- 30 Ocak 2017
- 13.009
- 195.761
Gece olmuştu. Yorgundu kadın. Yine her gece yarısı olduğu gibi gözlerini diktiği noktadan uyanarak bir dilek tuttu.
"Çocukluğuma gitmek istiyorum"
Dileği kabul oldu ve bir anda üzerinde oturduğu koltuğun uzeri artık bomboştu.. Çünkü Cho artık bir zaman yolcusuydu.
Kapıyı açtı. Burası eski odasi. Küçücük bir kız şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu. Simsiyah saçları minicik dudaklarıyla kalakalmisti. Bu oydu, bu küçük cho'. Henüz 7 yaşında
Cho, minik Cho'nun yanağını okşadı ve;
Küçük kızın elleri titriyordu. Oyuncak bebeğini yanına bıraktı. Cho;
Cho konuşmakta güçlük çekiyordu. Çünkü aslında sorduğu soruların cevaplarıyla yıllardır yuzlesiyordu. Küçük Cho;
Cho o günleri yeniden yeniden hatirladi. İçinden bu küçük kıza sarılıp kimsenin veremediği sevgiyi ölene kadar vermek geliyordu. Onu herkesten her şeyden korumak istiyordu. Ama yapamazdı.
Cho;
Cho kendi zamanina geri dönmüştü. Devam edebilecek gücü bulmaya çalışıyordu. Gidip bir sigara yaktı. Gözyaşlarinin oluşturduğu yarısi bulanık görüntüyle kül tablasıni seçmek ne kadar da zordu
Cho yeniden zamanda yolculuk yapabilecek gücü tam 6 yıl sonra buldu.
Bir gece yarısı..
Cho gülümsedi;
Cho yine kayboldu gözden. Çünkü kendi zamanında bakması gereken bir oğlu vardı. Bir başka çocuk. Yaşadıklarını yaşatmadığı bir çocuk.
Bir zaman sonra Cho yeniden yolculuk yapmak istedi.
Çünkü o gün gelmişti.
Kalbi çarpıyordu. Acele etmeliydi..
Okulun yanındaki sokakta açtı gözlerini. Cho koşuyordu.
- Cho! Buraya çabuk!
Cho nefes nefese kalmıştı;
Ayrıca bugün karne alıyorsun?
- Söz veriyorum
Küçük Cho eve koşarken, zaman yolcusu Cho bahçedeki parmaklıklara başını yasladi. Cho'nun sözünü tutamayacagini biliyordu. Çünkü geçmişi degistiremezdi.
Cho karnesini saklayamadi. Babasından tekrar şiddet gördü ve intihar etti.
Hayir, sadece kustu. Çünkü bütün hapları avucuna doldurup tek sefer de yutmayı denedi. Çünkü filmlerde öyle olurdu. Böylece yarısını yutarken yarısını çiğnedi ve sabaha kadar kustu
Zaman yolcusu Cho bütün geceyi minik Cho nun başında bekleyerek geçirdi. Onun için çok üzülüyordu ve yine de hiçbir şey yapamıyordu.
Cho uyandı ve hayali arkadaşını yanında görünce çok sevindi;
26 ve 13 yaşında
İki aynı.
Sessizliği bozdu zaman yolcusu;
- Bugün yanında olmamın bir sebebi daha var. Birazdan ..
Derken Cho'nun annesi girdi içeri. Cho yu kaldırdı, saçlarını taradı ve örmeye başladı.
Cho o an da bilincini kaybetti
Gözlerini açtığında annesi panik içinde babasına telefon ediyordu. Çok korkmuştu.
- Hemen doktora gidiyoruz.
Doktor cho'yla yalnız konuşmak istedi;
P-Sİ-KO-LO-JİK
Zaman yolcusu Cho doktorun tam yanında duruyordu ve o kelime yeniden alıyordu canını
Psikolojik..
Cocukluğunu sonsuza kadar kaybetmenin tıptaki açıklamasıydi bu. Hiç çocuk olamayan bir çocuğun kendi başına halledemeyecegi derin bir uçuruma birakilmasiydi. Çünkü ailesi için "psikolojik" tanımınin hiçbir önemi yoktu. Kanser değildi.
Sadece psikolojikti
Günler geçti. Cho baş dönmeleri yüzünden kitap bile okuyamaz hale geldi. Sürekli her an bir şey olacakmış hissiyle kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Bu duygu her an onunlaydi. Artık daha az konuşuyordu. Daha çok yazıyordu. Çünkü en iyi olduğu şey buydu.
Zaman yolcusu oradaydı. Hep başını çevirip baktığı yerden küçük Cho'ya gülümsüyordu;
Doktor;
Doktor gözlerini Cho'dan çevirdi ve;
Zaman yolcusu Cho'ya baktı.
Her zamanki gibi gülümsüyordu. Ve reçeteyi alip eve döndü. Ama doktorun reçeteyi uzatırken ki bakışlarını hiç unutmadi. Böylece ilk "psikolojik" ilacını almaya başlamıştı
Odasına kapanıp ağlamaya başladı;
Zaman yolcusu;
- Yillardir buraya gelip sana farklı bir hayat vermeyi diledim. Ama olanları degistiremiyorum. Ne kadar zor olduğunu biliyorum ama her şey düzelecek. Bu haplar olmadan da iyi olacaksın. Büyüyeceksin. Aşık olacaksın. İnsanlar arasında böyle değil su an fark edemediğin eğlenceli tarafınla taninacaksin
Türbanlı olduğun için arkadaşların tarafından itilmeyeceksin. Bir sürü arkadaşın olacak. Ve karanlık fobin sana bugünleri hatırlattığında sende çocukluğuna dönüp o küçük kıza sarılmak isteyeceksin. Yoksun olduğu bütün duyguları ona vermek, şefkat göstermek için.
Zaman yolcusu Cho, sımsıkı sarıldı küçük kıza.
Öptü ellerini, gözlerini, dizlerini. Saçlarını.. Kimsenin fark etmediği o minik gamzeyi.. Yüzündeki her zerreyi.
- Hadi şimdi iyileselim.
Ve gitti.
Bu küçük kızın zaman yolcusunu son görüşuydu. Pencereden dışarı baktı. İlaçlarını tek tek aşağı bıraktı
- Söz veriyorum
"Çocukluğuma gitmek istiyorum"
Dileği kabul oldu ve bir anda üzerinde oturduğu koltuğun uzeri artık bomboştu.. Çünkü Cho artık bir zaman yolcusuydu.
Kapıyı açtı. Burası eski odasi. Küçücük bir kız şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu. Simsiyah saçları minicik dudaklarıyla kalakalmisti. Bu oydu, bu küçük cho'. Henüz 7 yaşında
- Siz kimsiniz?
- Ben senin hayali arkadaşınım
- Siz bana çok benziyorsunuz
- Evet
- Peki neden geldiniz?
- Bana ihtiyacın olduğu için
- Neden?
- Çünkü üzüldüğünü biliyorum
- Bunu nerden bilebilirsiniz
Cho, minik Cho'nun yanağını okşadı ve;
- Ne kadar güzelsin
- Ben güzel değilim
- Neden
- Çok şişmanim
- Ama bu çirkin olduğun anlamina gelmez ki
- Öğretmenim beni tembeller sırasına koydu
Küçük kızın elleri titriyordu. Oyuncak bebeğini yanına bıraktı. Cho;
- Sen çok akıllı bir kızsın
- Matematikten nefret ediyorum. Keşke hiç olmasaydı
- Her dersi sevmemiz gerekmez. Bende matematiği hiç sevmiyorum
- Matematik olmasaydı babam beni severdi
- Seni sevmediğini mi düşünüyorsun?
- Evet. İşlemler soruyor. Yanlış cevap vermemeliyim
- Peki annen?
- Onlar hep kavga ediyorlar. Birbirlerini hiç sevmiyorlar
- Demek istediğim, annenle aranız nasıl?
- İyi. O beni seviyor. Ama beni karanlıkta bırakıyor
Cho konuşmakta güçlük çekiyordu. Çünkü aslında sorduğu soruların cevaplarıyla yıllardır yuzlesiyordu. Küçük Cho;
- Banyomuzda bir canavar var. Ama kimse bilmiyor. Karanlık olunca ortaya çıkıyor. Sen hiç canavar gördün mü?
- Evet
Cho o günleri yeniden yeniden hatirladi. İçinden bu küçük kıza sarılıp kimsenin veremediği sevgiyi ölene kadar vermek geliyordu. Onu herkesten her şeyden korumak istiyordu. Ama yapamazdı.
Cho;
- Ama annem beni seviyor demiştin?
- Evet. Beni öpüyor. Bazen babamdan koruyor. Babama hep "Gidersem Cho'yu da götürürüm" diyor. Yani beni seviyor
- Öyleyse neden karanlıkta bırakıyor seni
- Okumaya geçemedigim için. Bu benim suçum. Çünkü bütün arkadaşlarım geçti. Ama ne yaptım biliyor musun?
- Ne yaptın
- Bugün okumam gereken yazıyı ezberledim ve okuyormuş gibi anneme söyledim. Annem öyle şaşırdı ki görmeliydin..
Cho kendi zamanina geri dönmüştü. Devam edebilecek gücü bulmaya çalışıyordu. Gidip bir sigara yaktı. Gözyaşlarinin oluşturduğu yarısi bulanık görüntüyle kül tablasıni seçmek ne kadar da zordu
Cho yeniden zamanda yolculuk yapabilecek gücü tam 6 yıl sonra buldu.
Bir gece yarısı..
- Cho, ben geldim
- Hayali arkadaşim! Nerelerdeydin
- Sana harika bir haberim var
- Nedir?
- Büyüdüğün zaman incecik bir kız olacaksın
- Gercekten mi?
- Evet. Ama şimdi biraz sabırlı olmalısın
- Buyuyene kadar bekleyemem. Sadece Ayşe benimle konuşuyor
- Neden güzel yönlerinden bahsetmiyoruz? Türkçe dersin çok iyi değil mi?
- Öyle ama..
- Yazdığın kompozisyonlar alkış alıyor. Türkçe öğretmenin ne demişti hatirliyor musun?
- Benim yazdığıma inanmamisti.
- Ama sen yazdin değil mi?
- Evet
- Senin çok güzel bir hayal gücün var. Ayrıca çokta eglencelisin. Neden hiç arkadaşın olmadığını anlamiyorum.
- Çünkü ben başımı kapattım
- Türbanlısin. Bu çok guzel. Peki bunu neden yaptığını biliyor musun?
- Elbette biliyorum. Allah rızası için
- Peki neden kendini kötü hissediyorsun
- Öğretmenlerim benimle hep bunu konuşuyor. Arkadaşlarım da dalga geçiyor. Annem heves etmem için boneme taşlar boncuklar işliyor. Güzel hissetmem için uğraşıyor. Saime çok beğeniyor
- Demek ki senin gerçek arkadaşın Saime. O seni olduğun gibi kabul ediyor
- Saime çalışkanlar sırasında. Onunla arkadaş olursam popüler olurum. Ama düşük notun varsa asla arkadaş olmazlar.
- Allah'ı neden seviyorsun?
- Çünkü ona her şeyi anlatabiliyorum. Annemlerin izin vermediği şeyleri ondan isteyebiliyorum. Annem neden dua etmemi istiyor anlamıyorum. Dua ettiğim zaman Allah izin veriyor. Annem bunu bilmiyor mu?
Cho gülümsedi;
- Allah'i kimsenin baskısı olmadan sevebiliyorsun. Çünkü adil olduğuna inanıyorsun. Gördün mü Cho, sende kendi kararlarını verebiliyorsun
- Evet.. Sanırım.
Cho yine kayboldu gözden. Çünkü kendi zamanında bakması gereken bir oğlu vardı. Bir başka çocuk. Yaşadıklarını yaşatmadığı bir çocuk.
Bir zaman sonra Cho yeniden yolculuk yapmak istedi.
Çünkü o gün gelmişti.
Kalbi çarpıyordu. Acele etmeliydi..
Okulun yanındaki sokakta açtı gözlerini. Cho koşuyordu.
- Cho! Buraya çabuk!
Cho nefes nefese kalmıştı;
- Bana zarar verecek
- Merak etme kimse sana zarar vermeyecek. Hemen eve gidip annene her şeyi anlat
- Annem bana inanmıyor
- Yine de anlat
- Öğretmenim beni tehdit ediyor
- Korktuğunu biliyorum. Henüz anlayamayacak kadar Küçüksün
Ayrıca bugün karne alıyorsun?
- Lütfen gitme. Karnemi saklayalım.
- Ama..
- Göstermek istemiyorum
- Lütfen düşündüğün şeyi yapma
- Karneyi saklamak mi?
- Diğeri
- Diğeri mi?
- Söz veriyorum
Küçük Cho eve koşarken, zaman yolcusu Cho bahçedeki parmaklıklara başını yasladi. Cho'nun sözünü tutamayacagini biliyordu. Çünkü geçmişi degistiremezdi.
Cho karnesini saklayamadi. Babasından tekrar şiddet gördü ve intihar etti.
Hayir, sadece kustu. Çünkü bütün hapları avucuna doldurup tek sefer de yutmayı denedi. Çünkü filmlerde öyle olurdu. Böylece yarısını yutarken yarısını çiğnedi ve sabaha kadar kustu
Zaman yolcusu Cho bütün geceyi minik Cho nun başında bekleyerek geçirdi. Onun için çok üzülüyordu ve yine de hiçbir şey yapamıyordu.
Cho uyandı ve hayali arkadaşını yanında görünce çok sevindi;
- Lütfen gitme
- Gitmeyeceğim
- Sana bir şey söyleyeceğim
- Biliyorum
- Ben sözümü tutmadım
26 ve 13 yaşında
İki aynı.
Sessizliği bozdu zaman yolcusu;
- Bugün yanında olmamın bir sebebi daha var. Birazdan ..
Derken Cho'nun annesi girdi içeri. Cho yu kaldırdı, saçlarını taradı ve örmeye başladı.
Cho o an da bilincini kaybetti
Gözlerini açtığında annesi panik içinde babasına telefon ediyordu. Çok korkmuştu.
- Hemen doktora gidiyoruz.
Doktor cho'yla yalnız konuşmak istedi;
- Bütün değerlerin normal. Beyin filmi temiz. Kendini nasıl hissediyorsun?
- Peki neden bayıldım?
- Senin sorunun psikolojik.
P-Sİ-KO-LO-JİK
Zaman yolcusu Cho doktorun tam yanında duruyordu ve o kelime yeniden alıyordu canını
Psikolojik..
Cocukluğunu sonsuza kadar kaybetmenin tıptaki açıklamasıydi bu. Hiç çocuk olamayan bir çocuğun kendi başına halledemeyecegi derin bir uçuruma birakilmasiydi. Çünkü ailesi için "psikolojik" tanımınin hiçbir önemi yoktu. Kanser değildi.
Sadece psikolojikti
Günler geçti. Cho baş dönmeleri yüzünden kitap bile okuyamaz hale geldi. Sürekli her an bir şey olacakmış hissiyle kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Bu duygu her an onunlaydi. Artık daha az konuşuyordu. Daha çok yazıyordu. Çünkü en iyi olduğu şey buydu.
Zaman yolcusu oradaydı. Hep başını çevirip baktığı yerden küçük Cho'ya gülümsüyordu;
- Bugün doktor günümüz
- Korkuyorum
- Korkarsan sadece bana bak
Doktor;
- Hiç Psikologa gittin mi?
- Hayır
- Neden gitmedin?
- Gerek duymadık. Barbie kasetleri aldık.
- Seviyor musun peki?
- Evet
Doktor gözlerini Cho'dan çevirdi ve;
- Kaç yaşındaydın?
- 13
Zaman yolcusu Cho'ya baktı.
Her zamanki gibi gülümsüyordu. Ve reçeteyi alip eve döndü. Ama doktorun reçeteyi uzatırken ki bakışlarını hiç unutmadi. Böylece ilk "psikolojik" ilacını almaya başlamıştı
Odasına kapanıp ağlamaya başladı;
- Artık bunu istemiyorum!
- Bunlari içmek zorunda değilsin
- Yalancı! Artık seni görmek istemiyorum. Hep oradaydın ama benim için hiçbir şey yapmadın. Su halime bak! Bana bunların olmasına nasıl izin verdin!
Zaman yolcusu;
- Yillardir buraya gelip sana farklı bir hayat vermeyi diledim. Ama olanları degistiremiyorum. Ne kadar zor olduğunu biliyorum ama her şey düzelecek. Bu haplar olmadan da iyi olacaksın. Büyüyeceksin. Aşık olacaksın. İnsanlar arasında böyle değil su an fark edemediğin eğlenceli tarafınla taninacaksin
Türbanlı olduğun için arkadaşların tarafından itilmeyeceksin. Bir sürü arkadaşın olacak. Ve karanlık fobin sana bugünleri hatırlattığında sende çocukluğuna dönüp o küçük kıza sarılmak isteyeceksin. Yoksun olduğu bütün duyguları ona vermek, şefkat göstermek için.
Zaman yolcusu Cho, sımsıkı sarıldı küçük kıza.
Öptü ellerini, gözlerini, dizlerini. Saçlarını.. Kimsenin fark etmediği o minik gamzeyi.. Yüzündeki her zerreyi.
- Hadi şimdi iyileselim.
Ve gitti.
Bu küçük kızın zaman yolcusunu son görüşuydu. Pencereden dışarı baktı. İlaçlarını tek tek aşağı bıraktı
- Söz veriyorum
Son düzenleme: