- Konu Sahibi Ahtapot Anne
- #1.221
Benimde burda bir arkadaşım var. Normalde evde kurallarımız var. Arkadaşımın evinde de uyarırım kuralın dışına çıkıyorsa. Arkadaşta iyilik yaptığını sanıp bırak benim ev yabancı değil bende yapabilir, başkalarının evinde yapmasın. E dedim çocuk nasıl anlayacak onun yanlış olduğunu. Kendi evimde izin vermediğim şeyleri neden senin evinde izin vereyim. Kafası karışıyor beni daha çok yoruyor. Ay kızlar ben kaç gündür stres yapıyorum. Benim küçükler ilk defa uçağa binecekler nasıl geçecek diye çok stres yapıyorum.Benim de çaresiz hissettiğim anlar oluyor. Geçen küçüğün küçülenlerini ve ayakkabılarını ayırıyordum. Götürüp giysi kumbarasına atmak istedim annemlere giderken. (Normalde eşimin yeğeni istedi. Daha önce ayırıp vermiştim ama ona tembihledim. Ben kötü iyi ne varsa koyacağım. Sen kendin işine geleni ayırırsın diye. Köyde yaşıyor kendisi. Aslında maddi durumları da yerinde. Almak istemiyor demekki. Neyse...Sera falan olunca zaten güzel de giydirmezler biliyorum. Sonuçta çocuk toz çamur oluyor. Bende bahçeye gidecek olursak ona uygun ve rahat giydiriyorum. İşte eşimin başka yeğenine söylemiş bu, yengem kötülerden de koymuş vs diye. Üstüne basa basa ısrarla söyledim zaten aşağıya inerken giydirirsin vs diye. Haklısın yenge diyerek kabul etti baştan. Sonra ben niye başkalarından duyuyorum böyle. Açıkçası canım da sıkıldı bir miktar. Eşim de boşvermemi, onların durumunun olduğunu falan söyledi. Benim de niyetim akraba kollamak. Bu sefer hem verip hem de laf yemek istemedim. Ondan giysi kumbarasına atmak daha mantıklı geldi. İşte ayakkabıları ayırırken toprak boş saksı küçük ayak parmağımın üzerine düştü. Morardı şişti...Canım o kadar yandı ki. Oturdum ağladım bir güzel. Ağladım ağladım... çocuklar başımda. Buz koy vs derken biraz kalktım artık. Çocukları da korkutmak istemedim. Aslında ağlama sebebimin birisi de artık beni zorlayan ev işleri ve zorlayan çocuklara karşı çaresizliğimdi. Bahane ettim diyebilirim.Çünkü sürekli kısır döngü ve de herşeyin bir noktada bana bakması cidden yormuş, onu farkettim. Rahatladım ve sustum.
![]()
Aslında dıştan bakıldığında olaylar büyük değil. Ne kardeş ilişkileri, ne de ev işleri. Ama sürekli tekrarlanınca "eee, yetti gari" diyorum. 1.sınıfın bitirmesi gereken kitap vardı. Annemlere gitmeden ona da onu çalıştırıyorum çamaşır katlarken. Dedim ki , yap bitir geridönüşüme atalım artık. Biraz kalmıştı. Sabah hadi yapalım dedim. Cızırtı başladı. Bayağı çektim ama ... Hatta babam başka odaya geçti. Adamın başı ağrıdı yani. Yapıyor, yapmıyor cızır cızır...Benim başım da yavaştqn ağrımaya başladı. En son bunu sıkıştırdım yeter artık diye. Annem de bana yüklendi. Böyle yaparsam sinir hastası olurmuş. Güzel davranmalıymışım. Hayır yani daha nasıl güzel davranacaksam Zaten kimsenin normalde göstermediği tahammülü gösteriyorum. İkincisi kitabı yapmak zorunda ama kitabı görünce beyefendinin hemen elleri ağrımaya başladı(!). Sanki saatlerce çalıştı da yoruldu. Altı üstü birkaç test ve bir iki yazma var ki zaten mesleğim gereği onun sınırını biliyorum elhamdülillah. Sorumluluk almak istemiyor. Hem de anneannede yapacağız diye anlaştıysak yapmalı. Sözünde durmalı. Bizde ufaktan annemle atıştık. Bende ağlasın istemiyorum elbet. 15 dk bitecek etkinlik 1 saat uzamasın istiyorum tabii. Ama zaten amacı beni ağlayıp mızlayarak yorup bıktırmak olan, dolayısıyla da "tamam yapmazsan yapma" dedirtmek olan çocuğuma da bu fırsatı vermek istemedim.
En sonunda dedim ki, sen hergün onunla yaşamıyorsun, ben yaşıyorum. Yani dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün, hergün onlarla yaşayan bilir iyi günü kötü günü. Yoksa bende başka hayatlar için yorum yaparım ki, ondan kolay ne var? Sanki bayılıyoruz kavgalarına...Ayyy yazarken yoruldum. Bu müdahale konusunda doluyum da,akıl vermelere falan. Gözlerinizi daha fazla kapatmadan bitiriyorum.
![]()