unutma günlüğüm

moralim ne zaman bozulsa detaylı detaylı anlattım ya burda… gerekli gereksiz her şeyi belirterek…
çok kırgın olduğumdan mıdır nedir, bu sefer bunu yapmak istemiyorum.
biriyle baş başa oturalım, beni saatlerce dinlesin istiyorum.
dün akşam 5ten beri aralıklı olarak ağlıyorum.
şu anda da ağlamak istiyorum, sanki yüreğimin nemini salsam rahatlayacağım, ama salamıyorum…
 
moralim ne zaman bozulsa detaylı detaylı anlattım ya burda… gerekli gereksiz her şeyi belirterek…
çok kırgın olduğumdan mıdır nedir, bu sefer bunu yapmak istemiyorum.
biriyle baş başa oturalım, beni saatlerce dinlesin istiyorum.
dün akşam 5ten beri aralıklı olarak ağlıyorum.
şu anda da ağlamak istiyorum, sanki yüreğimin nemini salsam rahatlayacağım, ama salamıyorum…
Yakınlarında olsam dertleşirdik :(
 
gece kesin ağlarım dedim ama ağlamadım.
sanırım son hikayelerinde o gözükmediği için "o kalmamıştır yaa" diye düşünerek kendimi kandırdığım için.
ya da gece arkadaşlarımla yazışıp düşünmeme engel olduğum için de olabilir.
ya da akşam fal baktırıp "birkaç güne iletişim var" cümlesini duyup kendimi avuttuğum için de olabilir :) fala bedavaya baktırdım. buraya not düşeyim.

resmen ölücülük yapıyorum. 60 kuruşa toplam 3 fal baktırdım. ve daha hesabımda 20 tllik kredi duruyor.
bide bana baktırsan neolurrr
 
naber günlük?
biz artık şöyle bir durumdayız, onun arkadaşları da benim arkadaşlarım da gelip “ikiniz de birbirinizi çok seviyorsunuz, birbiriniz olmadan yapamıyorsunuz işte, çocuk gibi kavgaları ayrılıkları kesin” diyor.
benim arkadaşlarım eskiden “senin kadar sevmemiş galiba” derken şimdi onlar da bu kanıdalar. birbirimizin sevgisinden şüphemiz yok yani güya. zaten her zamanki gibi bir ton konuşma yapıp bizim sorunumuzun sadece aramızdaki iletişim olduğu, birbirimize iyi davranmamız gerektiğiyle ilgili anlaşmalar yaptık.

peki günlük tahmin et. bu anlaşmalar kaç gün geçerliliğini korudu? 10 gün :)

1 hafta önce, aramızda bir problem yokken, buluşmadan önce telefonda bir şeyine sinir olup trip olarak “naparsan yap!” dedim diye buluşmayı iptal etti.

alttan almaya çalışarak arayıp saçmalama nerdesin diyince “sanane, buluşmak istemiyorum” dedi.

ben kafayı yedim. günlük gerçekten evde girdiğim hali görmen lazım. bir insan en fazla bu kadar kafayı yer. telefonu kapattıktan sonra gidip etrafı falan dağıtmak istedim ya. hiçbir şey yokken buluşma iptal etmek ne demek! canı sıkıldı diye küsüyor bana. her zamanki gibi.

aradım açmadı falan. ben de mesaj attım. başta o sinirle sinir sinir kızan mesajlar attım. sen ne yaptığını zannediyorsun vs vs.

yarım saat sonra sakinleşince “canım, bu lafı dedim diye küsülmez. sorun bu olamaz. ya sen hayatındaki başka şeylerden dolayı gerginsin ya da benimle alakalı önceden içinde biriktirdiğin şeyler var. hangisi? söyle de onu çözelim” yazdım.

hiç yapıcı davranmadı. ben de “yeter artık, hayatımı mahvediyosun farkında değil misin? bugünüm mahvoldu, kim bilir kaç günüm daha gidecek. naparsan yap dedim diye küsüp 10 gün konuşmayacak tek insan sensin şu dünyada. anlamsız triplerinle hayatımı tüketiyosun artık fark et. ama nasıl istiyosan öyle olsun, canın sıkıldı diye benimle konuşmak istemiyorsan sen bilirsin. konuşma” dedim ve o gün öyle bitti.

biz tam 5 gün hiç konuşmadık. hiç. şaka gibi. ortada hiçbir sebep yok, varsa da ben bilmiyorum çünkü söylemiyor. ki normalde ikimiz de kavga uzatan insanlar değiliz, kavganın ertesi günü mutlaka birimiz arar. hele ben uzatmayı hiç sevmem. ilişkide hep ayrı kalamayan taraf ben oldum. mutlaka bi şey yazar ederim, öyle habersiz kalmayız. ama bu sefer bilerek aramadım, kendimi tuttum. çünkü ortada karşılıklı bir şey yok. bir kavga, bir sebep yok. kendisi canı istedi diye küstü. o yüzden adım atmadım, bekledim.

5 günün sonunda bir sebepten dolayı görüşmemiz gerekti akşam. görüştük, ve yüzüme bakmadı. toplam 3 cümle ettik ve gitti. ben barışacağımızı düşünüyordum ama hiç de öyle olmadı. resmen beni görmezden gelip anında gitti.

artık bu kadarına da dayanamadım, iyice moralim bozuldu. dün gece ona bir ton şey yazdım. ama var ya günlük okuman lazım. o kadar duygusal şeyler ki. haklı olan bendim, sebepsizce küsülmez derdi olan söyler, kimse sevgilisini 5 gün boyunca aramadan durmamalı ve hatta duramaz, ama yok madem bu çocuk saçmalıyor ben adım atayım dedim. ona neler neler dedim… birbirimizi seviyoruz ama kavga etmekten sevgiyi fark etmeye vaktimiz olmuyor, böyle incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden küserek sadece hayatlarımızı mahvediyoruz, 10 gün sonra memlekete gideceksin seni 3 hafta göremeyecem şu an öpüp koklamak için sınırlı zamanım var ama sanki yanı başımda değilmişsin gibi davranıyoruz vakit geçiyor, hadi onu bırak geçen gün ömrümüzden geçiyor farkında değil misin, böyle nereye kadar gidecek vs vs… konuşmadan ne çözebilirsin ne yapmaya çalışıyorsun, derdin neyse söyle bana dedim. bunlar gibi bir sürü güzel, duygusal laflar ettim.

cevap yazmadı.

bir de ben bunları 2ye bölüp yazdım. tek mesajım değil, 2 mesajım cevaplanmamış oldu yani.

üstünden artık bi 5 saat geçince dedim ki “3 yaşında çocukmuş gibi davranıyorsun. bu zamana kadar sen ne kadar hatalı olsan da ben senin tek mesajınla, tek aramanla, tek cümlenle seni affettim ya; ona güveniyosun dimi. güven bakalım. 1 ay daha böyle devam et. sonra canın sıkılırsa beni arayıp sorarsın, ben de atlarım boynuna tabii”

buna da cevap yok :) şaşırmadım ki.

bir daha da yazmayacağım.

ama günlük inanır mısın o kadar yoruldum ki. bugün bana küsüşünün 6. günü.

ve günlük, ben hayatımı böyle geçirmek istemiyorum. gerçekten istemiyorum. huzur istiyorum ama sürekli aramızda bi kavga dövüş var, sürekli. ve baksana artık iş nerelere geldi. hiçbir sebep olmadan bana küstü ve 1 haftadır beni arayıp sormuyor.

aramızda büyük bir kavga bile olmuş olsa 1 hafta habersiz kalmak çok fazla. 1-2 gün sakinleşilir, sonra oturulur konuşulur. şimdi ortada hiçbir sebep yok, yemin ediyorum yok, triple naparsan yap dedim diye 1 haftadır benimle konuşmuyor.

nasıl dayanıyor ya?
arkadaşı onun beni çok sevdiğini ve aramız kötüyken kafasının benimle meşgul olduğunu ama belli etmediğini, duygularını gizlediğini iddia ediyor.

dün bu kavgamızı bi arkadaşıma anlattım ben de, hem de sevgilimi sevmeyen bir arkadaşım. “nasıl böyle yapabiliyor, nasıl özlemiyor üzülmüyor, nasıl aklına gelmem, sebep de yok!” dedim. o da dedi ki “seni özlemediğini ve düşünmediğini düşünmüyorum. sadece saçma bi inat ve gurur yapıyor. niye anlamadım”

bense artık onlar gibi de düşünmüyorum.
gerçekten şu 1 haftadır beni düşündüğüne, özlediğine, merak ettiğine ihtimal dahi vermiyorum.
ortada bi ayrılık olsa ya da karşılıklı küslük olsa evet o da özlüyordur derim.

ama yok. karşılıklı hiçbir şey yok. resmen canı sıkıldığı, öyle uygun gördüğü için 1 haftadır sevgilisiyle konuşmuyor. nasıl ya? ben artık sevgilim var mı yok mu şüpheliyim.

vatsapı sildim. onu gördükçe sinirim bozuluyordu, yazasım geliyordu. okulla ilgili bazı şeyler için gerekli olduğu için pazartesi indirmek zorundayım. ama en azından vatsapsız 5 gün geçirip kafamı dinlerim biraz.

böyle ömür geçer mi? geçmez.
ben çok tükendim. yoruldum. bittim.
düşündüğüm tek şey ayrılmak.

daha önce de yazmıştım, benim kötü bir huyum var, ayrılığı çok sık ağza alıyorum, sinirle ayrılmak gibi bi çocukluk yapıyorum diye.

bu hatayı tekrar yapmamak için bunu hiç dillendirmiyorum. artık gerçekten “ne olursa olsun bitti” seviyesine gelinceye kadar bunu ağzıma almak istemiyorum.

ama işte o seviyeye ne zaman geleceğim ki ben?
çok aşığım.
ama ömrümü ortada hiçbir sebep olmaksızın haftalarca sevgilimden,
eşimden küs bi şekilde geçirmek istemiyorum. sevgili ulan sevgili. konuşmadığımız 2. gün ben onun sesini özledim, aramak istedim.

sebep olsa gam yemeyeceğim.
yok!
sebepsiz gitti. görüşmüyor. konuşmuyor. sebepsiz.
kafayı yiyeceğim.

o bana 3-5 gün, ya da ne bileyim 1-2 ay, ne kadar sürecekse işte o zaman dönüş yaptığında “beni bunca zamandır arayıp sormayan, merak etmeyen insanla benim işim yok” diyebilmeyi o kadar çok isterdim ki günlük.

belki bir mucize olur. diyebilirim.
ne dersin?
 
Ah Antonie,
Tam da bugün sen aklımdan geçtin. 'Acaba ne yaptı, onda da benimki gibi gelişmeler var mı' diye düşünüp yazmak için girdim ki bu bildirimi gördüm.

Seninle şu konu hakkında uzun uzun bir iletişim kurmak istiyorum. Daha doğrusu erkek arkadaşınla varolan iletişim problemin, hislerin, yaklaşımını uzun uzun dinleyip hatanı ve doğrunu dilimin döndüğünce sana anlatmak istiyorum. Aynı zamanda senin de bana benim ilişkimdeki hatalarımı, doğrularımı üçüncü bir göz olarak söylemeni istiyorum. -Yakın arkadaşlarım hep benim tarafımda olduğu ve beni sevdikleri için, yeterince objektif bakamıyorlarmış gibime geliyor-

Birbirimize bu objektiflikle hataları ve doğruları söylesek, düzelir mi acaba?
 
Ah Antonie,
Tam da bugün sen aklımdan geçtin. 'Acaba ne yaptı, onda da benimki gibi gelişmeler var mı' diye düşünüp yazmak için girdim ki bu bildirimi gördüm.

Seninle şu konu hakkında uzun uzun bir iletişim kurmak istiyorum. Daha doğrusu erkek arkadaşınla varolan iletişim problemin, hislerin, yaklaşımını uzun uzun dinleyip hatanı ve doğrunu dilimin döndüğünce sana anlatmak istiyorum. Aynı zamanda senin de bana benim ilişkimdeki hatalarımı, doğrularımı üçüncü bir göz olarak söylemeni istiyorum. -Yakın arkadaşlarım hep benim tarafımda olduğu ve beni sevdikleri için, yeterince objektif bakamıyorlarmış gibime geliyor-

Birbirimize bu objektiflikle hataları ve doğruları söylesek, düzelir mi acaba?
Yapalım :) Ben dert anlatmayı da, dinlemeyi de çok severim.
Aynı sıkıntı bende de var. Benim erkek arkadaşımla problemlerimi anlattığım ya 1 ya 2 arkadaşım vardır; onlar da hep benim tarafımdalar.
Erkek arkadaşımın bi arkadaşıyla laflarız arada, o da güya objektif olmaya çalıştığını söyler ama hep benimkinin tarafını tutar :) Hem de ne tutmak. Öyle çifte standartlı konuşur ki duysan gülersin.

Ben şu önümüzdeki 3 gün müsait değilim. Cumartesi sana yazayım desem? Uyar mı? :)

Senden ne haber bu arada? İyi misiniz, barıştınız mı sonunda? İyisindir umarım :)
 
Yapalım :) Ben dert anlatmayı da, dinlemeyi de çok severim.
Aynı sıkıntı bende de var. Benim erkek arkadaşımla problemlerimi anlattığım ya 1 ya 2 arkadaşım vardır; onlar da hep benim tarafımdalar.
Erkek arkadaşımın bi arkadaşıyla laflarız arada, o da güya objektif olmaya çalıştığını söyler ama hep benimkinin tarafını tutar :) Hem de ne tutmak. Öyle çifte standartlı konuşur ki duysan gülersin.

Ben şu önümüzdeki 3 gün müsait değilim. Cumartesi sana yazayım desem? Uyar mı? :)

Senden ne haber bu arada? İyi misiniz, barıştınız mı sonunda? İyisindir umarım :)

Anlaştık, Cumartesi gününü dert tasa günü ilan ediyoruz o halde :)

Barışmasına barıştık. Ama içimi kemiren öyle çok şey var ki, işin içinden bir türlü çıkamıyorum. İşin içinden çıkamazsam; bu böyle devam etmez, ben bitirir yoluma bakarım.

Karşımda, aramızdaki kuralları tamamen yıkan ve bunları 'çok saçmaymış, artık şuna şuna karışma' diyerek bana anlatan bir insan var. Bu onda hiç alışık olmadığım bir şey. Ayrılık rahat geldi zaar. Ben de o kuralların bir kısmından ödün verebiliyorum, o tamamından ödün vermediğim takdirde de 'ooof beni sıkıyorsun' kafasına giriyor. Sanırım çıldırmama ramak falan kaldı :)
 
bu sefer güzel bir güncellemeyle geldim günlükçüğüm.
vatsabı silmiştim ya kafa dinlemek için, gece bana mesaj atmış.
o mesaj tüm gün iletilmeyince endişelenip beni akşam aramış.
benim de şarjım bitmişti, telefon kapalıydı. öyle de ulaşamayınca çıldırmış.
kardeşimden ulaştı bana. ki ben onda numarası olduğunu bile bilmiyordum
1 sene önce mesaj atmıştım ordan. onu bulmuş

o o kadar gerildiği, korktuğu için “hayır konuşmayalım sen isteyince mi konuşcaz hıh” diye trip yapamadım. sakinleşmesi için normal konuştuk

bu küslük meselesine hiç girmedik. sonra konuşuruz dedik.
“gerginliğin geçsin, yapacam tribini” dedim

öyle.
ortalığı velveye vermesi hoşuma gitti:oops:
“hiç umrunda değilim!!!!” modundan çıktım böylelikle.
 
Anlaştık, Cumartesi gününü dert tasa günü ilan ediyoruz o halde :)

Barışmasına barıştık. Ama içimi kemiren öyle çok şey var ki, işin içinden bir türlü çıkamıyorum. İşin içinden çıkamazsam; bu böyle devam etmez, ben bitirir yoluma bakarım.

Karşımda, aramızdaki kuralları tamamen yıkan ve bunları 'çok saçmaymış, artık şuna şuna karışma' diyerek bana anlatan bir insan var. Bu onda hiç alışık olmadığım bir şey. Ayrılık rahat geldi zaar. Ben de o kuralların bir kısmından ödün verebiliyorum, o tamamından ödün vermediğim takdirde de 'ooof beni sıkıyorsun' kafasına giriyor. Sanırım çıldırmama ramak falan kaldı :)
çok benzerini yaşadım. upuzun bir ayrılık sonrası karşıma bambaşka bir insan olarak geldi.

tabi bizim o zamanlar ilişkide aldığımız kurallar vs yoktu, o yüzden ilişkide yeni istediği şeyler “anlaşmalarımıza ters” falan değildi. ama benim kabul etmekte zorlanacağımı bildiği yepyeni şeylerdi.

hem benle barışmak hem de o ayrıykenki hayatını devam ettirmek istiyordu. ne yardan ne serden meselesi yani.

inan çok kavga ettik. o kadar ters gidiyordu ki bana. 2,5 yıldır ayrıl-barış da olsa sevgilim ve bu 2,5 sene içerisindeki en uyumsuz, en çözümcülükten uzak halleri o zamanlardır, öyle diyeyim.

sonra noldu?
bütün bu inadını bıraktı, o konularda süt dökmüş kediye döndü :) kendi de dalga geçiyor bu durumla.
şu an o yaptıklarını ben yap desem de yapmaz.

sen sınırını çiz.
sert dur. taviz verme. verdikçe kötü oluyor hep.
bırakır bence. triplere girmiştir sadece :)
 
Sevgili günlük.
Bu buraya yazdığım kaçıncı ayrılışımız, bilmiyorum. Üçüncü sanırım. 7 ayda 3 :)

Bu sefer büyük bir rezalet yaşadık. Bu kadar çirkinleştiğimizi ben hiç hatırlamıyorum.
Bu rezaletin ardından da ayrıldık tabii. Şaşırmadım. Böyle bekliyordum ben de.

Ama ayrılışımız rezilce olmadı.
İki insan bir rezaletin üstüne ne kadar medenice ayrılabilirse öyle ayrıldık.

Bunun son olmasını canıgönülden istiyorum çünkü birbirimize zarar veriyorduk, birbirimizi tüketiyorduk.

Onsuz olma düşüncesi, birbirimizi unutma fikri, benden başkasına aşık olacağı fikri yüreğimi yakıp kavuruyor.
Ama birlikteyken de hiç mutlu değiliz.
Ve elbet bir gün bu düşünceler beni yakmayı bırakacak, hayatıma onsuz çok mutlu bir şekilde devam edeceğim.

Umarım o da bensiz mutlu olur.
Hemen olmasın ama tabi :) Biraz üzülse iyi olur.

Bu konuyu kapattırmak istedim ama BDV dışında çok ciddi bir şey olmadığı sürece konuları kapatmıyorlarmış.
Ben de ara ara yazarım belki yine.

Geceden beri çok duygusalım.
Onu çok seviyorum.
Onun da beni çok sevdiğini biliyorum. Bütün o yanlışlarına rağmen.
 
sevgili günlük,
dün akşam vatsapta onun “yazıyor…” olduğunu gördüm. elim ayağıma dolandı. heyecanlandım.

sonra şans bu ya, şarjım bitti. hemen şarja taktım. açılmasını beklerken kafamdan bir sürü şey geçti.

telefonum sonunda açıldı ve gelen mesaj şu: “sınavımı bulamıyorum, sende mi, ben kaç almıştım hatırlıyor musun?”:olamaz:

sevgili eski erkek arkadaşım
evet dostça ayrılalım dedik. ama dost kalmazsak iyi olur.
zira bir daha senden böyle gereksiz bir mesaj alırsam sakince soruna cevap vermem, “sen ne yapmaya çalışıyorsun?” diye başlarım, bilesin.

bu sabah uyanır uyanmaz telefonumu elimden aldım. arkadaşımdan mesaj gelmiş, okudum okudum ama hiçbir şey anlamadım.
sonra “haaa biz ayrılmıştık, onla ilgili konuşuyor bu” oldum.
alışması zaman alacak.

e ama o kadar da olsun bari :)
 
allah kahretsin ya. çıkmıyor aklımdan çıkmıyor, çık-mı-yor.
bir insan en fazla ne kadar düşünülebilir ki? kafamı nasıl dağıtacağım ya?
birileriyle görüşmem buluşmam kitap okumam hiçbir işe yaramıyor
sürekli onu unutma çabalarına girmekten bana artık gına geldi
ama nolursun çık artık aklımdan! kafayı yiyeceğim!
 
Bu iliski sağlıklı değildi antonie, kendine daha yakışan birini bulmalisin. Ve fazla takıntılı buluyorum seni, profesyonel destek alman da fayda var.
 
Bu iliski sağlıklı değildi antonie, kendine daha yakışan birini bulmalisin. Ve fazla takıntılı buluyorum seni, profesyonel destek alman da fayda var.
evet sağlıklı bi ilişki olmadığını biliyorum, bittiği için mutluyum :)
psikoloğa ne zamandır gitmek istiyorum ama geçiştirdim kaldı hep. almadım randevu. ama aklımda.
ama artık fazla takıntılı olduğumu düşünmüyorum ya. sevgilisinden 10 gün önce ayrılan herkes zaten ortalama benim kadar üzülüp düşünüyordur bence. öyle değil mi? :) günlük hayatım gezmem tozmam sohbetlerim kahkahalarım gelecek planlarım hiç etkilenmedi
ittire kaktıra devam etmemiz yanlıştı bayağı ama ayrıldıktan sonra patolojik bi durumda değilim, öyle düşünüyorum
o da değildi
 
Tüm günlüğünü okudum antonie sana bir sıcaklık hissettim ki sanki 20 yıllık arkadaşımmışsın gibi :) yazdıkların, düşüncelerin, davranış ve tepkilerin benim yaşadıklarıma çok benziyor diye belki de bu kadar yakın hissettim kendime.. Ben de eski sevgilimi, yaşadıklarımı ve şu an ki halimi anlatsam en az bir 20 sayfa tutar. Sana sadece şunu söylemek istiyorum çok duydun biliyorum pek de inanmıyorsun buna ama geçecek emin ol geçecek ben unuttuysam herkes unutur o kadar netim bu konuda..
 
Back