naber günlük?
biz artık şöyle bir durumdayız, onun arkadaşları da benim arkadaşlarım da gelip “ikiniz de birbirinizi çok seviyorsunuz, birbiriniz olmadan yapamıyorsunuz işte, çocuk gibi kavgaları ayrılıkları kesin” diyor.
benim arkadaşlarım eskiden “senin kadar sevmemiş galiba” derken şimdi onlar da bu kanıdalar. birbirimizin sevgisinden şüphemiz yok yani güya. zaten her zamanki gibi bir ton konuşma yapıp bizim sorunumuzun sadece aramızdaki iletişim olduğu, birbirimize iyi davranmamız gerektiğiyle ilgili anlaşmalar yaptık.
peki günlük tahmin et. bu anlaşmalar kaç gün geçerliliğini korudu? 10 gün :)
1 hafta önce, aramızda bir problem yokken, buluşmadan önce telefonda bir şeyine sinir olup trip olarak “naparsan yap!” dedim diye buluşmayı iptal etti.
alttan almaya çalışarak arayıp saçmalama nerdesin diyince “sanane, buluşmak istemiyorum” dedi.
ben kafayı yedim. günlük gerçekten evde girdiğim hali görmen lazım. bir insan en fazla bu kadar kafayı yer. telefonu kapattıktan sonra gidip etrafı falan dağıtmak istedim ya. hiçbir şey yokken buluşma iptal etmek ne demek! canı sıkıldı diye küsüyor bana. her zamanki gibi.
aradım açmadı falan. ben de mesaj attım. başta o sinirle sinir sinir kızan mesajlar attım. sen ne yaptığını zannediyorsun vs vs.
yarım saat sonra sakinleşince “canım, bu lafı dedim diye küsülmez. sorun bu olamaz. ya sen hayatındaki başka şeylerden dolayı gerginsin ya da benimle alakalı önceden içinde biriktirdiğin şeyler var. hangisi? söyle de onu çözelim” yazdım.
hiç yapıcı davranmadı. ben de “yeter artık, hayatımı mahvediyosun farkında değil misin? bugünüm mahvoldu, kim bilir kaç günüm daha gidecek. naparsan yap dedim diye küsüp 10 gün konuşmayacak tek insan sensin şu dünyada. anlamsız triplerinle hayatımı tüketiyosun artık fark et. ama nasıl istiyosan öyle olsun, canın sıkıldı diye benimle konuşmak istemiyorsan sen bilirsin. konuşma” dedim ve o gün öyle bitti.
biz tam 5 gün hiç konuşmadık. hiç. şaka gibi. ortada hiçbir sebep yok, varsa da ben bilmiyorum çünkü söylemiyor. ki normalde ikimiz de kavga uzatan insanlar değiliz, kavganın ertesi günü mutlaka birimiz arar. hele ben uzatmayı hiç sevmem. ilişkide hep ayrı kalamayan taraf ben oldum. mutlaka bi şey yazar ederim, öyle habersiz kalmayız. ama bu sefer bilerek aramadım, kendimi tuttum. çünkü ortada karşılıklı bir şey yok. bir kavga, bir sebep yok. kendisi canı istedi diye küstü. o yüzden adım atmadım, bekledim.
5 günün sonunda bir sebepten dolayı görüşmemiz gerekti akşam. görüştük, ve yüzüme bakmadı. toplam 3 cümle ettik ve gitti. ben barışacağımızı düşünüyordum ama hiç de öyle olmadı. resmen beni görmezden gelip anında gitti.
artık bu kadarına da dayanamadım, iyice moralim bozuldu. dün gece ona bir ton şey yazdım. ama var ya günlük okuman lazım. o kadar duygusal şeyler ki. haklı olan bendim, sebepsizce küsülmez derdi olan söyler, kimse sevgilisini 5 gün boyunca aramadan durmamalı ve hatta duramaz, ama yok madem bu çocuk saçmalıyor ben adım atayım dedim. ona neler neler dedim… birbirimizi seviyoruz ama kavga etmekten sevgiyi fark etmeye vaktimiz olmuyor, böyle incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden küserek sadece hayatlarımızı mahvediyoruz, 10 gün sonra memlekete gideceksin seni 3 hafta göremeyecem şu an öpüp koklamak için sınırlı zamanım var ama sanki yanı başımda değilmişsin gibi davranıyoruz vakit geçiyor, hadi onu bırak geçen gün ömrümüzden geçiyor farkında değil misin, böyle nereye kadar gidecek vs vs… konuşmadan ne çözebilirsin ne yapmaya çalışıyorsun, derdin neyse söyle bana dedim. bunlar gibi bir sürü güzel, duygusal laflar ettim.
cevap yazmadı.
bir de ben bunları 2ye bölüp yazdım. tek mesajım değil, 2 mesajım cevaplanmamış oldu yani.
üstünden artık bi 5 saat geçince dedim ki “3 yaşında çocukmuş gibi davranıyorsun. bu zamana kadar sen ne kadar hatalı olsan da ben senin tek mesajınla, tek aramanla, tek cümlenle seni affettim ya; ona güveniyosun dimi. güven bakalım. 1 ay daha böyle devam et. sonra canın sıkılırsa beni arayıp sorarsın, ben de atlarım boynuna tabii”
buna da cevap yok :) şaşırmadım ki.
bir daha da yazmayacağım.
ama günlük inanır mısın o kadar yoruldum ki. bugün bana küsüşünün 6. günü.
ve günlük, ben hayatımı böyle geçirmek istemiyorum. gerçekten istemiyorum. huzur istiyorum ama sürekli aramızda bi kavga dövüş var, sürekli. ve baksana artık iş nerelere geldi. hiçbir sebep olmadan bana küstü ve 1 haftadır beni arayıp sormuyor.
aramızda büyük bir kavga bile olmuş olsa 1 hafta habersiz kalmak çok fazla. 1-2 gün sakinleşilir, sonra oturulur konuşulur. şimdi ortada hiçbir sebep yok, yemin ediyorum yok, triple naparsan yap dedim diye 1 haftadır benimle konuşmuyor.
nasıl dayanıyor ya?
arkadaşı onun beni çok sevdiğini ve aramız kötüyken kafasının benimle meşgul olduğunu ama belli etmediğini, duygularını gizlediğini iddia ediyor.
dün bu kavgamızı bi arkadaşıma anlattım ben de, hem de sevgilimi sevmeyen bir arkadaşım. “nasıl böyle yapabiliyor, nasıl özlemiyor üzülmüyor, nasıl aklına gelmem, sebep de yok!” dedim. o da dedi ki “seni özlemediğini ve düşünmediğini düşünmüyorum. sadece saçma bi inat ve gurur yapıyor. niye anlamadım”
bense artık onlar gibi de düşünmüyorum.
gerçekten şu 1 haftadır beni düşündüğüne, özlediğine, merak ettiğine ihtimal dahi vermiyorum.
ortada bi ayrılık olsa ya da karşılıklı küslük olsa evet o da özlüyordur derim.
ama yok. karşılıklı hiçbir şey yok. resmen canı sıkıldığı, öyle uygun gördüğü için 1 haftadır sevgilisiyle konuşmuyor. nasıl ya? ben artık sevgilim var mı yok mu şüpheliyim.
vatsapı sildim. onu gördükçe sinirim bozuluyordu, yazasım geliyordu. okulla ilgili bazı şeyler için gerekli olduğu için pazartesi indirmek zorundayım. ama en azından vatsapsız 5 gün geçirip kafamı dinlerim biraz.
böyle ömür geçer mi? geçmez.
ben çok tükendim. yoruldum. bittim.
düşündüğüm tek şey ayrılmak.
daha önce de yazmıştım, benim kötü bir huyum var, ayrılığı çok sık ağza alıyorum, sinirle ayrılmak gibi bi çocukluk yapıyorum diye.
bu hatayı tekrar yapmamak için bunu hiç dillendirmiyorum. artık gerçekten “ne olursa olsun bitti” seviyesine gelinceye kadar bunu ağzıma almak istemiyorum.
ama işte o seviyeye ne zaman geleceğim ki ben?
çok aşığım.
ama ömrümü ortada hiçbir sebep olmaksızın haftalarca sevgilimden,
eşimden küs bi şekilde geçirmek istemiyorum. sevgili ulan sevgili. konuşmadığımız 2. gün ben onun sesini özledim, aramak istedim.
sebep olsa gam yemeyeceğim.
yok!
sebepsiz gitti. görüşmüyor. konuşmuyor. sebepsiz.
kafayı yiyeceğim.
o bana 3-5 gün, ya da ne bileyim 1-2 ay, ne kadar sürecekse işte o zaman dönüş yaptığında “beni bunca zamandır arayıp sormayan, merak etmeyen insanla benim işim yok” diyebilmeyi o kadar çok isterdim ki günlük.
belki bir mucize olur. diyebilirim.
ne dersin?