unutma günlüğüm

hala takip eden varsa...
barışmak istedi, reddettim. bu kadar.

İyi etmişsin :)
Pis hayvan nasıl bozmuş seni yalvarma diye.
Yalvartırlar adamı itttt deseydin hehe :)

Bir de utanarak soriciğim.
O ücretsiz kredi ile baktırdığımn fal uygulaması adını? :)
 
İyi etmişsin :)
Pis hayvan nasıl bozmuş seni yalvarma diye.
Yalvartırlar adamı itttt deseydin hehe :)

Bir de utanarak soriciğim.
O ücretsiz kredi ile baktırdığımn fal uygulaması adını? :)
bana söylediği bütün lafların aynılarını söyledim ona :)
basirly idi ama artık bedava kredi vermiyor
 
çok düşündüm nereye konu açsam nereye yazsam ne yapsam diye. zaten ne zaman ayrılsak ben yazı yazma isteğiyle dolup taşıyordum. ya blog yazmayı düşünüyordum ya da twitter. onlarla uğraşacağıma burda kendi kendime yazayım dedim

yorum morum beklemiyorum. forumun bu kısmında takılan da pek yok zaten. kendi kendime vakit geçiririm burda işte. her gün ne hissettiğimi yazarım. ona yazmaktan daha iyi.

bugün ayrıldı benden. daha doğrusu dün ayrıldı. ama ben inanmadım. bugün geri döndürmek için, uzatma demek için mesaj attım da anca inandım.

nasılsa burası günlük. çekinmeden her şeyi yazabilirim. o yüzden başlıyorum;
mesaj atmayacaktım normalde. o da uzatmaz 2 güne bırakır inadı diyordum. ama ne zaman aramız kötü olsa fal attığım bir falcı vardı. 2 kere baktırmıştım sanırım. kadın ikisinde de iletişim tarihini bildi bende. başka da bir şey bilmiyor. zaten bedava krediyle baktırıyordum, sırf tarih bilsin diye atıyordum.

dün gece yine attım. sabah yorumlamış. baktım 10 dakika fal atmış, dinlerken üff dedim içimden sadede gel. ne zaman bitecek bu inadı, tarih ver geri kalan boş yorumlarını bırak. "üzgünüm canım ama geri dönüş yok bu sefer" demiş. öncekilerde bildi ya, tutuştum ben. hayır ya dedim olamaz. korktum.

hemen mesaj attım. dün "özür dilemezsen barışmam" demişti. özür diledim ki barışsın. zaten dileyecektim ki ben normalde, zaten hatalıydım ama o tavrı hoş değil, böyle rest çekti diye dilememiştim. çünkü o kavgada onun da hatası vardı ama ben ona öyle rest çekip özür sırası koymamıştım. o koyunca gurur yapıp "bu resti bırakmadığın sürece dilemem" demiştim. bir daha bu tavrı bana yapamasın, bir daha böyle rest çekemesin diye "hatalıyım ama sen böyle yaptığın sürece özür dilemem" demiştim. ama bu sabah ayrılmasın diye diledim

kabul etmedi. geçmiş. ilişkimiz sorunluymuş ve artık sorunlu ilişkimize devam etmek istemiyormuş.
daha 1 hafta önce neler neler duydum ben bu adamın ağzından. bugün söylediklerinin tam tersiydi.

onları hatırlattım. senin cümlelerin bunlar dedim. hatamı affettirmeye çalışırken de onları kullandım. o bir hatasını affettirmeye çalışırken onları demişti çünkü. aynılarını yazdım. "sana seni dediklerini diyorum, insan 1 haftada 180 derece değişemez ki. 1 hafta da değil hatta, bir tek şu 2 gün var, ne oldu bu kadar değişecek?" dedim.

artık inanmıyormuş. barışsak da ben yine aynı hatayı yaparmışım (duyan da büyük bir şey yaptım sanacak! kavga ederken boş boş konuştum sadece). ama diyorum bak bu laflar senindi. artık vazgeçmiş, düşünceleri değişmiş, 1 hafta fikir değişmesi için yeterli bir süreymiş, sorunlu bir ilişkiye daha fazla devam etmek istemiyormuş (kendi ağzıyla biz sorunlarımızı çözdük, düzeldik artık diyordu kaç aydır. şimdi bir anda sorunlu olduk ama tekrar!). bundan sonra ne yapacağı beni ilgilendirmezmiş. 2 ay sonra da birini bulabilirmiş ertesi gün de. ben de ona daha fazla yazmayı kesmeliymişim. bugün ilk gün psikolojisiyle kötüymüşüm, kendime süre vermeliymişim, en azından 1 hafta yazmamak için kendimi tutmalıymışım. onun tercihi hiç yazmamam yönündeymiş, ama illa yazacam diyorsam kendime böyle süre koymalıymışım. zaten yazın yurt dışında olmak bana iyi gelirmiş, düzelirmişim, yani düzelirim diye umuyormuş. laflara bak, bir de beni teselli ediyor haspam.

hele bir de ağır bir laf etti ki.
zaten ben dün ona kendimi engelletmiştim. ben demiştim "engelle, özür dilemem ama sabah akşam yazarım" diye. engellemişti. bugün arkadaşıma grup açtırtıp öyle konuştum.

normalde yalvarma moduna geçmem. daha önce de oldu bu, gitme diye yalvarmadım. ama daha yakın zamanlarda o büyük bir hata yapmıştı ve ben yeter artık diye çıldırdığımda "antonie beni terk etme", "lütfen ayrılmayalım", "ayrılmak istemiyorum" diyip durmuştu. hatta "beni böyle bir zamanda terk edemezsin" bile deyip acıtasyon yapmıştı. ben de bundan güç aldım. o bana "beni terk etme" demekten utanmadıysa ben de diyebilirim diye düşündüm, e tabi bir de 2 senelik ilişkide gurur olmaz dedim.

ve "ayrılmayalım, ayrılma lütfen, ayrılmak istemiyorum" vs yazdım. bunun üstüne hayvan herif bana dedi ki;

"yalvarma. değerli bir şeyler dediysen bile yalvarmalarınla değersiz hale geliyor"

bunu yazıp gruptan çıktı. kalakaldım.

o bana çekinmeden dedi diye ben de ayrılma, gitme demekten çekinmemiştim. ama ne olursa olsun çekinmek gerekirmiş.

o bana gurur yapmadı diye ben de ona yapmamıştım. ama hak etmiyormuş. ne biçim laf etti öyle.

hala inanamıyorum bu ayrılığa. bu kurduğu cümleye. ama yasın evreleri var ya sonuçta, daha inkar kısmındayım. çok normal.

bir daha yazmam ona asla. gider gün sayarım. gelirim ona yazacaklarımı buraya yazarım.

günlük tutmak, buraya yazmak iyi gelecek.
bir süre sonra da buraya bakar gülerim. ne aptalmışım, kimin için acı çekmişim derim

ama bir insan 2 günde nasıl değişir ya?
1 hafta önce duyduğum o sözlerin hepsinin içi boş muydu?

fal yolu bekliyorum yine. bu sefer parayla attım.
yazın bir ara fal bağımlısı olmuştum. ne paralar harcadım. ne umutlar bağladım. bu sefer bağımlı olmak istemiyorum.

tek fal yetsin bana.
yetmiyorsa da ayda 2 falla yetineyim mesela.
günde 2 fal yolladığım saçma zamanlara dönmeyeyim.

öyle işte günlük.
dün ayrıldık ama bugünü gün 1 saymak istiyorum.

ben çok mutsuzum.
kandırılmış hissediyorum.
unutmak istemiyorum.
her şey bir rüya olsun istiyorum.
dünkü kavgaya dönelim ve o kadar saçma saçma, boş boş konuşmayayım, o hatayı yapmayayım istiyorum.
ama bir yandan da iyi ki yaptım, ilk hatamda beni terk ettiğini gördüm, 1 haftaki önceki laflarının içi boş olduğunu gördüm diyorum.

zamanla unutacağım. az kaldı.
zaten 3 hafta sonra gidiyorum ingiltereye.

az kaldı. çok az kaldı.
3 hafta dişimi sıkayım.
orda aşk acısı çekmeye bile zamanım olmaz.
 
Hani meşhur bir ayrılık sonrası tespiti var ya
İlk gün adam mutlu, özgür hisseder, kadın yıkılır, ağlar
1 hafta sonra adam üzülmeye kadın toparlanmaya başlar
1 ay sonra adam özlemiştir, mutsuzdur ama kadın çoktan unutmuştur vs o geldi aklıma

Kadınlar zor ayrılır ama temelli ayrılır, erkekler geri döner ama kadın onu 1 kere unutmuşsa, 1 kere onsuzluğa alışmışsa artık geri dönmez.

Bi söz var, bir kadını yokluğunuza alıştırmamalısınız diye, çok doğru, çünkü yokluğunuza alışmış birine varlığınız ödül de olmaz artık.

Belki de tatilde rahat etmek için mi ayrıldı, sen ayrıl, sevgilinin sevmediği kızlarla gez toz, yurt dışlarında tatiller yap, kızlarla resimlerini profil fotosu bile yap, Allah bilir birlikte uyudular hatta ilişkiye bile girdi yeni tanıştığı kızlarla, sonra da gel ben barışmak istiyorum de burada ağlayan, seni seven, sana emek veren kıza, geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye :)
 
Merhaba antonie antonie
Öncelikle günlüğünü acı bir ayrılık içeriyor olmasına rağmen keyif ve heyecanla okudum..
Çok içten, olduğu gibi, konuşurmuşçasına takındığın yazı dili insanda farklı bir etki yaratıyor sanki senin dünyana girip canlı yayın izlermiş gibi :) Bundan ötürü mutlaka blog açmanı ya da bir kitap yazmanı şiddetle öneriyorum.
Ayrılık denen illet bütün bedeni sarıp iliklerine kadar sızlatsa da sen bu ifadeyle mücadeleni taçlandırmışsın adeta..
Takdir ve tebrik ediyorum..
Hayatının bu kadar içine dahil olunca haliyle insan merak ediyor, nedir son durumun, neler yapıyorsun, okul açıldı karşılaşmalar yaşandı, geri dönüş adımları oldu.. Bunları da aynı içtenlikle anlat bence bize, ve senin benzeri hikayeleri yaşayanlar için de örnek teşkil etsin, adımlar sağlam atılsın kimbilir farklı faydalar da sağlar.
Tatlı keyifli huzur dolu bir yaşamın olsun diliyorumm.
Sevgiler..
 
Merhaba antonie antonie
Öncelikle günlüğünü acı bir ayrılık içeriyor olmasına rağmen keyif ve heyecanla okudum..
Çok içten, olduğu gibi, konuşurmuşçasına takındığın yazı dili insanda farklı bir etki yaratıyor sanki senin dünyana girip canlı yayın izlermiş gibi :) Bundan ötürü mutlaka blog açmanı ya da bir kitap yazmanı şiddetle öneriyorum.
Ayrılık denen illet bütün bedeni sarıp iliklerine kadar sızlatsa da sen bu ifadeyle mücadeleni taçlandırmışsın adeta..
Takdir ve tebrik ediyorum..
Hayatının bu kadar içine dahil olunca haliyle insan merak ediyor, nedir son durumun, neler yapıyorsun, okul açıldı karşılaşmalar yaşandı, geri dönüş adımları oldu.. Bunları da aynı içtenlikle anlat bence bize, ve senin benzeri hikayeleri yaşayanlar için de örnek teşkil etsin, adımlar sağlam atılsın kimbilir farklı faydalar da sağlar.
Tatlı keyifli huzur dolu bir yaşamın olsun diliyorumm.
Sevgiler..
merhaba, güzel dilekleriniz için teşekkürler, sevgiler. bu kadar geç cevap yazdığım için kusuruma bakmayın.

ilk beni görüp geri dönmek isteyişi yaklaşık 1 ay önceydi. o zaman bayağı sert çıkıp reddetmiştim ama ondan sonra peşimi bırakmadı.

1 hafta falan peşimde koştu sanırım. ben hep “biz olmuyoruz işte, bırak peşimi” modunda takılırken o da sürekli peşimde, yanımda. ikna çabaları. “sen hayatında ben yokmuşum gibi yaşamaya devam et, bir şey yapma, bana bırak, biraz da ben uğraşayım”lar…

bu böyle böyle 1 hafta gitmişken, bir gün okul çıkışı ben arkadaşımla buluşacakken peşime takıldı. konuşmak istedi. aradaki boş vaktimde konuştuk. “bu son konuşmamızdı, telefondan da engelleyeceğim seni, bırak artık peşimi” dedim. ciddi ciddi. “tamam madem son günümüz, madem seni son görüşüm, azıcık daha yanında durayım. son kez” diyerek zorla benimle arkadaşımla buluşacağım yere kadar geldi. şansımıza arkadaşım 1 saat kadar geç kaldı, o sırada hala ikna çabaları. “antonie, seni kaybetmek istemiyorum”lar. benim cevap olarak verdiğim “e o zaman kaybetmeseydin? git artık yanımdan!”lar.

bunları derken blöf değil, gerçekten böyle düşünerek diyordum. sonra televizyonda görsem “ayyy bu ne kadar klişe ya üff değiştir kanalı!” diyeceğim bir şey oldu; hava sıcacıkken bir anda sağanak yağmur başladı, sırılsıklam olduk. koşturarak sığınacak bir yer aradık ve durduğumuz yerde ikimizin de sevdiği romantik bir şarkı çalmaya başladı. klişelere iyice devam ederek gözümün önüne düşmüş ıslak saçlarımı düzeltti ve güzel sözler söylemeye devam etti. sonrasını tahmin etmek zor değil;:KK60:

artık tekrardan birlikteyiz. nasıl gidicek, nereye kadar gidecek hiç bilmiyorum. tek bildiğim bir şey var, beni sevdiğine eminim. yaptığı hatalara dair, ayrılışına dair, bilmem nelerine dair bir sürü açıklama dinledim. belki bundan önce onu hiç affetmemem gereken hatalar yaptı ama şu an yeniden denediğimize pişman değilim, sırf sevgisine güvendiğim için.

yine ayrılırsak -ki bence yüksek bir ihtimal :)- gelir yazarım buraya zaten, ama kendisi her ne kadar meymenetsizin teki de olsa, çok sevdiğim için “bir kere daha deneme” kararımdan pişman değilim. şimdilik. yalnız ne olursa olsun bunun son deneme olmasını istiyorum. bir daha ayrılırsak son olmalı. zaten yeterince cılkını çıkardık.
 
yine ayrılırsak -ki bence yüksek bir ihtimal :)- gelir yazarım buraya zaten, ama kendisi her ne kadar meymenetsizin teki de olsa, çok sevdiğim için “bir kere daha deneme” kararımdan pişman değilim. şimdilik. yalnız ne olursa olsun bunun son deneme olmasını istiyorum. bir daha ayrılırsak son olmalı. zaten yeterince cılkını çıkardık.

Merhaba kürkçü dükkanı, ben geldim!

2,5 aydan fazla dayandık, ama 3'e giremedik, bitti yine.
Son yorumumda böyle yazmışım, ayrılırsak gelirim demişim, geldim de zaten. Ama "yine ayrılmamız yüksek bir ihtimal" lafına takıldım, son zamanlarda hiç öyle düşünmüyordum çünkü.

İlk 1 ayım "zaten ayrılacağız, obaa" ile, fazla bel bağlamadan geçse de, artık ikimiz de ayrılmayacağımıza emin bir şekilde ilerliyorduk. Hatta bunun dalgasını o kadar geçtik ki. "Bizim ayrılık zamanımız geldi yav" şeklinde birbirimize takılıyorduk.

Sonra bir anda gelişen olaylar silsilesi ve klasik kapanış.

Ama bu seferki ayrılığın öncekilerden çok farkı var: ben bariz hata yaptım.
Bu sefer "beni hiç sevmemiş, terk edildim:(" diye ağlayamayacağım, hatayı ben yaptım.

Kendimi affettiremedim. Çok öfkeli, çok kırgın, çok soğumuş.
10 gün kadar görüşmedik, doğru düzgün konuşmadık ama öfkesi dinmedi, özleyip yumuşamadı.

Tek bildiğim bir şey var aynı hatayı o yapsa ben onu affederdim.
O affetmedi. Ona tek bir konuda kırgınım, beni affetmeyi denemedi bile. Hemencecik bitirdi.
Kendi içinde denemiştir belki ama affettirmem için bana izin vermedi, denemedi.

Çok güzel bir 2,5 ay geçirdim. Kavga ettiğimiz de oldu, ağladığım kırıldığım kırdığım, bu ilişki düzelmeyecek keşke barışmasaydım diyerek olayları büyüttüğüm de.
Ama her şey çok güzeldi. Verdiği sözleri tuttu. Gerçekten düzeldi. Kırgınlıklarım kavgalarım hep kısacık sürdü, geçmişin aksine sorunlar anında çözüldü.
Sevdiğimi sevildiğimi ben hissettim. Umarım o da hissetmiştir.

Hatayı yapan taraf olmak da ayrı üzüyor yahu.
Pişmanlık var içimde.

Bir de bugün "Keşke tekrar başlamasaydık…" diye içimden geçirdim.
Çünkü başlamasaydık artık ayrılalı 6 ay olmuş olacaktı.
Belki unutmuş olurdum, ama şimdi onu 1. milyonuncu defa unutmaya çalışacağım.

Güzel giden ilişkinin içine ettiğimden beri ona hep şunu söyledim;
"Çok kızgınsın ve kırgınsın, benden çok soğudun. Bu yüzden ayrılmak istiyorsun ama geçecek, 1 ay sonra yine benle barışmak isteyeceksin. Sen de biliyorsun bu ilişki bir ayrılığı daha kaldırmaz, şimdi ayrılıp 1 hafta sonra barışsak bile eskisi gibi olamaz artık. Yeter ki ayrılma, ayrılmadığımızı bilelim, bir 10 gün daha konuşmaz sakinleşmeni bekleriz"

Keşke böyle olsaydı. Ama olmadı.
Hak ettim mi? Sanırım evet…
 
bir de 1-1,5 sene önce ilk ayrılığımızda onsuz hiçbir şey yapmayı beceremeyecekmişim gibi hissetmiştim.

üstünden kaç zaman geçti, kaç ayrılık atlattık, aylarca onsuz yaşadım ama yine aynı şeyi bugün de hissettim. çok şaşırdım.

ilk hissettiğimde bile şaşırmıştım. çünkü hiçbir zaman birbirimize bağımlı olmadık.

ama bu ilişkide biri diğerinin işlerini hallediyorsa o bendim esasen.
ilişkinin düzenli insanı, her şeyden bilgi toplayını, buluşmaları görüşmeleri ayarlayanı, ders çalışmayı planlayanı, “şurdan şu kitabı alıp şu konu ile başlıyoruz, şuraya ders videoları yüklenmiş önce onları izleyip sonra şunu okuyoruz”cusu bendim.
keza sınavlarda hep ondan yüksek alan ben, her seferinde “sınıfta mı kalacam?” korkusu yaşayan o.

onun hayatımda olmasının bana manen bir “destek”ten başka akademik olarak neredeyse hiçbir katkısı yok.

bunlara rağmen her ayrılıkta bir sonraki sınavı onsuz geçemeyecekmişim, bir derse onsuz çalışamayacakmışım, hayatımı düzene sokamayacakmışım gibi hissediyorum.

çok garip değil mi?
 
bir de 1-1,5 sene önce ilk ayrılığımızda onsuz hiçbir şey yapmayı beceremeyecekmişim gibi hissetmiştim.

üstünden kaç zaman geçti, kaç ayrılık atlattık, aylarca onsuz yaşadım ama yine aynı şeyi bugün de hissettim. çok şaşırdım.

ilk hissettiğimde bile şaşırmıştım. çünkü hiçbir zaman birbirimize bağımlı olmadık.

ama bu ilişkide biri diğerinin işlerini hallediyorsa o bendim esasen.
ilişkinin düzenli insanı, her şeyden bilgi toplayını, buluşmaları görüşmeleri ayarlayanı, ders çalışmayı planlayanı, “şurdan şu kitabı alıp şu konu ile başlıyoruz, şuraya ders videoları yüklenmiş önce onları izleyip sonra şunu okuyoruz”cusu bendim.
keza sınavlarda hep ondan yüksek alan ben, her seferinde “sınıfta mı kalacam?” korkusu yaşayan o.

onun hayatımda olmasının bana manen bir “destek”ten başka akademik olarak neredeyse hiçbir katkısı yok.

bunlara rağmen her ayrılıkta bir sonraki sınavı onsuz geçemeyecekmişim, bir derse onsuz çalışamayacakmışım, hayatımı düzene sokamayacakmışım gibi hissediyorum.

çok garip değil mi?

Selam antonie, senin kürkçü dükkanına ben de kısa bir süre önce dönüş yapmış bulunmaktayım, sinirler epey bozuk :110:
 
ben hep çabuk sinirlenip çok sinirlenen, ağzına geleni sayan, sonra siniri pat diye sönen bir insanım.

eski demeye dilim varmıyor ama eski sevgilimse siniri çook yavaş geçen, bir karar almadan önce düşünen ve aldığı karardan asla dönmeyen bir tip…

o yüzden ayrılan ben olsaydım çoktan barışmıştım.
ama o bunu yapmaz. biliyorum. 2 yıldan fazladır tanıyorum, kaç kere ayrıldı, ayrılışlarını bile biliyorum.

ama kabul edemiyorum. şaka gibi geliyor. kabus gibi.
o yüzden kararından dönecekmiş gibi bekliyorum.
her an arayacakmış, mesaj atacakmış gibi bekliyorum.

bu olmayacak. biliyorum.
hayatımızda hiç benden ayrılıp 2-3 gün sonra döndüğü olmadı.
ben olsam yapardım.

bitsin gitsin istemiyorum. gerçekten istemiyorum. hele her şey böyle güzelken benim koskocaman bir hatam yüzünden böyle olmasını hiç istemiyorum, ellerimle mahvettim.

ama ayrıldıysa olmaz bu iş. bir daha olmaz. olmuyor. kaldıramayız 1 aylık ayrılığı.

bugün yarın dönse ya kararından.
 
Selam antonie, senin kürkçü dükkanına ben de kısa bir süre önce dönüş yapmış bulunmaktayım, sinirler epey bozuk :110:
kuzu :) tesadüfe bak. bir ayrılıp bir barıştık sonra yine bir ayrıldık resmen.
senin nen var?
 
kuzu :) tesadüfe bak. bir ayrılıp bir barıştık sonra yine bir ayrıldık resmen.
senin nen var?
Ah bizimkiler kendi aralarında sözleşip mi yapıyor bu durumu, bilemedim :)
Yazın olan ayrılığın ardından barıştık, birlikte çok güzel 4 ay geçirdik. Her şey eskisinden de güzel giderken, yanlış yerden damarına bastım ve bitti. (17 kasım) Sonrasında iletisime gecti benimle, bu hafta Istanbul a geldi, "cözmek icin caba sarfedelim ama adını koymayalım, icimizdeki kırgınlıkları temizleyerek ilerleyelim" dedik. Fakat gel gör ki 5 gün boyunca güzelce ilerleyen cözüm süreci dün patlak verdi sanırım. Dün mesaj yok, arama yok. Okul ile ilgili bir toplantı icin farklı bir sehire gitti gece. Sabah yine mesaj yok. Aradıgında umursamaz tuhaf bir "kosturuyorum, vaktim yok" tavrı.
Oysa ki insan seviyorsa, ufacık bir "aksatıyorum ama cok yogunum, telafi edicez merak etme" mesajı atacak vakti bulur degil mi? Simdi derin bir sessizlik icindeyiz, sonumuzu göremiyorum. Kendime oturup ondan bir adım beklemeyi hic yakıstıramıyorum, ama bir yanım da deli gibi adım bekliyor..
Sende durumlar nedir :bicak:
 
Ah bizimkiler kendi aralarında sözleşip mi yapıyor bu durumu, bilemedim :)
Yazın olan ayrılığın ardından barıştık, birlikte çok güzel 4 ay geçirdik. Her şey eskisinden de güzel giderken, yanlış yerden damarına bastım ve bitti. (17 kasım) Sonrasında iletisime gecti benimle, bu hafta Istanbul a geldi, "cözmek icin caba sarfedelim ama adını koymayalım, icimizdeki kırgınlıkları temizleyerek ilerleyelim" dedik. Fakat gel gör ki 5 gün boyunca güzelce ilerleyen cözüm süreci dün patlak verdi sanırım. Dün mesaj yok, arama yok. Okul ile ilgili bir toplantı icin farklı bir sehire gitti gece. Sabah yine mesaj yok. Aradıgında umursamaz tuhaf bir "kosturuyorum, vaktim yok" tavrı.
Oysa ki insan seviyorsa, ufacık bir "aksatıyorum ama cok yogunum, telafi edicez merak etme" mesajı atacak vakti bulur degil mi? Simdi derin bir sessizlik icindeyiz, sonumuzu göremiyorum. Kendime oturup ondan bir adım beklemeyi hic yakıstıramıyorum, ama bir yanım da deli gibi adım bekliyor..
Sende durumlar nedir :bicak:
senin çok üzüleceğin bir durum olduğunu düşünmüyorum kuzu açıkçası, çözelim vs diye başlamışsınız zaten. dün tek bir gün konuşmamış olmanız da sorun değil hatta gayet olağan görüyorum ben. kafana takma hiç. 17 kasımda ayrıldıktan sonra ne zaman seninle iletişime geçti?

bende durumlar yazdığım gibi. 10 gündür aramız bozuk aslında, ama benim hata yaptığım mevzu da 1 haftalık ortada. 1 haftadır bir git gelli sürecin ardından dün kesin son noktayı ayrılarak koydu
 
senin çok üzüleceğin bir durum olduğunu düşünmüyorum kuzu açıkçası, çözelim vs diye başlamışsınız zaten. dün tek bir gün konuşmamış olmanız da sorun değil hatta gayet olağan görüyorum ben. kafana takma hiç. 17 kasımda ayrıldıktan sonra ne zaman seninle iletişime geçti?

bende durumlar yazdığım gibi. 10 gündür aramız bozuk aslında, ama benim hata yaptığım mevzu da 1 haftalık ortada. 1 haftadır bir git gelli sürecin ardından dün kesin son noktayı ayrılarak koydu
Inanılmaz bir dengesizlik yapıyor, telefondaki ses tonunu falan duysan kesinkes bitti dersin, öyle bir durum bu.
Ayrıldıktan sonra 1 hafta içinde iletişime geçmişti, geçmez olaydı diyorum şu an.

Ayrılırken soğuduğunu dile getirerek mi bitirdi?

Hata sendeyse, affetmesi icin yeterince çabaladın mı peki? Belki son bir umut vardır.
 
Inanılmaz bir dengesizlik yapıyor, telefondaki ses tonunu falan duysan kesinkes bitti dersin, öyle bir durum bu.
Ayrıldıktan sonra 1 hafta içinde iletişime geçmişti, geçmez olaydı diyorum şu an.

Ayrılırken soğuduğunu dile getirerek mi bitirdi?

Hata sendeyse, affetmesi icin yeterince çabaladın mı peki? Belki son bir umut vardır.
1 hafta içinde iletişime geçtiyse siz 3 haftadır mı çözüm sürecindesiniz yani? uzunmuş biraz. ben yeni oldu sanmıştım:110:

hata bende. soğuduğunu direkt cümle olarak söylemedi ama çok barizdi. elimden geleni yaptım, daha fazla ne yapabilirim bilmiyorum.

ilk başta olayın ciddiyetinde değilim, yüz yüze konuşmaya karar vermiştik ama bir anda planı iptal edip bana birkaç gün konuşmayalım dedi. ben de tamam dedim. o süre boyunca hiç özür bile dilemedim, görüştüğümüzde dilerim zaten diye.

3-4 gün ondan tek bir ses bile çıkmayınca ben aradım, neler oluyor diye. günlerdir ayrılmayı düşündüğünü vs anlattı. hatta “ayrıldım, bitti” dedi. ben o zaman tutuştum. telefonda dilimden döndüğünce kendimi anlatıp özürler diledim, hissettiğim şeyleri anlattım, bir daha olmayacağıyla ilgili şeyleri söyleyip ikna olabilmesi için geçmişten örnekler verdim, işte burda yazdığım şeyleri söyledim; ayrılma yeter toparlayamayız yoksa, bir 10 gün hiç konuşmasak da olur. vs vs. bir ton laf yani. ikna oldu, peki dedi.

ertesi gün yüz yüze geldik ama suratıma bakmadı, konuşmaya vaktimiz olmadı onun yüzünden. sinirli zaten diye takılmadım.

ertesi gün yani dün yine görüştük. yine yüzüme bakmıyor falan. sorunu konuşmaya fırsat vermedi. önce bi “hala ayrılmak istiyorum ama ayrılmayacağım, denedik yapamıyoruz çünkü” dedi. en son dedi ki “sen benim hiçbir şeyime karışamazsın, önceden aldığımız hiçbir ilişki kuralına kararına uymam. istediğimi yaparım. ben seninle barışmadım ki, şu an ayrıyız gayet, sadece ilerde barışırsak diye konuşuyorum”. böylece bitirdi.

bugün yine aradım. açmadı. mesaj attım, dönmedi falan. “yapacağın hiçbir şey yok. bitti” yazdı sadece.

ben ne yapabilirim bilmiyorum
 
Back