• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tiktok rusları da taşmış gerçekten.

ya ben olsam onları izleyip onlar gibi giyinip dans eder sonra da o uygulama hakkında sürekli laf sokup kudurtup hiaaa diye sildirene kadar bezdirtirdim :))

yani benim manyaklığım da böyle. yoksa hiç görmemezliğe yatmak daha mantıklı olur sanırım. ne bileyim sizin de beğendiğiniz bi adamın oynadığı dizi film vs vardır onu izliyorsunuzdur en iyi ihtimalle.

Cıks keşke olsa. Çetin tekindoru seviyorum ben onu da kıskanmaz ahsjsjjs.
 
İdrak ya
Ben bu defa %5 daha fazla eşine üzüldüm sanırım
Yani evet kızsan da cevaplarınla ezsen de çok haklısın aptalca bir şey yapmış ve insan yapmasına değil bu kadar aptal olmasına kızıyor biliyorum ama öte yandan yani içimden acaba, dedim sen gör diye miydi, yüklemesi, izlemesi?
Çünkü senin mutlaka kontrol edeceğini tahmin ediyordur bence, dikkat çekmeye çalışan yaramaz veletler gibi davranmış
Hani keşke kıskansaydın, biraz sevgini görürdüm demiş ya, orada bi üzüldüm ya.
Üzüldüm, bilirsin ben hep senciyimdir ama olayla sınırlı bakarsak o noktada bir parça ciğer yanığı gerçekleşti.

İdrak ya
Ben her şeyden vazgeçtim yazmışsın yorumlara baktım şimdi
Ya bunlar nasıl cümleler
Eşinle senin şu ilişkine çok üzüldüm ben şu an ya
Ciğerimiz bitmiştir, abi, o nasıl cümle
Her şeyden vazgeçemezsin efendim, yasaksa yasak, kuralsa kural, uyacaksın
ne demek o ya her şeyden vazgeçtim
Sevilen şiirin en vurucu cümlesi gibi içime bir taş oturttun

Sildi programı zaten. Sildim bak dedi bir de. Böyle bir şey yapmasını istememiştim halbuki. Sorun yoktu benim için.

Gerçekten durum bu ama. Artık hiçbir şeyin iyi olacağına inanmıyorum. Belki taşlayacaklar beni ama oğlumun da düzeleceğine inanmıyorum. Bir görevim var. Doğurduğum ve bana ihtiyacı olan oğlumu sağlıklı normal bir birey olarak yetiştirmek. Olduğu gibi kabullenmek. Bu görevi tamamlayıp yok olmak istiyorum mümkünse. Dünya gerçekten çok tatsız bir yer. Yok yere çiçeğe böceğe mana yüklemeye gerek yok. Bunu anladım.
 
Bence siz nasilsa elimde diye düşündüğünüz icin boyle davraniyorsunuz. Kaybetseniz bu sefer uzuleceksiniz. Bende öyleyim elimdeyken hoyrat davranirim herseye ama kaybedince cok uzulurum. Halam da sizin gibi, kocasina ilk seneler kırılmış mi ne olmussa tahmini 40 senedir evlilerdir , hic umursamiyor adami. Oyle de pamuk gibi kocasi var aslinda neden oyle davraniyosun diyoruz icimden gelmiyor diyor. Biliyorum hayat geciyor diyor ama takmış bi kere biseylere. Ayri odalarda tv izleyerek yaslandilar.

Böyle de olsun istemiyorum ya. Bazen acaba bensiz bir hayatları olsa daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum. Baba oğul hani şu filmlerdeki gibi senin annen bir çirkefti yavrum cümle değişikliğiyle. Biz yine akşamları çay içip iki kelam ediyoruz. O kadar vahim değil durum. Bizdeki tek eksik sevgi. Sevginin gösterilmesi.
 
Durun sakin olun yahu evet tiksinç bir uygulama ama adam nasıl ezildiyse silmiş bugün uygulamayı. Yılan dilimle programdan soğuttum adamı. Ama hepimiz aptalca şeyler yapıyoruz zaman zaman. Ben mesela dün seren serengil ile kocasının profiline baktım ve beynimde üç hücre öldü. Ama yaptım yani. Programı yüklemesinde sorun yok. Saatlerce ekrana bakması tuhaf. Çünkü katlanılabilir bir şey değil.
Hahah seren serengille kocasına bende baktim 😂
 
Merhaba hatunlar
Ben yine devrelerimin yandığı, efendime söyleyeyim depresyondan depresyona sürüklendiğim bir dönemdeyim. Bir kenarda sessizce ölmeyi bekliyorum. Öyle ki markete gitmek bile zulüm geliyor.

Sevgili eşim çok uzun zamandır bu bahsi geçen uygulamada aptal aptal videolar izleyip zaman öldürüyordu. Neredeyse evdeki tüm zamanını bu programa ebleh bakışlarını dikerek geçiriyordu. Ben genelde kıskanç, kısıtlayan, benimle ilgilen diyen bir model değilim. Çocuğuyla ilgilendiği sürece ne yaptığıyla pek ilgilenmiyorum. Dün gece "lan bu zımbırtıda ne var ki bu kadar bakıyor dur bir yükleyeyim" diyerek yükledim programı. Tabi her türk kadını gibi ilk önce beyimin profiline girdim. Altı adet taş gibi Rus ablasını takibe almış. Açıkçası pek etkilenmedim. Ablalar da koca memelerini kameraya sokup dans ediyorlar. Efendime söyleyeyim popolarını arşa değdirmeye çalışıyorlar falan. O an verdiğim tepki "post ergen midir nedir" oldu. Konuyu açmadım bile.

Bugün sevgili beyim beni aradı. "tiktok hesabı açmışsın" dedi. Ben de "hee evet Rus poposu göresim geldi. Memeye aşerdim ondan açtım" dedim. Eşim kendini savunmaya başladı. "açıklama yapmana gerek yok" dememe rağmen. Savunmaya devam edince sinirlendim ve "yahu normal bir şeyse yaptığın niye açıklama yapıyorsun. İstediğini yap. Ben de kaslı rus abilere bakarım ne var bunda" dedim. Beyimiz delirdi. Ben sakince "yav normal bir eylem olduğunu savunuyorsan neye sinirleniyorsun ki" dedim.

Bir süre sonra tekrar aradı. Haklısın aptalca bir davranıştı falan dedi. Ben de "benim için fark etmez. En fazla beyni gelişmemiş koca adamın hala neler peşinde der geçerim, kıskanacak bir durum yok. O vücuda sahip ablalar sana baksın ben o gün boşarım seni zaten. Böyle mucizevi bir birlikteliğin arasına girmek istemem" dedim. Bu sefer de ne kadar geniş olduğumdan, bak burası çok komik kocamı elimde tutmaya çalışmamamdan falan bahsetti. Ben anırarak güldüm tabi. Bu son cümleyi hiç sarf etmedin sayıyorum, yoksa iyice soğuyacağım senden dedim. Kocayı elde tutmak nedir allasen. Gitmek istersen gidersin, kalmak istersen kalırsın. Bunun için bir çaba sarf etmeme gerek yok dedim.

En nihayetinde konuşma benim dünyanın en kibirli, en kendini beğenmiş insanı olmamla sonuçlandı. Yani adam Rus poposuna bakıyor ve suçlu yine ben oluyorum. Bu arada suçladığım ya da kızdığım da yok. O konuyu açmasa ben açmayacaktım bile.

Mütemadiyen bu dünyaya ne kadar daha katlanabilirim acaba diye düşündüğüm şu günlerde aptalca bir sebepten kavga edip, muhtemelen birkaç gün konuşmayacağız. İlgisiz, sevgisiz olduğum da vurgulandı bolca.

Aseksüel olmaya karar verdim mesela ama evlilik gibi bir engel var önümde. İçinde his barındıran hiçbir insani özelliğim kalmadı sanki. Oğluma olan sevgim ve merhametim dışında ki ona da tahammülüm azalıyor gittikçe. Ne sekse, ne karşı cinse ilgim yok. Kocam dahil. Bir garip ot gibi bir şey oldum.

Beyim son olarak "keşke kıskansaydın, en azından sevgi göstergesi" deyince hepten garip hissettim. Artık içimden kimseyi sevmek, ilgi göstermek, herhangi bir şekilde münasebet kurmak gelmiyor. Bilmiyorum aranızda böyle hislerden arınan, hiçbir şey hissetmeyen kişiler oldu mu. Kendi aileme bile sevgi hissetmiyorum sanki. Nötr vaziyetteyim her canlıya karşı. Ötelemeye çalışıyordum ama bu tikyok açığa çıkardı her şeyi.

Bunu açık yüreklilikle söylüyorum annelik hislerim dışında sevgi adına bir şey kalmadı içimde ya da ben öyle zannediyorum bilmiyorum. Açıkca yazayım seks yapmak zulüm gibi. Eyleme odaklanamıyorum dokunmak ya da dokunulmasını istemiyorum. Bitse de gitsem modunda oluyorum. Kimseden bir şey istediğim yok ama beklenti olunca karşıdan böyle çuvallıyorum işte. Niye konu açtım onu da bilmiyorum. Yorumlarınızı merak ediyorum bu hususta. Sevgiler efem.

Evet evet ben de tam olarak böyle hissediyorum, neden böyle ?
Kimseyi sevmiyorum sanki çocuklarım dışında, kimseye ilgim alakam hoşgörüm yok, beklentim yok. Kimse de ki eşim, annem, ablam dahil benden bişey istemesin, beklemesin istiyorum. Benim bir 34 aylık kızım, bir de 4 aylık oğlum var, ben yeni Doğum yapmama ve hayatımın aşırı yoğun olmasına ve kendimi çocuklar dışında çok yalnız hissetmeme bağlıyorum, mutlu olamıyorum sanki, bu hissi unuttum adeta, şaşırmayı, heyecan duymayı... öyle ot gibi sap gibi yaşıyorum ben bu şartlarda tek arzum mutlu çocuklar yetiştirmek ki bunun için paralıyorum kendimi de.. sanırım bu bir nevi kendini savunma hissi..
 
Ben güzel kadınları veya erkekleri dert etmiyorum ki. Hobitten hallice boyumla o hatunların bacak boyuna denk geliyorum. Aşık atmak gibi bir derdim yok. Ama adam savunma istemediğim halde savunma yaparken beni karım en güzeli deyip sıçıp sıvayınca gerildim iyice.
Ya bı konu veya laf için sana danisicam😆MasAllah zeki kadınsın vesselam.Birkac lafa cevap lazım ama onuda anlayacak kişi nerdeeee😆Yoksa senden yardım alacaktım inan🙃
 
Böyle de olsun istemiyorum ya. Bazen acaba bensiz bir hayatları olsa daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum. Baba oğul hani şu filmlerdeki gibi senin annen bir çirkefti yavrum cümle değişikliğiyle. Biz yine akşamları çay içip iki kelam ediyoruz. O kadar vahim değil durum. Bizdeki tek eksik sevgi. Sevginin gösterilmesi.
E tabiki oyle olmasin. Bence biraz da cocuk enerjimizi bitiriyor. Benim oğlum da doğduğundan beri cok zor bir cocuk ve yasam enerjimi somuruyor.
 
Aslında oğlunuzla ilgili yazdıklarınızı hissettiğinizi tahmin ettim ama üzülürsünüz diye söyleyemedim.

Bu sizin gördüğüm ilk konunuz değil. Üye olmadan önce bile bazı konularınız gözüme çarpıyordu çünkü. Bence sizin en büyük öfkeniz kendinize, kendinize olan öfkenizi de yansıtıyorsunuz öfkelenmenize sebep olanlara. Kendinize değer biçtiğiniz hayat bu değildi. İstediğiniz hayatı yaşayamıyorsunuz şu an. Bunun sebeplerinin kendi seçimlerinizden oluşan kısmıyla ilgili kendinizi suçluyorsunuz. Kendi seçimleriniz olmayan kısmına da kontrol edemediğiniz için tahammül edemiyorsunuz.

Hayat enerjiniz, insanlara tahammülünüz zannettiğiniz kadar düşük değil aslında ama yaşadıklarınızla kendi üstünüze ölü toprağı serpmişsiniz sanki. Çünkü yeriniz ev değil. Çalışma hayatı insanısınız bence. Daha önce de çok konuşulmuş sizin konularınızda Şu an çalışma durumunuz yok bildiğim kadarıyla ama hiç çalışmayacak değilsiniz sonuçta. O zamana kadar çok geç olmadan kendinizi, eşinizi, oğlunuzu affetmeyi deneseniz? Eşinizi olduğu gibi kabul edip daha açık iletişim kursanız? Beklentilerinizi açık açık söylemeyip anlaşılmayı bekliyorsunuz, anlaşılmayınca lafı dolandırıp sivriltiyorsunuz. İsteklerinizi söylemek, eşinizden sevgi talep etmek sizi güçsüz birisi yapmaz. Siz de eşinizi sevmiyor değilsiniz bence. Bilerek kendinizden uzak tutup, uzaklaşınca da içten içe üzülüyorsunuz. Bunu eşiniz bulunmaz hint kumaşı olduğu için söylemiyorum. Siz kendi kabuğunuzu kırmadıkça, hayatınıza başka birisi de girse aynı şeyi yaşayacaksınız.

Biliyorum eşimden önce hayatımda olan adam bir gün bana "sen sadece ben hasta olunca merhamet edip sevgi gösteriyorsun" demişti. O yüzden diyorum asıl sorun bende diye. He eşimi eskisi gibi sevmiyorum bu gerçek. İçimden pek gelmiyor sarılıp öpmek. Ancak bu yaşadıklarımın öfkesi mi yoksa sevginin bitmesi mi onu anlayamıyorum.

Belki de fazla anne oldum ben. Oğlumu öpüp koklamak yetti bana. Zaten oldum olası sevgimi hunharca saçan bir insan olmadım. Az dost, az sevgili, hatta şu an düşündüğüm tek çocuk. O kadar koca yürekli bir insan değilim. Oğlum doğunca da ona yönelttim tüm sevgimi belki.
 
Bunu çok düşündüm. Sonra hayal ederken bile eşimin yalnızlığını hissedip oturup ağladım. Eşim hayatına kolay kolay birilerini sokmaz. Seçicidir, gerçekten aşık olması gerekir. Zor bir adamdır zaten evlilik de düşünmez. Ben herhangi birinin mutsuzluğu üzerine mutlu olabilecek bir tip değilim. Evet ayrılmak kolay olur, yeniden aşık da olabilirim eşimin aksine. Ama içimi sürekli kemiren bir vicdan azabı ve pişmanlık olacak bundan eminim. Oğlum var sonra. Babası işten gelene kadar "baba yerde ne zaman gelecek" diyen. Belki doğru belki yanlış kendi mutsuzluğumun altında ezilmek, oğlumun ya da eşimin mutsuzluğuna sebep olmaktan daha kolay geliyor. Hadi hepsini göze aldım diyelim, ben biliyorum ki sorun esasen bende. Sorunu çözmedikçe "evet sevmiyor ve mutsuzdum bu yüzden ayrıldım" diyecek kadar kararlı olamam. Aklımda hep bir acaba sorusu kalır.
Ayrılmama gerekçeniz özür dilerim ama çok saçma. Başkasıyla evlenmez bari evli kalalım mı ? Cidden mi? Yapmayın allah aşkına.
Belki o da başkasıyla mutlu olacak çünkü sizi zaten mutlu edemiyor.
Oğlunuz babası ile görüşecek zaten. Hatta belki daha kaliteli zaman geçirir. Böyle de evde çocuk yerine telefonla ilgileniyormuş.
Ayrıca 32 yaş hiç geç değil siz depresyonda olduğunuz için herşey geç gibi geliyor.
Ben sizin yorumlarınızı okuduğumda hep sesli gülen ve etrafında bolca arkadaşı olan seven sevilen biri olarak hayal etmiştim. Ama siz kendinizi zorla sabote ediyorsunuz.
Bir ömrünüz var harcamayın boşuna. Mutsuzsunuz olmuyor işte zorlayarak ancak bu kadar. Daha ne kadar dayanabilirsiniz gerçekten?
 
Söylenecek bir şey bırakmadık ki azizim. Çok konuştuk hep konuştuk. Kırdık döktük hatta bugün keşke o kadar açık konuşmasaydık, rol yapsaydık da bu kadar kırılmasaydık dedim.

Sence ben eşimi seviyor muyum ya? Evet muhteşem bir soru ama düşün çaresizliğimi.
Seviyorsun, çok net:)
Üzgünüm, istediğin cevabı veremiyorum ama hala ‘hissiz’liğinin altında derin bir sevgi var.
Bu çok ince detaylarda gizli ama öyle.
Kocası ilgileniyor diye tiktok zıkkımından açan bir idrak.
Bunun tek nedeni, ona duyduğun ilgi.
Onun ilgilendiği şeye olan hala içinde bir merak.
Çocuk bağı falan, ‘sen’ gibi kadın, başarısızlık ya da vicdan azabıyla sevgisizliği tartamaz.
İşin garibi, kendime biçtiğim hayat dediğin yer, enteresan şekilde sevgi gördüğünü bildiğin ama nasıl cevap vereceğini bir türlü bilmediğin yer.
Seviyorsun be idrak, hayal et sadece.
Boşanma aşamasındasın, yeniden yüzün gülerken bir anda onunla karşılaşıyorsun ve kolunda bir hatun.
Öyle güzel gülüyor, sımsıkı tutuyor ki kadını yüzlerinden okunuyor mutlulukları.

Ne hissedersin?
Ben sana söyleyeyim, gülümseyişini özlemişim dersin.
Bir zamanlar biz de böyledik, umarım mutlu olsun dersin ve boğazına gelir bir düğüm.
Malum, gururdan kıskandım diyebilecek halin yok:)
İşte senin sevgin o düğümde, çok konuştuk söylenecek söz kalmadı dediğin konuşmaları tahayyül edebiliyorum ama benim bahsettiğim gerçekten bir iç boşaltımı.
Çok ayıplanacağım belki ama şöyle dolu dolu’ yahu salak, gerizekalı sen böyle böyle yaparken’ le başlayan cümleler olmadıkça, bayağılaşmadan ve zeka seviyesini 13 yaş ergene döndürmeden bitmiyor o öfke.

Adama kuracağın bir cümlede zihnisinir şekilde 10 bin hakaret edeceğine, dolu dolu bir aptal de yahu.
Çık salon kadını, sivrizeka, muhteşem dolulukta ve entellektüel bedeninden.
Sokaktaki Ayşe olarak bir de kavga et.

Ben mesela en son görümcem hakkında nefret kusarken, nankörlerin efendisi diye bağırırken kendime geldim:)
Eşim zırıl zırıl ağlarken ‘oh be’ dedim.
Ohh be dünya varmış, kavga edeceksen adabı ve kendini bir yere bırakıp en yalın ve direkt şekilde(belkide zeka seviyesine inerek) et.

Bir de bunu dene, ne kaybedersin?
Ve yineliyorum, sevdiğin adama sevmiyormuş gibi yaparak kendi zihninde oturttuğun bahanelerin hepsi ama hepsi, bitmesini ve gitmesini istemediğin için.
Çünkü sen, sevdiğin için zaten gidemezsin...
 
Söylenecek bir şey bırakmadık ki azizim. Çok konuştuk hep konuştuk. Kırdık döktük hatta bugün keşke o kadar açık konuşmasaydık, rol yapsaydık da bu kadar kırılmasaydık dedim.

Sence ben eşimi seviyor muyum ya? Evet muhteşem bir soru ama düşün çaresizliğimi.

Ya adam seni sevmiyor falan değil, takdir edersin ki o da yorgun
Sen de yorgunsun sadece İdrak, asla sevmediğini düşünmüyorum
Oğlun seni çok yoruyor, sorumlulukların eziyor ve sen adama sarıyorsun, senin olayın bu
Yalnız değilsin len ben de öyleyim


Ya bak ben bi süre Allahım o kadar berbat bi dönemdi ki bi süre çok ama çok yüklendim eşime
İki küçük velet var bizde de
Ortamdan bunaldıkça adama sardım
Adam eve girince aslında sevinçten dört köşe olsam da onu ötelemeyi bir borç bildim astım suratımı oturdum, hakaretler, sivrilikler vs
Ha çok da konuştuk biz de he
Konuşmaktan yorulduk
Bir sabah yine hayır ya uyanmak istemiyorum, ben dünyayı sevmiyorum diye ağlarken bana
Bu dünya sevilesi bir dünya değil zaten, sen bak hep ilişkilerinle imtihan olmuşsun (anne-baba ilişkisi) bu ilişkide bir imtihan sana ve bana
Sabret ve şükret, Allahla aranı düzelt dedi, gitti
Hak verdim ama haklısın da demedim
Bütün nemrutluğumla devam ettigim bir gün
Bir gün
Bir gün bana dedi ki ben senin kadar kimseyi sevmedim
Çocuklarım doğdu sevinçten ağladım hem de herkesin ortasında ama hep onların yeri ayrı ama bendeuyeolcamım başka derdim herkese
Ben senden vazgeçtim
Ben senden vazgeçmişim be
Düşündüm yokladım ben senden geçmişim ama çocuklarımsız uyuyup uyanmak ayrı evlerde durma fikri beni ağlatır dedi bir akşam, çok ilgilidir veletlerle, benden bile çok

Tabi durur muyum yapıştırdım öyleyse durma dedim
O ara bir yere gitmesi gerekti
Gitti
Hayır ya bi aydınlanma falan yaşamadım
Aslında hep biliyordum hayatımı kolaylaştırdığını
Ama nasıl diyeyim inat mı salaklık mı bilmem
Uyanmak istemiyorum diye ağladığım zamanlar aynı rutin hayat bolca sorumluluk
Altında ezilen ben
Ve ben hiçbir şey demesem de beni anlamasını beklediğim bir eş
Yoo aptal değil, benim ciğerimi bilir
Sadece yorgunuz ya
Ve ittim onu, biliyorum
Seviyorum sanırım ama gıcık da oluyorum
Beni sarmalamasına izin de vermiyorum

Pişman oldu tabi
Ben seviyorum seni, çocuklarımızı, bizi
Ama sevilmiyorum diyor çoğunlukla
Sana senden geçtim derken içim acıdı ama biraz üzülseydin belki bencilce ama beni seviyor diye sevinecektim diyor vs.

Henüz bir çözümümüz yok
Çabamız da yok
Yalnızca ben her şeyi eh idare eder tarzında beğendiğim günler iyiyiz
Çünkü loğnet olası kafamda hiç susmayan bir hakem var
Ya ne anlattım ben de bilmiyorum ama eşimin dediği gibi (ulan şurda anlattığımı duysa sevinir miydi) bu dünya sevilesi bir yer değil, her şey, oğlun dahil, bir imtihan İdrak.
Senin bir amaca ihtiyacın var ve bu amaç kesinlikle iglimi biyitiyim di iyli gidiyim değil.
 
Ayrılmama gerekçeniz özür dilerim ama çok saçma. Başkasıyla evlenmez bari evli kalalım mı ? Cidden mi? Yapmayın allah aşkına.
Belki o da başkasıyla mutlu olacak çünkü sizi zaten mutlu edemiyor.
Oğlunuz babası ile görüşecek zaten. Hatta belki daha kaliteli zaman geçirir. Böyle de evde çocuk yerine telefonla ilgileniyormuş.
Ayrıca 32 yaş hiç geç değil siz depresyonda olduğunuz için herşey geç gibi geliyor.
Ben sizin yorumlarınızı okuduğumda hep sesli gülen ve etrafında bolca arkadaşı olan seven sevilen biri olarak hayal etmiştim. Ama siz kendinizi zorla sabote ediyorsunuz.
Bir ömrünüz var harcamayın boşuna. Mutsuzsunuz olmuyor işte zorlayarak ancak bu kadar. Daha ne kadar dayanabilirsiniz gerçekten?

Ayrılmama gerekçem bu değil. Bu eşimle ilgili olan kısmı. Kendimle ilgili kısımlar da var öteki konularda yazmıştım tekrara düşmek istemedim.

Ne güzel hayal etmişsiniz beni yahu. Ben daha çok cama hohlayıp dirseğimle silerken camla muhabbet ediyorum. Hayat falan kalmadı bende. Ama eskiden hayal ettiğiniz gibiydim. Dinazorlar yaşıyordu o zamanlar.
 
Seviyorsun, çok net:)
Üzgünüm, istediğin cevabı veremiyorum ama hala ‘hissiz’liğinin altında derin bir sevgi var.
Bu çok ince detaylarda gizli ama öyle.
Kocası ilgileniyor diye tiktok zıkkımından açan bir idrak.
Bunun tek nedeni, ona duyduğun ilgi.
Onun ilgilendiği şeye olan hala içinde bir merak.
Çocuk bağı falan, ‘sen’ gibi kadın, başarısızlık ya da vicdan azabıyla sevgisizliği tartamaz.
İşin garibi, kendime biçtiğim hayat dediğin yer, enteresan şekilde sevgi gördüğünü bildiğin ama nasıl cevap vereceğini bir türlü bilmediğin yer.
Seviyorsun be idrak, hayal et sadece.
Boşanma aşamasındasın, yeniden yüzün gülerken bir anda onunla karşılaşıyorsun ve kolunda bir hatun.
Öyle güzel gülüyor, sımsıkı tutuyor ki kadını yüzlerinden okunuyor mutlulukları.

Ne hissedersin?
Ben sana söyleyeyim, gülümseyişini özlemişim dersin.
Bir zamanlar biz de böyledik, umarım mutlu olsun dersin ve boğazına gelir bir düğüm.
Malum, gururdan kıskandım diyebilecek halin yok:)
İşte senin sevgin o düğümde, çok konuştuk söylenecek söz kalmadı dediğin konuşmaları tahayyül edebiliyorum ama benim bahsettiğim gerçekten bir iç boşaltımı.
Çok ayıplanacağım belki ama şöyle dolu dolu’ yahu salak, gerizekalı sen böyle böyle yaparken’ le başlayan cümleler olmadıkça, bayağılaşmadan ve zeka seviyesini 13 yaş ergene döndürmeden bitmiyor o öfke.

Adama kuracağın bir cümlede zihnisinir şekilde 10 bin hakaret edeceğine, dolu dolu bir aptal de yahu.
Çık salon kadını, sivrizeka, muhteşem dolulukta ve entellektüel bedeninden.
Sokaktaki Ayşe olarak bir de kavga et.

Ben mesela en son görümcem hakkında nefret kusarken, nankörlerin efendisi diye bağırırken kendime geldim:)
Eşim zırıl zırıl ağlarken ‘oh be’ dedim.
Ohh be dünya varmış, kavga edeceksen adabı ve kendini bir yere bırakıp en yalın ve direkt şekilde(belkide zeka seviyesine inerek) et.

Bir de bunu dene, ne kaybedersin?
Ve yineliyorum, sevdiğin adama sevmiyormuş gibi yaparak kendi zihninde oturttuğun bahanelerin hepsi ama hepsi, bitmesini ve gitmesini istemediğin için.
Çünkü sen, sevdiğin için zaten gidemezsin...

Bilmiyorum eşimin gülümsemesi bike tuhaf geliyor o kadar uzun zamandır somurtuyoruz ki. Bir de yellozun teki gülümsetirse "lan gülmeyi beceriyordun da bana nşre surat astın" der saldırırım. Pipisine tekme atarım hayrını göremez yelloz.

O değil de oğlum doğmadan önce ben ayağımla eşime temas etmeden uyumazdım. Mutlaka dokunurdum. O da "allam dokunmadan uyumuyor" diye güler sarılırdı. Şimdi o kadar uzak geliyor ki o günler.

İşin tuhafı eşim de bana benzedi. Bugün bir arkadaşının 8 yıllık eşine aşkım demesinin tuhaflığından bahsediyor. Ne gerek var saçmalık falan diyor ama azıcık tanıyorsam onu aslında bizim durumumuza gönderme yapıyor, beni test ediyor.

Sevgimden çok emin değilim artık ya. Bundan birkaç önce içimden sarılmak gelir ama kendini tutardım. Şimdi içimden de gelmiyor. Herkesten her şeyden kaçasım var. Bazen oğlumu bile on gün falan bırakıp dağ başına gitmek istiyorum. İnsansız bir yere.
 
Ayrılmama gerekçem bu değil. Bu eşimle ilgili olan kısmı. Kendimle ilgili kısımlar da var öteki konularda yazmıştım tekrara düşmek istemedim.
Ne güzel hayal etmişsiniz beni yahu. Ben daha çok cama hohlayıp dirseğimle silerken camla muhabbet ediyorum. Hayat falan kalmadı bende. Ama eskiden hayal ettiğiniz gibiydim. Dinazorlar yaşıyordu o zamanlar.
Sizi dürtecek bişey lazım. Asla aklınıza gelmeyecek bir fikir verip evlilik terapisi diyorum.
Size oğlunuz dışında bir uğraş bulmanızı tavsiye edeyim. Kreş’e başlayacak mı oğlunuz? Kendinize zaman ayırınca daha iyi hissedersiniz.
Bir de kendinizi ve hayatı bu kadar sorgulamayın azıcık akışına bırakıp salın.
Bugün kafayı yediğim bir vakit nerdeyse Sabri bey gibi Allah diye kendimi yere atacaktım o derece.
Getirdim trambolini salonun ortasına açtım para voce yi yutuuptan başladık zıplamaya. Çok iyi geldi. Sonra saçımı toplayıp küçük bebenin altını temizleyip büyük bebenin tüm sorularını cevaplamaya devam ettim.
 
32 yasında, saglıklı dusunebılen ve beden saglıgı yerınde olan bır kadının boyle negatıf ve yasam enerjısnı kaybetmıs olması benı cok uzuyor. oncelıkle hayatınızdakı zorlukları kabul edıyorum ama sız bu zorlukları cesaretsızlıgınız ıle cekılemez bır hale sokuyorsunuz. hatalıysam sımdıden ozur dılerım ama hatırladıgım kadarıyla oglunuzun bedensel veya zıhınsel bır engellı yok. cevremde cocuklarının hem bedensel hem zıhınsel gelısımı sorunlu olan anneler var hayatla tek baslarına umutla nasıl savastıklarını gordugumde kendımden utanıyorum.
psıkolojık destek alıyor musunuz ? bunu lutfen klasık bır yaklasım olarak algılamayın ama sızın hayata bakıs acınız butun ılıskılerınızı etkılıyor hem oglunuzla hem de esınızle. sızın soyledıgınız gıbı aslında bence de sorun da cozum de tamamen sızde. hemen hemen aynı yaslardayız ve sız su an hayatınızın bıttıgını bense hayatımın yenıden basladıgını her gecen gunun bana ne cok deger kattıgını dusunuyorum. ıyı kı dıyorum sureklı kafamda bır yerde hayır yapamam dedıgım seylere cesaret edebılmısım. lutfen kendınızı ozgur bırakın korkularınız ne bılmıyorum ama lutfen onlara yenılmeyın. sızı uzen hıssıslestıren seylerı hayatınızdan cıkarın.
 
Birçok şeyden. Belirsizlikten, olacaklardan, duyacaklarımdan, mutsuz olmaktan, yetememekten, pişman olmaktan vs. Yüzlerce korkum var.
Korkunun ecele faydası yok biliyorsun değil mi?
Mutsuz olsan, kötü şeyler yaşasan en fazla ne kadar sürecek?

İnançlı mısın bilmiyorum ama bir dakika sonrasını tahmin edebilir misin?
Ya da şimdiye kadar neyi kontrol edebildin?
Kendi doğurduğun öz evladını ( hepimiz dahil) kontrol edebiliyor musun? Huylarını, mizacını belirleyebildin mi?

Korkularını bir kenara bırak Allah a tevekkül et. Başına gelecek olan şeyi bütün dünya bir araya gelde engelleyemez, yaşamayacak olduğun seyi de bütün dünya bir araya gelse sana yaşatamaz.
Bunu yapabildiğin zaman kuş gibi hafifliyorsun.
 
Back