- 11 Ekim 2014
- 14.414
- 40.934
Ben de hep bu hocayı denk geldim annenizi tebrik ederim ya çok gaza geldim ben de :)Bak bu cok guzel anlatio. Annem 65 yasinda sifirdan baslayip epey ilerletti sen niye ogrenemem saniosun.
Ben de böyle düşünüyorum. Bana dil konusunda özgüven veren de buydu.Ben kelime dağarcığımı arttırmaya çalışıyorum...Yeni konuşmaya başlayan çocuğumdan ilham aldım gibi birşey...Hayatında dil bilmeyen çocuk öğrendiği iki kelimeyle bana derdini anlatabılıyorsa bende bu sekılde derdımı anlatabılırım... "Anne su" daha sonraları buna ver eklenıyor... Ama okullarda bızım ıcın ıngılızce ımkansızı basarmak gibi öğretıldı...Yok efendım -di li gecmıs zamanı zartı zurtu...Adam istanbul'a geliyor taksiciye;"kaç para?" Sadece bunu deyip elindekını "adres" deyıp gidiyor ve gezıyorBence kelime bilmek çok önemli...Bunun yanında yabancı film izlemek çok iyi..."Merlin" diye bir filmi alt yazılı izledim bitirdim..Diksiyonunuzu geliştiriyorsunuz ve orda da öğreniyorsunuz...Adam mesela çok sık "niye" kullanıyordu..Onu guzel telafuz etmeye basladım Başarılar diliyorum
İşte aslında beni tam olarak korkutan nokta burası oluyordu, yani dille bu kadar temas eden insanların bile sıkıntı yaşıyorum demesi.. Bu kadar haşır neşir olan insanlar başaramıyorsa ben nasıl yapacağım diye düşünüyorum açıkçası..Bu sefer çok heveslendim bakalım yine başaramaz bırakırsam tek umudum çip olur zatenİngilizce benim de kanayan yaram.
Bir gram bile İngilizcem yokken 25 yaşında ilk avrupa seyehatime çıktım, aynı sene sadece gülümseyip Elele tutuştuğumuz / translatelerle konuştuğumuz bir amerikaliya aşık oldum. Bir anda dil ile fazla temas haline girdim. Zamanla devamı geldi, couchsurfing sitesinden her boş vaktinde turist gezdiriyorum,gitmisken o siteden bulduğum insanların evinde kalıyorum, 4 yıldır hayatımda olan şimdiki sevgilim de başka bir dilden, whatsappta son on konusmanin anca ucu türklerledir. Yoğun bir şekilde dile maruz kalıyorum.
Amaaaaaaa yine de çok eksiklerim var. Seyehat İngilizcesi,günlük konuşma - flört - eş dost sohbeti - anı anlatma kısmında falan iyiyim çünkü defalarca kez tekrar ettiğim için sohbeti yonetebiliyorum. Ama karşı taraf bir şey anlattığında bazen kaçırıyorum ve cidden hiç bir şey anlamıyorum. Altyazı olmadan film izleyemiyorum, yabancı dilde haberlerde ne bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yok, bir keresinde bir haftalik bir projeye davet edilmiştim uzak bir ülkede, biraz teknik şeylere girdiler ben orada kapattım kendimi, daha da bir şey anlamadım...
Ayrıca dili konusa konuşa ogrendigim için gramer falan hak getire. Ve dili eşle dostla konuşarak ogrendigim için ilginç - eklektik bir aksanim var. Bazı kelimeleri Rus gibi bastırıyorum,bazı kelimeleri Arap gibi yutuyorum :) benimle tanışan neredeyse her yabanci arkadas çok ilginç bir aksanimin olduğunu söyler, yıllarca Türkiye'de yaşamış arkadaşlarım türk ingilizcesi aksanimin olmadığını söylerler.
Öyle işte...ben de bu senemi dili gelistirmeye ayırmak istiyorum. Ama türk hocalarla olan kursları sevmiyroum. Zaten bir Türk ile konuşma konusunda kötüyüm, yanımda türk varken telefonda bile ingilizce konusmaya utanıyorum...
Bilmiyorum neler yapacağım. Konuda bahsedilen birkaç YouTube hesabi hoşuma gitti, Türkiye'de yaşayan İranlı bir arkdaism var, bir kursta ingilizce öğretmenliği yapıyor. Aslında ondan da ücreti mukabilinde ders almayı teklif edebilirim...
Aaah ah, Elon mask çipi gelistirse de şu çilemiz bitse
Çok güzel valla tebrik ediyorum sizi...Sizin şu aşamanız kadar olmak dahi bana yeterli gibi...Sonuna kadar zorlucam bende...Amacım derdımı anlatabılmek gercı bu sevıyeden sonrasıda gelmeye baslar dıye dusunuyorum ama sindire sindire, yavas yavas olsun tam olsun kafasındayım...Ben de böyle düşünüyorum. Bana dil konusunda özgüven veren de buydu.
2015 yılında ilk ingilizceyle temas ettiğimde gercekten küçük çocuk gibi konuşurdum. Was'lar were'ler hak getire, geçmiş zaman, gelecek zaman yok...mesela bilet alma sistemini bilmiyroum, gençten bir çocukla göz teması kurup 'help me?' der bilet makinasını işaret ederdim, ya da şehrin meşhur bir yerine gitmek istiyorum, fotosunu açar 'sorry, where is it???' derdimwifi istiyorsam 'sorry,wifi' der telefonumu garsonun eline verirdim. Bir şekilde iletişim kurardım. Bugün gerçekten de kendimi 6 yaşındaki Amerikalı çocuk gibi hissediyorum. arkadaşlarımla konuşup günümün nasıl geçtiğini anlayabiliyorum , basit sohbetler ediyroum ama haberlerde ne dediği hakkında bir gram fikrim yok ve teknik şeyleri, duyduğumu doğru bir şekilde yazıya geçirmeyi bilmiyorum. Umarım 7. Senemde bicir bıcır her konu hakkında konuşan bir amerikali çocuga donusebilirim
Ya biz niye telaffuza bu kadar taktıkOxford en çok kullanılan 3000 kelime var, oradaki kelimeleri ezberleyebilirsiniz. Benim telefonumda My Dictionary diye bir uygulama var, bilmediğim kelimeleri oraya yazıyorum. Sonra işte otobüste falan tekrar ediyorum onları. Onun dışında Friends dizisini ingilizceyi yeni öğrenmeye başlayanlar için tavsiye ediyorlar. İngilizce altyazılı izleyebilirsiniz ama ben dizi filmleri öyle izlemeyi sevmiyorum. Diziyi izlerken kaçırdığım noktalar olabiliyor. Friends'i on kere izlesem de türkçe altyazılı izlerim orası ayrı meseleJimmy Fallon izliyorum bazen ingilizce altyazılı olarak, kaçırsam da çok önemli olmuyor. Bilmediğim kelimeleri not alıyorum. Busuu ücretli üyelik aldım geçenlerde ama beğenmedim.
Genel olarak ingilizceyi anlıyorum aslında okurken veya dinlerken fena değilim. Sadece ülkenin ortak sorunu olan 'anlıyorum ama konuşamıyorum' problemi varAblamın ingilizcesi iyi bazen konuşarak pratik yapalım diyorum ama cümle kurma çabam 'likee, ııığğ likeee' ötesine geçemiyorum yani. Benim telaffuzum hiç iyi değil aslında utanılacak bir tarafı yok ama konuşurken utanıyorum
Cunku okulda ingilizce ogretilirken ogretmenlerde hep telaffuza takik oluyorlar. Ben tr de ortaokulu bitirdigim senesi hollanda'ya tasindik. Ingilizcemin olmamasi beni cok zorladi o yaslarda. Burda cocuklar cok farkli bir ingilizce egitimi goruyorlar. Ama en buyuk fark kimse telaffuzuna bakmiyor. Konusurken sinifta gulme kikirdama olmuyor, kimse utandirilmiyor. 20 yil oldu degisen birsey yok tr'de. Universitede hic unutmuyorum sunum yapmam gerekti. Kagit elimde titriyorum cunku kendime guvenmiyorum,rezil olacagim var aklimda. Aglayacagim o derece. Ama kimse gulmedi. Ogretmen yanima gelip kagidi biraktirdi, aklindakini anlat yeterli dedi. Bir cesaret geldi. Bitirdim ve 10 uzerinden 6 aldim. O gun zincirimi kirdigim gundu. Su an telaffuza hic takmiyorum, her sekilde konusuyorum. Dogru yanlis farketmiyor. Keske zihniyet degisse tr de de ama sanmam. Hintliler ingilizce konusurken telaffuz hak getire mesela ama adamlar catir catir konusuyor. Niye utansin ki zaten. Anlamak icin extra caba sarfediyorsun ama olsun. Hintli cesareti gerek bizim turklere:))Ya biz niye telaffuza bu kadar taktıkyabancılar Türkçeyi yanlış telaffuz edince aa ne kadar tatlı diyoruz. Biz de utannaktan cesaret edemiyoruz
Çok güzel bir paylaşım oldu :) ben de hiç ingilizce yok bazen bir yazar veya filmin ismini söylerken o kadar çok geriliyorum ki . Ya karşı taraf anlıyor ama söylerken yanlış telaffuz etti ifadesini gözlerinde görüyorum :) uyandırma üzerine yetiştik , yetiştiriyoruz. Kaldı ki Türkçeyi bile çok yanlış telaffuz ediyoruz . Keşke daha çok cesaretli ortamlar artsa . Belki bizler de bu kadar korkmayacagiz. İngilizce nefretim yüzünden zamanında Anadolu lisesine gitmedim, üni de alan kredilerin yok yuksekken ingilizce hocam sayesinde ancak geçtim. Yüksek lisans hayali kuramadim bile . Umarım biraz olsun halledebilirizCunku okulda ingilizce ogretilirken ogretmenlerde hep telaffuza takik oluyorlar. Ben tr de ortaokulu bitirdigim senesi hollanda'ya tasindik. Ingilizcemin olmamasi beni cok zorladi o yaslarda. Burda cocuklar cok farkli bir ingilizce egitimi goruyorlar. Ama en buyuk fark kimse telaffuzuna bakmiyor. Konusurken sinifta gulme kikirdama olmuyor, kimse utandirilmiyor. 20 yil oldu degisen birsey yok tr'de. Universitede hic unutmuyorum sunum yapmam gerekti. Kagit elimde titriyorum cunku kendime guvenmiyorum,rezil olacagim var aklimda. Aglayacagim o derece. Ama kimse gulmedi. Ogretmen yanima gelip kagidi biraktirdi, aklindakini anlat yeterli dedi. Bir cesaret geldi. Bitirdim ve 10 uzerinden 6 aldim. O gun zincirimi kirdigim gundu. Su an telaffuza hic takmiyorum, her sekilde konusuyorum. Dogru yanlis farketmiyor. Keske zihniyet degisse tr de de ama sanmam. Hintliler ingilizce konusurken telaffuz hak getire mesela ama adamlar catir catir konusuyor. Niye utansin ki zaten. Anlamak icin extra caba sarfediyorsun ama olsun. Hintli cesareti gerek bizim turklere:))
İngilizce benim de kanayan yaram.
Bir gram bile İngilizcem yokken 25 yaşında ilk avrupa seyehatime çıktım, aynı sene sadece gülümseyip Elele tutuştuğumuz / translatelerle konuştuğumuz bir amerikaliya aşık oldum. Bir anda dil ile fazla temas haline girdim. Zamanla devamı geldi, couchsurfing sitesinden her boş vaktinde turist gezdiriyorum,gitmisken o siteden bulduğum insanların evinde kalıyorum, 4 yıldır hayatımda olan şimdiki sevgilim de başka bir dilden, whatsappta son on konusmanin anca ucu türklerledir. Yoğun bir şekilde dile maruz kalıyorum.
Amaaaaaaa yine de çok eksiklerim var. Seyehat İngilizcesi,günlük konuşma - flört - eş dost sohbeti - anı anlatma kısmında falan iyiyim çünkü defalarca kez tekrar ettiğim için sohbeti yonetebiliyorum. Ama karşı taraf bir şey anlattığında bazen kaçırıyorum ve cidden hiç bir şey anlamıyorum. Altyazı olmadan film izleyemiyorum, yabancı dilde haberlerde ne bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yok, bir keresinde bir haftalik bir projeye davet edilmiştim uzak bir ülkede, biraz teknik şeylere girdiler ben orada kapattım kendimi, daha da bir şey anlamadım...
Ayrıca dili konusa konuşa ogrendigim için gramer falan hak getire. Ve dili eşle dostla konuşarak ogrendigim için ilginç - eklektik bir aksanim var. Bazı kelimeleri Rus gibi bastırıyorum,bazı kelimeleri Arap gibi yutuyorum :) benimle tanışan neredeyse her yabanci arkadas çok ilginç bir aksanimin olduğunu söyler, yıllarca Türkiye'de yaşamış arkadaşlarım türk ingilizcesi aksanimin olmadığını söylerler.
Öyle işte...ben de bu senemi dili gelistirmeye ayırmak istiyorum. Ama türk hocalarla olan kursları sevmiyroum. Zaten bir Türk ile konuşma konusunda kötüyüm, yanımda türk varken telefonda bile ingilizce konusmaya utanıyorum...
Bilmiyorum neler yapacağım. Konuda bahsedilen birkaç YouTube hesabi hoşuma gitti, Türkiye'de yaşayan İranlı bir arkdaism var, bir kursta ingilizce öğretmenliği yapıyor. Aslında ondan da ücreti mukabilinde ders almayı teklif edebilirim...
Aaah ah, Elon mask çipi gelistirse de şu çilemiz bitse
Çok güzel bir öneri keşke imkanım olsaydıoncelikle dil kocu edinebilir misiniz? illa ders gibi degil de, bir arkadasiniz, bir aile uyesi varsa belirli bir zaman belirleyip o zamanda sizinle sadece ingilizce konusmasini isteyebilirseniz en guzeli bu olur.
Atiyorum bol resimli bir dergiyi elinize alip konusabilirsiniz, iste bu kadin yesil bir elbise giyinmis, bu cocuk kitap okuyor tarzi cok cok basit resimler uzerinden. bu sekilde belirli seviyeye gelip sonrasinda biraz daha ust seviye dinleme egzersizleri yapabilirsiniz.
ben de kendimi dil konusunda yeteneksiz gorurum, ama maruz kalip da ogrenemeyen kimse yok, buna da sahidiz hepimiz. O yuzden mumkun oldugunda o dile maruz kalmak onemli. tabi ki yetenekli birisinin 1 ayda kapacagi seyi biz belki 3 ayda kapacagizdir, ama hic olmamasindan her zaman daha iyidir.
Udemy sitesinde online kurslar var satın alabilirsiniz.Merhabalar..32 yaşımdayım ne yazık ki eğitim sistemimizin yaralarından biri de olduğu için hayatım boyunca İngilizce de yes, no dan öteye gidemedim..mesleğim gereği ihtiyacımda olmadı hiç.. Bir kaç kere öğrenme girişiminde bulundum fakat artık resmen bilinçaltıma öğrenemezsin şeklinde yerleşmiş, çalışmaya başlayınca bile bunalıyorum..çok araştırdım bu site de fakat hep aynı tavsiyeler var yabancı dizi izle yabancı şarkı dinle..Sıfır seviyesinde olduğum için bunlar asla işe yaramıyor..Derdim bir sınav filan değil yurtdışına çıkanca az çok derdimi anlatabilmek..Var mı bana tavsiyesi olanlar, nerden başlamalıyım..kurs imkanım yok onu belirteyim yaşadığım yer baya dağ başı köy büyüklüğünde bir ilçe