Geçen yıldan.Selamlar Hanımlar,
DünSahihuban 'a sorduğum soru üzerine ben de düşündüm. Benim 2023 yılı için seçtiğim kelime "yatırım" Hemen akla finansal yatırım gelse de benim için hayatımın her alanına yatırım yapmak anlamına geliyor. Konu başlıklarım üzerinden tanımlamak istiyorum.
- Sağlıklı Yaşam: Pilates yaparak, aralıklı oruç düzeninde sağlıklı seçimler yaparak bedenime yatırım yapacağım.
- Mümkün Olduğunca İyi Annelik: Çocuklarıma her gün vakit ayırarak, bildiğim ve iyi olduğum konuları onlara öğretmeye çalışarak evlatlarıma yatırım yapacağım.
- Düzenli ve Sade Bir Ev: Evimi sade, temiz ve düzenli tutarak, hem evime hem de ailemin huzuruna ve konforuna yatırım yapacağım.
- İyi Görünmek: Her gün cildime, saçıma, kıyafetlerime ve makyajıma özen göstererek kendime verdiğim değere ve duyduğum saygıya yatırım yapacağım.
- Verimli İş Hayatı: Akıcı İngilizce konuşarak, on parmak klavye kullanarak, microsoft office ileri düzey eğitimlerini tamamlayarak ve diksiyon eğitimi alarak kariyerime yatırım yapacağım.
- Para Yönetimi: Borçlarımı düzenli ödeyerek, gereksiz alışveriş yapmayarak ve birikim yaparak, ailemizin maddi refahına yatırım yapacağım.
- Toplumsal Fayda: Her ay düzenli bir miktarı ihtiyacı olanlara ayırarak, yardım isteyen eli boş çevirmeyerek, Allah'ın insanlara başka bir insan vasıtasıyla yardımcı olduğunun bilincinde olarak, kulluğuma yatırım yapacağım.
- Kişisel Gelişim: Her gün okuyarak, öğrenerek, merak ederek, kişisel farkındalığıma ve hayata bakış açıma yatırım yapacağım.
Meditopia diye bir uygulama var. 1 hafta ücretsiz deneme yapabilirsin. Bir de Calm diye bşr uygulama var, ama İngilizce. Ayrıca Doğan Cüceloğlu'nun Savaşçı kitabını dinlerken "Transandantal meditasyon yapıyorum. Eğitimini ankara'da almıştım" diye bir cümle kurmuştu. Nedir, eğitimi nereden alınır, bir ara araştırmaya niyetliyim ben de.Merhaba arkadaşlar meditasyonu deneyimlemek istiyorum ama hiçbir fikrim yok, ilk etapta kısa süre ayırabilecgim, tavsiye edeceğiniz bir uygulama veya YouTube vs den tavsiyeniz olur mu? Deneyimlerinizi öğrenmek isterim :)
Kasım ayında bende dikkat etmek istiyorum. Beraber bu konuya odaklanıp paylaşım yapalım mı?Ben bugün Finans konusunda konuşmak istiyorum.
2012 Ekim 'de kamu çalışanı olarak başladığım kurumda artık 10 yılı aşkındır çalışanım. Maaşım Memurlara oranla daha iyi.
İşe girdiğim ilk aylar gramı 95 tl den altın alarak birikim yapıyordum. O zamanlar nişanlıydım ve yaklaşık 2 yıl sonra evlendim. Genel olarak eşyalarımızı ve düğün masraflarımızı eşimin ailesi karşıladı. Perde ve bazı mutfak eşyaları dışında herhangi bir borcumuz yoktu. Eşim evlendikten 1.5 ay sonra işe başladı, başka bir şehirde. 1 yıl ayrı yaşadık ve o süreçte iki ayrı ev gideri ayrıca her hafta gidip geldiği için farklı masraflarımız oldu. Bir de yeni evlenmişiz, ikimiz de gezmeyi yemeyi seven insanlarız haliyle paramızı tutmadık ve gelirden çok yapılan giderler sonucu elimizdeki birkaç altından da olduk.
Ayrıca eşim altın almayı mantıklı bulmazdı o zamanlar. Ben de anadolu kafasındaydım. Bu arada ev alamamıştık, kiracıydık. Normalde eşimin ailesi ev alacaktı, öyle söz vermişlerdi ancak olmadı, yanlış kararlar ve ekonomik gidişat sebebiyle alınamadı. Hala kiradayız bu arada. Ha biz neden ev almadık çünkü kredi çekmek istemedik.
Önce düğündeki nakitle bir araba almıştı eşim. Evlendikten 2 sene sonra oğlumuz dünyaya geldi. Giderler arttı. Ben önce ücretsiz izin ardından yarım gün çalışma ve yarım maaşla işe döndüm. Gelir azaldı. Sonra kreş ve okul masrafları eklendi.
Biz 2018de 1+1 ev aldık 120 bin tl ye. Yine eşimin ani bir kararıyla. Kiracılı idi ve aylık 850 tl kira gelirimiz vardı - kendi evimize ise 1000 tl kira ödüyorduk. Ve bir günde eşimin ilimizdeki iş yeri kapatıldı ve İstanbul a tayinleri çıktı. Kiracılarla uğraşamayız diye evi çok az bir karla sattık. Pandemi dönemi ve İstanbul gibi masraflı bir şehirdeydi. Ruhsal olarak oğlum da ben de iyi bir dönemde değildik, eşim her hafta uçakla gidiş geliş yaptı. Yine iki ev iki ayrı masraf harcama vs. derken birikim yapamadık.
Son iki yıldır bir aradayız, tam gün çalışıyorum. Eşimin 1 saat uzaklıktaki il'e tayini çıktı vs. Tabi ki döviz ve altın birikimi yapıyordum az da olsa. En son altınları bozdurup yatırımlık araç aldık. Şimdi de piyasa düştü . Aracı satamıyoruz, satmıyoruz.
Türkiye şartlarında iyi bir gelirimiz var, sadece maaşlardan. İkinci bir gelir kalemimiz yok.
Kredi kartı hariç bir borcumuz da yok hamd olsun.
Ancak son bir yıldır normalden daha fazla alışveriş yapar oldum , ihtiyacım var alıyorum ancak bi durup düşününce olmazsa olmaz değiller. O sebeple artık daha gerçekçi birikim yapmak istiyorum. Giderlerimi minimuma indirip, önce tasarruf etmek istiyorum.
Elektirikten, sudan, dışarda yemek yemekten ve aklıma gelen diğer tüm kalemlerden tasarruf edeceğim. Kasım ayı sonunda nasipse Ekim ile kıyaslama yapabilirim. Farkları sizinle paylaşırım.
Biliyorsun benim de birkaç diyetisyen tecrübem oldu. Günde 6 öğün olan programla 3 ayda 15 kiloya yakın verip, ertesi yıl verdiğim kilonun fazlasını almıştım. Benim için de iki ana bir ara öğün daha sürdürülebilir oldu. Yasaklı veya zararlı yiyecek olarak zihinde yiyecekleri etiketlemek, bulunca daha fazla yeme olarak döndü bana. Bu düşünce kalıbını değiştirmeye çalışıyorum ben de.Günaydın...
Bugün de ben Sağlıklı Yaşam hakkında konuşmak istiyorum.
16 yaşımda kilo alımım hızlandı ve üniversite ile beraber 75 leri buldu. Sürekli ekmek arası yemek, gece geç saatlerde sucuklu yumurtalar yapmak, makarna partileri vs. ile kötü bir beslenme şekline girmiştim.
Evlenirken hep derler ya 45 kiloydum diye ; ben 78 kilo idim
Ha bu arada defalarca profesyonel destek alarak kilo verdim, tekrar aldım. Kilo verdim fazlasını aldım.
Evlilik sonrası gebelik vs derken en son 81,6 kg a ulaştım , boyumda 165 cm. Okuduklarım dinlediklerim Sağlıklı yaşam yoluna ancak sağlıklı beslenme ve sporla gidebileceğini gösterdi. Canan Karatay ile beraber de iki öğün beslenmenin önemini ve nasıl yapılabileceğini öğrendim.
Mayıs 2023 den bu yana iki öğün besleniyorum, 9.00 da sade Türk kahvesi, sabah 11.00-12.00 kahvaltı - akşam 17.00-18.30 akşam yemeği yiyorum. Günlük maden suyu ve kefir tüketiyorum. Meyveyi , çerezi kahvaltıma ekliyorum. Bol yeşillik yiyorum. Ve tabi ki olmazsa olmaz su tüketimi, iş yerinde 1,5 lt suyu bitiriyorum, toplamda 2,5 lt yi buluyor. Genelde ekmek tüketmiyorum ve arada sevdiğim şeyleri yiyorum.
Spor konusunda ise; geçen yıl pilates yapıyordum ancak zaman azlığı sebebiyle bu yıl gitmiyorum, sabahları sahilde yürüyorum hatta her fırsatta yürüyorum. Arabayla eve geçerken iki durak önce inip yürüyorum. Egzersiz yapıyorum. Bütün bunları stressiz sadece istediğim ve içimden geldiği için yapıyorum ve tabi ki büyük resme bakıp ona ulaşabilmek için.
Takviye olarak magnezyum ve d vitamini kullanıyorum.
Haftada bir sarımsak+limon+bal kürü yapıp 1 tatlı kaşığı yiyorum.
3 ayda bir kan tahlili yaptırıyorum. İnsilün direnci ve glükoz baktırıyorum. Canan hoca biçok hastalığın genetik değil epigenetik olduğunu yani beslenme ve yaşam şeklinin aynı olmasından kaynaklandığını dile getiriyor. O sebeple iki öğün beslenme- ekmek tüketmemek-bol su ve hareket ile ilerlemeye gayret ediyorum.
Diyetisyen desteği almıyorum, bedenimi günlük yaşamımı gözlemleyip bana ne iyi geliyor gelmiyor farkına varıyorum.
Her zaman %100 lük bir başarı mümkün değil ve bunu kendimden beklemiyorum. Yüklenmiyorum kendime. Esnettiğim zamanlar oluyor ancak dengeliyorum.
Sonuç olarak matematiksel 81,6 kg dan -69 kg a yani 40-42 bedenden 38 e vardım. Enerji , dikkat ve ilgi artışı ise manevi katkısı. Mutluyum, kendime bedenime neden eziyet etmişim diyorum ama hayat bir tecrübe. En büyük sır ise az da olsa sürekli olmak. (Efendimizin dediği gibi)
Kısa zamanlarda hızlı kilo vermek daimi olmuyor maalesef tecrübe edildi .
Hadi hayırlı olsun. Ben de bu ay yapmaya niyet ettiğim konuları yazayım.elecda tabi ki paylaşalım...
Öncelikle
1- Buzdolabını elden geçirip ürünleri israf olmadan pişirerek, öğünler hazırlayacağım.
2- Günlük yemek hazırlayıp mecburen dışarda yemek durumunda kalmayı engelleyeceğim.
3- Düzenli limonata yaparak dışarıdan içecek almayı engelleyeceğim. (arada mandalina suyu da olabilir)
4- Kahvemi evde pişirmeye devam edeceğim.
5- İş yerime evden çerez, meyve götürerek abur cubur ihtiyacımı sıfıra indireceğim
6- İki öğün beslendiğim için kahvaltımı evde hazırlayıp götürüyor iş yerinde 11.00 gibi tüketiyorum.
7- Bu ay internet kotamı aştım, diğer ay buna dikkat edeceğim ve şimdiden inst... uygulamasını telefonumdan sildim, sadece bilgisayardan gireceğim.
8- Ütüleri toplu bir biçimde yapacağım.
9- Çamaşırları makine tam dolunca yıkayacağım.
10- Şarjda tüm gece cihaz bırakmayacak, dolunca hemen çıkaracağım.
11- Prizleri boş bırakacak ve tüm ışıkları kapatacağım.
12- Bulaşıkları, bulaşık makinesine su ile durulamadan sadece bulaşık bezi ile silerek koyacağım.
13- Harcamalarımı nakit yapacağım.
14- Kıyafet ve ayakkabı ihtiyaçları için indirim günlerini bekleyecek öyle alışveriş yapacağım.
15- Sahile araçla değil yürüyerek gideceğim, spor yapacağım.
16- Birini ziyarete giderken ev yapımı ürünler alıp götüreceğim. ( bunu uzun zamandır uyguluyorum, sağlıksız tatlı vs almaktansa kurutttuğum nane, biberlerle, bal ya da tarhana ile paket yapıp götürüyorum. Hem uzun soluklu hem sağlıklı bir armağan)
17- Kitap almayacak gerekirse arkadaşlarla dönüşümlü okuyacağım.
Aklıma gelenler bunlar.
Minimum harcama, maksimum birikim ve üretim' diyerek yola çıkıyorum .
Bunun aslında yogiler tarafından bir açıklaması var '' bir şeye olan tavrınız herşeye olan tavrınızdır''. Çok ama cok dogru. Disipline olmaya bir konuda başlayınca otomatık olarak diğer alanlara da yansıyor.Okuduğum kitaplardan birinde bahsedilen şeyi, birebir yaşadım bundan bahsetmek istiyorum: Bir alışkanlığı devam ettirmek, başka bir alışkanlığı da sürdürmeyi kolaylaştırıcı faktör oluyor.
İnsanız, ve kaytarmaya meyilliyiz, genelde birini bırakınca 'ipin ucu kaçıyor' misali aman deyip bir rehavete kapılıyoruz ve diğer alışkanlıklarımız da sekteye uğrayabiliyor. Mesela uzun zaman sonra doğumdan sonraki azami kilolarımdan birine ulaşmışım maalesef. Bir süredir yediklerime dikkat etmiyordum, hatta bazen yeme ataklarım oluyordu, önümde ne varsa hızlıca her şeyi bitiriyordum. Sonra da ağırlık çöküyor ve elimdeki derse odaklanamıyordum. aralıklı oruç beslenmesini çok mantıklı buluyorum, emzirdiğim için katı bir şekilde uygulayamasam da aralarsa ara öğünsüz periyotlar oluşturup, zihnimim berraklaştırmaya niyet ediyorum...
Bunu benmi yazdım acaba diyip bi baktımBu aralar bir proje üstünde çalışıyorum. Gün içinde projeyi tamamlamak için boş vakitlerim var. Ama erteleyici inci sürekli kendine iş çıkarıyor. Sabah 10-12 arası, yani günün en verimli dilimim boş. Hemen her gün fikrimin olduğu bir türk dizisi var, bazen önceki günün dizilerinden birine biraz bakıyorum: bazen alışveriş sitesi veya whatsapp gruplarıma bakayım derken hiç anlamıyorum 2 saat nasıl geçiyor. 2 saatim bu şekilde geçince öğleden sonra da enerjim düşük oluyor, yine sosyal medyaya dalma ihtimalim artıyor. tam 3-4ten sonra aa işim avrdı diyip oturuyorum ama vakit yetmiyor. işten geç çıkıyorum, evde de zihnimdeki aklımda yapılacak işler listesi sekmem açık kalıyor. çocukalr bir an önce uyusa da şunu yapsam, çocuklar kendi kendie idare eebilse de bunu yetiştirsem telaşında oluyorum ve günü tatminsiz bir şekilde bitiriyorum. Çoğu zaman da o günkü yapılacak işlerim ertesi gne sarkıyor, sarka sarka gecikmelere neden oluyor. Oysa ki dışarda bakınca sabahki proje saatimi ve öğleden sonraki saatlerimi daha iyi geçirsem, işlerimi çok rahat iş yerinde halledebilirim. Hatta öğle arası kitabımı bile okuyabilirim. Böylece işleri bitirmenin verdiği huzurla eve giderim ve çocuklarımla keyifli vakit geçirebilirim. Çocuklar uyuyunca da canım ne istiyorsa onu yaparım.
Sorunum bilgisayara-telefona dalıp gitmem vaktin nasıl geçtiğini anlayamamam. Bunun için bir uyglama hatırlatıcı gibi bir sey tavsiye eder misiniz? 5-10da sonra beni uyarsa da fark edip kapatsam projeme devam etsem? Alarm kurmayı deneyeyim dedim ama dalınca alarm kurmayı da unutuyorum. hep 1 snlik iş için açıyorum, bazen o kadar otomatik alışkanlık olmuş ki açtığım anın bile farkında olmuyorum
Canım selam uygulamaların kullanım süresini hatırlatan uygulamanın adı ne? Verimli birsey olmalı. Gün içi toplam kullanımı mı baz alıyor yoksa tek seferdeki 30 dk mı? Ben de denemek isterim.Merhaba,
Kullandığınız sosyal medya hesaplarını gözden geçirerek işe başlayabilirsiniz diye düşünüyorum.
Kendimden örnek vereyim, benim sadece instagram hesabım var o da pasif bir hesap sadece takip amaçlı kullanıyorum, takip ettiğim kişilerin hiçbirini şahsen tanımıyorum, bana bir şey katabilecek psikolog, kişisel gelişimci vb. Kişiler. Takip ettiğim kişi sayısı da 30 civarı. Dolayısıyla çok az zamanımı alıyor ve bir şeyler öğrenebiliyorum.
Ayrıca kullandığım her uygulama için telefonumda süre sınırlaması var. İnstagram 30 dk, kadınlar kulübü 30 dk gibi.Süre dolduğunda ekrana uyarı geliyor.
Günün başında günü planlamak ve bunu not almak ben de çok işe yarıyor. Yaptıklarına tik atmak motive edici oluyor.
Bir şeyi alışkanlık haline getirmek için asla 2 gün üst üste atlamayın deniliyor.
Her günü planlayarak ve yazarak işe başlayabilirsiniz. Bildirimlerinizi de kapatabilirsiniz dikkat dağıtmaması için.
Her gün %1 daha iyi ol videosu var Hikmet Anıl Öztekin’in. Ona bakmanızı tavsiye ederim.
inciitanesi mermermermer
Sevgiler
Canım merhaba,Canım selam uygulamaların kullanım süresini hatırlatan uygulamanın adı ne? Verimli birsey olmalı. Gün içi toplam kullanımı mı baz alıyor yoksa tek seferdeki 30 dk mı? Ben de denemek isterim.
Alışkanlık edinirken 2 üst üste atlamama kuralına çok katılıyorum. Yeni birkaç ingilizce uygulama indirdim telefona, günlük sürdürmek istiyorum. Şuan için en çok bugun hiç bakmadım-bakmalıyım motivasyonu ile giriyorum uygulamalarakeşke hep faydalı uygulamalarda geçirsek vaktimizi