Tiktok rusları da taşmış gerçekten.

Sevmiyorum o da sevmiyor hikayelerini geçiniz efem. :)

Öyle bir zamandayız ki birbirini sevmeyen iki insan bu kadar uzun bir süre sorunlarla, aynı duygu karmaşasında birbirine
tahammül etmez, edemez.

Sizi bir arada tutan şey sana göre müsait olmayan şartlar ya da
oğlunuz değil.

O kadar akıllı kadınsın, lütfen kendine dürüst ol.

Seviyorsun, mutlu da olmak istiyorsundur elbet kim istemez.

Ama güzel olan her şey kolaylıkla yollarına serilsin istiyorsun.
Yorulmuşsun, kolunu kıpırdatacak halin yok.
Kalan üç kuruşluk mecalin artık sadece evladın için var.

Oysa eşinle iletişiminizi düzeltsen, evliliğin için de üç beş iyi bir yol alsan yine yavruna yarayacak.

Eşine şu konuda kızamadım.
İlgi, sevgi herkes için ihtiyaç.
Uzun zaman bulamayan herkes yanlışa sapabilir.
Allah saptırmasın... Amin. :)
 
Haklisin. Gercekten alkislanmasi gereken bir durum degil bu artik. Iyice cozumsuz bir hal almislar. Yazik oluyor yani bu sekilde olunca da. Insallah artik bi cozum bulurlar.
 
Daha önce de yazdım gibi hatırlıyorum hayatında boşluk var.Kendini bulamıyorsun.Boşluktan kastettiğim boş vakit değil.Boş vaktin yoktur oğlunun durumunda dolayı , elbette onunla ilgileniyosundur fazlaca.Kendini bulman lazım.Eşinle aşıkmışsınız ama o da yetmiyor bence artık sana.Adam da n'apsın hep mutsuz , laf sokan birinden uzaklaşmıştır zamanla.Eşine de sana da hak veriyorum.
 
Bu evlilik mi sizi bu hale getirdi? Eşinizin sizi fiziken aldattığına da şahit olsanız yine umurunuzda olmaz mı mesela? Aslında eşinizin eylemleri, sizin de burada trajikomik bir dille anlattığınız tartışmadaki kelimeleriniz onur kırıcı. Tavırlarınız değil sadece, eylemleriniz de modern olmalı, nasıl böyle bir evlilik hayatına kendinizi layık görüp devam ediyorsunuz madem? Yani ha kahvenin önünden geçen kadınları süzerek izleyen pala bıyıklı abaza Mahmut dayı ve elinden birşey gelmediği için boşvermiş olan karısı Cemile teyze(karakterler temsilidir:) ) ha siz.
 
En güzel karşılığı vermişsiniz helal size ne öyle kıskançlık krizleri falan eşinizi sallamayışınız çok tatlı
 

Çenesiyle müdahil oldu çocuğun gelişimine. Öyle yapma böyle yap şeklinde. Ancak bir dönem ameliyat sonrası izin kullandığı dönem haricinde zerre desteğini görmedim. Çocuk sadece bana ait gibi davranma dediğimde de çocuğu aşırı şımartıp bana düşman etti. Zira kural olmayınca ve her dediği olunca kural koyan anne canavar oluyor çocuğun gözünde. En iyisi bırak eskisi gibi ilgilenme dedim öylesi daha kötü sonuçlar doğurdu çünkü.

En son oğlum bir ara tuvalet eğitimi vermeye çalıştığım için "anne seni sevmiyorum" deyip vurmaya başladı bana. Çok çok zor bir süreçti benim için. Hırçınlaştı vs. Ben çözüm üretmeye çalıştıkça eşim "anne de seni sevmiyor" şeklinde cümleler kullandı. Çocuğu daha da garip bir hale getirdi. Neden böyle söylediğini sorup kavga ettiğimi de abartma her şeyi öylesine söyledim vs diye saçmaladı. Sen karışma dedim en nihayetinde. Böylesi daha makbul çocuğun hayrı için.
 

Bence zekayla ilgisi yok. Çok zeki kadınlar tanıyorum gayet mutlu ve uyumlu olabilen. Uyumsuzluk yaşıyorum evet ama birebir zeka ile ilgili değil bence. Ruh hastalığı muhtemelen.
 

Ben hiç bağırıp kavga eden bir insan olmadım benim için biraz zor bunu yapmak. Ama oğlumu bırakma gibi bir lüksüm yok maalesef. Onun yanında da kavga etmem.

Ben anlamadım insanlar eşimle konuşmalarımı neden bu kadar garipsedi. Şurada bunu eleştiren birçok kadının kavga anında çileden çıkıp kırıp döktüklerine eminim. Sanki adama geri zekalı mal hayvan vs deyip hakaret ettim yahu. Taş gibi kadınlar sana Bakmaz dedim özet haliyle hala aynı fikirdeyim.
 
Bu hayatı fazla sorgulamanın bir bedeli ,bende çoğu zaman yaşıyorum bu duyguları .
Eşimle çok kötü sorunlarımız yok,birbirini seven iki insaniz mutluyuz çoğu zaman ama ben mutluluktan da sıkılıyorum,sorguluyorum, neden mutluyuz? Bu adam hiç kötü birşey yapmıyor mu?
Beni kandırıyor mu yoksa ? Vırt zırt sorgulaya sorgulaya kendi kendime mutsuzluk çıkarıyorum ve akşam adama soğuk rüzgarlar estiriyorum
Bu bence eskiden gelen bir mutsuzluk hali ne zaman güzellik yaşayacak olsak içerden bir ses hoop dur sen mutsuzluğu seversin, buda nesi şimdi diyor...
Bir nevi hissizlik ve gelen kafa rahatlığı...
 

Sorun şu ki birkaç ay önce eşimle durumumuzu düzeltme isteğim varken şu an banyo yapmaya bile mecalim yok. Bu yüzden bu ilişkinin tükenmesinden ziyade benim bezmişliğim ile alakalı. Umutsuzluğum eşim ile sınırlı değil ki...
 

Ben mahkum etmiyorum kendi seçiyor bu hayatı. Onun mutsuzluğunun sorumluluğunu da mı ben yükleneyim yahu? Bu evde benimle mutsuzsa gidebilir. Mahkum etmek ne demek. Ben kendi mutsuzluğumdan mesulüm. O kendi kararlarını verebilecek yaşta. Zorla tutmuyorum adamı.
 
Bağırıp çağırıp içinde tutmasan eminim ki kendini böyle mutsuz hissetmeyeceksin. Bende babama bağıramadım sonu bu oldu. Eski sevgililerimde de hep alttan alayım diye düşünüyodum ayrılırken yaptım bunları. Ama sen boşanmayı düşünmüyorsun o nedenle sana içini dök diyorum. Biriktirme içinde.
Şimdi ben sana söylediğim gibi yapıyorum eşime. Yeri geliyor güzel güzel, yeri geliyor bıdır bıdır konuşup söylüyorum. Hiç içimde kalan olmuyor. Kendimi kurmuyorum ona karşı
 

Sonunda ayrıl gitsin diyorsun sen de he mi :) o da bana aynı şeyi söylüyor abla. Sen hiç çabalamadan her şey yoluna girsin istiyorsun diyor. Ben de onun için aynı şeyi düşünüyorum. Anlamıyor ki tiktok programını silip silmemesi mühim değil. Derdim bu değil. Ancak anladım ki benim beklentim asla gerçek olmayacak. Öyle bir adam değil çünkü zorla da olmaz. Sevgi ilgi gösterir belki ben de gösteririm ama temelde sorun sadece bu değil ki. Bizim hayattan Beklentilerimiz, hayata bakışımız çok farklı. Evet farklı insanlar bazen birlikte yürümeyi başarıyorlar ama biz yapamıyoruz işte.
 

Perdeyi kapattığı için değersizleşmiyor adam gözümde. Benim için bu hareketin bir anlamı yok diyorum. Sevgi ile kıskançlığı bağdaştırmıyorum diyorum. Bambaşka bir şey diyorum ama niyeyse farklı algılanıyor.

Kıskançlık hissini eşle sınırlandırmadım ben. Bu his çocukluğumdan beri bende var olmayan ya da çok nadir hissettiğim bir his diyorum. Kardeşimi, annemi, arkadaşımı, iş arkadaşımı da kıskanmadım. Bunda bir tuhaflık da göremiyorum. Seven kıskanır saçmalığını da kabul etmiyorum.
 

Karşıdaki insan yaptığı şeyin normal olduğunu söyleyip buna rağmen kendini aklamaya çalışıp beni suçlarsa ben de onun bakış açısına geçiş yapıp örnek vermek durumunda kalırım ki yaptığım da buydu. Misilleme amacıyla sarf etmedim o cümleyi. Tamamen onun saçma çabası ve suçlama halini önlemek için söylediğim bir cümleydi.
 

Beni insansız hava sahası mutlu ediyor. Mutlu olmayı başarabilen kadının akıllı olması konusuna katılıyorum. Ayrıca bir zeka akıl bilmem ne diye uzayıp gidiyor mevzu ama ben hangi cümlemde akıllıyım zekiyim dedim bilmiyorum ki.
 
Eşinize biraz ağır konuşmuşsunuz bence . Eşiniz size o yakışıklı kaslı adamlar sana baksın bir dakika durmam aranıza girmem tarzı bir şeyler söylese yine nötr mü kalırdınız ? Bence çok kırıcı .
(Sorulmuştur belki de sadece ilk mesajı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…