Yabancı dil öğrenememek

İngilizce benim de kanayan yaram.
Bir gram bile İngilizcem yokken 25 yaşında ilk avrupa seyehatime çıktım, aynı sene sadece gülümseyip Elele tutuştuğumuz / translatelerle konuştuğumuz bir amerikaliya aşık oldum. Bir anda dil ile fazla temas haline girdim. Zamanla devamı geldi, couchsurfing sitesinden her boş vaktinde turist gezdiriyorum,gitmisken o siteden bulduğum insanların evinde kalıyorum, 4 yıldır hayatımda olan şimdiki sevgilim de başka bir dilden, whatsappta son on konusmanin anca ucu türklerledir. Yoğun bir şekilde dile maruz kalıyorum.
Amaaaaaaa yine de çok eksiklerim var. Seyehat İngilizcesi,günlük konuşma - flört - eş dost sohbeti - anı anlatma kısmında falan iyiyim çünkü defalarca kez tekrar ettiğim için sohbeti yonetebiliyorum. Ama karşı taraf bir şey anlattığında bazen kaçırıyorum ve cidden hiç bir şey anlamıyorum. Altyazı olmadan film izleyemiyorum, yabancı dilde haberlerde ne bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yok, bir keresinde bir haftalik bir projeye davet edilmiştim uzak bir ülkede, biraz teknik şeylere girdiler ben orada kapattım kendimi, daha da bir şey anlamadım...
Ayrıca dili konusa konuşa ogrendigim için gramer falan hak getire. Ve dili eşle dostla konuşarak ogrendigim için ilginç - eklektik bir aksanim var. Bazı kelimeleri Rus gibi bastırıyorum,bazı kelimeleri Arap gibi yutuyorum :) benimle tanışan neredeyse her yabanci arkadas çok ilginç bir aksanimin olduğunu söyler, yıllarca Türkiye'de yaşamış arkadaşlarım türk ingilizcesi aksanimin olmadığını söylerler.
Öyle işte...ben de bu senemi dili gelistirmeye ayırmak istiyorum. Ama türk hocalarla olan kursları sevmiyroum. Zaten bir Türk ile konuşma konusunda kötüyüm, yanımda türk varken telefonda bile ingilizce konusmaya utanıyorum...
Bilmiyorum neler yapacağım. Konuda bahsedilen birkaç YouTube hesabi hoşuma gitti, Türkiye'de yaşayan İranlı bir arkdaism var, bir kursta ingilizce öğretmenliği yapıyor. Aslında ondan da ücreti mukabilinde ders almayı teklif edebilirim...
Aaah ah, Elon mask çipi gelistirse de şu çilemiz bitse
 
Ben de böyle düşünüyorum. Bana dil konusunda özgüven veren de buydu.
2015 yılında ilk ingilizceyle temas ettiğimde gercekten küçük çocuk gibi konuşurdum. Was'lar were'ler hak getire, geçmiş zaman, gelecek zaman yok...mesela bilet alma sistemini bilmiyroum, gençten bir çocukla göz teması kurup 'help me?' der bilet makinasını işaret ederdim, ya da şehrin meşhur bir yerine gitmek istiyorum, fotosunu açar 'sorry, where is it???' derdim wifi istiyorsam 'sorry,wifi' der telefonumu garsonun eline verirdim. Bir şekilde iletişim kurardım. Bugün gerçekten de kendimi 6 yaşındaki Amerikalı çocuk gibi hissediyorum. arkadaşlarımla konuşup günümün nasıl geçtiğini anlayabiliyorum , basit sohbetler ediyroum ama haberlerde ne dediği hakkında bir gram fikrim yok ve teknik şeyleri, duyduğumu doğru bir şekilde yazıya geçirmeyi bilmiyorum. Umarım 7. Senemde bicir bıcır her konu hakkında konuşan bir amerikali çocuga donusebilirim
 
İşte aslında beni tam olarak korkutan nokta burası oluyordu, yani dille bu kadar temas eden insanların bile sıkıntı yaşıyorum demesi.. Bu kadar haşır neşir olan insanlar başaramıyorsa ben nasıl yapacağım diye düşünüyorum açıkçası..Bu sefer çok heveslendim bakalım yine başaramaz bırakırsam tek umudum çip olur zatenOna da ömrüm yetmez heralde o halde bir şekil öğreneceğim artık bu Dili ben, taktım kafama
 
Çok güzel valla tebrik ediyorum sizi...Sizin şu aşamanız kadar olmak dahi bana yeterli gibi...Sonuna kadar zorlucam bende...Amacım derdımı anlatabılmek gercı bu sevıyeden sonrasıda gelmeye baslar dıye dusunuyorum ama sindire sindire, yavas yavas olsun tam olsun kafasındayım...
 
Oxford en çok kullanılan 3000 kelime var, oradaki kelimeleri ezberleyebilirsiniz. Benim telefonumda My Dictionary diye bir uygulama var, bilmediğim kelimeleri oraya yazıyorum. Sonra işte otobüste falan tekrar ediyorum onları. Onun dışında Friends dizisini ingilizceyi yeni öğrenmeye başlayanlar için tavsiye ediyorlar. İngilizce altyazılı izleyebilirsiniz ama ben dizi filmleri öyle izlemeyi sevmiyorum. Diziyi izlerken kaçırdığım noktalar olabiliyor. Friends'i on kere izlesem de türkçe altyazılı izlerim orası ayrı mesele Jimmy Fallon izliyorum bazen ingilizce altyazılı olarak, kaçırsam da çok önemli olmuyor. Bilmediğim kelimeleri not alıyorum. Busuu ücretli üyelik aldım geçenlerde ama beğenmedim.

Genel olarak ingilizceyi anlıyorum aslında okurken veya dinlerken fena değilim. Sadece ülkenin ortak sorunu olan 'anlıyorum ama konuşamıyorum' problemi var Ablamın ingilizcesi iyi bazen konuşarak pratik yapalım diyorum ama cümle kurma çabam 'likee, ııığğ likeee' ötesine geçemiyorum yani. Benim telaffuzum hiç iyi değil aslında utanılacak bir tarafı yok ama konuşurken utanıyorum
 
Ya biz niye telaffuza bu kadar taktık yabancılar Türkçeyi yanlış telaffuz edince aa ne kadar tatlı diyoruz. Biz de utannaktan cesaret edemiyoruz
 
Ya biz niye telaffuza bu kadar taktık yabancılar Türkçeyi yanlış telaffuz edince aa ne kadar tatlı diyoruz. Biz de utannaktan cesaret edemiyoruz
Cunku okulda ingilizce ogretilirken ogretmenlerde hep telaffuza takik oluyorlar. Ben tr de ortaokulu bitirdigim senesi hollanda'ya tasindik. Ingilizcemin olmamasi beni cok zorladi o yaslarda. Burda cocuklar cok farkli bir ingilizce egitimi goruyorlar. Ama en buyuk fark kimse telaffuzuna bakmiyor. Konusurken sinifta gulme kikirdama olmuyor, kimse utandirilmiyor. 20 yil oldu degisen birsey yok tr'de. Universitede hic unutmuyorum sunum yapmam gerekti. Kagit elimde titriyorum cunku kendime guvenmiyorum,rezil olacagim var aklimda. Aglayacagim o derece. Ama kimse gulmedi. Ogretmen yanima gelip kagidi biraktirdi, aklindakini anlat yeterli dedi. Bir cesaret geldi. Bitirdim ve 10 uzerinden 6 aldim. O gun zincirimi kirdigim gundu. Su an telaffuza hic takmiyorum, her sekilde konusuyorum. Dogru yanlis farketmiyor. Keske zihniyet degisse tr de de ama sanmam. Hintliler ingilizce konusurken telaffuz hak getire mesela ama adamlar catir catir konusuyor. Niye utansin ki zaten. Anlamak icin extra caba sarfediyorsun ama olsun. Hintli cesareti gerek bizim turklere:))
 
Çok güzel bir paylaşım oldu :) ben de hiç ingilizce yok bazen bir yazar veya filmin ismini söylerken o kadar çok geriliyorum ki . Ya karşı taraf anlıyor ama söylerken yanlış telaffuz etti ifadesini gözlerinde görüyorum :) uyandırma üzerine yetiştik , yetiştiriyoruz. Kaldı ki Türkçeyi bile çok yanlış telaffuz ediyoruz . Keşke daha çok cesaretli ortamlar artsa . Belki bizler de bu kadar korkmayacagiz. İngilizce nefretim yüzünden zamanında Anadolu lisesine gitmedim, üni de alan kredilerin yok yuksekken ingilizce hocam sayesinde ancak geçtim. Yüksek lisans hayali kuramadim bile . Umarım biraz olsun halledebiliriz
 
türkiyede gerçekten dil eğitimi yerlerde sürünüyor. ancak robert, avusturya, galatasaray ve eşlenik okullarda ciddi seviyede iyi eğitim alabiliyor insanlar. onun dışında gramer ağırlıklı ve yanlış telaffuzun hala affedilmediği bir sistem söz konusu..
anadolu lisesi'nde asıl dilim almancaydı ve bizim okulda almanyadan gelen çocuklar da oluyordu. tabi ki orada doğup büyümüş insanlar gibi konuşamadığımız ve akran zorbalığı da olduğu için grameri çok iyi öğrensek de konuşma da zayıftık.

yani üstelik senin yaşında ve bu dili anadili gibi bilenler var ama işte konuşamıyorsun alay edilicem korkusuyla.
lise yıllarında aştım epey bunu çünkü sprachdiplom diye bir sınava hazırlandık son 2 sene. o sınavı geçen dünyanın neresine giderse gitsin almanca eğitim veren bir üni.de sınava daha girmeden hazırlığı atlayıp 1e geçiyordu.

tabi bunun için hem yazılı hem sözlü sınavlar olduğundan mecbur kaldım konuşmaya.

demem o ki biraz da zorunluluk olunca insan mecburen konuşmaya başlıyor.

bence konuşmada ilerlemek için toefl gibi sınavlara girmek lazım. speaking sınavı da olduğundan mecbursun konuşmaya. böyle bir hedef olursa konuşma ve duyduğu anlama konusunda epey yol katedilir bence.
 
oncelikle dil kocu edinebilir misiniz? illa ders gibi degil de, bir arkadasiniz, bir aile uyesi varsa belirli bir zaman belirleyip o zamanda sizinle sadece ingilizce konusmasini isteyebilirseniz en guzeli bu olur.
Atiyorum bol resimli bir dergiyi elinize alip konusabilirsiniz, iste bu kadin yesil bir elbise giyinmis, bu cocuk kitap okuyor tarzi cok cok basit resimler uzerinden. bu sekilde belirli seviyeye gelip sonrasinda biraz daha ust seviye dinleme egzersizleri yapabilirsiniz.

ben de kendimi dil konusunda yeteneksiz gorurum, ama maruz kalip da ogrenemeyen kimse yok, buna da sahidiz hepimiz. O yuzden mumkun oldugunda o dile maruz kalmak onemli. tabi ki yetenekli birisinin 1 ayda kapacagi seyi biz belki 3 ayda kapacagizdir, ama hic olmamasindan her zaman daha iyidir.
 

Luke's English Podcast

700 den fazla bolumu var ve cogusu 1 saatin uzerinde, dinle dinle dur.
ben bu podcast sayesinde dinleme yetenegimi cok gelistirdim.
 
Çok güzel bir öneri keşke imkanım olsaydı
 
Udemy sitesinde online kurslar var satın alabilirsiniz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…