- 13 Mayıs 2016
- 1.364
- 2.830
- 37
La roche posay üstüne tanımam güneş koruyucudaSlmlar herkese,
Güneş kremi tavsiyesi alabilir miyim?
Slmlar herkese,
Güneş kremi tavsiyesi alabilir miyim?
Zeytinyağını kullanırken nelere dikkat ediyorsun?Sebamed 50 faktör
Bazen de hakiki zeytinyağını doğal olduğu için tercih ediyorum
Kolaylıkla geçsin bu süreciniz.Pazartesi günü işe başlıyorum, kızım 8,5 aylık oldu. Bakalım nasıl bir süreç bizi bekliyor?Nisan başına kadar 3 saatlik süt iznim kaldı, sonrasında da 6 ay 1,5 saatlik süt iznim olacak.
Yemek listesi yaptım ilk olarak, her gün ne yapacağım fikri kafamı çok yoruyordu. Ev işleri için belki 15 günde bir yarım günlük bir yardımcı gelebilir, maddi durumumuza bi bakmamız lazım. Oğluşun bu yılki ödemeleri, seneye için erken kayıt yaptırdık onun taksitleri, kızımın bakıcı ücreti, ev kredisi fln derken baya rakam tutuyor.
Sabahları erken kalkıp hazırlanıp, giyineceğim sonra da işte yapmak için kahvaltı hazırlayacağım eşime ve bana. Oğluş okulda yapıyor kahvaltıyı.
Evden önce ben çıkacağım için ev düzeni pek olmayacak sanırım,(ev toplu olur akşamdan ama yatakları fln kapatacak fırsatı olmaz sanırım eşimin)çünkü eşim kızı bakıcıya oğlanı da okula bırakacak. Ben kızımı emzirmek için uyandıracağım sonra da zaman kalırsa hazırlarım. En azından kızım hazır olur, o sırada eşim hazırlanır, sonra da oğlum kalkar. Akşamları kızımı bakıcıdan ben alacağım evlerimiz yakın.
Şimdilik planlar böyle, gelişmeleri yazarım. Umarım kolay bir adaptasyon süreci yaşarız.
Sevgiler.
Çok teşekkür ederimLa roche posay üstüne tanımam güneş koruyucuda
Çok teşekkür ederimSebamed 50 faktör
Bazen de hakiki zeytinyağını doğal olduğu için tercih ediyorum
Teşekkür ederimKolaylıkla geçsin bu süreciniz.
Kızın bebek olduğu oğlanın kreşe gittiği dönemi biz şu şekilde çözdük.
Kızı uyku tulumuyla götürdü babası, hiç hazırlık işi ile uğraşmadı.
Kreşe zaten eşofmanla gidiyor diye gece eşofmanla yatırdım, sabah yüzünü ıslak mendille silip öyle götürdü.
Kreş öğretmenine durumu anlatmıştım, iki adet yedek kıyafet koyuyordum çantasına.
Kahvaltıdan sonra üzerini değiştiriyordu.
KIz senden ayrılmaya alışacak, büyük sabahları ilgiyi kardeşiyle paylaşmaya alışacak, baba iki çocukla evden çıkmaya alışacak, bu geçiş sürecinin en kolay yolunu bu şekilde bulmuştuk.
Sabah tek yapmaları gereken şarkı söyleyerek uyanıp aynı tempoda arabaya binmekti.
Çantaları akşamdan hazırlayıp arabaya koyuyorduk.
Evde ne kadar az zaman geçirirlerse o kadar az arıza çıkarıyordu çocuklar.
İş yerinden bir arkadaşa bu tavsiyede bulununca burun kıvırmıştı.
Gece pijama giyme, diş fırçalama rutinleri varmış, sabah yüz yıkayıp diş fırçalayacakmış.
Bir defa çocuğun kolu ıslanıyor o işlemleri baba ile yapınca :)
Sonra dediğim yönteme geldi, ne büyük rahatlıkmış diyor.
Akıl sağlığımı korumak tüm rutinlerden üstün bence :)
Şimdiden kolay gelsin canımPazartesi günü işe başlıyorum, kızım 8,5 aylık oldu. Bakalım nasıl bir süreç bizi bekliyor?Nisan başına kadar 3 saatlik süt iznim kaldı, sonrasında da 6 ay 1,5 saatlik süt iznim olacak.
Yemek listesi yaptım ilk olarak, her gün ne yapacağım fikri kafamı çok yoruyordu. Ev işleri için belki 15 günde bir yarım günlük bir yardımcı gelebilir, maddi durumumuza bi bakmamız lazım. Oğluşun bu yılki ödemeleri, seneye için erken kayıt yaptırdık onun taksitleri, kızımın bakıcı ücreti, ev kredisi fln derken baya rakam tutuyor.
Sabahları erken kalkıp hazırlanıp, giyineceğim sonra da işte yapmak için kahvaltı hazırlayacağım eşime ve bana. Oğluş okulda yapıyor kahvaltıyı.
Evden önce ben çıkacağım için ev düzeni pek olmayacak sanırım,(ev toplu olur akşamdan ama yatakları fln kapatacak fırsatı olmaz sanırım eşimin)çünkü eşim kızı bakıcıya oğlanı da okula bırakacak. Ben kızımı emzirmek için uyandıracağım sonra da zaman kalırsa hazırlarım. En azından kızım hazır olur, o sırada eşim hazırlanır, sonra da oğlum kalkar. Akşamları kızımı bakıcıdan ben alacağım evlerimiz yakın.
Şimdilik planlar böyle, gelişmeleri yazarım. Umarım kolay bir adaptasyon süreci yaşarız.
Sevgiler.
Umarim duzenimi kurup yaptigim seylerden gercekten keyif alabilecek noktaya gelebilirm.Cok teşekkürlerBelki de keyifle yapacağınız şeyleri yaptıkça huzursuzluk gidecek , huzur gelecek , böylelikle evdeki düzen de kurulmuş olacak . Bir deneyin bence
Çok doğru sanirim burda da hata yapiyorum.Yapilmasi gerekenleri genel bir liste halinde tutmak gozumde buyumesine sebep oluyor.Gunluk liste yapip ilerlemeyi deneyecegim.@ 2 2 kuzulu ana
Uyku gerçekten çok etkili.
Her sabah 5 de uyanmasam yaptığım hiçbirşeyi yapamam sanırım. Günün en sevdiğim saatleri, kendim ile başbaşa ve özgürüm: )
Bir de her güne bir plan yapıp yazarak ilerlemeyi deneyebilirsiniz. Mesela yemek menüsü belli olsun, o gün yapılacak ev işiniz belli olsun, çocukları parka götüreceğiniz saatlerini belli olsun gibi...
Bir süre sonra bunlar alışkanlıklara dönüşüyor.
Kolaylıklar diliyorum.
O kalabalik o kargasa atilmasi gerekenler atilamayanlar cocuklarin kendi karisikligi ve bu daginiklikta kaybolmak malesef çözülmesi gerekenlerin en başı.Parca parca gitme konusunda tavsiyenizi deneyecegim sanirim ben daha buyuk bolumler denedim ve hep yarim kaldi .Cok teşekkürlerEşyaları ayıklamadan kurmaya çalıştığın düzen devamlı olmaz. Öncelikle dağınıklık kaynaklarını tespit edip, ayıklama sürecine girmelisiniz. Oda oda veya konu bazlı ayıklama yapabilirsiniz ve bu süreç tamamlandığında yani evinizde kalanlar sadece sevdiğiniz ve/veya ihtiyaç duyduğunuz eşyalar olduğunda, onlar için düzenleme yapmalısınız.
Bugün tek bir çekmece ile başlayın mesela. Her gün küçük adımlar ile ilerleyin.
Ben doğum iznim bitince annemin evi işe çok yakın diye orda kaldım.Çok teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim
Teşekkür ederimaynı süreçten geçmiş biri olarak tavsiyelerin çok önemli canım. Ben de akşamdan herşeyi hazırladım, eşim kolay geçtiğini söyledi ilk günün. Oğlumun büyüdüğünü hissettim sabah. Öperek uyandırdım ben gidiyorum diye, anne beni bekle sana hoşçakal diyeceğim dedi her gün sallana sallana giyinen oğlum hızlıca giyindi (okulda forma giyiyorlar-giyinmeden yolcu etmek istemedi nedense )kapıdan el salladılar. Hepsinin keyfi yerindeydi ben çıkarken ama bırakırken ağlamış kızım, ben aradığımda da ağlıyordu birkaç kez ben de çok duygusalım ara ara ağlıyorum. Kahvaltı yapmamış pek, biberonla sütü de içmemiş pek, kaşıkla içmiş ama Açlıktan ağlıyordu sanırım
Bioderma Photoderm AR kullanıyorum yaz ve kış boyunca. Hellocare'da güzel bu arada. Renkli olanı bana koyu geldi ama çoğu cilde olur.Slmlar herkese,
Güneş kremi tavsiyesi alabilir miyim?
Kesinlikle haklısın çok güzel bir yazı olmuş, annem ev hanımı olduğu için bizim evde işler annem üzerinden gider babam yemek yapmayı bilmez, ben okuduğum için annem iş beklemedi benden premsesler gibi büyüdümSelamlar Hanımlar,
Denetimi halledip geldim. Denetimlerin öncesinde mi sonrasında mı daha çok iş çıkıyor gerçekten bilemiyorum.
Önümüzdeki hafta şirket aracı ve teknik ekip ile birlikte işe gidip gelmeye başlayacağım. İpek babasıyla gitme konusunda çok problem çıkardığı için bu zamana kadar hep ben kreşe bırakıp işe gittim. Ancak artık yakıt giderleri tölere edilebilir rakamları geçti. Bu nedenle, bu hafta başında İpek'e artık beni abilerin almaya geleceğini, bu nedenle babası ile kreşe gitmesi gerektiğini söyledim. Ela ile gidersem olur dedi. Ela'yı 08:00'de okula bırakmamız gerekiyor. Eşim Ela'yı okula bıraktıktan sonra eve geri dönüp İpek'i alacak ve kreşe götürecekti ancak kendisini ikna edemedik.
Sabah beraber çıkarlarsa Ela'nın gecikmesine neden olur muyuz diye tedirginim ama yapacak bir şey yok şu an. Bu nedenle sabah rutininde değişikliğe gittik.
Sabah 06:00'da kalkıp kendime ait zamanı geçirdikten sonra, 06:45'te kahvaltıyı hazırlıyorum ve kızları uyandırmaya gidiyorum. Bu sırada eşim de çayı demliyor, bulaşık makinesini boşaltıyor ve çöpü çıkarıyor.
07:00-07:30 arası kızları hazırlama işleri ile uğraşıyorum. Eşim de hazırlandıktan sonra bizim yatağımızı topluyor.
07:30'da ailecek kahvaltıya oturuyoruz. 07:50'de de hep beraber otoparka iniyoruz. Çünkü İpek Hanım ben evdeyken, evden çıkmayı kabul etmiyor
Kızları arabaya bindirip uğurladıktan sonra, geri eve çıkıyorum. Evi havalandırıyorum, kızların yataklarını ve mutfağı toparlıyorum. Çamaşır makinesini çalıştırıyorum. Evi son kez kontrol ettikten sonra robotu çalıştırıp 08:30'da evden çıkıyorum.
geçen hafta çarşambadan beri bu rutini uyguluyoruz ve bence iyi gitti. Tabi bu rutinin işleyebilmesi için akşamdan okul çantalarının hazırlanması, bütün evin yatmadan önce toplanması ve mutfağın sıfırlanması oldukça önemli.
Bu hafta Nihan Kaya'nın "İyi Toplum Yoktur" kitabını okudum. Kitap üzerine düşünürken ülkedeki çoğu kız çocuğu gibi hizmet odaklı yetiştirilmediğimi fark ettim. Annem çok küçük yaşlarda ev işi ve kardeşlerinin bakım sorumluluğunu aldığı için bana bu konularda sorumluluk vermedi. Rahat bir çocukluk ve gençlik yaşadım ancak bu seferde kendi evime çıktığımda evimi çekip çevirme konusunda çok zorlandım. Hem çok eşyam vardı hem de ev nasıl temizlenir ve düzenlenir konularında hiç bir fikrim yoktu.
"Ben temiz ve düzenli bir evde yaşamak istiyorum. Kalabalık ve kaos beni rahatsız ediyor. Ancak zamanımı bu işlerin peşinde harcamak istemiyorum. Dolaysıyla az zamanda çok iş halledecek şekilde bir sistem kurmam gerekiyor" düşüncesi ile 2017 yılında minimalizm yolculuğum başladı. Amacım ev işi yükünü azaltarak, adil bir iş bölümü ile evimizi keyifle yaşanacak bir yuvaya dönüştürmekti.
Geçen 5 yıl içerisinde önce evi sadeleştirdim. Ardından kalan eşyaları efektif bir biçimde düzenledim. Düzenleme işi, sadeleştirme işinden daha uzun sürdü. Bir sürü dene-yanıl tecrübem oldu. Sonunda, evde her eşyanın yerinin belli olduğu ve bazı düzen kurallarımızın olduğu bir noktaya geldik. Şu an, günlük olarak ailecek uyguladığımız rutinler, evi kontrol altında tutarak dağınıklığın ve iş birikmesinin önüne geçme amacı taşıyor.
Ancak bence en önemli olan konu şu ki; "Ev işleri asla ve asla sadece benim sorumluluğum değil. Bir mutfak kirleniyorsa orada yemek yiyen herkes o mutfağın temizliğinden sorumludur. Ben evin ve evde yaşayan diğer insanların hizmetçisi değilim." düşüncesini içselleştirebilmek.
Benim bu bakış açısına sahip olmam kolay oldu çünkü çocukluğumda kimse, sadece kız çocuğu olduğum için ev işi yapmak zorunda olduğum gibi bir düşünceyi bana yüklemeye çalışmadı.
Umarım bu yazıyı okuyan ve küçücük yaşta hizmetçiliği içselleştirmiş olan kadınlar, kısır bir döngüde devam eden ve hiç bitmeyen ev işleri uğruna harcadıkları zamanın kendi hayatları olduğunu geç olmadan fark ederler ve günün tamamını eve ve evin içindekilere hizmet etmek yerine, kendi hayalleri ve mutluluklarına da alan açacak şekilde hayatlarını düzenleyebilirler. Zira, ileride dönüp yaşanmış yıllara baktıklarında, hayatlarının defalarca silinmiş fayanslar, camlar ve koltuklardan ibaret olduğunu gördüklerinde yaşayacakları pişmanlığın telafisi mümkün değil.
Aynen annem de bana hiç yaptırmadı hala da yaptırmaz pek. İlk evlendiğimde çok çok zorlandım. Ev işini kendime hiç yakıştıramadımSelamlar Hanımlar,
Denetimi halledip geldim. Denetimlerin öncesinde mi sonrasında mı daha çok iş çıkıyor gerçekten bilemiyorum.
Önümüzdeki hafta şirket aracı ve teknik ekip ile birlikte işe gidip gelmeye başlayacağım. İpek babasıyla gitme konusunda çok problem çıkardığı için bu zamana kadar hep ben kreşe bırakıp işe gittim. Ancak artık yakıt giderleri tölere edilebilir rakamları geçti. Bu nedenle, bu hafta başında İpek'e artık beni abilerin almaya geleceğini, bu nedenle babası ile kreşe gitmesi gerektiğini söyledim. Ela ile gidersem olur dedi. Ela'yı 08:00'de okula bırakmamız gerekiyor. Eşim Ela'yı okula bıraktıktan sonra eve geri dönüp İpek'i alacak ve kreşe götürecekti ancak kendisini ikna edemedik.
Sabah beraber çıkarlarsa Ela'nın gecikmesine neden olur muyuz diye tedirginim ama yapacak bir şey yok şu an. Bu nedenle sabah rutininde değişikliğe gittik.
Sabah 06:00'da kalkıp kendime ait zamanı geçirdikten sonra, 06:45'te kahvaltıyı hazırlıyorum ve kızları uyandırmaya gidiyorum. Bu sırada eşim de çayı demliyor, bulaşık makinesini boşaltıyor ve çöpü çıkarıyor.
07:00-07:30 arası kızları hazırlama işleri ile uğraşıyorum. Eşim de hazırlandıktan sonra bizim yatağımızı topluyor.
07:30'da ailecek kahvaltıya oturuyoruz. 07:50'de de hep beraber otoparka iniyoruz. Çünkü İpek Hanım ben evdeyken, evden çıkmayı kabul etmiyor
Kızları arabaya bindirip uğurladıktan sonra, geri eve çıkıyorum. Evi havalandırıyorum, kızların yataklarını ve mutfağı toparlıyorum. Çamaşır makinesini çalıştırıyorum. Evi son kez kontrol ettikten sonra robotu çalıştırıp 08:30'da evden çıkıyorum.
geçen hafta çarşambadan beri bu rutini uyguluyoruz ve bence iyi gitti. Tabi bu rutinin işleyebilmesi için akşamdan okul çantalarının hazırlanması, bütün evin yatmadan önce toplanması ve mutfağın sıfırlanması oldukça önemli.
Bu hafta Nihan Kaya'nın "İyi Toplum Yoktur" kitabını okudum. Kitap üzerine düşünürken ülkedeki çoğu kız çocuğu gibi hizmet odaklı yetiştirilmediğimi fark ettim. Annem çok küçük yaşlarda ev işi ve kardeşlerinin bakım sorumluluğunu aldığı için bana bu konularda sorumluluk vermedi. Rahat bir çocukluk ve gençlik yaşadım ancak bu seferde kendi evime çıktığımda evimi çekip çevirme konusunda çok zorlandım. Hem çok eşyam vardı hem de ev nasıl temizlenir ve düzenlenir konularında hiç bir fikrim yoktu.
"Ben temiz ve düzenli bir evde yaşamak istiyorum. Kalabalık ve kaos beni rahatsız ediyor. Ancak zamanımı bu işlerin peşinde harcamak istemiyorum. Dolaysıyla az zamanda çok iş halledecek şekilde bir sistem kurmam gerekiyor" düşüncesi ile 2017 yılında minimalizm yolculuğum başladı. Amacım ev işi yükünü azaltarak, adil bir iş bölümü ile evimizi keyifle yaşanacak bir yuvaya dönüştürmekti.
Geçen 5 yıl içerisinde önce evi sadeleştirdim. Ardından kalan eşyaları efektif bir biçimde düzenledim. Düzenleme işi, sadeleştirme işinden daha uzun sürdü. Bir sürü dene-yanıl tecrübem oldu. Sonunda, evde her eşyanın yerinin belli olduğu ve bazı düzen kurallarımızın olduğu bir noktaya geldik. Şu an, günlük olarak ailecek uyguladığımız rutinler, evi kontrol altında tutarak dağınıklığın ve iş birikmesinin önüne geçme amacı taşıyor.
Ancak bence en önemli olan konu şu ki; "Ev işleri asla ve asla sadece benim sorumluluğum değil. Bir mutfak kirleniyorsa orada yemek yiyen herkes o mutfağın temizliğinden sorumludur. Ben evin ve evde yaşayan diğer insanların hizmetçisi değilim." düşüncesini içselleştirebilmek.
Benim bu bakış açısına sahip olmam kolay oldu çünkü çocukluğumda kimse, sadece kız çocuğu olduğum için ev işi yapmak zorunda olduğum gibi bir düşünceyi bana yüklemeye çalışmadı.
Umarım bu yazıyı okuyan ve küçücük yaşta hizmetçiliği içselleştirmiş olan kadınlar, kısır bir döngüde devam eden ve hiç bitmeyen ev işleri uğruna harcadıkları zamanın kendi hayatları olduğunu geç olmadan fark ederler ve günün tamamını eve ve evin içindekilere hizmet etmek yerine, kendi hayalleri ve mutluluklarına da alan açacak şekilde hayatlarını düzenleyebilirler. Zira, ileride dönüp yaşanmış yıllara baktıklarında, hayatlarının defalarca silinmiş fayanslar, camlar ve koltuklardan ibaret olduğunu gördüklerinde yaşayacakları pişmanlığın telafisi mümkün değil.