Veba gibi. Bağımlı mısınız?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

portakalfidani

⛈⛄️
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
25 Eylül 2019
135
685
18
Geçen gün sinemaya gittim, şu meşhur oscarlık filmi izlemeye. Yanımda da bir tane kız oturuyordu. Filmi izlemek yerine filmin fotoğrafını çekti, elindeki suyu çikolatayı mısırını ayarlayıp düzeltip onları da çekti, efektler yaptı.. ama filme taş çatlasın beş dakika baktı. Çünkü haliyle tam yanımda gözlerimi alan bi telefon ışığı, kapanmadı hiç. Hadi filmden sıkıldı desem, ilk dakikadan da kim filmi anlayıp sıkılabilir ki?

Nereye gitsem, nerede bulunsam herkesin gözleri ekranda. Bir arkadaşımla buluşuyorum, beş on dakika konuşuyoruz. Sonra telefonlarını eline alıp “şu şunu yapmış, ay görgüsüz! şu markadan almış bilerek onu göstermiş, görmemişin kocası olmuş, mıç mıç hahaha, şu influencer nasıl makyaj yapıyor baksana, gidip şu fondöteni alalım hemen” gibi gibi muhabbetler dönüyor.

Kocaman kazık kadar amcalarım, dayılarım bile başını telefondan kaldırmıyor. Şu meşhur uygulamayı yüklemişler toktikli olan. Bende bir ara yükleyip baktım, yargılamak değil ama inanılmaz geliyor. 7-8 yaşındaki çocuklar o uygulamadaki o insanlara hayran oluyor, buluşmalarına gidiyorlar. Çılgınlar gibi ağlıyorlar onları gördüklerinde. Hayran oldukları insanların yaş ortalaması 18..
2 yaşındaki çocuğun bile elinde telefon var. Bilemiyorum..

Sonra kendime bakıyorum, sosyal medya hesaplarım yok ama buraya üye oldum. Zırt zırt elimde.. farkımda yok yani. Nedir bu? İçimizde kalan yaşayamadığımız şeyleri acaba telefonda mı yaşamaya çalışıyoruz? Yalnız mıyız? Bu durumları yaşayan ve bundan hoşnut olanların fikirlerini de çok merak ediyorum.

Mesela video atıyorsunuz, yediğiniz yemeği paylaşıyorsunuz, şuradayım eğleniyorum diyerek konum atıyorsunuz etiketliyorsunuz, eliniz hep telefona gidiyor, fotoğraflara efekt yapmakla uğraşıyorsunuz saatlerce. Aldığınız beğenileri, takipçi sayınızı önemsiyorsunuz. Asla yargılamıyorum ama gerçekten merak ediyorum. Fikirleriniz neler?
 
Ne yazik ki benim de hesabim yok, bunu ben de anlayamiyorum. Ha bu saatte niye buralardayim, uyku problemim var, ha bir de yalnizim ailem baska sehirde ben baska, kosusturma is guc yuzunden arkadasim bile yok... Buralarda iste iki dedikodu sohbet ..
 
Kendiniz gibi düşünen arkadaşlar edinmeye çalışın, başka türlü mutlu olmak çok zor yoksa. Kimseyi yadırgamıyorum herkes az çok sosyal medyayla internetle haşır neşir. Ama bana göre de bunun bir dozu var, beğendiği bir şeyi yada anı çekebilir herkes. Paylaşmak zorunda hissetmeye gerek yok, kendine anı kalsın diye saklayabilir. Ancak daha gözünü açmasıyla gece gözünü yumana kadar paylaşım yapan internette dolaşan kafasını telefondan kaldırmayan insanlar da bana telefon bağımlısı geliyor. Buluştuğumda sohbet edemeyecek kadar telefondan kafasını kaldırmayacak arkadaşlarımla da görüşmezdim. İnsanları değiştiremeyiz ama rahatsız olduğumuz durumlardan kendimizi uzak tutmaya çalışabiliriz.
 
Sosyal medyada hesaplarım var ama kullanmıyorum. Buraya ve birkaç siteye bakar, yorum yazarım. Günümün hepsini internetle geçirmiyorum. Ama geçiren varsa da geçirsin. İsteyen istediğini yapsın valla bana ne? Hiç rahatsız olup kimseye laf söylemem. Benim olduğum ortamda herkes telefonla ilgileniyorsa bende ilgilenirim, kös kös bir köşede oturup sezercik gibi dilenci diyilim vayya, noluy benimle konuşun diye sızlanmam.
 
Ben şahsen sıkıldığım bir ortamdaysam foto çekinmekle,efekt yapmakla uğraşıyorum onun dışında dışardayken telefonla ilgilenmem. Bir de insanlar artık “bakın ben sosyalim,çevrem var,tüm gün evde oturmuyorum bilginize” modundalar. Sanki o gün story paylaşmasalar herkes onları kınayacakmış gibi hissediyorlar sanırım. Yaşamış olmak için yaşanan hayatlar. Günümüzde çok zor ama mutlu insanlara rastlarsanız genelde dışarıya kendilerini ispatlama çabasında olmazlar,çoğu sosyal medyada doğru düzgün paylaşım bile yapmaz. İçsel huzuru,dengeyi bulmuşlardır çünkü. Hayatı başkalarının gözüyle değil kendilerine göre yaşarlar. Bilmiyorum ne derece doğru ama çevresinde gerçekten sevdiği,kendini ait hissettiği insan sayısı az olan ya da olmayan kişiler mutluluğu mekanik şeylere bağlama eğiliminde oluyorlar. Güzel insanlarla tanışmaya,kendiniz gibi olan,yanında rahat hissettiğiniz,size bir şeyler katabilecek kişilerle olmaya bakın çevrenizde çer çöp biriktirmeyin.
 
Sosyal medyayı düzenli kullanmıyorum,paylaşım da yapmam,ama insanlar neden güzel görünmek istemesin ki ? Ben de bunu anlamıyorum.Ya da yaptıkları güzel bir sunumu neden paylaşmaktan çekinsinler ? Her zaman ''takipten çıkar'' gibi bir seçenek mevcut beğenmeyenler için.
Arkadaşlarım konuşmuyor demişsiniz,demek ki güle güle demenin zamanı gelmiş.Dışarıda gayet de sosyal medyadan uzak bir sürü insan var.Sanki herkes Youtuber gibi bir algı yaratılıyor,alakası bile yok.Canı sıkılan 5 10 dk İnstagram bakıp çıkıyor genelde,ee bunu da mazur görün.Telefona bakmasa kafede oturanlara oturur bakar,onlarla ilgili yorum yapar,kimsenin dikkatini 3 saat üzerinizde tutamazsınız.
 
Benim de telefon elimden düşmez ama bir şeyler okurum genelde veya dizi izlerim, ama yanımda birileri varken bakmam telefona bakana da uyuz olurum. Sosyal medya hesaplarım var fakat story paylaşmam, güzel bir fotoğrafım varsa nadiren paylaşırım. Gerçekten beğendiğim fotoğraflarımı paylaştığım için kimlerin görüp beğendiğine bakmak da hoşuma gidiyor. Ben çocukluk fotoğraflarımı da götürüp arkadaşlarıma gösteriyorum kendimle ilgili hoş bulduğum şeyleri çevreme göstermek hoşuma gidiyor galiba. Ama yemek çay kahve fotoğrafı falan asla paylaşmam aşşırı anlamsız geliyor.
Ben yurtta kalıyorum oda arkadaşım tarif ettiğiniz gibi biri. Hatta 3 tane instagram hesabı var hiçbiri fake değil, hepsinde farklı arkadaş grupları için farklı paylaşımlar yapıyormuş beni de mütemadiyen çeker niyeyse, defalarca uyarmama rağmen gizlice çekip paylaşıyor. Artık paranoyak oldum odada bir şey konuşurken çekmiyorsun değil mi diye soruyorum sürekli.
 
Sadece arkadaşlara açık face'im var, sanırım 2007de açtımdı; o zamanlar dutluktu tabi.
Eski arkadaşlar geldikçe, birbirimizi seneler sonra buldukça; çok hoşuma gitmişti. İlkokul arkadaşlarımı, öğretmenlerimi vs. buldum Face'te klasik. Sonra aile, akraba, sülale, anam babam derken, X teyzeler, amcalar "Night anangillere babangillere selam söyle" filan diye yorumlar yapar oldular duvarıma; tadım kaçtı.
Face önceden, karikatür paylaştığım, duvardan duvara yazdığım, üç beş gezmeli coşmalı pozumu attığım, doğum günü kutladığım/etkinlik takip ettiğim, müzik paylaştığım klasik bir yerdi. Şimdilerde pek uğramıyorum, nadirdir; 2-3 ayda, belki 5-6 ayda bir bir şey paylaşırsam mehh... Bilmiyorum, işte spor, müzik, gezi etkinlikleri vs oluyor gruplarda, onlara bakıyorum. Yerel bilgi amaçlı, var mı bi organizasyon diye.

Instam vardı, resimlerim ve çeşitli çalışmalarım (Saksı, tablo boyama, ressamları takip etme vs) için açtığım; şahsıma ve aileme ait tek fotoğrafın bulunmadığı, onu sanal dükkana çevirdim; instayı bir türlü sevemedim ben fazla kasıntı ve suni geliyor şahsen; işte 40-50 çizimdir şudur budur fotoğrafım var, sipariş almaca vs, sanırım son iki haftadır orayı da boşladım, reel bir yerden başladıktan sonra anca asılırım gibime geliyor, çünkü sabırlı bir ilgiyi (sürekli ilgiyi) çok istiyor insta, sıkıntı basıyor orada dolandıkça bana. Benlik değil.
(Bir şeyler çizip-boyayıp satış şeysi için kullanıyorum, şahsi değil)

Twitter'ım var, sadece hashtag destek için kullanıyorum, onu da bu sene açtım burada rastladığım üzücü bir konu üzerine. Bir profil fotom bile yok.

Tiktok... Ya gücendirmek istemiyorum kimseyi, ama "bence" zeka turnusolü bir uygulama, o kadar diyeyim.
Değil katılmak, izlemeye dahi katlanamıyorum. Ne diyeyim. :))

Ben youtube manyağıyım, beni sal youtube'a sabaha kadar deşeyim kolay sıkılmam. (Bir kanal açmayı da düşünüyorum da işte bakalım, 1 buçuk senedir düşünüyorum öyle. )

Bi de KKyı seviyorum, burası çok sahici geliyor, ondan.
Baştan biraz trolle başlamıştım buraya, sonra baktım ısınıyorum, dedim netteki bir yurdun olsun bura.

Önceden sözlük geçmişim var, daha genç zıpırken, trol trol gezerken, 3 sözlükte de bulundum diyeyim.
Eğlenceliydi o zamanlar, şimdi pek benlik değil. :)

Ben internet kurduyum ya, ilgimi çekecek muhabbetin yoksa karşımda, döner interneti kazmaya devam ederim yani, benim olayım bu. Ha ama biriyle buluşursun özleşirsin, seversin arkadaşını muhabbetini; takılırsın. Ama karşımda biri ilgi alanım olmayan bir şeyle kafamı ütülüyorsa, diğerleri daldıysa muhabbete ben de çaktırmadan kkya sörfe girerim yani. :))
Benim en çok vaktimi (internet olarak) youtube ile KK yiyor. Hele tembelliğimin üzerimde, oğlanın annemde olduğu günlerde, KK kazan, ben kepçe. :)) Çeşit çeşit insanı çıplaklığıyla ve sahiciliği ile okumak güzel, kitap okur gibi okuyorum-katılıyorum.

Herkesin kendi zevki neticede, ne denebilir ki?
 
Offf çok derin mevzular bunlar.
Gecenin bu saati olmasa belki 5 sayfaya dökülebilecek bir inceleme yapardım ama uykudan 5dk önce çok zor.

Çok kısaca açıklayayım, haz!
Aynı deterjan reklamlarında mutlu, bahçeli evde yaşayan, güzeller güzeli kadın ve taş gibi adamım bir kız bir de erkek çocuklarının olduğu ideal hayat algısının pazarlamasıdır sosyal medya.
Bir fotoğraf koyduğunuzda, o imrenerek takip ettiğiniz insanla özdeşim kurarsınız, siberuzamda yarattığınız kimlik ile, reklamda size satılan mükemmellik ve haz duygularınız başkaları tarafından gördükçe pekiştirilir.
Tamamen ticaridir aslında, sosyolojinin derinlemesine incelemesi gereken bir konudur ama çalışmalar yüzeysel.
Biz iletişim bilimciler ise pekçok argümana sahip olsak da bana en yatkın ve doğru gelen, işaret parmağımızla gösterdiğimiz insanlarla benzerlik kurarak, gerçekten soyutlanıp yeni kimliğimizle haz duygusunu almak, bu kadar yalın aslında.
 
Herkeste bir ego yarısı var ve gunumuz cagında tek at kosturabıldıkleri yer sosyal medya yani teknolojik devir. Şasırmıyorum suru pskolojısı hakım aslında bizi içten içe yalnızlastıran bir durum. Ben hıcbı yere girmesem YouTube da vıdeo ızlıyorum bataga dusmusum bırkere
 

Bağımlılıktaki haz gibi mi?
Bence yalnızlığın da etkisi bol.
 
Bağımlılıktaki haz gibi mi?
Bence yalnızlığın da etkisi bol.
Yalnızlık etkisini inceleyebilecek bilgi dağarcığım yok, orada psikoloji ve sosyoloji devreye girer ama benim görüşüm olmadığı yönde.
Çünkü insan dediğimiz canlı, elindekiyle yetinmeye asla müsait değildir.
Bu yüzden sürekli yeni cihazlar çıkıyor.
Doyumsuzluğu yalnızlık besler mi, bilemiyorum.
Dünyanın en başarılı insanı olsanız dahi yine bu pekiştirmeye ihtiyacınız vardır, alkışsa daha çoğu, paraysa daha fazlası, eğitimse en yükseği, güzellikse 20 estetik vs.
Hep dahası var ve sonu yok.
Sosyal medya işte burada devreye girip, sonu olmayan hayattan sizi çıkarıp aslında hayal dünyasına sevkediyor ve hiç sahip olamayacağınız bir arabaya binip, fotoğraf çektirip koyduğunuzda ve bunu başka insanlar gördüğünde o hazzı alıyorsunuz.
Sahipmiş gibi yaparak, onlardan oluyorsunuz.


Her şeyin temeli ‘mış’ gibi yapmaktır bizim işte.
Mal, ürün, içerik, uygulama, vs her şey ihtiyacın varmış ve ona ulaşınca düşleyemediğin sahte mutluluğu vaadediyor.
Bunu kazakla, indirimle de yapıyor aslında:)
 

Her profil farklı farklı; mesela insta "Estetik" olarak çok yukarıda ve insanlar orada birbirine benzeyen bir grup halinde.
Tiktok profili farklı, twitterda trollük yapan birinin kalıbımı basarım tiktok videosu yoktur. Onun mekanı twitterda kendi gibi olanlarla aşık atışması yarışması gibidir. :)
Youtube çok farklı grupları barındırıyor, tıpkı burası gibi, herkes kendine benzeyen altında toplanıyor ve klonlanıyor sanki. Ben youtube videoları kadar, yorumlarını okumayı daha çok seviyorum; ne espriler dönüyor altında bazen kahkahama bizimkiler uyarı çekiyor.

"Neden oradayım?" diye düşününce, espri anlayışımızın eşimle oldukça farklı olduğu ve benim bu konuda yer yer yalnızlık çektiğim aklıma geliyor. Ben de youtube altında arada sırada yerimi alıyorum, çünkü orada "Gülmecede ben gibiler" varlar gibi gibi.

Buraya takılıyorum misal, çok farklı gruplar var burada da; neden yemek bölümünde değil de daha çok bdvdeyim? Yine bir başka kafa dengini arıyor başka bir yerden zihnim. Bunun böyle bir yönü de var bence. Her mecranın da profilleri ayrı ayrı. Mesela babamı nerede bulabilirim nette? Elbette bir siyasi haberin altındaki yorumlarda kavgada. :)

Açıktan olana haz diyebiliriz, gizliden olana yalnızlık bence.
 
Facebook, instagram, twitter hesabım var.

Twitter'a çok nadir bakıyorum, bir şey paylaşmıyorum.
Facebook'u teyzem seri şekilde 60 küsur beğeni yapıp, karşılık alamayınca trip attığından beri kullanmıyorum.
Instagrama her gün girerim ama kişisel hesabımda pek bir şey paylaşmıyorum. İşle ilgili bir hesabım var. Onunla uğraşıyorum genelde.
Diğer uygulamalardan zerre kadar anlamıyorum. Ne, nedir pek bilgim yok.

Bazı insanlar gerçekten bağımlı ama bunun birçok sebebi var. Bunu sadece yalnızlık veya can sıkıntısıyla açıklayamayız.
İnsan sosyal bir canlı. Dahil olduğu gruptan onay görmek, o çevrede var olabilmeye devam etmek ister. Sürüden atılan olmak istemez.
Eskiden, iletişim bu kadar fazla araçla yapılamıyorken farklı yollarla sosyalleşiliyordu. Çamaşır yıkama günleri, çeşme başı sohbetleri, kapı önü teyzeleri, kıraathane kültürü vardı.
İnsanlar dedikodu yaparlardı ve birbirlerine albümden fotoğraflar gösterirlerdi.
Eskiden o sosyal çevre 100 kişilikti, şimdi 7 milyar.
İnsanlar artık sadece kapı komşusu Ayşe'nin değil, herkesin ne yaptığını öğrenebiliyor. Ve kendi yaptıklarını da göstermek istiyor. Beğeni aldıkça, onay almış oluyor ve mutlu oluyor.

Yani olay sadece "sosyal medya her şeyi bozdu, eskiden ne güzeldi, komşuluk bitti kardeş" olayı değil.
Olay insan doğası ve gereksinimleri... Bu tür uygulamalar o gereksinimleri tatmin ettiği için bu kadar benimsendiler ve başarılı oldular zaten.
Ama sinemada çekim yapanların durumu vahim
 
Yuzumun, hayatimin,cocuklarimin Izmir den Van’a hatta ulke disinda kolayca goruntulenebilir olmasi bana korkunc geliyor, resmen dehsete dusuyorum buna izin veren insanlari gordukce far gormus tavsan gibi bakakaliyorum.
Kilitli ozel hesapta ise, internetten hicbir bilginin fotografin silinmedigini bildigim icin yine foto koymayi gereksiz buluyorum.
Hele konum etiketleyenler Ozellikle cocugunu okula birakmis annelerin etiketlemeleri..
Ya belki bi sapik tarafindan takip ediliyorsun ve verdigin konuma gore adam gelip cocugunu alip goturecek
Evinin icini cekip koyanlar.
Yedigini ictigini paylasanlar bana abatmiyorum acinasi geliyor..
Bu kadar mi onay bekleyerek cocuklugunu gecirdin de kazik kadar olunca bile begenilme onaylanma hissin yatismamis..
 
Bana sosyal medya insanların yıllarca duyduğu bir eksikliği kapatmış gibi geliyor, yani hepimiz şikayet ettik ediyoruz, yok artık ortamlarda muhabbet dönmüyor herkes kafasını telefona gömdü vs diye ama insanın yaradılışı gereği haz duyduğu şeyden onu hicbir şey vazgeciremez demek ki insan yıllardır zevk aldığını sandığı ortamlardan o kadar da zevk almıyormuş, yani arkadaşlarla sohbet aşırı keyifli bisey olsa kafasını telefona gömmez belki binde bir öyle keyifli ortam oluyordur onun dışında bütün aktiviteler bir tık eksik bir tık yavan demek ki.. Bunun suçlusu telefon değil bizlerin hayatı çok da keyifli değilmiş demek ki...
 
interneti yararlı ve zararlı kullanmak diye bir şey var . Benim sosyal medya hesaplarım var teee 3 yıl önce bir resim koymuşum o duruyor hala , instagram desen diyet hesabım var sadece diyetisyenleri vs takip ediyorum. Atıyorum internete giriyorum haberleri okuyorum , veya açıp kitap okuyorum ,veya araştırmak istediğim şeyleri araştırırım alakasız aklıma ne geldiyse sabahtan akşama kadar o bilgi beynime girene kadar okurum. ama herşeyimiz sosyal medya oldu yalan yok , birbirimizin yüzüne bakmadan dalıyoruz , bir kaçış aracı bizim için. Nice birliktelikler bu yüzden bitiyor ,nice insanlar da bu yolla birbiriyle tanışıyor. Ama insanları aptallaştırdığı bir gerçek hele şu tiktokerlarn çektiği absürt videolar 70 yaşındaki teyzeler hunharca kendini kanıtlama peşinde deliriyorum. Gerçekten çocuklara hiç girmiyorum zaten buna engel de olunmuyor. Sosyal medya sayesinde kendini çok güzel hissedip ego kasan vs kendini çok çirkin hissedip psikolojisi bozulan insanları hiç saymıyorum. Bu tarz uygulamaları belli, bir zeka seviyesindekilerin kullanması taraftarıyım ama imkansız..
 
Bir yazar gunumuzun bagimliligiyla ilgili soyle demisti;"Insanoglu var oldugu asir boyunca hic boyle esaret altinda olmamisti " ne kadar da yerinde bir tespit esaret altindayiz,gozle gorulmeyen elle tutulmayan bir seyler tarafindan.
 
Kendi adima soyluyorum, burayi kafa dagitma olarak kullaniyorum fb hesabimi aylardir kullanmiyorum. O da sitenin fb hesabindan gelenleri kontrol etmek icin acik. İnstaya gelince coxuk gelisimi ile ilgili sayfalar kesinlikle cokguzel. En azindan takiplerim. Paylasim da yaparim ama kirk yilda bir efekt falan ugrasmam. İnsanlarin hayatini da cok incelemem. Wp de aktif degilim. Antisosyalmedyaciyim biraz. Tiktoku hic ama hic kullanmadim inanin bbir tane izleme bile yapmadim nasil bisey oldugunu biomiyorum.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…