Evet oyle dusunuyorum.borc yoksa harcamalara dikkat edildigi surece gayette gecinilebilir.
Insanlar kraliyet ailesi gibi yasamaya calisiyor bu devirde sanirim..
Her hafta disarda yemek yenmezse millete gosteris olsun diye ekstra dogum gunleri organizasyonlari vs duzenlenmezse normal hayatin akisi icerisinde yeterli
Doğum günü, mevlüt vs organizasyonlara asla girmedim evliliğim boyunca. Evet her hafta dışarda yemek yiyoruz (yiyorduk virüse kadar) ama her hafta aşırı lüks yerlere gitmiyoruz yani bunu da büyük bir masraf sayamayız. Ayrıca haftaiçi iş güç yoğunluk derken haftasonu bir değişiklik oluyor, mola vermiş oluyoruz. Mesela şu aşırı tüketime giren, gereksiz açık büfe kahvaltılar olur ya hani, inanır mısınız ben hiç gitmedim onlara, çünkü sevmiyoruz eşimle, evimizde kahvaltı daha cazip geliyor bize.
Bakın benim peynirim, tereyağım, bilimum şarküteri ürünüm babamın dükkanından geldiği için para ödemem. Buna rağmen aylık 600-700 mutfak masrafımız oluyor. Ki yılın belli bir döneminde et masrafım da aynı şekilde minimumda olur benzer sebeplerden. Şimdi ben marketteb sevdiğim şeyleri, nispeten daha kalitelisinden alıp yemeye çalıştığım için kraliyet ailesi gibi mi yaşamaya çalışıyorum?
Ya da ihtiyacım oldukça kendime kıyafet alışverişi yaparım. Öyle canım alışveriş çekti yapayım durumum yoktur. Şu an hamile olduğum için ihtiyaçtan kendime üç hamile tuniği iki tayt almıştım, 500 lira ödedim 5 parça kıyafete. Hani ultra lüks olmasını geçtim gayet sıradan bir mağazaydı aldığım yer. Sadece naylon kumaş olmasın istedim. Ha onları da giyemiyorum eve tıkılıp kaldığım için o ayrı bir konu ya neyse. Bu mu kraliyet ailesi gibi yaşamak?
Eşim deseniz eskiden gayet lüks mağazalardan giyinen biriymiş, şimdi fiyatların yükselmesine, aradaki uçuruma hayretle bakıyor. Eskiden en lüks mağazadan bir mont aldığım fiyata şimdi en ucuz mağazaya bile zor yaklaşıyoruz neredeyse diyor. Malum ekonominin hali.
Bu örnekleri daha da çoğaltırım ama eminim siz bana başka argümanlarla gelirsiniz geçim olabileceğine dair.