Selamlar siteye üniversite dönemlerinde üyeydim yıllar olmuş geçmiş tekrar sizin fikirlerinize ihtiyacım olduğu bir dönemdeyim. Umarım bu durumu yaşamış, anlayan, yorum yapabilecek birileri vardır. Derdimi elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. Sıkmadan okuyup yorum yapacak olanlara şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum.
Çocukluğumda ve ergenliğimde aşırı zayıftım annem çok üzülürdü yemek yemediğim için, doktora götürmüşlüğü bile vardı. Yemek yemeyi sevmezdim bütün gün okulda aç dururdum, sofraya bile oturmaz yemezdim. Okuldan gelir birkaç meyve atıştırırdım yaşamak için yerdim. Sonra liseden mezun oldum. İstediğim okulu ve bölümü kazanamadım. Sürekli evde üniversite sınavına hazırlanmalı iki sene geçirdim o dönemde stresten, üzüntüden, kaygı bozukluğundan yeme bozukluğum tıkınırcasına yeme bozukluğuna evrildi. Tabi abur cubur zararlı şeyler üstüneydi daha çok. Çok geçmeden diyabet tanısı aldım. Hızla kilo aldım. İnanılmaz kilolara ulaştım. Birdenbire kilo aldığım için vücudumda çatlamayan yer kalmadı. Duygusal olarakta çöküşe girdim. Yedikçe ağladım, ağladıkça yedim. Sonrasında da karaciğer bozukluğu teşhisi kondu. Kullandığım ilaçlar bir yandan içinde bulunduğum metabolik sendrom bir yandan ben asla kilo veremedim. Verdiysem de çok hatrı sayılır olmadı ve misliyle geri aldım.
İstediğim okulu kazanıp ailemden uzakta okumaya başladım. Bu süreçte psikolojik destek aldım. Psikiyatri anksiyete ve panik bozukluğu teşhisi koydu. Herşey yoluna giriyor derken önce babamı kaybettim sonra da bir taciz olayı yaşadım. Ve herşeyin patlama noktasını yaşadım, çok kötü durumdaydım. Doktorun önerisi ilaçlara başladık. İlaçlar çok uyku yaptı, iştahımı çok açtı. Yaşadığım psikolojik buhranlarında sebebiyle yedikçe yedim. İçinden çıkamadığım bir döngünün içinde debelenip durdum. Nasıl bu hale gelmiştim neden en başından başaramadım diye hep kendimi suçladım. Mutsuz, çirkin, yalnız bir insana dönüştüm. Geçen sene eylül ayında canıma artık tak demiş olacak ki, şekerimin yükseldiği komalık olma yolunda olduğum birgün karar verdim. Önce diyetisyene sonra spor salonuna başladım. Totalde 40 kilo vererek 110 kilodan 70 kiloya düştüm. Değerlerim düzeldi, bütün ilaçlardan kurtuldum. Daha iyi daha aktif bir insanım artık.
Şimdi diyeceksiniz ki o zaman sorun ne? Sorun şu: kendimi asla normal bir insan olarak görmemem. Sandım ki birgün normal bir kiloya indiğimde herşey çok güzel olacak, bitecek tüm bu çile. Ama öyle olmadı, olmuyor. Zayıfladığıma, artık güzel göründüğüne asla ikna olmamam. Aynadaki beni beğenmiyor olmam. Yıllarca kilolu yaşayıp zayıf halimi bilmediğim için mi bilmiyorum kendime yabancıyım. Yüzüm, elim, bacağım herşey farklı birine ait gibi. Öte yandan İdeal kilom 65, aylardır duraklamış kilom yüzünden kendimi başarısız hissetmem. Ve daha kötüsü geri kilo almaktan korkmam. Daha da kötüsü kendimi stresli mutsuz hissettiğim anlarda yiyemenin beni eksik hissettirmesi. Yıllarca teselliyi yemeklerde bulmuş biri için yiyememe durumu kabus gibi. Yersem alıyorum, devamı gelecek bildiğim için o topa hiç girmemeyi seçiyorum. Ama hayatım bu şekilde sonsuza kadar herşeyden uzak durarak, kilo alırım korkusuyla nasıl geçer bilmiyorum. Psikolojik destek diyecekler için hala alıyorum. Ama inanın yeme bozukluğu dediğimiz şeyin bence bir sonu yok. Bilmem kaç seans gidip çözümleyebileceğiniz birşey değil. Birazcık ara verin herşey başa geri sarıyor.
Kendimi anlatabildiğimi umuyorum. Umarım böyle bir durumu yaşamış, şahit olmuş, bilgisi dahilinde olan kim varsa konuma yazar. Kitap, film, doktor, her ne öneriniz olursa açığım. Kendimi mutlu hissetmek istiyorum. Kendimi sevmeye çok ihtiyacım var…
Çocukluğumda ve ergenliğimde aşırı zayıftım annem çok üzülürdü yemek yemediğim için, doktora götürmüşlüğü bile vardı. Yemek yemeyi sevmezdim bütün gün okulda aç dururdum, sofraya bile oturmaz yemezdim. Okuldan gelir birkaç meyve atıştırırdım yaşamak için yerdim. Sonra liseden mezun oldum. İstediğim okulu ve bölümü kazanamadım. Sürekli evde üniversite sınavına hazırlanmalı iki sene geçirdim o dönemde stresten, üzüntüden, kaygı bozukluğundan yeme bozukluğum tıkınırcasına yeme bozukluğuna evrildi. Tabi abur cubur zararlı şeyler üstüneydi daha çok. Çok geçmeden diyabet tanısı aldım. Hızla kilo aldım. İnanılmaz kilolara ulaştım. Birdenbire kilo aldığım için vücudumda çatlamayan yer kalmadı. Duygusal olarakta çöküşe girdim. Yedikçe ağladım, ağladıkça yedim. Sonrasında da karaciğer bozukluğu teşhisi kondu. Kullandığım ilaçlar bir yandan içinde bulunduğum metabolik sendrom bir yandan ben asla kilo veremedim. Verdiysem de çok hatrı sayılır olmadı ve misliyle geri aldım.
İstediğim okulu kazanıp ailemden uzakta okumaya başladım. Bu süreçte psikolojik destek aldım. Psikiyatri anksiyete ve panik bozukluğu teşhisi koydu. Herşey yoluna giriyor derken önce babamı kaybettim sonra da bir taciz olayı yaşadım. Ve herşeyin patlama noktasını yaşadım, çok kötü durumdaydım. Doktorun önerisi ilaçlara başladık. İlaçlar çok uyku yaptı, iştahımı çok açtı. Yaşadığım psikolojik buhranlarında sebebiyle yedikçe yedim. İçinden çıkamadığım bir döngünün içinde debelenip durdum. Nasıl bu hale gelmiştim neden en başından başaramadım diye hep kendimi suçladım. Mutsuz, çirkin, yalnız bir insana dönüştüm. Geçen sene eylül ayında canıma artık tak demiş olacak ki, şekerimin yükseldiği komalık olma yolunda olduğum birgün karar verdim. Önce diyetisyene sonra spor salonuna başladım. Totalde 40 kilo vererek 110 kilodan 70 kiloya düştüm. Değerlerim düzeldi, bütün ilaçlardan kurtuldum. Daha iyi daha aktif bir insanım artık.
Şimdi diyeceksiniz ki o zaman sorun ne? Sorun şu: kendimi asla normal bir insan olarak görmemem. Sandım ki birgün normal bir kiloya indiğimde herşey çok güzel olacak, bitecek tüm bu çile. Ama öyle olmadı, olmuyor. Zayıfladığıma, artık güzel göründüğüne asla ikna olmamam. Aynadaki beni beğenmiyor olmam. Yıllarca kilolu yaşayıp zayıf halimi bilmediğim için mi bilmiyorum kendime yabancıyım. Yüzüm, elim, bacağım herşey farklı birine ait gibi. Öte yandan İdeal kilom 65, aylardır duraklamış kilom yüzünden kendimi başarısız hissetmem. Ve daha kötüsü geri kilo almaktan korkmam. Daha da kötüsü kendimi stresli mutsuz hissettiğim anlarda yiyemenin beni eksik hissettirmesi. Yıllarca teselliyi yemeklerde bulmuş biri için yiyememe durumu kabus gibi. Yersem alıyorum, devamı gelecek bildiğim için o topa hiç girmemeyi seçiyorum. Ama hayatım bu şekilde sonsuza kadar herşeyden uzak durarak, kilo alırım korkusuyla nasıl geçer bilmiyorum. Psikolojik destek diyecekler için hala alıyorum. Ama inanın yeme bozukluğu dediğimiz şeyin bence bir sonu yok. Bilmem kaç seans gidip çözümleyebileceğiniz birşey değil. Birazcık ara verin herşey başa geri sarıyor.
Kendimi anlatabildiğimi umuyorum. Umarım böyle bir durumu yaşamış, şahit olmuş, bilgisi dahilinde olan kim varsa konuma yazar. Kitap, film, doktor, her ne öneriniz olursa açığım. Kendimi mutlu hissetmek istiyorum. Kendimi sevmeye çok ihtiyacım var…