Yılbaşını kutlamayın


Hele bi unutsunlar o günleri, kıyamet çıkar
 
Bakin arkadaslar yilbasini kutlamaya karar verdiniz diyelimki bi partiye katilacaksiniz o partide giyecegin mini elbise yada ne bileyim kollari acik bi elbise giydin burdan günaha girdinmi en bastan,partiye gittin erkekli kadinli sarmaş dolaş bi ortam burdanda günaha girdin üstüne birde güzel icki ictin ki bu haram burdanda günaha girdin simdi söylermisiniz nerde kaldi bunun size hayri,hayri gectim zarari olur size şunuda söyleyeyim ben bu yorumu kimseye art niyetle yazmiyorum sadece hatirlatip uyarmak istedim dinleyip dinlememek size kalmiş zaten haa birde rabbim bana sorarsa sen biliyordunda niye uyarmadin diye işte tamda bu yüzden yazdim eminim ki hic biriniz kötü insan değilsiniz allah hepimize hidayet nasip etsin en baştada bana insallah saygilarimla...
,
 
SEVGİLİLER GÜNÜ (orijinal adı St. Valentine's Day)

Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür.
Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır.
Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (İngilizce: St. Valentine's Day) olarak bilinir.
Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır.


ANNELER GÜNÜ (Mother's Day)

Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gündür.
Bu günü farklı ülkelerdeki insanlar yılın farklı günlerinde kutlarlar.

Anneler günü geleneği, Antik Yunanlıların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar.
Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutluyorlardı.

ABD'de Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişledi.


BABALAR GÜNÜ

Bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, Anneler Günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünmekteydi.
Dodd'un babası annelerinin yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyütmüştü.
Babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış ama bu çalışmalar o tarihe yetişemeyerek kutlamalar haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelenmiştir.

Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlanmıştır.
1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş; ama resmi olarak Babalar Günü ilan etmemiştir.
1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamıştır.
1972 yılındaysa başkan Richard Nixon'ın imzasıyla Babalar Günü yasal olarak ABD'de resmi tatil ilan edilmiştir.

Katolikler ise Babalar Günü olarak farklı bir tarihi kutlarlar.
Onlar bu kutlamayı dini açıdan ele alıp Hıristiyanlık peygamberi İsa'nın babası anısına,
Mart ayının 19. gününü St. Joseph Günü adı altında babalarına armağan etmektedirler. Bazı ülkelerde bu kutlamalar dini özelliklerinin dışına çıkmıştır.

Kaynak;

Sevgililer Günü - Vikipedi

Anneler Günü - Vikipedi

Babalar Günü - Vikipedi

(Bu özel günleri kutlayanlar TÜRKİYE için çok çok daha önemli olan 23 Nisan,19 mayıs,29 Ekim,30 Ağustos tarihlerine alerji oluyorlar)




Bunlardan hangisi ülkemizde kutlanmıyor
ve kutlanmazsa özellikle kadınlar tarafından arıza sebebi olmuyor (özellikle sevgililer günü)
ve piyasa canlansın diye bu özel günlerde aklınıza gelebilecek ilgili ilgisiz tüm markalar sabahtan akşama tv.de boy boy reklam vermiyor mu?

Peki bu güne kadar kimlerin icad ettiği günleri kutluyor muşuz?

Yılbaşı eğlencesi,kutlamaları yeni yılı karşılamak için yeni umutlarla yapılmıyor mu?

Yılbaşı kutlamaları alkolle bağdaştırıldığı için mi bu kadar rahatsız edici?

Peki alkol içenler günah işliyorsa bundan başkasına ne,topluca günah işlenmiyor öyle değil mi?


Peki İslam dinin hoşgörü dini olduğunu söyleyen biz,kendimiz gibi olmayanı da kabul etmek ve hoşgörmek durumunda değil miyiz?


Hep kendi doğrularını dikta etmek isteyen bazı muhafazakar kesimler,
gayrimüslim birinin islam dinini seçmesini coşkuyla karşılarken,
kendileri gibi Müslüman olarak doğmuş kişileri dinden soğutarak islamiyetten uzaklaştırdıklarının farkında değiller mi?

İslamı seçeni kazanç olarak görürken,bıktırdıklarını ne olarak görüyorlar?
Benim de payım var diyorlar mı?


2013 yılı benim için korkunçtu,2014 için yine de umutlarım var,
sokağa çıktığımda ışıl ışıl olan dükkanları,ağaçları görünce içim kıpır kıpır oluyor.
kışın sevdiğim tek ayı belki de,bu ışıltı içime umut dolduruyor..
Bu ne kadar kötü olabilir ki?

Yılbaşı gecesi de sevdiklerim,dostlarımla bir arada olacağım,
evet içeceğim de..

Herkese mutlu,güzel,sağlıklı yıllar
yılbaşını kabul etmeyen arkadaşlar size de 2014 güzellikler getirsin.....
 
Son düzenleme:
Adamlarin icat ettigi her seyi kullan ,nimetlerinden yararlan ama yilbasi kutlamak gunah .Keske kadin cinayetleri, siddete tecavuze ugrayan cocuklar ve hayvanlar icin bu kadar ugrassaniz.Herkesin gunahi kendine gene bazilari kendilerini Allah yerine koymaya baslamis.
Yilbaslarini cok seviyorum her yer isil isil rengarenk susleniyor.Yilbasini da kutlariz, ickimizi de icer 12 olmasini bekleriz.Kime ne kimi ilgilendiriyor .
 
Hakikaten he..Giydiğimiz penye donun lastiğini bile ithal ediyoruz, buna sessiz kalıyoruz da, da noel babaya tepki veriyoruz Giyme o zaman o donu madem bu kadar idealist ve inançlısın

Acayip milletiz vesselam..
 
Son düzenleyen: Moderatör:
noel babayı yok sayıyoruz bizim değil diyoruz ama noel Türk kültürüdür hristiyanlaşmıştır bununla ilgili Prof. Dr. Erhan Arıklı'nın tezi var. yazının devamı Noel Türk Kültürüdür | Bilinmeyen Türk Tarihi



Erhan Arıklı, Türk kültürünün Hıristiyanlığa armağan ettiği ritüeller hakkındaki konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Eski Türk Kültüründe “ÜLGEN” diye uhrevi varlık kavramı vardır. Ülgen, Tanrısal bir varlıktır. İyiliğin sembolüdür. Onun karşısında ki şeytani varlık ise “ERLİK” tir..Eski Türk efsanelerine göre, pahalı kaftan giymiş ihtiyar Ulgen, evin çatısına kadar yükselen muazzam çam ağacının bittiği bölgede bulunmaktadır.


Eski Türk efsaneleri Ulgen’le ilgili bir çok şeyleri koruyarak günümüze kadar ulaştırmıştır. O, tüm mevsimlerde bembeyaz uzun sakalı ve kaftanı ile dolaşır. İyi ruhların başı olan Ulgen altın köşkte oturarak güneşi ve ayı yönetir.


25 Aralık’ta, gece ile gündüz arasında uzun ve çekişmeli mücadeleden sonra gündüzün galip gelip güneşin eskisinden daha fazla yeryüzünü aydınlattığı gün olan 25 Aralık’ta eski Türkler, Ulgen’e dualar ederlerdi.


Türkler Gök Tanrı inancını kabul ettikten sonra dahi, 25 Aralık’ı yılın en büyük bayramı-Tanrı’nın doğuş günü olarak kutlamışlardı. Avrupa’ya giden Hunlar da 25 Aralık tarihini bayram olarak kutluyordu. Türklerin bu milli bayramı ,daha sonra Batı Kültürüne geçti ve daha sonra da Hıristiyanlaştı.


Netice itibari ile 25 Aralık’ta Türkler, Ülgen’i beklerlerdi. Geyiğe binmiş Ülgen evin bacasından içeri girecek ve çam ağacına hediyeler koyacaktı. İşte Avrupa’nın Noel Baba dediği kişi aslında Ülgen Ata’nın değişik bir versiyonudur..
Şimdi bakın Hıristiyanlar, 25 Aralık’ta Noeli kutuluyorlar. Oysa 25 Aralık tarihinin Hıristiyanlıkta hiçbir kutsallığı yoktur. Hz. İsa’nın doğum tarihinin 6 Ocak olduğu iddia edilmektedir. Peki, 25 Aralık nereden çıktı?


“Kaftan, Börk ve Çizme, Batı kültüründe ne arar?”



Şimdi Noel Baba olarak resmedilen kişiyi bir gözünüzde canlandırın. Uzun kaftanı, ayağında çizmesi ve başında börkü olan Noel Baba’nın üzerindeki hangi giysinin Avrupa ile ilgisi vardır. Kaftan, Börk ve Çizmenin Batı kültüründe ne işi var. O dönemlerde Avrupa erkekleri etekli elbise giyiyordu. Ayaklarında ise sandalet vardı. Pantolon da Türk Kültürünün Batıya armağanıdır. Atı ehlileştiren Türkler, ona binecek en uygun kıyafet olarak pantolonu icat ettiler. Milattan yüzlerce yıl önce ecdadımızın çizdiği bütün kaya resimlerinde Türkler, pantolonlu olarak resmedilmiştir.
 

Umarım bu yazdıklarım yüzümden banlanmam ama söylemek istediğim bir kaç şey var...

İnanç açısından çok kuvvetli olmadığımı defalarca söyledim, ateist de değilim ama kimseye tutup içki için, tanrının varlığını sorgulayın propogandası yapmadım, yapmam da bu benim haddime değil. Hepimiz belli bir yaştayız, ve düşünebilme/ karar verme gücüne sahibiz yani akli melekelerimiz yerinde. Herkes tutturmuş uyarmak görevim de görevim, uyarmayın ben kendi adıma rahatsız oluyorum. Bu forumda görüşlerimi dile getirmekten çekinmiyorum, açılan konulara yorum yazıp insanlara yardımcı olmayı da seviyorum ama her şeyin dine bağlanmasına ve bu tarz akıl verme olaylarına çok karşıyım ve zaman zaman KK'dan soğumama sebep oluyor bu tavırlar.

Türkiye Cumhuriyeti'nde farklı etnik alt gruplar yaşadığı gibi, farklı dinden de bir çok insan var, ve hatta aynı dine bağlı farklı mezhepler mevcut. Siz yüzde yüz müslümansınız diye herkes öyle olmak zorunda mı? Belki ben yahudiyim, yada hristiyanım veya başka bir dine mensubum. Anayasamızda resmi din ibaresi yok, tek gerçek olan nokta TC'de çoğunluğun İslam dinine tabi olması. Yani demem o ki, bu forumda herkes müslüman değil yada sizin kadar değil, elbette ki iyi niyetlisinizdir lütfen sert algılamayın yorumlarımı ama misyoner gibi herkese doğru yolu gösterme çabalarına girilmesini doğru bulmuyorum bu diğer üyeler için de geçerli sadece sizi hedef alan bir durum değil.

Her zaman erdemli olmaya çalıştım, yalandan kaçındım. Belki namaz kılmıyorum ama başkasının vebaline girmekten ölesiye korkarım bu ahiret inancımdan değil kendi vicdanımdan ötürüdür. Namaz kılıp oruç tuttuğu halde dedikodu, fitne fesat, haram lokma yiyenler yada rüşvet yiyip kara para aklayanlar imanın şartlarını yerine getirdiği halde benden daha mı günahsız? Ya da bunu yargılamak karar vermek insanların işi mi, yoksa yaratıcının işi mi?

Neyzen Tevfik'ten alıntı yapmak isterim bu hususta:

Ne ararsın Tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.

***

İşte böyledir benim inancım, kimse kusura bakmasın dilinden allahı düşürmediği halde karısını kızını döven ve hatta öldüren sosyopatlarla; milletin parasını pulunu çalan, ülkesini soyan ve fakir vatandaşın ekonomik koşullarını gaspeden nice hırsızlarla dolu bir ülkede yaşıyorken benim bir içkim yüzünden yada açıkta kalan saçlarımdan günahkar olacaksam varsın olayım.
 

Aman aman ne güzel..
Saygılarla bitirilen bir mesaj, ama içeriğe bakın ki baştan sona insanların yaşam biçiminden tut, giyim kuşamına kadar uzatılan dil..

Herkes kendi ahiretini düşünür hanımefendi, bir zahmet siz de bırakın günah sevap hesabı yapmayı da kendi ahiretinizle ilgilenin.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Gunah islemekten bu kadar korkuyorsan hic sokaga cikmayacaksin cancaazim. Velev ki sen kara carsafa burunup ciksan dahi bir erkek sana bakip "ufff... acaba o carsafin altinda ne gibi kivrimlari var" diye icinden gecirse, iste sana gunaha girdin bile.... Gunaha girmek icin Ille de mini etek giymeye, erkekli kadinli gulup eglenmeye dans etmeye, sarki soylemeye gerek yok.... Sadece Islamda degil, her dinde fazla derine dalarsan, herseyde gunah var.

Gunah istemiyorsan izole et kendini... Kapan bir odaya, sabah aksam ibadet et... Bu dunyanin nimetlerini unut, sadece obur dunya icin yasa... Gercekten varsa, belki cennetlik olursun kimbilir?
 
Başbakanlarının peşinden gidiyorlar ne demelerini bekliyorsunuz...

"Biz kimsenin yaşam tarzına karışmıyoruz"
 

böyle şeyler hakkında yazmayı çok sevmesemde yorumunu okuduğumda şok oldum ve bişeyler yazmak istedim...
bende senin gibi art niyetle yazmıyorum...
öncelikle yılbaşını kutlamaya karar verilince neden mini elbise giymeye karar veriyorum ki hemen, yada kolları açık...
bi kere kış aylarındayız ve insanlar pantalon uzun kollu kazak giyebilirler...
kızlı erkekli bir ortamda neden sarmaş dolaş olalım illaki... beni bi abim (akrabam olmayan) davet etti ve gitmeyi düşünüyorum... ama giderken aaa şu mini elbisemi giyerim ha şu kolsuzu da giydim mi ohhh çok güzel olurum demedim...

gittiğim yerde içki içilecektir fakat ben içmeyeceğim, içkili yerlere gidildiğinde illa ki içki içilmesi gerekmez, kimsede bizde kınamaz içmiyorsun yada içiyorsun diye...

bende hatırlatmak amaçlı yazdım yorumu senin gibi... fazlaca tv izlenince sanırım bu şekilde düşünceler oluşabiliyor insanın kafasında.. çünkü genellikle dizilerde kutlamalarda şıkır şıkır elbiseler ellerinde kadehlerle görürüz...

biraz ayrım yapmadan kızlı erkekli sosyal ortamlara karışmayı nasip etsin Allah... Saygılarımla:)
 
Bir üst yorumdaki arkadaşımın dediklerini tasdiklemek amacıyla bu fotoyu paylaşıyorum ,

Öyle ortamlara girince direk gazozumuza ilaç atmıyorlar değil mi ?

Yada atıyorlar ve öyle ortamlardaki herkes direk günahkar , o zaman alın size günahkar...

 
Son düzenleme:

bir cümle bile olamayan uyarı geri kalan yargılama. yani bu yazdıklarına bakıyorum da Allah sana biliyordun da demez neden yargıladın der.
 

Hadi bunlar birer olasılık, geçelim bunları; İnsanlar mini etek ve straplez giyerek full içkili ortamda da kutlayabilirler yılbaşını..KİME-NE bundan?

Milletin amel defterini tutmaya ne meraklıyız yahu
 
Hadi bunlar birer olasılık, geçelim bunları; İnsanlar mini etek ve straplez giyerek full içkili ortamda da kutlayabilirler yılbaşını..KİME-NE bundan?

Milletin amel defterini tutmaya ne meraklıyız yahu

katılıyorum dediklerine:) özellikle KİME NE BUNDAN kısmına... sadece demek istediğim nedense başın açıksa her yerin açık giyiniyorsun şeklinde bi kurgulama yapmış arkadaş kafasında okuyunca çok şaşırdım... arkadaşın belli bi yaşta olduğunu düşünüyorum ve halen bu kadar sığ düşünmesi çok garip geldi...
benim çevremdeki insanlar çok rahatlardır genel olarak çok kısa etekte giyerler kimse de durup trene bakarmışçasına bakmaz...
 

Başın açıksa her yerin açık giyiniyorsun olsa iyi , bide gece kuluplerinde erkeklerle sarmaş dolaşsın vay vay vayyy...

Bu kadar sığlık olacak şey değil , yıl olmuş 2014 uraştığımız insanlara bak
 

Yil 2014 olmus ama Turkiye 11 yildir "ortusuz kadin perdesiz eve benzer, ya satiliktir ya kiralik" lafini diline dolamis AKPli yoneticilerin elinde... Onlarin etkiledigi yeni genclikte basortusu takmayana her turlu hakaret ve asagilama mubah tabii.. Balik bastan kokarmis..
 
sıksaydın dişini de sen yaysaydın kültürünü derler adamlar yemiyor içmiyor üretiyor sizin gibi laf üretmiyor mis gibi de yılbaşını kutluyoruz zaten bunlar o kadar cehalet içindeki her sene noel bayraıyla yılbaşını karıştırırlar bacım korkmayın noel geçti :))
 
zamanında boşuna değilmiş bu tipleri okullara almayıp sokağa çıkartmadıkları demek o dönem de sağa sola ötüyorlarmış milletin yaşam tarzına dil uzatıyorlarmış ki o dönemin yöneticileri ceza vermek istemişler.. şimdi hak verdim işte..akpyle bir tarafınız kalkmış sizin 10 sene önce ağlıyordu sizin ablalarınız bizi dövüyolar diye ama boşuna değilmiş.ellerine sağlık..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…