- 10 Mayıs 2013
- 10
- 0
-
- Konu Sahibi benimhayatim
- #1
Merhaba Hanımlar,
Yazımın başında öncelikle şunu itiraf etmek istiyorum ve lütfen beni bunun için eleştirmeyin, en başta yazıyorum ki eğer istemezseniz hiç okumayın.
Ben 7-8 yıldır bu forumun takipçisi ve üyesiyim. Çok aktif olarak yazmasam da arada bir uğrayıp okuyorum yazılanları, çoğu zaman yazarların dertlerine üzülüp sevinçlerine kendimce ortak oluyorum. Ancak bu yazıyı yazmak kendimi hayatımda ilk defa birilerine açmak o kadar zor ki bunu benim yerimde olmayan anlayamaz.
Sözün özü aslında site üyesiyim ve kullandığım nick name gerçek adıma çok yakın ayrıca sitede bulunduğum paylaşımlarda eşim, işim, kendim hakkındaki detaylarda beni tanıyan birisi kolayca benim ben olduğumu anlayacaktır ve benim kaldırabilecek gücüm yok. Bu nedenle yeni bir üyelik açarak bu yazıyı sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hayatımdaki hiç kimse bu yaşadıklarımın hepsini bilmiyor. Anlatamıyorum ki. Hatta psikolojik yardım almayı bile çok düşünmeme rağmen yapamadım.
Neden yazıyorum sorusuna ise cevap veremiyorum. Sizinle paylaşacaklarım ki bizzat yaşadıklarım kendi başıma oturup hepsini aynı anda düşündüğümde ki bunu kolay kolay asla yapmam günlerce haftalarca etkisinden kurtulamıyorum.
Daha başlamadan gözlerimden yaşlar akmaya başladı ne kadar dolduysam artık.
Şuan 32 yaşındayım. Kendimi hatırladığım en küçük yaşım ise 5 yaşındaki halimden başlıyor işte hatırladığım en eski tarihten başlayarak anlatmak istiyorum bu güne kadar nasıl bir hayat yaşadığımı.
Anadolunun içlerinden bir köyden şehre göç etmiş annem ve babam 1880 li yılların başlarında görücü usulü birbirlerini hiç tanımadan evlenmişler. İkisi de okuma yazma bilmez bir gün dahi okula gönderilmemişler. Daha bebek denilecek yaşlarda aklımdan kalanlar ise sürekli kavga gürültü, 4-5 yaşlarımda annemin ceza olarak beni evin dışında bodrumda bulunan tuvalete kilitlemesi, korkularım, Annemin 3. Kardeşime hamile oluşu ve benim bayram harçlıklarımı kardeşime kıyafet alınması için vermem, annemin ve babamın sürekli sigara içmeleri hatırımda kalan kareler.
Sonra başka bir yere, büyük şehir içinde küçük bir köye taşındık. Gecekondu 2 göz bir eve ve ben 1 yıl sonra okula başladım yani 6,5 yaşımda. Okul evden yaklaşık 5 km uzaklıkta tarla ve derelerin olduğu, yolu bile olmayan bir yerden sabah akşam yürüyerek okula gidip geliyorum. Lastik ayakkabılarla. Suların içlerinden takılıp çocukların peşine gidiyorum okula. Okul çok güzel çok seviyorum okulu arkadaşlarımı öğretmenlerimi ama beni pek kimse umursamıyor şimdi elde kalan birkaç resme baktığımda anlıyorum bunun asıl nedenini saç baş dağınık üstte başta yokluk, halim perişanmış ancak o günlerde okul heyecanından olsa gerek bunları hiç ama hiç dert etmiyorum. 1-2-3-4-5 okul yıllarım her yıl teşekkür aldığım her dersimin hep 5 olduğu okulun en başarılı öğrencisi ben. Ancak gelin görün ki 4 ve 5. Sınıflarda zorla gidiyorum okula gönderilmek istenmiyorum.
Ne gerek var kız kısmının okumasına okuyup ta Alim mi olacak başımıza…
Annemin böyle düşünmediğini biliyorum ama hiçbir şey yapmıyor belki de yapamıyor.
Beni 5 yıl okutan öğretmenim geliyor evimize okutun bu kızı önünü kapatmayın diyor. Amcama yalvarıyorum gecelerce uyumayıp ağlıyorum ne olur gideyim ortaokula diye ama hayır evde oturup kardeşlerime bakmalıyım, evin işlerini yapmalıyım.
Olmuyor, kaybediyorum, göndermiyorlar okula…
11 yaşındayım, evde kalıyorum, kardeşlerime bakıyorum, evi çekip çeviriyorum hem de ne çevirmek bütün komşular gıpta ile bakıyor. Evli barklı koca koca kadınların yapmaya zorlanacağı şeyleri tek başıma yapıyorum. Evde su yok. 1 km ileride derin bir su kuyusu, kovayla kuyudan su çekip 50 litrelik varillerle araba üstünde eve taşıyorum. Çamaşırları yıkıyorum, kaynatıyorum, evle ilgili her şey hepsi bana bakıyor ama o zamanlar bunu bile severek yaptığımı hatırlıyorum. Şikayet yok etsen ne olacak ki zaten. Kış günü buz gibi havada kardeşimin kakalı bezlerini yıkadığımı hatırlıyorum buzlu sularla. Ama bunlar bile iyi günlerim.
Sonra yaz geliyor babamların yakın bir arkadaşı bizim evde bir inşaat işi için çalışıyor evimize sürekli gelip giden birisi 12 yaşımda bu adamın tacizine uğruyorum neyin ne olduğunu bilmeden küçücük bedenimle bana ellemeleri, korkuyorum çok korkuyorum beni bir gün evine alıyor yine elleriyle beni taciz ederken bağırışlarım yüzünden bırakmak zorunda kalıyor. Sonra bir şekilde babaanneme söylüyorum olanları oda ne yaptı bilmiyorum adam bir daha evimize gelmiyor ama hep görüyorum sokakta.
12-13 Yaşındayım artık bu seferde deli gibi işe girip çalışmak istiyorum. Okula gitmeme izin vermeyen ailem işe girmeme çok da karşı çıkmıyor ve ben fabrikalarda çalışmaya başlıyorum. Çok da mutluyum bu durumdan arkadaşlarım oluyor, işte çalışıyorum ama evde de çalışıyorum. Maaş alıyorum kuruşuna kadar eve teslim ediyorum ama hala lastik ayakkabılar ile dolaşıyorum.
Sonra sanırım 14 yaşındayken çalıştığım devasa bir fabrikadan bir arkadaşım ile birlikte hırsızlık yaptığım söylenerek kovuluyoruz. Allah şahidim yemin ederim ki ben öyle bir şey yapmadım yapmam ama inandıramıyorum. (fabrikada çalışan bir kadından borç istemiştim ve vermedi aynı kadının parası kaybolunca onlarda bu yaptı dediler) neyse o gün hala her dakikası ile gözlerimin önündeki allah şahidimdir hakkımın zerresini helal etmiyorum bana o yaşta bu hezimeti/utanç verici durumu yaşatanlara.
İşten çıkartıldığım için 1 hafta buz gibi zeminli kömürlükte yatırılıyorum babam tarafından. Mobilya aldılar çünkü eve kim ödeyecek taksitleri.
Sonra yine başka fabrikalar vs. vs. çalışıyorum, İşte, evde, ve çeyiz yapıyorum yana yakıla çünkü bu öğretiliyor çeyizim olmazsa olmaz bu çok önemli bir kriter. Gece gündüz örüyorum.
Bir gün fabrikaya girişte kullanılan kartımı evde unuttuğum için işyerine giremeyip eve gönderiliyorum ve babamdan dayak yiyoruz annem ve ben.
Sonra bir yakının tavsiyesi ile zengin bir ailenin evinde hizmetçi olarak çalışmaya başlıyorum. 15 yaşındayım ve 3 yıl çalışıyorum burada ve aslında ben kadını, bireyi, anneliği, eş olmayı, her şeyi ama her şeyi burada öğreniyorum. Onlarda çok seviyor beni çok memnunlar deli gibi uğraşıyorum çünkü ev işleri, çocuk bakıcılığı daha ne olsun ki.
Sonra buradan ayrılıyorum çünkü o yaşta artık çok yoruluyorum. Sevgilim var arkadaşlarım var kimseyi göremiyorum ve evlenmeyi düşünüyorum bu yüzden kendi yerime birini bulup ayrılıyorum işten.
Sonra bir tekstil atölyesine iş başvurusu yaptığım esnada diksiyonum nedeniyle beni sekreter olarak işe başlatıyorlar. Allah’ım bu nasıl bir mutluluk öleceğimi sanıyorum sekreter oldum bu nasıl olabildi günlerce şükrediyorum. Ne kadar da şanslı bir insanım.
Bu dönemden aklımda kalan çok önemli bir detay ise bilgisayar kursuna gitmek istiyorum ve yine babam izin vermiyor ve ben bir kere daha yıkılıyorum.
Evde ise aynı tas aynı hamam sürekli kavga gürültü. Normal konuşması bile küfürlerle dolu bir adam babam. İnsanın değil ağzına almak aklına dahi getirmekten utanacağı küfürler sabah akşam, tek odanın içinde hem oturup hem yatıyoruz annem ve babam sürekli durmaksızın sigara içiyor. E tabi bende 14 yaşımda başlamışım artık bende içiyorum.
Tüm bu yaşadığım olumsuzlukların içinde iyi arkadaşlıklar dostluklar kuruyorum çoğu benden yaşça büyük olan arkadaşlarımla bazıları hala süren arkadaşlıklarım. Arada bir kaçabilirsem onlarla gezmeye (pastaneye vb.) gidiyoruz. Ama genelde evde görüşüyorum. Evdekiler bir şey demiyor pek, nasılsa kız arkadaşlarım hepsi ve bir araya gelince çeyiz yapıyoruz.
15 yaşındayken çalıştığım işyerinde tanıştığım sevgilim var, evlenmeyi düşünüyoruz. Çok aşık değilim ama bana olan saygılı davranışları bana değer veriyor olması beni etkiliyor. Ve evlenmek işitiyorum onunla oda aslında küçük olduğum için beklemek istiyor biraz daha ama ben istemiyorum artık kendime ait bir hayatım ilk defa temiz düzenli bir evim bir mutfağım olsun istiyorum.
Ve evet 19 yaşında evleniyorum. Bundan sonrasını sadece özet olarak anlatıcam çok ama çok uzadı konu ve ben başıma ağrılar girdi ağlamaktan. Evliliğimde de çok sorunlar yaşıyorum zaman geçtikçe ama hiçbiri baba evindeki gibi değil daha seviyeli daha dürüst ama yine eziliyorum yine, illa fiziksel şiddet olması gerekmiyor ezilmişlik için.
Ama ben ne yapıyorum bu sefer daha azimli ve kararlıyım. Hemen okumaya başlıyorum dışardan. 3 yıl ortaokul, 4 yıl lise ve 4 yıl üniversite.
Hiç ara vermiyorum hep çalışıyorum çalıştığım her yerde seviliyorum. Başkalarının işlerini alıp yapıyorum işte çalışıyorum evde çalışıyorum kendi istek ve ısrarlarımla bölümden bölüme geçerek yetkinlikler kazanıyorum.
Şuan teknik bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiren bir iş kolunda, bir fabrikada birim yöneticisiyim. Zamanında küçücük bir kız çocuğu iken özendiğim kişilerle aynı yerdeyim.
Bitti mi tabiki hayır. Bu yıl hem ALES’e hazırlanıyorum master için hem de Örgünde 2. Üniversite için LYS’ye.
Halen zor bir hayatım var, Kişilik olarak çok normal olmadığımı düşünüyorum. Hayata yetişmeye çalışıyorum.
Bir çocuğum var onu mutlu yetiştirmek en büyük amacım.
Aslında yazdıklarımı okudukça o kadar eksik kalmış ki yazdıklarım özellikle son 10 yıla ait ama bu kadarı bile benim için çok ama çok önemli.
Yazımın başında öncelikle şunu itiraf etmek istiyorum ve lütfen beni bunun için eleştirmeyin, en başta yazıyorum ki eğer istemezseniz hiç okumayın.
Ben 7-8 yıldır bu forumun takipçisi ve üyesiyim. Çok aktif olarak yazmasam da arada bir uğrayıp okuyorum yazılanları, çoğu zaman yazarların dertlerine üzülüp sevinçlerine kendimce ortak oluyorum. Ancak bu yazıyı yazmak kendimi hayatımda ilk defa birilerine açmak o kadar zor ki bunu benim yerimde olmayan anlayamaz.
Sözün özü aslında site üyesiyim ve kullandığım nick name gerçek adıma çok yakın ayrıca sitede bulunduğum paylaşımlarda eşim, işim, kendim hakkındaki detaylarda beni tanıyan birisi kolayca benim ben olduğumu anlayacaktır ve benim kaldırabilecek gücüm yok. Bu nedenle yeni bir üyelik açarak bu yazıyı sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hayatımdaki hiç kimse bu yaşadıklarımın hepsini bilmiyor. Anlatamıyorum ki. Hatta psikolojik yardım almayı bile çok düşünmeme rağmen yapamadım.
Neden yazıyorum sorusuna ise cevap veremiyorum. Sizinle paylaşacaklarım ki bizzat yaşadıklarım kendi başıma oturup hepsini aynı anda düşündüğümde ki bunu kolay kolay asla yapmam günlerce haftalarca etkisinden kurtulamıyorum.
Daha başlamadan gözlerimden yaşlar akmaya başladı ne kadar dolduysam artık.
Şuan 32 yaşındayım. Kendimi hatırladığım en küçük yaşım ise 5 yaşındaki halimden başlıyor işte hatırladığım en eski tarihten başlayarak anlatmak istiyorum bu güne kadar nasıl bir hayat yaşadığımı.
Anadolunun içlerinden bir köyden şehre göç etmiş annem ve babam 1880 li yılların başlarında görücü usulü birbirlerini hiç tanımadan evlenmişler. İkisi de okuma yazma bilmez bir gün dahi okula gönderilmemişler. Daha bebek denilecek yaşlarda aklımdan kalanlar ise sürekli kavga gürültü, 4-5 yaşlarımda annemin ceza olarak beni evin dışında bodrumda bulunan tuvalete kilitlemesi, korkularım, Annemin 3. Kardeşime hamile oluşu ve benim bayram harçlıklarımı kardeşime kıyafet alınması için vermem, annemin ve babamın sürekli sigara içmeleri hatırımda kalan kareler.
Sonra başka bir yere, büyük şehir içinde küçük bir köye taşındık. Gecekondu 2 göz bir eve ve ben 1 yıl sonra okula başladım yani 6,5 yaşımda. Okul evden yaklaşık 5 km uzaklıkta tarla ve derelerin olduğu, yolu bile olmayan bir yerden sabah akşam yürüyerek okula gidip geliyorum. Lastik ayakkabılarla. Suların içlerinden takılıp çocukların peşine gidiyorum okula. Okul çok güzel çok seviyorum okulu arkadaşlarımı öğretmenlerimi ama beni pek kimse umursamıyor şimdi elde kalan birkaç resme baktığımda anlıyorum bunun asıl nedenini saç baş dağınık üstte başta yokluk, halim perişanmış ancak o günlerde okul heyecanından olsa gerek bunları hiç ama hiç dert etmiyorum. 1-2-3-4-5 okul yıllarım her yıl teşekkür aldığım her dersimin hep 5 olduğu okulun en başarılı öğrencisi ben. Ancak gelin görün ki 4 ve 5. Sınıflarda zorla gidiyorum okula gönderilmek istenmiyorum.
Ne gerek var kız kısmının okumasına okuyup ta Alim mi olacak başımıza…
Annemin böyle düşünmediğini biliyorum ama hiçbir şey yapmıyor belki de yapamıyor.
Beni 5 yıl okutan öğretmenim geliyor evimize okutun bu kızı önünü kapatmayın diyor. Amcama yalvarıyorum gecelerce uyumayıp ağlıyorum ne olur gideyim ortaokula diye ama hayır evde oturup kardeşlerime bakmalıyım, evin işlerini yapmalıyım.
Olmuyor, kaybediyorum, göndermiyorlar okula…
11 yaşındayım, evde kalıyorum, kardeşlerime bakıyorum, evi çekip çeviriyorum hem de ne çevirmek bütün komşular gıpta ile bakıyor. Evli barklı koca koca kadınların yapmaya zorlanacağı şeyleri tek başıma yapıyorum. Evde su yok. 1 km ileride derin bir su kuyusu, kovayla kuyudan su çekip 50 litrelik varillerle araba üstünde eve taşıyorum. Çamaşırları yıkıyorum, kaynatıyorum, evle ilgili her şey hepsi bana bakıyor ama o zamanlar bunu bile severek yaptığımı hatırlıyorum. Şikayet yok etsen ne olacak ki zaten. Kış günü buz gibi havada kardeşimin kakalı bezlerini yıkadığımı hatırlıyorum buzlu sularla. Ama bunlar bile iyi günlerim.
Sonra yaz geliyor babamların yakın bir arkadaşı bizim evde bir inşaat işi için çalışıyor evimize sürekli gelip giden birisi 12 yaşımda bu adamın tacizine uğruyorum neyin ne olduğunu bilmeden küçücük bedenimle bana ellemeleri, korkuyorum çok korkuyorum beni bir gün evine alıyor yine elleriyle beni taciz ederken bağırışlarım yüzünden bırakmak zorunda kalıyor. Sonra bir şekilde babaanneme söylüyorum olanları oda ne yaptı bilmiyorum adam bir daha evimize gelmiyor ama hep görüyorum sokakta.
12-13 Yaşındayım artık bu seferde deli gibi işe girip çalışmak istiyorum. Okula gitmeme izin vermeyen ailem işe girmeme çok da karşı çıkmıyor ve ben fabrikalarda çalışmaya başlıyorum. Çok da mutluyum bu durumdan arkadaşlarım oluyor, işte çalışıyorum ama evde de çalışıyorum. Maaş alıyorum kuruşuna kadar eve teslim ediyorum ama hala lastik ayakkabılar ile dolaşıyorum.
Sonra sanırım 14 yaşındayken çalıştığım devasa bir fabrikadan bir arkadaşım ile birlikte hırsızlık yaptığım söylenerek kovuluyoruz. Allah şahidim yemin ederim ki ben öyle bir şey yapmadım yapmam ama inandıramıyorum. (fabrikada çalışan bir kadından borç istemiştim ve vermedi aynı kadının parası kaybolunca onlarda bu yaptı dediler) neyse o gün hala her dakikası ile gözlerimin önündeki allah şahidimdir hakkımın zerresini helal etmiyorum bana o yaşta bu hezimeti/utanç verici durumu yaşatanlara.
İşten çıkartıldığım için 1 hafta buz gibi zeminli kömürlükte yatırılıyorum babam tarafından. Mobilya aldılar çünkü eve kim ödeyecek taksitleri.
Sonra yine başka fabrikalar vs. vs. çalışıyorum, İşte, evde, ve çeyiz yapıyorum yana yakıla çünkü bu öğretiliyor çeyizim olmazsa olmaz bu çok önemli bir kriter. Gece gündüz örüyorum.
Bir gün fabrikaya girişte kullanılan kartımı evde unuttuğum için işyerine giremeyip eve gönderiliyorum ve babamdan dayak yiyoruz annem ve ben.
Sonra bir yakının tavsiyesi ile zengin bir ailenin evinde hizmetçi olarak çalışmaya başlıyorum. 15 yaşındayım ve 3 yıl çalışıyorum burada ve aslında ben kadını, bireyi, anneliği, eş olmayı, her şeyi ama her şeyi burada öğreniyorum. Onlarda çok seviyor beni çok memnunlar deli gibi uğraşıyorum çünkü ev işleri, çocuk bakıcılığı daha ne olsun ki.
Sonra buradan ayrılıyorum çünkü o yaşta artık çok yoruluyorum. Sevgilim var arkadaşlarım var kimseyi göremiyorum ve evlenmeyi düşünüyorum bu yüzden kendi yerime birini bulup ayrılıyorum işten.
Sonra bir tekstil atölyesine iş başvurusu yaptığım esnada diksiyonum nedeniyle beni sekreter olarak işe başlatıyorlar. Allah’ım bu nasıl bir mutluluk öleceğimi sanıyorum sekreter oldum bu nasıl olabildi günlerce şükrediyorum. Ne kadar da şanslı bir insanım.
Bu dönemden aklımda kalan çok önemli bir detay ise bilgisayar kursuna gitmek istiyorum ve yine babam izin vermiyor ve ben bir kere daha yıkılıyorum.
Evde ise aynı tas aynı hamam sürekli kavga gürültü. Normal konuşması bile küfürlerle dolu bir adam babam. İnsanın değil ağzına almak aklına dahi getirmekten utanacağı küfürler sabah akşam, tek odanın içinde hem oturup hem yatıyoruz annem ve babam sürekli durmaksızın sigara içiyor. E tabi bende 14 yaşımda başlamışım artık bende içiyorum.
Tüm bu yaşadığım olumsuzlukların içinde iyi arkadaşlıklar dostluklar kuruyorum çoğu benden yaşça büyük olan arkadaşlarımla bazıları hala süren arkadaşlıklarım. Arada bir kaçabilirsem onlarla gezmeye (pastaneye vb.) gidiyoruz. Ama genelde evde görüşüyorum. Evdekiler bir şey demiyor pek, nasılsa kız arkadaşlarım hepsi ve bir araya gelince çeyiz yapıyoruz.
15 yaşındayken çalıştığım işyerinde tanıştığım sevgilim var, evlenmeyi düşünüyoruz. Çok aşık değilim ama bana olan saygılı davranışları bana değer veriyor olması beni etkiliyor. Ve evlenmek işitiyorum onunla oda aslında küçük olduğum için beklemek istiyor biraz daha ama ben istemiyorum artık kendime ait bir hayatım ilk defa temiz düzenli bir evim bir mutfağım olsun istiyorum.
Ve evet 19 yaşında evleniyorum. Bundan sonrasını sadece özet olarak anlatıcam çok ama çok uzadı konu ve ben başıma ağrılar girdi ağlamaktan. Evliliğimde de çok sorunlar yaşıyorum zaman geçtikçe ama hiçbiri baba evindeki gibi değil daha seviyeli daha dürüst ama yine eziliyorum yine, illa fiziksel şiddet olması gerekmiyor ezilmişlik için.
Ama ben ne yapıyorum bu sefer daha azimli ve kararlıyım. Hemen okumaya başlıyorum dışardan. 3 yıl ortaokul, 4 yıl lise ve 4 yıl üniversite.
Hiç ara vermiyorum hep çalışıyorum çalıştığım her yerde seviliyorum. Başkalarının işlerini alıp yapıyorum işte çalışıyorum evde çalışıyorum kendi istek ve ısrarlarımla bölümden bölüme geçerek yetkinlikler kazanıyorum.
Şuan teknik bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiren bir iş kolunda, bir fabrikada birim yöneticisiyim. Zamanında küçücük bir kız çocuğu iken özendiğim kişilerle aynı yerdeyim.
Bitti mi tabiki hayır. Bu yıl hem ALES’e hazırlanıyorum master için hem de Örgünde 2. Üniversite için LYS’ye.
Halen zor bir hayatım var, Kişilik olarak çok normal olmadığımı düşünüyorum. Hayata yetişmeye çalışıyorum.
Bir çocuğum var onu mutlu yetiştirmek en büyük amacım.
Aslında yazdıklarımı okudukça o kadar eksik kalmış ki yazdıklarım özellikle son 10 yıla ait ama bu kadarı bile benim için çok ama çok önemli.