Taze yeşil çaydaki polifenolik maddelerin, kanser riskini azaltmada önemli etki gösterdiği belirtildi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. ısmail Sait Doğan, son yıllarda yapılan araştırmalarda yeşil çayın insan sağlığına olumlu etkiler yaptığını, özellikle kanser tedavisinde kullanılabileceğini belirtti.
Şekersiz olarak kullanılan yeşil çayın insan vücudunda sıvı dengesini sağladığını vurgulayan Doç. Dr. ısmail Sait Doğan, “Araştırmalara göre yeşil çaydaki polifenolik maddeler antioksidan özelliğe sahip olduklarından kanser riskini azaltmada müspet etki gösteriyor.” dedi. Çayın içerdiği antikanserojen ve antioksidan bileşenlerin vitamin E ve C’den daha etkili olduğu tespitini yapan Doğan, bu bileşenlerin kanser tedavisinde büyük rol oynamasının yanı sıra yeşil çayda E ve C vitaminlerinin az da olsa bulunduğunu dile getirdi.
Tokyo Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, yeşil çayın kanser ve kalp hastalıkları gibi çok sayıda hastalığa karşı etkili olmasının sebebinin EGCG maddesi olduğunu söyleyen Doğan, “EGCG’nin akciğer, mide, kolon, karaciğer ve cilt kanserlerini önleyici etkisi bulunmaktadır. Avustralya’daki Curtin Üniversitesi ile Çin’deki Hangzu hastanesinin kanser uzmanları yeşil çay içen Çinli erkeklerle çay tüketmeyen Avustralyalı erkekler arasında yaptıkları karşılaştırmalı incelemeler sonucunda yeşil çayın prostat kanseri riskini azalttığı gözlenmiştir. Bu yüzden dünyada prostat kanserinin en düşük oranda görüldüğü ülke Çin’dir.” dedi.
Aynı araştırmacıların yeşil çayın yumurtalık kanseri riskini de azalttığı bulgularına ulaştıklarını ifade eden Dr. Doğan; “Yeşil çayın içinde bulunan EGCG ve EGC gibi maddeler sigara ile ilişkili kanser riskine karşı da etkilidir. Günde içilen 4-6 fincan yeşil çay, mide, yemek borusu, kolon, meme, sindirim sistemi kanseri riskinde azalma sağlar.” dedi.
Yeşil çayın faydaları
Kafein içeriğinden dolayı çay, kalp ve dolaşım sistemi için hafif bir uyarıcı olup damar sertliği riskini azaltıyor. Diş minesinin kuvvetlenmesinde ve dişlerin çürümelere karşı korunmasında önemli rol oynuyor. Yeşil çayın canlılık verici etkisi, içerdiği kafein ile yakından ilgilidir. ıshali durdurur. ıçerdiği mineral maddeler nedeniyle vücuttaki mineral madde dengesinin kurulmasında sudan çok daha etkilidir. Çay banyoları, sıcak çay emdirilmiş temiz tülbent veya pamukla yapılan kompres ve pansumanlar, göz ve cilde canlılık kazandırarak bazı rahatsızlıkları giderir. Vücuttaki toksinleri atar, yaşlanmayı geciktirir. Migreni geçirir, depresyonu önler. Zayıflama rejimlerine yardımcı olur. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sürekli kullanımı, romatizma hastalığının tedavisinde faydalıdır. Çay yazın dinlendirmekle kalmayıp serinlik hissi de verir.
Gönderen sRpl zaman: 04:50 0 yorum
Etiketler: Yeşil Çay, Yeşil Çayın Yararları
Yeşil Çay Nasıl Demlenir
Yeşil çayın demlenme şekli ülkelere ve geleneklere göre farklılıklar göstermekle birlikte bu mucize bitkiden en üst düzeyde yararlanmak için 80 derecede ısıtılmış su kullanılması öneriliyor. Demleme süresi kafein miktarını belirleyici etkendir. Kişi başına bir süzen poşetin üzerine sıcak su (kaynama seviyesinde olmayacak) ilave edip, 3-4 dakika ya da istenilen tat düzeyine gelene kadar ağzı kapalı olarak demlenmesi ve şeker ilave edilmeden içilmesi tavsiye ediliyor.
Kaynak :
Kadınlar Kulübü - KADIN KADINCA KADINLAR KULUBU
Gönderen sRpl zaman: 04:39 0 yorum
Etiketler: Mutfakta Yeşil Çay, Yeşil Çay
Yeşil Çay Şekerlerlemesi
Japonya’da, yeşil çayın sağlığa yararlı özelliklerinden çocukların ve büyüme çağındaki gençlerin daha çok yararlanması için, gölge altında yetiştirilmiş taze çay sürgünlerinden elde etmiş oldukları yeşil çay sürgünlerinden Matcha (Tencha) olarak adlandırmış oldukları yeşil çay pudrasını kullanarak, ülkemizde ki sert şekerleme türü olan akide şekeri benzeri yeşil çay şekerlemesi üretimi yapılmaktadır. Şekerlemeler genel olarak, çeşitli yaş meyvelerin ve bazılarının kabuklarının veya kuru meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla yapılmaktadır.
Yeşil çay şekerlemesi, sert şekerlemelerden olup meyve aromalı ve kakao’lu şekerleme üretim hattında imal edilmektedir. Sert şekerler, yüksek katı madde içeriğine dek kaynatılmış glikoz şurubu ve sukroz karışımlarıdır. Bu ürünler "camsı" nitelikte olup, aslında görünüşte katı fakat gerçekte erime noktalarının çok altında kristallenme olmadan katı özelliklerini gösterecek şekilde soğutulmuş haldedirler (McDonald, 1984).
Katı madde miktarı, kullanılan üretim tekniğine bağlı olmakla beraber %97 oranındadır. Bu kadar yüksek katı madde içeriğinde olan şeker kütlesi soğuyunca parlak bir görünüme kavuşur (Alexander, 1998b). ıyi bir raf ömrüne sahip ürünün elde edilebilmesi için son ürün en az miktarda nem içermeli ve sukroz ile glikoz şurubu/invert şeker oranı arasında doğru denge kurulmalıdır. ıstenen raf ömründeki ürünü sadece sukrozla üretmek mümkün olmayıp; glikoz şurubu katılması zorunludur. Glikoz şurupları şekerlemelerin en önemli hammaddelerinden biridir; çünkü kristalizasyonu, kıvamı, nem çekiciliği, renk gelişimini ve tatlılığı kontrol ederler (Anon., 1991).
Üretim işlemin şekerleme kütlesinin akıcılığı da oldukça önemlidir. Bu özellik karıştır manın kolay olmasını ve sonuçta camsı hali oluşturan soğutma işleminden önce şeker kütlesinin içinde tuttuğu havanın çıkarılmasını kontrol eder. Şekerleme formülasyonunda kullanılan glikoz şurubunun miktarı ve tipi şeker kütlesinin akıcılığı veya viskozitesi üzerine çok etkilidir ve bu faktör sadece glikoz şurubunun formülasyona ilavesiyle kontrol altında tutulur.
Yeşil çay pudrası ile glikoz şurubunun tipi ve kullanım miktarları, şekerin yenme veya çiğnenme özelliklerini tayin eder. Glikoz gibi düşük molekül ağırlıklı sakkaritler ürüne kırılganlık verirken, şurupta mevcut diğer yüksek sakkaritler ürüne çiğnenebilirlik sağlarlar. Glikoz şurubunun seçimi ayrıca şekerin raf ömrünü de etkiler. Sert şekerlemelerin denge nispi rutubeti %30 civarında olup atmosfer nemi her zaman bu değerden yüksektir ve bu nedenle ürünün nem çekme eğilimi vardır. Ancak glikoz şurubu kullanıldığında ürünün dış yüzeyinde oluşan tabakanın, nemin iç kısma nüfuzunu önlediği saptanmıştır. Böylece ürünün nem alması azılarak, yapışkan hale gelme eğilimi de azalır.
Yeşil çay şekerlemelerinde glikoz şuruplarının kullanım oranı pişirme prosesine göre değişir. Glikoz şurubu sukrozun toplam çözünürlüğünü arttırarak, sukrozun kristallenme eğilimini arttıran karıştırma işleminin etkisini azaltır. Ayrıca bu proses sırasında oluşan invert şeker miktarı, yüksek sıcaklıklarda daha kısa süre bekletmenin bir sonucu olarak daha azdır. Bu ürünlerin depolanmasında sukrozun tekrar kristallenmesi sorunu da glikoz şurubunun kullanımıyla önlenmiş olur.
Şekerlemelerin cinsine bağlı olarak istenen kalite özellikleri; ürünün çok sert olmaması, doku ve çözünürlüğünün damak tadına uygun olması, uygun şekilde tatlılığıdır (Van Binsbergen ve ark., 2001). Glikoz şuruplarının yeşil çay şekerlemelerinde kullanımının temel amaçları viskozite sağlamak, lezzeti geliştirmek, doku sağlamak, nem tutucu özellik kazandırmak, tatlılık vermek ve renk kaybına direnci arttırmaktır (Hebeda, 1987). Şekerlemelerde mikroorganizma gelişimini önleyecek su aktivitesi değeri %75'lik sukroz konsantrasyonuyla mümkündür. Ancak, sukroz 20°C'de %67.1 konsantrasyonda doygunluğa ulaşıp kristallenir. Sukroz, glikoz şurubu yer değiştirdiğinde kristalleşme olmaksızın daha yüksek konsantrasyonlar ile düşük su aktivitelerine ulaşılmaktadır (Jackson, 1995).
Şekerlemelerde ayrıca, nişasta esaslı maddeler nötr bir tat sağlamalarının yanı sıra ürün dokusunu da etkilemektedir. Bu ürünlerde en önemli sorunlardan biri ürünün ortamdan nem absorblamasıdır. Bunun sonucu ürün yüzeyi yapışkan hale gelerek doku bozulur ki bu, glikoz şuruplarının önemli etkisi olan ürün yüzeyinin su absorplanması sonucu oluşan yapışkanlığını önlemesidir