Bunları okuyunca çok üzüldüm, bizi ailemiz fanusta yetiştirmiş resmen. Annem geç çocuk sahibi olmuş, çok doktorlara gitmiş ( Haydar Dümen dahil ) maddi manevi emek harcamış, sonra biz olmuşuz aramızda çok yaş farkı var. Babam ben doğduğumda 45 yaşındaymış, hem babaydı hem dosttu. Belki geç ulaşılınca kıymeti daha fazla biliniyordur. Bizim yaşadığımız yerde konu komşu o ilçenin kalburüstü kesimiydi, onların da çocuklarını pek iyi yetiştirdiğini söyleyemem. Bir komşumuz ilçenin en yetkin kişilerinden biriydi, oğlu orman yaktı orman yani kocaman bir ormanı yaktı tuz ruhu dökerek, itfaiye ekibi de durumu biliyordu. çocuk o sıralar 13-14 yaşlarındaydı yani cezai ehliyeti vardı. Babası sayesinde kolayca sıyrılmıştı bu işten. Ama durmuyordu. Hiç unutmuyorum gariban bir ailenin çocuğuna musallat olmuştu, ben o zamanlar 6 yaşında filandım korkuyorduk da bu çocuktan. Bu gariban ailenin çocuğunu bir çatıdan aşağı düşürdü bilerek., düşen çocuğun ismi ademdi, evlerinin damında geziyordu bu zaten evi takibe aldığından hep evin etrafındaydı. Ben de onu izliyordum. Adem 3 yaşında yeni yeni yürüyen bir bebekti. Bu cani dediğim çocuk da elinde güzel bi oyuncak Adem'e sesleniyor, Adem gel gel bak sana ne vereceğim diye, sonra Ademceğiz damın kenarına yaklaşa yaklaşa aşağıya düşüverdi gözümün önünde, annesi yetişemedi. Koşa koşa feryat figan aşağı indi, onu da unutamam kapalı bir kadındı gençti başından yazması düştü koşarken, çocuğunu kucakladı hastaneye götürdü. Bu cani çocuğa gene de bir şey olmadı. Şimdi avukat, babasının çevresi sayesinde kazanıyordur diye tahmin ediyorum. O ilçede tıkılıp kalması içimi en çok rahatlatan şey. Ha ama güzel bir evi, bürosu ve arabası var. Bizim bu ilçede yazlığımız olduğundan biliyorum, ister istemez haberini de alıyorum. İçim cız ediyor böylesine kötü cani bir çocuk nasıl yetiştirilir... Bu çocuk büyüyünce nasıl hukukçu (!) olur ? Benim de çocukken bu çocuk yüzünden psikolojim bozulmuştu bana da kötü şeyler yaşatmıştı ki babama anneme söyleyemedim içimden de atamadım. Biliyorum babam eski efelerden, bir bilseydi o çocuğu ortadan kaldırırdı, lime lime ederdi umurunda olmazdı geleceği, sahip oldukları, mutluluğu...
Burada herkes çocukluğunu anlatınca dayanamadım, ağladım... Ah benim dağ gibi babam ne heybetliydin herkes çekinirdi senden ama buna rağmen evine gelince anneme Karıcığım seni seviyorum derdin, biz çocukların senin için hem evlat hem dosttuk. Hiç bir şeyden eksik kalmayalım diye ölümüne mücadele ederdin bu hayatla.
Biliyor musunuz, benim babam gittiği her yerde iz bırakan bir adamdı, İzmir'den Tokat'a kadar adı bilinirdi, düşünün İzmir diyorum, ağırlığı vardı. Ricası kırılmazdı, şimdi yaşadığım ilçede bile eskiler tarafından bilinir. Hatta unutmuyorum bir ilçeye düğüne gitmiştim arkadaşımın düğünü, o ilçede de çalışmıştı ve ismi 40 sene önce çalıştığı ilçede biliniyordu. Öyle yiğit öyle cesur biriydi... O koca adam şimdi Alzeheimer ile boğuşuyor ve şu haliyle bazı fikirleriyle benden çok daha zeki bir adam. Herkesi şaşırttın bu halinle canım babam.