekleyemem gibi imalarına çok sık yer verir olmuştu. Ben de depresyon geçiren biri olarak tek sarıldığım gücün gideceğinden korkarak, resmen apar topar evlendim. Annemin konuşmasını hatırlıyorum eşime; Meryem hasta, bunu biliyorsun, fazlasıyla çaba gerektiriyor, oğlum dayanabilecek misin, yapamam diyorsan düşün, evlenme, bekleyin...Ben onu her haliyle hemen istiyorum diye diye 1 gün sözlü 2 hafta nişanlı kaldım. Eşyalarımız bile evlendikten 1 ay sonra geldi. İnsanım yaşayacağının önüne geçilmiyor sanırım. 3 yıl ayrılamadım da evlenemedim de ama sonunda bunlar oldu.Kp ölümü derinden sarsmış olmalı ki işsizlik krizi ve aranızdaki bağ kilometrelerce uzaklaşmış sizden.
Keşke tedavilerinizin sonucunda evlilik yapsaydınız, psikolojiniz bu halde iken, çok zorlanmışsınızdır eminim.
Her ne olursa olsun vajinusmus tedavisini başından onarsaydınız belki bu düzensizlikler bir miktarda olsa azalabilirdi.
Cinsellik takdir edersiniz ki önemli bir faktör.
Son olarak gönlünü almaya çalışmayın. Sessiz kalın. Elbet eminim birşeyler yapmaya çalışır eşiniz.
Başlangıçtan beri annesi yüzünden tartışmadığımız bir gün geçmedi. Son tartışmamız ise beraber izni bitmeden 2-3 gün tatile gitmemizi istemem ve onun işi son dakikaya bırakıp otobüs bileti bulamaması.Ben hala ne için tartıştığınızı, ne için anlaşamadiginii anlayamadım.
Anlamıyorum, bilmiyorum. Zaten evlilik düşünmüyormuş oğlu, beni görünce çok istedi. Korktular heralde bir daha evlenmez diye.Noye bu kadar israr ettiler evlilik icin
Yaşamayan anlamaz, öyle bir dert ki, uyanmak istemiyor insan. Hele de sorunlar içinde yüzüyorsan, yediğin yemek bile tatsız..Benim kardesimde anksiyete hastasi ve cok zor onun icin ve ailesi icin..empati yapmayi deneyin herzaman
Henüz tatilinin bitmesine bir kaç gun var, gerekirse tek başına yada annenle bir tatil yap...yada seminer dönemi rapor al, eşin ile git..Merhaba, ben 11 aylık evliyim. Bu süreçte eski konularım da var, söz, nişan, düğünüm hatta ilk gecem bile çok olaylı geçti kv dem yüzünden.
Eşim dünya iyisi biriydi ya da ben öyle zannediyorum artık bilmiyorum. Çok sık kavga ettik, haftada 4 kez diyim siz anlayın. Bu süreçte kp imin, annemin, babamın hastalıkları, kp i kaybetmemiz ve herkesin hıncını benden alması, eşimin işsiz kalması vs..Evliliğimizden hiç bir şey anlamadığımız gibi eşimle saygımızı yerle bir ettik.
Ben psikolojik olarak tedavi görüyorum, 4 yıldır. Anksiyete hastasıyım. Benim de çekilmez, kötü yönlerim var. Eşim çok da destek oldu, ailesine zorla götürmez, onları susturmayı başardı hatta geç olsa da benim için hepsini karşısına almayı da başardı. Ama ben tükendim.
Artık her kavgamızda küslükler 1 haftayı buluyor, eskisi gibi ne o ne de ben çaba göstermiyoruz barışmak için.
Son tartışmamız; bayramda ailesine gittik, yeni işe girdiği için izni ve maaşı yok. Ona yalvardım son 3 gününde tatile gidelim diye, maaş kartımı önüne koydum, sen nereye istersen gidelim dedim, çok ihtiyacımız var daha hiç 2 gün bir yere gitmedik dedim. Tamam dedi. Ancak bayramın 4. günü zorla artık bilet bakmaya başladık ve tabi hiç bir yer için yer bulamadık. Zaten istekli de değildi.
Bu arada ben vajinusmusum. Tatilin her açıdan iyi geleceğini düşündüm 2 gün de olsa. Tedaviye başlayacağım ve bebek de istiyordum. Eşimle tatil yapmadan bebek doğurmayacağım derdim hep. 2 ay iznim var öğretmenim. Ve olmadı yine.. bu sefer kendimi tutamadım, çok hakaret ettim, resmen öfkeden deliye döndüm. Bayramda ailesinin yanına gittim, onca şeye rağmen 4 gün güleryüzümü eksik etmedim. Ve sonuç..
Geçen haftadan beri 1 kelime etmedik birbirimize. Çok öfke doluyum. Önceden hatam olduğunda gidip zorla sarılır, gönlünü hemen alırdım. Artık çok doldum ona, ailesine, beni anlamamasına, yaşadığım bunalımlara..Nasıl barışırız, nasıl eskisi gibi oluruz bilmiyorum. Gün değil saat geçtikçe içimde bir alev büyüyor.. Nasıl barışacağız? Ben adım atarsam tanıştığımızdan beri en çok istediğim şeyi yapmamasını kabullenmiş gibi olacağım. Yediremiyorum.![]()
Babam hasta annem ona bakıyor, 2 ay tatilden sonra rapor hayatta alamam müdürle kötü olurumHenüz tatilinin bitmesine bir kaç gun var, gerekirse tek başına yada annenle bir tatil yap...yada seminer dönemi rapor al, eşin ile git..
Yeni eğitim öğretim dönemine stresli başlamayin...
Eşim ilaç kullanma sürecinde 3 yıl yanımdaydı. Terapilere o götürdü beni. Hatta ben defalarca seni sevemiyorum, sorunlarım daha ağır basıyor hiç bir şey hissedemiyorum sana karşı diye defalarca ayrıldım. Benim için şehir değiştirdi, burada iş buldu, istemiyorum dediğim halde. Sonradan bağlandım, sevdim, hatta çok sevdim. Yine de düğünümde bile içimde ağır etkileri vardı depresyon ve anksiyetemin. Ama beklemediler. Olmadı.Kadın erkek ayırmadan söylüyorum. Ben psikolojik sorunları olan insanlarla beraberlikleri anlamıyorum. Siz açıkça belirtmissiniz, anneniz söylemiş. Yani olmayacak işler bunlar. Bu ülkede psikolojik sıkıntılar sorun olarak hastalık olarak kabul edilmiyor. Sonuçlar böyle oluyor.
Anksiyete, bipolarlik gerçekten çok yaygın. Çoğu kişi farkında bile değil hasta olduğunun.
Eşiniz bakmamış mi? Evlenmeden arastirsaymis.
Ne güzel yazmışsınız..Evet asıl sorun benim yaşamayı bile anlamsız bulmam. Öncelikle kendimi düzeltip, yaşamaktan mutlu olmam gerekiyor. Bunun çok ama çok farkındayım. Ama işte içimi kıpırdatan en ufak şeye tutunca, onu da tarumar edince insanlar öfkemi kusuyorum. Elimde değil.Her zaman dediğim gibi sıfır beklenti sonsuz mutluluk
Beklentiler sadece bizi üzer canım.
Sen şuan kendi kendini dolduruyorsun ama eşine göre ortada sorun bile yok.
Sen kendince haklısın o da aynen kendine göre hakli.
Öncelikle sen bireysel olarak kendi ruh dinginliğine odaklan. İlk olarak bu hayatta "Meryem" olduğun için mutlu olmayı ogrenmelisin. Kendi varlığından, yaşantından tatmin olmadan başkaları sana hiç bir şey yapamaz...
İkincisi bebek meselesini askıya alin. Bana kalirsa evlilik oturmadan, birbirinize doymadan su ortama bir bebek gelirse işler daha da karışır.
Üçüncüsü kimsenin elinde sihirli değnek yok. Bu sorunlar bir günde gelmedi ki bir günde hop diye çözülsun. Ne eşin ne de terapistin seni iyi edemez. Biliyorum sen de bu şekilde yaşamaktan hoşnut değilsin ama çözüm başkaları değil sensin buna inan canım...
Hayaller hayatlar bambaşka olmuş ama hepimiz bu yola iyi günde kötü günde diyerek çıktık. 11 ay kötü gün geçirmeniz her daim kötü olacak anlamına gelmez. Elbet iyi günler de göreceksiniz :) sadece biraz daha emek ve sabır gerek...
İnsan yeri geliyor öz kardeşiyle anne babasıyla bile ters düşüp tartışma yasiyor. Elbette tamamen bambaşka bir insan olan esimizle de tartışma yaşamamız çok normal. Önemli olan saygı çerçevesinde ve çözüm odaklı olarak meseleyi halletmektir. Benim gördüğüm kadarıyla ortada birbirini seven iki insan var. Buna yazık etmeyin lütfen...
Ne güzel yazmışsınız..Evet asıl sorun benim yaşamayı bile anlamsız bulmam. Öncelikle kendimi düzeltip, yaşamaktan mutlu olmam gerekiyor. Bunun çok ama çok farkındayım. Ama işte içimi kıpırdatan en ufak şeye tutunca, onu da tarumar edince insanlar öfkemi kusuyorum. Elimde değil.
Bebek dünyaya getirmek şu an en son istediğim şey. Çünkü ona bakacak tek bir motivasyonum bile yok. Ama yaşım 35 olduğu için ilerde pişman olmaktan çok korkuyorum(( bu gelgitlerle zaman geçiyor ve ben bir adım bile ilerlemek yerine, eşimle iyice uzaklaşıyorum dolayısıyla hayattan da
Öok teşekkür ederim beni anladığınız için.
Siz gerçekten özel olan insanlardan birisiniz. Beni tanımadan beni anlatıyorsunuz.Bu dünya böyle bir yer işte canım. Cennet değil ki herşey istediğimiz gibi olsun :) elimizdekini güzelleştirmeyi bilmek gerek. Tamam mesela eşinle tatile gidemedin bu senin için çok önemliydi ama dünyanın sonu değil Allah ömür verdikce en kralını yaparsınız. Hemen anlık bir çözüm bulabilirsin mesela hangi ildesin bilmiyorum ama şöyle güzel deniz kenarı bir mekanda başbaşa bir kahvaltı yapsaniz veya ormanlık bir yere gidip birlikte yürüyüş yapsaniz, atıyorum bisiklet kiralayıp surseniz, piknik yapsaniz, en basitinden evin balkonu varsa bu akşam yemeği orda yeseniz :) yani küçük şeyler de bazen fark yaratabiliyor. Belli ki sıkılmış bunalmissiniz. Tatile de çok anlam yüklemişsin ama belki de o tatilde de mutlu olamayacaktin bilmiyoruz ki...
Bir de kan değerlerine baktirmani öneririm bazen insan vitamin veya kan degerlerinin eksikliğinde bile kendini böyle hissedebiliyor.
Evet dünya güzel değil evet yaşamak bazen anlamsiz geliyor ama ne yapalım düştük bir kere bu labirente... Yapmamız gereken vaktimizi en güzel şekilde geçirmek. Hayata anlamı katacak olan da biziz zaten.
Evde var mi bilmiyorum ama bir evcil hayvan edinebilirsin mesela :)
Evet bebek sahibi olmak güzel birşey ama şuan bunu düşünmek bile sana haksızlık. Daha sen kendi içindeki çocuğu ruhen doyuramamissin...
Bu arada evcil hayvanım var ama anneme yoldaş olduğu için ona bıraktım, her gün gidiyorum genellikle yanına. Anlık içimi kaynatıyor. Sokak hayvanlarını düzenli besliyorum, bir sürü köpeğim var yerleri belli. Ama bunları bile içim sıkılarak, amaçsızca yapıyorum.Bu dünya böyle bir yer işte canım. Cennet değil ki herşey istediğimiz gibi olsun :) elimizdekini güzelleştirmeyi bilmek gerek. Tamam mesela eşinle tatile gidemedin bu senin için çok önemliydi ama dünyanın sonu değil Allah ömür verdikce en kralını yaparsınız. Hemen anlık bir çözüm bulabilirsin mesela hangi ildesin bilmiyorum ama şöyle güzel deniz kenarı bir mekanda başbaşa bir kahvaltı yapsaniz veya ormanlık bir yere gidip birlikte yürüyüş yapsaniz, atıyorum bisiklet kiralayıp surseniz, piknik yapsaniz, en basitinden evin balkonu varsa bu akşam yemeği orda yeseniz :) yani küçük şeyler de bazen fark yaratabiliyor. Belli ki sıkılmış bunalmissiniz. Tatile de çok anlam yüklemişsin ama belki de o tatilde de mutlu olamayacaktin bilmiyoruz ki...
Bir de kan değerlerine baktirmani öneririm bazen insan vitamin veya kan degerlerinin eksikliğinde bile kendini böyle hissedebiliyor.
Evet dünya güzel değil evet yaşamak bazen anlamsiz geliyor ama ne yapalım düştük bir kere bu labirente... Yapmamız gereken vaktimizi en güzel şekilde geçirmek. Hayata anlamı katacak olan da biziz zaten.
Evde var mi bilmiyorum ama bir evcil hayvan edinebilirsin mesela :)
Evet bebek sahibi olmak güzel birşey ama şuan bunu düşünmek bile sana haksızlık. Daha sen kendi içindeki çocuğu ruhen doyuramamissin...