• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tiktok rusları da taşmış gerçekten.

Beni insansız hava sahası mutlu ediyor. Mutlu olmayı başarabilen kadının akıllı olması konusuna katılıyorum. Ayrıca bir zeka akıl bilmem ne diye uzayıp gidiyor mevzu ama ben hangi cümlemde akıllıyım zekiyim dedim bilmiyorum ki.
İnsansız hava sahası seni mutlu ediyor ama binlerce üyenin oldugu sanal bir platformda popüler bir üye olmaktan da haz almıyorsun yani?. Buna ve diğer söylediklerine de inanmadım malesef. Tabiki beni inandırmak gibi bir derdin yok. Benim de inancam diye bir yükümlülüğüm yok. Ben sadece sende kendimi gördüğüm için bu şekilde yazıyorum. Bu tepkini de bekliyordum. Ben de eleştiriye ne kadar açık görünsem de burada ve evliliğimde açık olmadıgımı gördüm. Neyse derinlerde bir sürü problem yatıyor işte insanlık halleri varoluş problemleri vs.
Hakkında en hayırlısı neyse o olsun. Umarım eşin ve çocugunla mutlu bir yuvayı yakalayabilirsin.
Sende isteki benim ve burada senin için dua eden herkesin duası gerçek olsun. Sen istemezsen biz ne kadar dua etsek boş.
 
Ben mahkum etmiyorum kendi seçiyor bu hayatı. Onun mutsuzluğunun sorumluluğunu da mı ben yükleneyim yahu? Bu evde benimle mutsuzsa gidebilir. Mahkum etmek ne demek. Ben kendi mutsuzluğumdan mesulüm. O kendi kararlarını verebilecek yaşta. Zorla tutmuyorum adamı.
Bakın kocayı geç bu depresiflik size zarar herşeyden önce. Kaleminiz çok güzel bişeyler karalasanız aslında wattpatt olur başka bir platform olur size çok iyi gelir. Eşiniz sizi seviyor veya ayrılamıyacak kadar alışmış keza sizde öyle bence sizin biraz yaşam enerjisi kazanmaya ihtiyacınız var. Böyle kelimeleri dökebilen biri hayat dolu olmalı. Siz geçmiş hesaplaşmalarınızı bugünlerinize yansıtıyosunuz birazda bu sebep. Alın kalemi elinize atın içinizde ne varsa
 
Bu zamana kadar ki konularınızın bir çoğunu okudum yaşadıklarınız birçok kişinin kaldıramıyacağı şeyler bu yüzden depresif bir ruh halinde olmanız çok normal, bir evladınız var her şeyi bir kenara bırakıp onun için sağlam bir ruh hali ile yola devam etmek zorundasınız bu yüzden destek almanızı tavsiye ediyorum, depresyonun sizi ele geçirmesine izin vermeyin Umursamaz olmak, ölüm kelimesinin dilinizde olması ruh halinizin boyutunu gösteriyor size bir şey olsa herkes biraz üzülür biraz ağlar ama yola devam ederler oğlunuz öyle mi her daim size muhtaç bu yüzden onun için destek alın.
 
Sonunda ayrıl gitsin diyorsun sen de he mi :) o da bana aynı şeyi söylüyor abla. Sen hiç çabalamadan her şey yoluna girsin istiyorsun diyor. Ben de onun için aynı şeyi düşünüyorum. Anlamıyor ki tiktok programını silip silmemesi mühim değil. Derdim bu değil. Ancak anladım ki benim beklentim asla gerçek olmayacak. Öyle bir adam değil çünkü zorla da olmaz. Sevgi ilgi gösterir belki ben de gösteririm ama temelde sorun sadece bu değil ki. Bizim hayattan Beklentilerimiz, hayata bakışımız çok farklı. Evet farklı insanlar bazen birlikte yürümeyi başarıyorlar ama biz yapamıyoruz işte.
Ayrıl gitsin demiyorum ama gidişat bunu gösteriyor idrak, evliliğinle ilgili neyi ne kadar anlıyorum bilemiyorum fakat bunca zamandır açtığın konulardan bana geçen his kendine olan öfkeni yansıtıyor, sen bu adama nasıl aşık olduğunu, niye aşık olduğunu sorguluyor gibisin, ben bu adamı nasıl sevebildim de evlendim diye kendine öfke duyuyorsun gibi hissettiriyorsun bana, zira para pul konularındaki sorumsuzluğu, sen bir şeyler yapmaya çalışırken ki umarsızlığı, aranızda yaşanan ve senin beklentilerinin yanından dahi geçmeyen, ondan soğumana sebep olan bazı şeyleri üst üste koyunca ben ve o, asla bir arada olmaması gereken 2 kişi, kaldı ki ben mantığını kullanan bir kadınım nasıl böyle bir duygusallığa kapılıp ondaki negatif yönleri göremedim öfkesi hissediyorum sende, belki de ailen hatta direkt annenden bunaldığın için böyle bir yanılgıya düştüğünü düşünüp annene de öfke duyuyor olabilirsin, senin mantığını onun duyguları ve o duygularla psikolojik baskı yapıp kafa karıştırdığı, kendi yörüngesine seni bir anda çektiği için baskıladığını düşünüyorsun gibi hissediyorum, zira konularında ana tema hep eşin, annen ve oğlun, diyeceksin ki bir kadının hayatında başka hangi ana maddeler olur ki, evet haklısın ama senin mantığını ezip geçmeye çalışan hatta ezen annenle eşine mecbur olmak, kapıyı vurup gidememek kendine olan öfkeni körüklediğinden hep aynı eksen etrafında dönüp duruyorsun, annenin yarattığı o boşluk anında evlenip adamı tam tanıyamadan hamilelik, gebelik nedeniyle kariyerin sona ermesi, sonrasıysa aslında yabancı olduğun ya da zaman içinde yabancılaştığın adamla yaşadığın sorunların zincirleme kaza gibi gelmesi.

Yaşın bu sorgulamalar için müsait biliyor musun? Herkes olmasa da birçok insan 30'da başlıyor ben ne istiyorum, evlendiyse bu adamla/kadınla ne işim var demeye, bir de evli olduğun kişiyle arada uçurumlar varsa o öfke ve soğuma hissi büyüyor.
 
Son düzenleme:
Dün akşam bana "bana bir kere gulsen her şey düzelecek " dedi. İçim acıyor bir yandan. Ama hissizlestim ben. Sadece ona karşı değil hiç bir insana karşı bir şey hissetmiyorum. Sanki hisleri alınmış bir ot gibiyim... Ne sevgi ne merhamet ne umut benden geriye hiçbir şey kalmadı. Sadece oğlum. Onun da yaşamsal ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılayıp , duygusal ihtiyaçlarına yanıt veremiyorum. Onunla oyun oynayamiyorum mesela. Patlamak üzere olan bir beynim var çünkü.

Bana bir şey söyleyin. Ben ne yapayım...
Benim çok sert bir insan olduğumu, asla şefkat göstermediğimi, her daim eleştirdiğimi, sürekli şikayet ettiğimi, asla memnun olmadığımı, aşırı kibirli olduğumu, kendim haricinde herkesin mükemmel olmasını istediğimi ve bu yüzden sürekli telkinde bulunduğumu söyledi. Kendim haricinde imiş çünkü ben kendimi mükemmel sandığım için hiçbir konuda çaba göstermiyor ve adım atmıyormuşum. Asla özür dilemediğimi de ekledi.

Söylediği birçok şey doğru olduğundan, her zaman yaptığım gibi öfke ile savunmaya geçmedim bu sefer. Zihnimdeki "kaydet ve sonra uygun zamanda kullan" tuşunu da devre dışı bıraktım. Kindar olduğumu da söyledi çünkü. Ruh hastası olduğumu düşündüğünü de özür dileyerek ekledi.

Şimdi diyeceksiniz ki, bunca suçlamaya sessiz mi kaldın. Tabi ki hayır. Sadece bu sefer kendimle yüzleşmekten kaçmak istemedim.

Hanımlar, öncelikli problemim hislerimi hiçbir şekilde ifade edemiyor oluşum. Sevgimi gösteremem, üzgün olduğumu belirtmem ve bunu öfkeyle baskılarım. Özür dilemekte çok zorlanırım. Zor bela dilesem de pek samimiyetsiz bir hal alır. Gerçekten kırıldıysam "ben sana kırıldım" demek yerine inanılmaz can yakan cümleler söyler, bununla yetinmez günlerce öfke kusarım. Halbuki sadece kırıldım desem, eşim özür diler zaten. Oğlumun dışında hiç kimseye sevgimi göstermiyorum. Sebebini inanın ben de bilmiyorum.

Bunun dışında özellikle son iki yılda inanılmaz çirkef bir insan oldum. Öyle ki bir kavgada eşime "öl inşallah da oğlumla mutlu olalım" dedim. Gerçekten bunu istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ancak bu can yakma hissine engel olamıyorum. Özellikle kırıldığım anlarda. Sadece eşimin değil, herkesin ortak şikayetidir bu durum. "idrak bizi sevmez" halbuki seviyorum. Sadece dile getirmeyi, fiziki temas vs beceremiyorum işte.

Eşime birkaç kez beddua da ettim. Kibariye'nin annesine dönüştüğüm o anlarda eşim fazlasıyla kırılmış haklı olarak. Evliliğim zaten sallantıda. Bunda benim boşanma lafını gerekli gereksiz kullanmamın da büyük etkisi var tabi. He eşimin hataları yok mu, fazlasıyla var. Lakin konu evliliğim değil, benim bu hallerim.

Hatta daha özele girecek olursam, neredeyse hiç cinselliği başlatan taraf olmadım. İstek belirtmedim. Utangaç bir insan da değilim üstelik. Hiç durduk yere sarılmadım, sevgimi dile getirmedim. İlk öpen kişi hep eşim oldu. Durumu eşime karşı hislerime bağlayacak olan arkadaşlara önemle belirtmeliyim ki, canımı istese vereceğim kardeşime de hiç sarılmadım durduk yere. Aslında çok istedim ama yapmadım. Sadece çocuklara ve hayvanlara karşı sevgimi ve ilgimi gösterebiliyorum. Oğluma sık sık onu çok sevdiğimi söyler, öper sarılırım. Sürekli mıncıklarım. Peki benim yetişkinlerle alakalı sorunum nedir?


Biraz eski konularına baktım, gerçekten daha çok üzüldüm. Kendine yardım etmeyi istemişsin aslında, ama bi türlü gelişme olmamış. Bence aileni kaybetmek istemiyorsun, keşke düzeltebilsen herşeyi..
 
İdrak nükteli dilin konularının dolayısıyla yaşadıklarının birbirini tekrarladığı gerçeğini değiştirmiyor. Normalde hep aynı şeylerden şikayet edip duran konuları pek okumam, çünkü bazı insanlar sadece ve basitçe böyledir: sorunlardan ve hayatın ne kadar zor olduğundan bahsetmeyi severler. Onları değiştiremeyeceğimizi ve öylece bırakmak gerektiğini düşünürüm. İnsan bir probleme ya çözüm aramalı ya da durumu kabullenmeli. Sen hayatın zor yanını epeyce görmüş öte yandan şuurlu bir hatunsun. Sana yakışmıyor bu konular. Ne kadar sürdürmeyi planlıyorsun bu ikircikli hayatı? Bir karara var artık, bu hayata tamam mı devam mı. Çocukla boşanmak öyle burada tavsiye edildiği gibi “işe girersin ev tutarsın bakıcı bulursun” kolaylığında değil evet. Yönünü çizebilmenin yolu da paradan geçiyor. Mesela kpss çalışıp istanbul dışına daha ucuz bir yere gitmeyi denemeyi düşündün mü? Zor evet ama bizler hayatta herşeyi kolay elde edenlerden değiliz malesef. Bunun dışında seni bağlayan ekonomik sebeplere başka çözüm aklıma gelmiyor. İstanbulda özel sektörde bulacağın iş tek başına geçinmene yetmez, gerçekçi olalım oğlana ailen de bakamaz öksüz yeğenlerin varken.

Öte yandan diyorsan ki ben bu durumda ayrılığı aklımdan geçirmem, şartlarım buna katlanmamı gerektiriyor, o zaman durumu kabullen ve yiyin birbirinizi. Çok ciddiyim dalga falan geçmiyorum, adamın başını yemeye devam et. Zaten sağlıklı bir ilişki değil sizinki, en azından sürekli birşeyleri düzeltmeye kendini eleştirip kontrol etmeye çalışarak kendine zulmetmemiş olursun. Hissettiğin olduğun gibi davran ve yansıt, en azından içinde patlamaz. Oğlan da parçalanmış aile sorunlarını değil hır gür içinde büyüme sorunlarını yaşar. Hayat ona da her türlü kolay olmayacak nasılsa.
 
Canim lutfen bir seyler yap bu durumdan cikmak icin. Ne kadar incindigini ofkelendigini kabul etmekle baslar belki once. Ne hissettigini. O hissizlik bastrilmis kizginlik ve incinme bence. Cocuga bagirmamaya alistikca kocanin yardim etme namina hicbir sey yapmamasina ya sabir dedikce hisler bastiriliyor. Cocuga tabi bagirmicaz ama ese karsi olan hisleri bastirmak da kotu. Vakit kaybetmemek lazim kendine haksizlik etme. Insallah cok ama cok mutlu olursun hic haketmiyorsun mutsuzlugu.

İki saattir eşimle konuşuyorum. Bana dedi ki ben hep sustuğum için kendini mükemmel sanıyorsun ama konuşayım madem. Bir kere bizim en büyük problemimiz maddiyat. Tek kişi çalışıyorum Oğlumuzu terapiste, kreşe gönderiyorum. İkimiz de günde bir paket sigara içiyoruz ve dolayısıyla başka lüksümüz kalmıyor. Alışveriş gezme vs gibi. Bunalıyorsun anlıyorum ama Allah aşkına bu durumu değiştirmek için ne yapıyorsun? Sigarayı bırakmamız lazım hatta bu şart diyorum bırakamıyorsun. Yahu ben sana kahvaltıyı birlikte yapalım derken temennim kadınlık hap da bana kahvaltı hazırla değil. Benim her gün dışarıda kahvaltıya verdiğim parayla birlikte gezeriz sen üstüne bir şeyler alırsın ama yok zerre fedakarlık yapmayıp sürekli söyleniyorsun her şeyden şikayet ediyorsun. Ben salak bir adam değilim. Ne beklediğini ne yapmadığımı biliyorum ama içimden gelmiyor artık yapmak. Zerre çaban yok zerre amacın yok. Şu evde bir kere bile benim her sabah yaptığım gibi altıda uyanıp aşkım tasarruf edelim evde kahvaltını yap demedin. Sigarayı bırakalım o parayla tatil yapalım demedin. Sadece söyleniyor ve şikayet ediyorsun. Evet çok bunalıyorsun evet hak ettiğin ya da istediğin hayat bu değil ama zerre çaban da yok dedi.

Epey sarsıldım ne yalan söyleyeyim. Şu an zihnimi toparlamaya çalışıyorum.
 
Merhaba hatunlar
Ben yine devrelerimin yandığı, efendime söyleyeyim depresyondan depresyona sürüklendiğim bir dönemdeyim. Bir kenarda sessizce ölmeyi bekliyorum. Öyle ki markete gitmek bile zulüm geliyor.

Sevgili eşim çok uzun zamandır bu bahsi geçen uygulamada aptal aptal videolar izleyip zaman öldürüyordu. Neredeyse evdeki tüm zamanını bu programa ebleh bakışlarını dikerek geçiriyordu. Ben genelde kıskanç, kısıtlayan, benimle ilgilen diyen bir model değilim. Çocuğuyla ilgilendiği sürece ne yaptığıyla pek ilgilenmiyorum. Dün gece "lan bu zımbırtıda ne var ki bu kadar bakıyor dur bir yükleyeyim" diyerek yükledim programı. Tabi her türk kadını gibi ilk önce beyimin profiline girdim. Altı adet taş gibi Rus ablasını takibe almış. Açıkçası pek etkilenmedim. Ablalar da koca memelerini kameraya sokup dans ediyorlar. Efendime söyleyeyim popolarını arşa değdirmeye çalışıyorlar falan. O an verdiğim tepki "post ergen midir nedir" oldu. Konuyu açmadım bile.

Bugün sevgili beyim beni aradı. "tiktok hesabı açmışsın" dedi. Ben de "hee evet Rus poposu göresim geldi. Memeye aşerdim ondan açtım" dedim. Eşim kendini savunmaya başladı. "açıklama yapmana gerek yok" dememe rağmen. Savunmaya devam edince sinirlendim ve "yahu normal bir şeyse yaptığın niye açıklama yapıyorsun. İstediğini yap. Ben de kaslı rus abilere bakarım ne var bunda" dedim. Beyimiz delirdi. Ben sakince "yav normal bir eylem olduğunu savunuyorsan neye sinirleniyorsun ki" dedim.

Bir süre sonra tekrar aradı. Haklısın aptalca bir davranıştı falan dedi. Ben de "benim için fark etmez. En fazla beyni gelişmemiş koca adamın hala neler peşinde der geçerim, kıskanacak bir durum yok. O vücuda sahip ablalar sana baksın ben o gün boşarım seni zaten. Böyle mucizevi bir birlikteliğin arasına girmek istemem" dedim. Bu sefer de ne kadar geniş olduğumdan, bak burası çok komik kocamı elimde tutmaya çalışmamamdan falan bahsetti. Ben anırarak güldüm tabi. Bu son cümleyi hiç sarf etmedin sayıyorum, yoksa iyice soğuyacağım senden dedim. Kocayı elde tutmak nedir allasen. Gitmek istersen gidersin, kalmak istersen kalırsın. Bunun için bir çaba sarf etmeme gerek yok dedim.

En nihayetinde konuşma benim dünyanın en kibirli, en kendini beğenmiş insanı olmamla sonuçlandı. Yani adam Rus poposuna bakıyor ve suçlu yine ben oluyorum. Bu arada suçladığım ya da kızdığım da yok. O konuyu açmasa ben açmayacaktım bile.

Mütemadiyen bu dünyaya ne kadar daha katlanabilirim acaba diye düşündüğüm şu günlerde aptalca bir sebepten kavga edip, muhtemelen birkaç gün konuşmayacağız. İlgisiz, sevgisiz olduğum da vurgulandı bolca.

Aseksüel olmaya karar verdim mesela ama evlilik gibi bir engel var önümde. İçinde his barındıran hiçbir insani özelliğim kalmadı sanki. Oğluma olan sevgim ve merhametim dışında ki ona da tahammülüm azalıyor gittikçe. Ne sekse, ne karşı cinse ilgim yok. Kocam dahil. Bir garip ot gibi bir şey oldum.

Beyim son olarak "keşke kıskansaydın, en azından sevgi göstergesi" deyince hepten garip hissettim. Artık içimden kimseyi sevmek, ilgi göstermek, herhangi bir şekilde münasebet kurmak gelmiyor. Bilmiyorum aranızda böyle hislerden arınan, hiçbir şey hissetmeyen kişiler oldu mu. Kendi aileme bile sevgi hissetmiyorum sanki. Nötr vaziyetteyim her canlıya karşı. Ötelemeye çalışıyordum ama bu tikyok açığa çıkardı her şeyi.

Bunu açık yüreklilikle söylüyorum annelik hislerim dışında sevgi adına bir şey kalmadı içimde ya da ben öyle zannediyorum bilmiyorum. Açıkca yazayım seks yapmak zulüm gibi. Eyleme odaklanamıyorum dokunmak ya da dokunulmasını istemiyorum. Bitse de gitsem modunda oluyorum. Kimseden bir şey istediğim yok ama beklenti olunca karşıdan böyle çuvallıyorum işte. Niye konu açtım onu da bilmiyorum. Yorumlarınızı merak ediyorum bu hususta. Sevgiler efem.
Nasıl bu kadar tatlı anlatabiliyosunuz her olayı inanın gibta ettim muhtemelen zeki bı hatunsunuz 🙃 ara ara ben de de o yaşadığınız durumlar oluyo ne yazık ki.. herkes kakari kikiri bense ot🙄
 
Heh geldım buradayım.
Ben sorunun esın oldugunu dusunuyorum, yanı sız bır sekılde uyum saglayamamıssınız gıbı .
Ancak gıdememe sorununda maddı sebeplerdı sanırım. Acaba maddıyatı duzeltsenız , esınle aran nasıl olur dıyede merak edıyorum. Yanı sen calıssan , esın daha ıyı kazansa mesela ?
Calısmama sebebın oglundu yanılmıyorsam, sıze doktor cocugunuzu bırakmayın vs dedı mı yoksa annelık ıc gudulerıne dayanarak mı bu sekılde devam ettın hatırlamıyorum butun konularını okumustum aslında

En büyük sorun maddiyat evet. Yok doktorla ilgisi yok. Terapist sadece zorlanmayacağı ve sıkılmayacağı saatlerde çalışın dedi öyle bir iş de bulamadım. Tam olacaktı bir iş son anda olmadı. Ben sanırım salmaya ve çaba göstermemeye fazla alıştım. Yeni anlıyorum.
 
Fazla zeka da başa bela, ilk kez bir erkeğe acıdım.

Fazla zeki değilim efenim. Belki farklı düşünüyor ya da algılıyorum olayları ama henüz insanlığa büyük bir katkı sağlayacak girişimim olmadı. Evrende kapladığım yerin bir önemi yok. Adama acımanıza gerek yok bu yüzden. Durmadan şikayet edip çözüm bulamadığım için bana acıyabilirsiniz mesela.
 
Aynı tepkileri bende verirdim heralde .
Evlilikte belli bir süre sonra güven mi diyelim sabit sadakat mi saygı mı diyelim öyle kıskançlık filan olmuyor.
Aseksüellik te yaz sıcaklarındandır sağlık ocağına gidip kocama seksüel ilgim yok diyesim geliyordu konu bana tanıdık bu yönüyle :KK70: :KK70:
Sevgi var ilgi var küçük çocukta yok bende .
Geçen günlerde kahvaltıyı videoya almış eşim öyle tıkınıyorum suratsızın tekiyim adam eliyle neler yedirmiş burnumu kıvırmışım kendimden utandım.
Kadın kadııııın bu ne biçim kadın dedim beğenmedim .🤦‍♀️:KK70::KK70:
Olur öyle mens dönemi yakın mı acep 😂

Kendimden daha yakın o dönem. Karnım çatlamak üzere ama gelmiyor efem. Bunlar hep stresten.
 
Kendi kendinize hayatı zindan ediyorsunuz. Daha önce de kocanla ilgili problemlerden birçok konu açmıştın sanırım. Olmuyorsa olmuyordur, 1 erkek yüzünden full karşı tarafa antipati duymak en büyük ergenliktir bence. Madem karşılık göremiyorsun, madem karşılık veremiyorsun, daha fazla neyin çabasına giriyorsun ki? Boşan, o da kurtulsun, sen de.

Boşanmak için sadece aldatılmaya, dayak yemeye gerek yok...

Birbirinin tekrarı olan konular açtığımın farkındayım. Kusura bakmayınız bunun için. Ancak ben bu şekilde ayağa kalkmaya çabalıyorum. Yazdığım vakit kendinin farkına varıyorum.
 
Bu anlatım tarzı ilk okumada sevimli gibi gelse de sürekli olduğunda insanı gerçekten bayıyor.

Boşanmak için neyi bekliyorsun bilmiyorum ama belli ki karşılıklı hatalarınız olmuş ve öyle yada böyle siz bu ilişkiyi de evliliği de tüketmişsiniz. Aslında birbriniizi bu şekilde esir etmeye hakkınız yok. Daha önceki konularını da hatırlıyorum. Söylediğim yanlış anlaşılsın istemem ama bu evlilik de aldatılmaman imkansız. Ama bu aldatılma eşinin zevki için yapıcağı bir aldatılma olmayacak bence, tamamen sevgi ilgi için yapacağı ve yeniden biri onu heyecanlandırmaya başladığında gerçekleşecek. Çünkü siz gerçekten bitmişsiniz.. Bence sende buNu bekliyorsun, boşanmaya ayrılmaya mecbur bırakılmayı bekliyorsun. İki tarafında birbrilerinin hayatından çalmaya hakkı yok şu noktada.

Dahası şu durumunu bence ciddiye almalısın, eğlenceli anlatım diliyle süslemen durumu gizlemiyor. Zaten öyle bir amacın yok ama artık gerçek adımlar at. Yani kimseyi sevmiyorum şöyle böyle diyerek yerinde sayamazsın, senin böyle bi hakkın yok çünkü bi çocuğun var.. Onun sağlığını da farkında olmadan olumsuz etkiliyor olabilirsin.

Bu tür konularının sonunu getirip bence artık çözüme yürü. Ben adama kızamadım bile, yani zaten aranızda bir imza kalmış sizin. Onun da seninle ilgili bişe yapası yok belli ki.

Mutlu ol kendin ve oğlun için.

Yardımcı olmaya çalıştığınızın farkındayım. Lakin gerçekten konularımda bu sebeple açıklama yapmaktan çok sıkıldım. 2011 yılında bu siteye üye oldum. O zamanlar farklı idi nickim. Mune abla şahittir o bilir beni. 8 yıl önce de aynı üsluba sahiptim, şimdi de aynıyım. Nasıl inandırırım bilmiyorum ama bunun için özel bir çaba sarf etmiyorum. Kaldı ki şu konuyu öylesine bezgin, öylesine mutsuz yazdım ki bana göre komik bir yanı yok. Eğlenceli bir üslup asla değil. Ben farklı bir üslup kullanamıyorum. Sadece ölüm konusunda bu dili kullanamıyorum ki zaten ölüm hakkında da ne konuşuyor ne yazabiliyorum. Olur da denk gelir yazarsam da salt acıdan başka bir hisse sebep olmuyor o yazı.

Sekiz yıl önce aşk acısından nefes alamazken de tam olarak böyleydi yazım. Birkaç yıl sonra ölümle yüzleştiğim dönemde de böyle yazıyordum. Neden inandıramıyorum bilmiyorum ama benim bu konuyu yazmam birkaç dakikamı almıyor. Bilmiyorum Mune kontrol edebiliyor mu bunu ama baksın size kanıtlasın. Bir çabam, komiklik peşinde koşma isteğim yok. Buyum ben. Tam olarak bu. Lütfen artık sizin nezdinizde herkese söylüyorum, üslubumla ilgili eleştiride bulunmayın. Her türlü eleştiriyi kaldırıyorum ki konularımı okuyanlar bilir. Ancak bu durumdan gerçekten sıkıldım.

Diğer konularda haklısınız. Evet adeta bir geri zekalı gibi aynı şeyleri söyleyip hiçbir şey yapmıyorum. Allah da beni kahretsin.
 
İki saattir eşimle konuşuyorum. Bana dedi ki ben hep sustuğum için kendini mükemmel sanıyorsun ama konuşayım madem. Bir kere bizim en büyük problemimiz maddiyat. Tek kişi çalışıyorum Oğlumuzu terapiste, kreşe gönderiyorum. İkimiz de günde bir paket sigara içiyoruz ve dolayısıyla başka lüksümüz kalmıyor. Alışveriş gezme vs gibi. Bunalıyorsun anlıyorum ama Allah aşkına bu durumu değiştirmek için ne yapıyorsun? Sigarayı bırakmamız lazım hatta bu şart diyorum bırakamıyorsun. Yahu ben sana kahvaltıyı birlikte yapalım derken temennim kadınlık hap da bana kahvaltı hazırla değil. Benim her gün dışarıda kahvaltıya verdiğim parayla birlikte gezeriz sen üstüne bir şeyler alırsın ama yok zerre fedakarlık yapmayıp sürekli söyleniyorsun her şeyden şikayet ediyorsun. Ben salak bir adam değilim. Ne beklediğini ne yapmadığımı biliyorum ama içimden gelmiyor artık yapmak. Zerre çaban yok zerre amacın yok. Şu evde bir kere bile benim her sabah yaptığım gibi altıda uyanıp aşkım tasarruf edelim evde kahvaltını yap demedin. Sigarayı bırakalım o parayla tatil yapalım demedin. Sadece söyleniyor ve şikayet ediyorsun. Evet çok bunalıyorsun evet hak ettiğin ya da istediğin hayat bu değil ama zerre çaban da yok dedi.

Epey sarsıldım ne yalan söyleyeyim. Şu an zihnimi toparlamaya çalışıyorum.
Belirteyim, haksız değil.
Ama uzun zamandır senin hakkında izlenimlerimi bu cevabınla beraber yazmak istiyorum idrak.

Gururlusun tamam, sivri dilli, kıvrak zekalı, akıllı ve bir sürü sayamayacağım şey, hepsine tamam.
Ama aşırı naifsin, gerçekten haddinden fazla.
Bu naifliğin sebebiyle insanlara sevgi gösteremiyorsun (keza ben de öyleyimdir sarılmak yerine başka yöntemlerim vardır ama sen uç bir noktadasın)
İncinme korkusu mudur, ailenden gördüğün ya da bilinçaltında oluşan bir durum mu, bilemiyorum.
Bir şey yaptığında aynı şekilde karşılık alamamaktan çok korkuyorsun.
Bunu öfke, zehirli dil, suskunluk vb şeylerle bastırmış durumdasın.
Aynı zamanda zor bir çocukla uğraşmak, insanı saçının telinden ayak tırnağına kadar titreten bir durum.
Hayatındaki tahammül ve sevgi sınırını yüzde 90 oranında oğluna harcadığından, adam ne yapsa batacak, bu böyle.
Sadece anne rolünde yatıyor ve kalkıyorsun, diğer alanında nefes almıyor ve aldırmıyorsun.
Tek odak noktan, çok sevdiğin oğlun ve problemleri ne türlü fedakarlıklar yaparak bertaraf edeceğin üzerine kurulu bir hayat.

5 sene öncesiyle şuan değişen durum bu.
Elbet eşinin yontulması gereken bir ton tarafı mevcut ama senin suçun değil, onun suçu da değil.
Yaşadığınız birçok etkenle beraber zaten zedelenen bir ilişki için çaba harcamak bir yana, yıkmak ikinizin de kolayına geliyor çünkü emek gerektirmez.
Enerjinizi emen, hayata bakış açılarınızı değiştiren, zorluklara sadece asgari şekilde başa çıkacak hale gelen tüm etkenlerin üstesinden gelinebilir, eğer istenirse.
Ben canı gönülden boşanman taraftarı değilim, çözümü bu değil bence.
Oğlan bir yandan, aile keza öyle, eşin bir yandan kısır döngü içerisine sıkışmış ve gösterdiğinin aksine naif, aşırı duygusal bir idrak.
Çocuk ve hayvanlara olan hassasiyetin, kendilerini koruma güçleri olmadığından, kendimden biliyorum.
Adalet duygun da mütemadiyen aşırı baskın ki, bu dünyada ayrıcalıklı olarak sevilesi canlılar olarak, korunması gerekenleri seçmişsin.
İçinde bir yerlerde kendinle özdeşleştirdiğin, saf ve masumları.
İnan aslında onlar kadar zararsız ve duygulusun ama seni sadece oluşturduğun bu duygusuz kadın kalkanı koruduğundan, altında yatan küçük kızı unutmuşsun.

Velhasıl kelam, etme.
Kendine bu kötülüğü etme, sürekli söyleye söyleye hayatta sana düşen rolü de kabul etme.
Dön içindekine, zırhını kaldır da demiyorum ama o küçük kızı bir dinle, buna çok ihtiyacın var.
 
Son düzenleme:
Back