- 6 Aralık 2010
- 2.941
- 2.073
- 30
-
- Konu Sahibi Maariftakvimi
- #61
Son paragrafıniza o kadar katılıyorum ki.Bir arkadasim dalga geçmek için "sen de babam gibisin, o da meyve,tatli aldıysa önce kendi yer. Doyunca kaldiysa 'meyve var çocuklar,yiyin' derdi " demişti.
Şok olmuştum çünkü benim bildiğim baba hep 'yemedik yedirdik' modunda olur, son tabak tatlı,meyve kesinlikle çocuğa ayırılır evde.
Gerçekten bazı aileler ne anneliği biliyorlar ne babaligi. Buna rağmen hayvani bir iç guduyle çoğalıp duruyorlar. Bu bahsettigim arkadaşım 5 kardeş mesela. Ailede dayak var, kardeş kıyaslaması var, ilgisizlik var, öğrenciyken beş parasız birakmisken eli ekmek tutunca zorla kredi çektirmek var...
Benim bir gözlemim de şu, aile çocuğun ne kadar psikolojisini bozarsa çocuk o kadar aileye yaranma ihtiyacı hissediyor. Hastalıklarıyla en çok o ilgilenmeye çalışıyor, kendinde yokken mutfak yenilesinler diye maaşını gönderiyor, belki bir aferin alırım diye kendini aileye adiyor. Tam tersi eli ekmek tutmuşken yaptıklarını yüzüne vurup iletişimi minimuma indirmek yerine...
Evet evet ben de hep hatırlarım onu. Hatta bir gün öz anne, evlatlık verdiği kızına vurmaya kalkıyor da üvey anne "kızıma el kaldirirsan seni çok kötü yaparım" diyordu. Öz anneyle kalan kiz kardeş, buraya uyeydi, konu acmistiBir yerde okumuştum belki burada. Böyle çok çocuklu aileden biri evlatlık veriliyor teyzeye. TeyZe de kapı komşu. Çok çocuklu ailede dayak vs gırla. Bir gün çocuğun kardeşine teyzesi prensesim diyor. Ve demişti ki bu söz kadar o dayaklar canımı yakmamıştı. Sizin yerinizde olsam psikolojik destek alır o aileden sıyrılırım. Tabii bu da kolay değil. Öyle güzel yıkıyorlar ki o özgüveni iyice bağımlı gale geliyorsun. Nihan kaya iyi aile yoktur okuyabilirsin.
burdaki konumu? okumak istiyorum da nerden bulabilirim hatırlıyor musunuz?Evet evet ben de hep hatırlarım onu. Hatta bir gün öz anne, evlatlık verdiği kızına vurmaya kalkıyor da üvey anne "kızıma el kaldirirsan seni çok kötü yaparım" diyordu. Öz anneyle kalan kiz kardeş, buraya uyeydi, konu acmisti
Hatırlamıyorum belki beş yıl olmuştur, bu forumdaydiburdaki konumu? okumak istiyorum da nerden bulabilirim hatırlıyor musunuz?
Yanlış düşünüyorsun gerçekten. Deli deliyi görünce sopasını saklar, bunu defalarca gördüm. Ailenle ilişkini kes demiyorum ama özellikle babana ne mal olduğunu(özür dilerim böyle bir tabir kullandığım için) hissettirmezsen hiçbir şey çözülmez ömrünüzün sonuna kadar aslında birbirini sevmeyen ama bir arada durmak zorunda hisseden insanlar olarak kalırsınız. Gerekirse başına kak, ne babalık yaptın ki filan de. Çünkü adım gibi eminim bazen sana başkalarının çocuklarını örnek gösterip yermiştir. Sen de aynısını yap. Kavga mı çıkacak? Çıksın, hatta sen başlat. Sen zaten mutsuzsun, sana bu mutsuzluğu reva gören neden mutlu olsun ki? Üstelik aradan yıllar geçip aklı başına gelince pişman olacak belki. Onun bu pişmanlık ihtimalinin de önüne geçmiş olursun. Hayatımda bir kişiye karşı böyle bi patlama yaşadım, şimdi ilişkimiz eskisinden çok daha sağlıklı. İki taraf da durması gereken yeri biliyor.İste buralar tam olarak arkadaşınız gibi çocukların çocuklukta olduguvyer bizdede belki o şekilde değildi ama babam kahvaltılık cok az alırdı bazen almazdı bile çünkü kendisi eve cok az gelirdi
Aldığı zamanda annem bize bir iki kere verir sonra babama saklardi çocuklara verme demezdi ama bitersede kıyametler kopardı çünkü.
Ama bu yaranma konunuzdaki düşuncenize gelecek olursak arkadaşınızı bilemem çünkü siz onunla daha cok yaşadığınız anlattıklarından dolayı az cok bilirsiniz ama kesinlikle yaranma düşüncesi degil mecburiyet zorunluluktan başka birşey degil.
Mesela ben kendim güç bela okudum gram emeği yoktur hatta yıllar once çalıştığım zamanlar iyi bi iş olmadığı için insanlar dedikodumu yapıyor diye babam isten çıkmam için baskı yaptı bende devam edince hic acimadan resmen elinin ayağının icin e alacak şekilde dövdü.
Şuan ki isim iyi kardeşimde çalışıyor babam biz çalışmaya başlar başlamaz annem iğne bile istese çocuklarına soyle alsınlar dedi her defasında annemde babama diretmek yerine bizden istedi boyle boyle tam olarak masraflar bizde kaldı.
Oda bir yana çivi 30 yıldır çivi çalmadığı eve bir dolu masraf yaptı bizden sonra mecburen veriyoruz çünkü vermesek evde sorun çıkaracak tatsızlık çıkaracak biliyoruz birak vermemek vermedigimizi hissettiren bile once tavır koyup o evi zindana çevirecek sonra bi şekilde yine o parayı alacak.
Eskiden yine iyi kötü idare ediyorduk enflasyon yükseldikçe kendimi o masrafların altında kalıyor gibi hissediyorum yetişemiyorum boğuluyorum kendime harcama falan yapamıyorum cok izahtım kusura bakmayın ama inanın bu yapılanlarda gram yaranma duygusu yok sadece bizim yüzümüzden evdekiler tatsızlık yaşamasın derdi var
Anlattıklarınız o kadar tanıdık geldi ki, çoğu şeyi bende yaşadım öz amcamız tarafından hortumla dövülürdük, okula gizli gizli gittiğim zamanlar olurdu.
Küçükken maalesef öz kuzenim tarafından tacize bile uğradım bi kaç defa. Öz akrabalarım beni çok hor görürlerdi her zaman küçük görürlerdi.
Hala o sorunlar ile başa çıkmaya çalışıyorum, ciddi bir özgüven problemim var maalesef.
Maalesef kendileriyle yasiyorum ama ne yalan soyleyeyim eski kırgınlığım incinmisliginde kalmadiMerak ettim sizi bu kadar inciten insanlardan kurtuldunuz mu. Umarim hic birinin yuzunu gormuyorsunuzdur.
Hepsini görüyorum maalesefMerak ettim sizi bu kadar inciten insanlardan kurtuldunuz mu. Umarim hic birinin yuzunu gormuyorsunuzdur.
Türkiyeden internet üzerinden psikologlarla görüşebilirsiniz. Hem ücreti de size çok uyguna gelir. Şu an pandemi olduğu için aynı şehirde olunsa bile çoğu terapi seansı internet üzerinden yapılıyor. Lütfen ertelemeyin kendiniz için aileniz için bir an önce birileriyle görüşün.Ben de yazmak istiyorum:
Ben de cocukken sudan sebeplerden cok dayak yedim, ilkokul cocugu idim, geceleri yastigim islanirdi aglamaktan. Her gece Allah a dua ederdim, yarin ne olur annem beni dovmesin diye, ertesi gun yine doverdi yine yine yine... Yillarca dayak yedim, bir de ustelik psikolojik siddet yapardi, hakediyorsunuz ki dovuyorum, siz uslu olsaniz hic bir anne evladini dovmek istemez derdi ve ben surekli uslu bir cocuk olmadigim icin kendimi suclar kendimden nefret ederdim. Surekli bir baski vardi, siniftaki cocuktan hoslanamazdim, cunku gunahti ve annemden korkardim, platonik bir sevgi yuzunden dayak yiyecegimi dusunurdum. Surekli cantami karistirdi annem, oyle boyle degil ama kitap-defter aralarini didik didik yapardi. Surekli odama izinsiz girerdi, telefonla arkadasimla konusurken kapidan dinlerdi, buzlu camdan kafasini gorurdum. Ilkokul onlugumu giyerken tum bacaklarim, kollarim hep curuk icinde olurdu, kulotlu corabi giyerken curukler acirdi, usul usul giymeye calisirdim. Yuzumde, gozumde de zaman zaman curukler olurdu, ogretmenin sorarsa ya da komsular sorarsa dolaba carptim dersin diye ski ski uyariridi. Ilk defa adet oldugumda anneme degil gittim arkadaslarima soyledim, onlardan tavsiyeler aldim, bilgi almaya calistim. Birkac gun sonra kendisi anladi adet oldugumu. Hatta benim adet oldugum zaman birisi balkon asagi ped atmis, hic sormadan aratirmadan geldi beni dovdu kivrana kivrana yeminler ettim ben atmadim onlari diye. Gercekten de ben atmamistim ama hic sormuyordu, arastirmiyordu, direkt gelip dovuyordu. Bir defasindan bitlenmistim (ilkokul4), banyoda basimdan asagi gaz yagi doktu lokur lokur, sinek ilaci puskurttu, yuzum gozum yandi, bagira bagira yaniyorum anne yaniyorum anneeee diye aci cekmitim, ustune ustluk saatlerce de sampuanla arindirmaya calisti, nefessizlikten olecektim. (gecen gun safiyenin annesi bitlenme sahnesinde guldenin sacini kesiyordu ya dedim ki yine benim annemden sefkatliymis su kotu kadin bile. ) Hic evden cikmazdim, asla arkadaslarima gitmezdim, yollamazlardi, asla arkadaslarla gezmeye gitmezdim. Mahalledeki kizlar hergun beraber takilirdi, orda burda gezerdi, onlara takilamazdim. Bir defasindan mahalleden iki arkadasa denk geldim, haydi parka gidelim gezmeye dediler, ben de eve ciktim dedim ki ben kizlarla gezmeye gidiyorum, annem bir suru soylendi yine, ama iste genclik (lise2) sallamadim, ciktim indim. Babam uyuyordu, hemen babami uyandirmis, babam camdan bir bagirdi bana, hemen kostum ciktim eve o korkuyla. Kapidan ceker cekmez beni iceri babam bir dovdu bir dovdu bir dovdu neye ugradigimi, neden dayak yedigimi yine anlamadim. Annem de karsida durup seyretti. Yine gozum morardi o gun ve yine ertesi gun okulda herkese dolaba carptim yalani...
Ben tabi caliskan bir ogrenciydim, universiteye calistim, simdi Allah var ailem de okumami destekliyordu. Cahil, gorgusuzlerdi ama bizim oralarda dogudan farkli olarak okumak revactatir (ege-akdeniz bolgesi) O yuzden okuyacak cocugu desteklerler. Universitede uzak bir sehri yazdim, her tatile gittigimde yine dayak yerdim, bir defasinda erkek kardesimle kavga ettik yine babamdan dayak yeyip gitmistim (universite 3) ve yine dolaba carptim yalani. O zaman aylarca babamla konusmadim, aylarca her gun aradi. Yariyil tatiline gitmedim, tum sehir bosaldi, tum yurt bosaldi, ananem, annem gunlerce telefonda yalvardilar gelmem icin de oyle gittim geldim 6-7 gun.
Universite 2 deyken internetten esimle tanistim, ben ogrt lik, o baska sehirde muhendislik okuyordu. Hayatimda beni ilk seven insan :) Tabi haramdi, gunahti diye onunla da gorusmedim, telini acmadim, arayi actim. Ama nasipte varmis ki universite bitince aradi sordu, yazdi. Hatta birgun bir cilginlik yapip esimle istanbulda bogaza gezmeye gittik. Babam defalarca aradi, mesaj attim, gecistirdim, telim de bozuktu zaten o aralar. Ben 23, esim 24 yasinda. Ben ogrtlik yapiyordum ve esimle hep arada bir benim is cikisi 1-2 saat gorusuyorduk. Ama o gun romantik bir gundu, bogazda balik ekmek yedik, cafe de oturduk, ve bogazda isiklari seyrettik. O gun esim bana ilk defa beni sevdigini soylemisti. O gun eve gec gittim ama 23 yillik omrumde bu kadar cilginlik olsundu de mi? Saat aksam 11 idi, kapidan girer girmez babam beni kemerle dovmeye basladi. Dovdu, dovdu, dovdu.... Tum gucuyle, tum hirsiyla, saatlerce, kufurler savura savura... O gun annem ayirmaya calisti, arada annemi de itti kakti. Gece 4 e kadar dayak yedim. 23 yasinda genc bir ogrt idim, mudur beyin newyorker hocahanim dedigi, velilerin newyorker hanim/hocam dedigi, ogrencilerimin hocam dedigi, babamin kemerle dovdugu. O gunden sonra dayaklarim bitmedi, birkac defa da benden 3 yas kucuk erkek kardesimden buyuk dayaklar yedim, o zamanlar esimle nisanliydim, esim ben araya karisirsam kardesini de aileni de bir omur goremezsin dedi. Ben araya girmeden kendini savun dedi, darp raporu al, polise git dedi. Ben adli tiptan darp raporu aldim, once polise sonra mahkemeye gittim. Polis guldu gecti, zaten babam da polisti, kardesimle gule oynaya polise ifade verdiler gectiler. Kardesimden yedigim o buyuk dayak da yine esimle bulusmamdandi. (nisanlimdi o zamanlar ustelik)
Esimle evlendik abd ye geldik, dengesiz bir aileden geldigim icin surekli travmatik davranislarim, dengesizliklerim oldu. Evlilik kurumuna saygisizliklarim, esimle tartismalarim oldu tabiki. Hala gecmisin travmalarindan kurtulamiyorum. Bircok kisisel gelisim kitabi okudum, kendimi gelistirmeye calistim, psikolojik videolar/podcastler dinledim. Hala geceleri dayak yedigimi goruyorum. Iki cocugum var, travmatik kaygilar yasiyorum zaman zaman. Hic sevilmedigim icin evlatlarimi nasil sevecegimi bile bilmiyorum. Esim asiri medeni/sefkatli birisi. Sagolsun yillar icerisinde siddet nedir unuttum. Ailemden, annemden bu kadar siddet gormeme ragmen yine de isim dustu ama. Annem iki dogumumda da geldi, torunlarina bakti, evin isini yapti sagolsun. Gurbetlik de baska turlu zor be, kimsemiz yok iste. 6 yildir Turkiyeye hic gitmedim, kardesimi babami gormedim. Annem gelip gidiyor senede bir. Yaptiklarini ben asla unutamiyorum ama onlar unutmus. Annem geldiginde sen bizi cok dovdun ben cocuklarimi dovmem diyorum, biz seni dovmedik ki diyor saka gibi.
Psikolojik destek almayi cok istedim ama abd de derdimi ingilizce anlatmak icimi acmaz ki. Bakalim bulursam Turk bir psikolga gorunmek istiyorum ama.
Benim gibi dayak, siddet, sevgisizlik ile buyumus bugunun yarali yurekli annelerinin yureklerinden opuyor, sevgiyle kucakliyorum. Biz cocuklarimiza iyi davranacagiz, onu sevecek, sarip sarmalayacak, sefkatle kusatarak buyutecegiz tamam mi?
Annenizden nefret ettimGüncelleme:Konuyu okuyanların üzüldügünu görünce inanın cok daha üzüldüm ama inanın yaşadığım siddet dayak vs aklima gelince sanki onlari yasayan ben degilmisim gibi hic canim acimiyor yedigim tokatlara sopalara vucudumun yakılmasina hiç üzülmüyorum yasayan ben değilmişim gibi yazıp geçtim ama bende biraktıgi hasarlari düsundükce aşamiyorum (özguvensizlik korkaklik degersizlik hissi vs )bu durumu bi türlü bıraktığı hasarlar daha çok acıtıyor canımı belkide bir iç döküş olarak paylasmak istedim.
Herkese iyi geceler gece gece kafana bu mu takıldı diyenler olacak mutlaka:) ama maalesef bu takıldı
Son zamanlarda ülkenin gündemindeki iki dizi iki birey çok fazla izleme fırsatı bulmuyordum buldukça bölük pörçük izliyordum bi arkadaşım geçen Kırmızı Odayı izledin mi Alyanın annesi ne piskopatmıs dedi merak ettim son piskopatlık sahnesine gelinceye kadar şiddet kısımlarında çokta yabancılık hissetmediğim sahneler
Çocukken annem beni çok döverdi babamda döverdi sudan sebepten cok fazla dayak yediğimi hatırlıyorum aynı şekilde çevremdeki okuldaki mahallesini arkadaşlarımda sudan sebeplerden şiddet gören çocuklardı bi yerde okumuştum çocuğun çok olduğu yerde evladinda kıymeti bilinmiyor diye ondanmıdır nedir doğu bölgesindeyim her ailenin istisnasiz 6-7 en az 5 çocuğu olur
Misal örnek vereyim arkadaşlarla piknik yapmaya karar verdik evdwn birseyler götürmek istedum annem izin vermeyince bende ısrar ettin annem kızgın demirle yakmakla tehdit etmişti ben ısrar edince de kolumu ocakta ısıttığı bişeyle yakmıştı belki daha cok yakardida o gün bizde olan bi akrabamız beni almıştı elinin içinden
Baska bi arkadaşımda evle ilgili birseyi gidip komşunun evinde söylediği için annesi çay kaşığını kızdırıp poposunu yakmış
Başka bir arkadasimin annesinin çocukları dövmek için ayırdığı bir sopası vardi
Yani bizim evdede cevremdede maalesef çocuğun şiddet görmesi olağan bi durum hâline gelmişti hatırlıyorum annemin kızınca kolumu kanatincaya kadar ısirmasıni ablami ergenlik zamanlarında telefonla konuşurken gördüğü erkek arkadaşıyla konuştuģunu düşündüğü için ölümüne dövdüğünü bizimde o sahneye şahit oluşumuzu
Mesela Masumlar Apartmanındaki gibi öfkeli sevgisiz çocuklarına sevgi göstermeyen bir anne
Babam annem bizi döverdi diye kızardı anneme annem babam evdeyken bizi dövmezdi ama babamda sağolsun psikolojik şiddeti eksik etmezdi anneminki kadar sık olmasada fiziksel şiddeti de vardi 20 li yaslarindada babamın beni haksız yere dövdüğünü hic unutmadım
Okul deseniz oda farklı değildi okuldada çocuğun burnunu bir tokatla kanatan öğretmenler 1. Sınıf cağındaki çocukların kafalarından tutup sıraya masaya çakmaları ilk okul cağındaki kız çocuğun sırtına kalın sopayla defalarca kez çalmaları
Ilk onun da sırf Istiklal marşının mısrasını karistirdigim için kocaman kalın kitapla her defasında tekrarlayıp o kocaman kitapla defalarca kez kafama çalmasını
Daha bir sürü vakayı unutamıyorum.
Hani o dizilerde bu insanların ruh sağlığının normal olmadığı mesajı veriliyor ya dusunuyorum da benim çevremde bir tane mi normal birey yoktu.
Annem babam komşu teyzeler arkadaşlarımın anne babaları eğitimci öğretmenler.
Son bir örnekle kapatmak istiyorum ben kendi zorlayisimla güç bele okuyabilmiş biriyim yani baba aile desteğiyle degil birgün iyi bi okuldan mezun olmus arkadaşımla konuştuk eğitim konusunda her çocuğun aynı fırsata sahip olmayışı konusunda arkadaşım kesinlikle öyle dusunmuyorum okumak isteyen her turlu okur bizim cok durumumuz yoktu ama gerekirse babam ceketini satar yine bizi okutur destek olurdu dediğinde çok sasirmistim bu konuyla ilgili başka bir arkadaşımla konuşunca
Mesela bizim eve birsey lazım olsun ama bizim okulla ilgili bize bir materyal lazım olsun ortadaki para birine yetecekse öncelik çocukların okulu olurdu dediğinde resmen şok yaşamıştım uzun süre onların söylediklerini üstünden atamamistim
Halbuki babam benim ücretsiz dershaneye gideceğimi öğrenince neredeyse beni dövecekti.
Şuan bir takım sıkıntılarım var psikologa gidiyorum degersizlikten kaynaklı yaşanan sorunlar oldugunu söylüyor kendimi sevmemi kendime prenses gibi davranmami öyle hissetmem gerektiğini özetler tarzda önerilerde bulunuyor sizce mümkün mü?
Ben eskiden zannediyordum ki herkes bizim gibi şiddetle büyüyor
içinizdeki o korku dolu küçük çocuğa kocaman sarılmak istedim. bunların hiçbiri sizin suçunuz değil. umarım her şey yoluna girer.Anlattıklarınız o kadar tanıdık geldi ki, çoğu şeyi bende yaşadım öz amcamız tarafından hortumla dövülürdük, okula gizli gizli gittiğim zamanlar olurdu.
Küçükken maalesef öz kuzenim tarafından tacize bile uğradım bi kaç defa. Öz akrabalarım beni çok hor görürlerdi her zaman küçük görürlerdi.
Hala o sorunlar ile başa çıkmaya çalışıyorum, ciddi bir özgüven problemim var maalesef.
Mekânı cennet olsun inşallah babanızın vs babanız gibi babalarınBunları okuyunca çok üzüldüm, bizi ailemiz fanusta yetiştirmiş resmen. Annem geç çocuk sahibi olmuş, çok doktorlara gitmiş ( Haydar Dümen dahil ) maddi manevi emek harcamış, sonra biz olmuşuz aramızda çok yaş farkı var. Babam ben doğduğumda 45 yaşındaymış, hem babaydı hem dosttu. Belki geç ulaşılınca kıymeti daha fazla biliniyordur. Bizim yaşadığımız yerde konu komşu o ilçenin kalburüstü kesimiydi, onların da çocuklarını pek iyi yetiştirdiğini söyleyemem. Bir komşumuz ilçenin en yetkin kişilerinden biriydi, oğlu orman yaktı orman yani kocaman bir ormanı yaktı tuz ruhu dökerek, itfaiye ekibi de durumu biliyordu. çocuk o sıralar 13-14 yaşlarındaydı yani cezai ehliyeti vardı. Babası sayesinde kolayca sıyrılmıştı bu işten. Ama durmuyordu. Hiç unutmuyorum gariban bir ailenin çocuğuna musallat olmuştu, ben o zamanlar 6 yaşında filandım korkuyorduk da bu çocuktan. Bu gariban ailenin çocuğunu bir çatıdan aşağı düşürdü bilerek., düşen çocuğun ismi ademdi, evlerinin damında geziyordu bu zaten evi takibe aldığından hep evin etrafındaydı. Ben de onu izliyordum. Adem 3 yaşında yeni yeni yürüyen bir bebekti. Bu cani dediğim çocuk da elinde güzel bi oyuncak Adem'e sesleniyor, Adem gel gel bak sana ne vereceğim diye, sonra Ademceğiz damın kenarına yaklaşa yaklaşa aşağıya düşüverdi gözümün önünde, annesi yetişemedi. Koşa koşa feryat figan aşağı indi, onu da unutamam kapalı bir kadındı gençti başından yazması düştü koşarken, çocuğunu kucakladı hastaneye götürdü. Bu cani çocuğa gene de bir şey olmadı. Şimdi avukat, babasının çevresi sayesinde kazanıyordur diye tahmin ediyorum. O ilçede tıkılıp kalması içimi en çok rahatlatan şey. Ha ama güzel bir evi, bürosu ve arabası var. Bizim bu ilçede yazlığımız olduğundan biliyorum, ister istemez haberini de alıyorum. İçim cız ediyor böylesine kötü cani bir çocuk nasıl yetiştirilir... Bu çocuk büyüyünce nasıl hukukçu (!) olur ? Benim de çocukken bu çocuk yüzünden psikolojim bozulmuştu bana da kötü şeyler yaşatmıştı ki babama anneme söyleyemedim içimden de atamadım. Biliyorum babam eski efelerden, bir bilseydi o çocuğu ortadan kaldırırdı, lime lime ederdi umurunda olmazdı geleceği, sahip oldukları, mutluluğu...
Burada herkes çocukluğunu anlatınca dayanamadım, ağladım... Ah benim dağ gibi babam ne heybetliydin herkes çekinirdi senden ama buna rağmen evine gelince anneme Karıcığım seni seviyorum derdin, biz çocukların senin için hem evlat hem dosttuk. Hiç bir şeyden eksik kalmayalım diye ölümüne mücadele ederdin bu hayatla.
Biliyor musunuz, benim babam gittiği her yerde iz bırakan bir adamdı, İzmir'den Tokat'a kadar adı bilinirdi, düşünün İzmir diyorum, ağırlığı vardı. Ricası kırılmazdı, şimdi yaşadığım ilçede bile eskiler tarafından bilinir. Hatta unutmuyorum bir ilçeye düğüne gitmiştim arkadaşımın düğünü, o ilçede de çalışmıştı ve ismi 40 sene önce çalıştığı ilçede biliniyordu. Öyle yiğit öyle cesur biriydi... O koca adam şimdi Alzeheimer ile boğuşuyor ve şu haliyle bazı fikirleriyle benden çok daha zeki bir adam. Herkesi şaşırttın bu halinle canım babam.
Hay Allah sağolun ömrünü uzattınız babamın :) Babam hayatta ama alzeheimer başlangıcı teşhisi konuldu. Eskisi gibi yürüyemiyor konuşamıyor. Yine de çok şükür kendi işlerini kendi görebiliyor sadece hareketli ve çok zeki bir adamdı o yüzden bu haline alışamadık..Mekânı cennet olsun inşallah babanızın vs babanız gibi babaların
Çok özür dilerim ya sahiden kusura bakmayın yoğunluktan kafam dalgınken okumuşum kayıpettiniz zannettim Allah ömrünü güzel bereketli kılsın elden ayak Tam dusurupte kimseye muhtaç etmesin insallahHay Allah sağolun ömrünü uzattınız babamın :) Babam hayatta ama alzeheimer başlangıcı teşhisi konuldu. Eskisi gibi yürüyemiyor konuşamıyor. Yine de çok şükür kendi işlerini kendi görebiliyor sadece hareketli ve çok zeki bir adamdı o yüzden bu haline alışamadık..
Çok teşekkür ederim, Allah herkesin ailesine sevdiklerine sağlıklı uzun ömür versin <3Çok özür dilerim ya sahiden kusura bakmayın yoğunluktan kafam dalgınken okumuşum kayıpettiniz zannettim Allah ömrünü güzel bereketli kılsın elden ayak Tam dusurupte kimseye muhtaç etmesin insallah
Umarim istediğiniz gibi bir Türk psikolog bulursunuz. Sizin yaptığınız yorumdan ve bu sitede başka yorumlarda da görmüştüm bu anneler sonradan bir de bu korkunç şiddetlerini yapmadıklarını iddia ediyorlar ya iyice deliriyorum. Bu insanlar hic vicdan azabi cekmiyor mu ya??Ben de yazmak istiyorum:
Ben de cocukken sudan sebeplerden cok dayak yedim, ilkokul cocugu idim, geceleri yastigim islanirdi aglamaktan. Her gece Allah a dua ederdim, yarin ne olur annem beni dovmesin diye, ertesi gun yine doverdi yine yine yine... Yillarca dayak yedim, bir de ustelik psikolojik siddet yapardi, hakediyorsunuz ki dovuyorum, siz uslu olsaniz hic bir anne evladini dovmek istemez derdi ve ben surekli uslu bir cocuk olmadigim icin kendimi suclar kendimden nefret ederdim. Surekli bir baski vardi, siniftaki cocuktan hoslanamazdim, cunku gunahti ve annemden korkardim, platonik bir sevgi yuzunden dayak yiyecegimi dusunurdum. Surekli cantami karistirdi annem, oyle boyle degil ama kitap-defter aralarini didik didik yapardi. Surekli odama izinsiz girerdi, telefonla arkadasimla konusurken kapidan dinlerdi, buzlu camdan kafasini gorurdum. Ilkokul onlugumu giyerken tum bacaklarim, kollarim hep curuk icinde olurdu, kulotlu corabi giyerken curukler acirdi, usul usul giymeye calisirdim. Yuzumde, gozumde de zaman zaman curukler olurdu, ogretmenin sorarsa ya da komsular sorarsa dolaba carptim dersin diye ski ski uyariridi. Ilk defa adet oldugumda anneme degil gittim arkadaslarima soyledim, onlardan tavsiyeler aldim, bilgi almaya calistim. Birkac gun sonra kendisi anladi adet oldugumu. Hatta benim adet oldugum zaman birisi balkon asagi ped atmis, hic sormadan aratirmadan geldi beni dovdu kivrana kivrana yeminler ettim ben atmadim onlari diye. Gercekten de ben atmamistim ama hic sormuyordu, arastirmiyordu, direkt gelip dovuyordu. Bir defasindan bitlenmistim (ilkokul4), banyoda basimdan asagi gaz yagi doktu lokur lokur, sinek ilaci puskurttu, yuzum gozum yandi, bagira bagira yaniyorum anne yaniyorum anneeee diye aci cekmitim, ustune ustluk saatlerce de sampuanla arindirmaya calisti, nefessizlikten olecektim. (gecen gun safiyenin annesi bitlenme sahnesinde guldenin sacini kesiyordu ya dedim ki yine benim annemden sefkatliymis su kotu kadin bile. ) Hic evden cikmazdim, asla arkadaslarima gitmezdim, yollamazlardi, asla arkadaslarla gezmeye gitmezdim. Mahalledeki kizlar hergun beraber takilirdi, orda burda gezerdi, onlara takilamazdim. Bir defasindan mahalleden iki arkadasa denk geldim, haydi parka gidelim gezmeye dediler, ben de eve ciktim dedim ki ben kizlarla gezmeye gidiyorum, annem bir suru soylendi yine, ama iste genclik (lise2) sallamadim, ciktim indim. Babam uyuyordu, hemen babami uyandirmis, babam camdan bir bagirdi bana, hemen kostum ciktim eve o korkuyla. Kapidan ceker cekmez beni iceri babam bir dovdu bir dovdu bir dovdu neye ugradigimi, neden dayak yedigimi yine anlamadim. Annem de karsida durup seyretti. Yine gozum morardi o gun ve yine ertesi gun okulda herkese dolaba carptim yalani...
Ben tabi caliskan bir ogrenciydim, universiteye calistim, simdi Allah var ailem de okumami destekliyordu. Cahil, gorgusuzlerdi ama bizim oralarda dogudan farkli olarak okumak revactatir (ege-akdeniz bolgesi) O yuzden okuyacak cocugu desteklerler. Universitede uzak bir sehri yazdim, her tatile gittigimde yine dayak yerdim, bir defasinda erkek kardesimle kavga ettik yine babamdan dayak yeyip gitmistim (universite 3) ve yine dolaba carptim yalani. O zaman aylarca babamla konusmadim, aylarca her gun aradi. Yariyil tatiline gitmedim, tum sehir bosaldi, tum yurt bosaldi, ananem, annem gunlerce telefonda yalvardilar gelmem icin de oyle gittim geldim 6-7 gun.
Universite 2 deyken internetten esimle tanistim, ben ogrt lik, o baska sehirde muhendislik okuyordu. Hayatimda beni ilk seven insan :) Tabi haramdi, gunahti diye onunla da gorusmedim, telini acmadim, arayi actim. Ama nasipte varmis ki universite bitince aradi sordu, yazdi. Hatta birgun bir cilginlik yapip esimle istanbulda bogaza gezmeye gittik. Babam defalarca aradi, mesaj attim, gecistirdim, telim de bozuktu zaten o aralar. Ben 23, esim 24 yasinda. Ben ogrtlik yapiyordum ve esimle hep arada bir benim is cikisi 1-2 saat gorusuyorduk. Ama o gun romantik bir gundu, bogazda balik ekmek yedik, cafe de oturduk, ve bogazda isiklari seyrettik. O gun esim bana ilk defa beni sevdigini soylemisti. O gun eve gec gittim ama 23 yillik omrumde bu kadar cilginlik olsundu de mi? Saat aksam 11 idi, kapidan girer girmez babam beni kemerle dovmeye basladi. Dovdu, dovdu, dovdu.... Tum gucuyle, tum hirsiyla, saatlerce, kufurler savura savura... O gun annem ayirmaya calisti, arada annemi de itti kakti. Gece 4 e kadar dayak yedim. 23 yasinda genc bir ogrt idim, mudur beyin newyorker hocahanim dedigi, velilerin newyorker hanim/hocam dedigi, ogrencilerimin hocam dedigi, babamin kemerle dovdugu. O gunden sonra dayaklarim bitmedi, birkac defa da benden 3 yas kucuk erkek kardesimden buyuk dayaklar yedim, o zamanlar esimle nisanliydim, esim ben araya karisirsam kardesini de aileni de bir omur goremezsin dedi. Ben araya girmeden kendini savun dedi, darp raporu al, polise git dedi. Ben adli tiptan darp raporu aldim, once polise sonra mahkemeye gittim. Polis guldu gecti, zaten babam da polisti, kardesimle gule oynaya polise ifade verdiler gectiler. Kardesimden yedigim o buyuk dayak da yine esimle bulusmamdandi. (nisanlimdi o zamanlar ustelik)
Esimle evlendik abd ye geldik, dengesiz bir aileden geldigim icin surekli travmatik davranislarim, dengesizliklerim oldu. Evlilik kurumuna saygisizliklarim, esimle tartismalarim oldu tabiki. Hala gecmisin travmalarindan kurtulamiyorum. Bircok kisisel gelisim kitabi okudum, kendimi gelistirmeye calistim, psikolojik videolar/podcastler dinledim. Hala geceleri dayak yedigimi goruyorum. Iki cocugum var, travmatik kaygilar yasiyorum zaman zaman. Hic sevilmedigim icin evlatlarimi nasil sevecegimi bile bilmiyorum. Esim asiri medeni/sefkatli birisi. Sagolsun yillar icerisinde siddet nedir unuttum. Ailemden, annemden bu kadar siddet gormeme ragmen yine de isim dustu ama. Annem iki dogumumda da geldi, torunlarina bakti, evin isini yapti sagolsun. Gurbetlik de baska turlu zor be, kimsemiz yok iste. 6 yildir Turkiyeye hic gitmedim, kardesimi babami gormedim. Annem gelip gidiyor senede bir. Yaptiklarini ben asla unutamiyorum ama onlar unutmus. Annem geldiginde sen bizi cok dovdun ben cocuklarimi dovmem diyorum, biz seni dovmedik ki diyor saka gibi.
Psikolojik destek almayi cok istedim ama abd de derdimi ingilizce anlatmak icimi acmaz ki. Bakalim bulursam Turk bir psikolga gorunmek istiyorum ama.
Benim gibi dayak, siddet, sevgisizlik ile buyumus bugunun yarali yurekli annelerinin yureklerinden opuyor, sevgiyle kucakliyorum. Biz cocuklarimiza iyi davranacagiz, onu sevecek, sarip sarmalayacak, sefkatle kusatarak buyutecegiz tamam mi?