Tiktok rusları da taşmış gerçekten.


Aman be çözüm buldum düzeldik totomuzdan aşk fışkırıyor diyeceksin sandım sonunda ama meh.

Bana da kendinden nefret ettirdin dedi. Oğlum için devam ediyorum onu her gün görmek için dedi. Ben de ona öl inşallah dedim. Denilenleri sayacaksam benim durum daha vahim bacım :)

Amaçsızım ben evet. Hiçbir şeye ilgim kalmadı ki yapayım. Yks ye girdim sürekli açıktan bölüm okuyup duruyorum diğeri yeni bitti şimdi de sosyoloji okuycam ama tek başına da tatmin etmiyor. Mütemadiyen okuyorum zaten.

Belki oğlan kreşe başlayınca, spor vs beni yorar biraz ama yetmez biliyorum. Bugün eşim çocuk okula başlayacak diye çok korkuyorum hepten boş kalacaksın bana saracaksın diyor. Bilmiyorum bulursam mesleğim dışında part time iş yaparım belki.

Eskiden çok güzel resim yapar, kaligrafi ile uğraşırdım onlara dönerim belki de bilmiyorum. İçimden de gelmiyor artık. Zamanı planlamayı bile unuttum. Sürekli koşturuyorum ama bir şey olduğu yok. Saçma salak bir hayat.

Bugün oğlana yatak almak için mobilyacıya gittim. Adamın cümleyi beş dakika sonra idrak edip ağır ağır konuşmasına tahammül edemeyip çıktım. Mesela eskiden olsa eğlenceli öykünün bir karakteri olurdu bu adam. Eğlenirdim gözlemlerken. Artık tahammül edemiyorum dolayısıyla amacım da olamıyor.

Bence adam da beni eskisi kadar sevmiyor. Taytlı ev hanımı görüntüsü soğuttuysa demek.
 

Kreşe başlayacak ama karşılığında mecburen sigarayı bırakacağım. Ve sigaraya aşığım. Bir mutsuzluk nedeni daha. O kreşteyken spora falan giderim ben de ne yapayım.

Bir ara Park anneleri ile diyalog kurup kendime çevre edinmeye çalıştım ama yok olmadı. Beşinci dakikada girilen mevzular aniden soğuttu beni hayattan. Canım dostum da bana epey uzakta. O olsa yanımda hayat daha kolay olurdu zaten.
 
İmkanın varsa ve eşinle anlaşabilirseniz bu konuda mutlaka git.
Karakter yapılarımızın benzediğini bilerek ama senin kesinlikle benim 5 6 model üstüm olduğunu kabul ederek yazıyorum tüm yorumlarımı.
Bana iyi gelen ve ferahlatan şey, sende mutlaka küçük de olsa bir etki bırakmalı.

Mesela geçtiğimiz hafta, eşim benim küçük oğlanı alıp ailesinin yanına gitti 2 gün.
Ben büyükle yalnız kaldım evimizde.
Allahım böyle bir ‘lüküs’ hayat yok.
Benzer çocuklarımız da olduğundan, herhalde 3 yılda geçirdiğimiz en iyi günleri geçirdik beraber.
O, gülen bir anneye hasret ben ise evde kahkaha seslerine.
En son oyun hamurundan ‘sana yemek yapcam anne sen yapma’ dediğinde bir aydınlanma yaşadım.
Doğru söylüyor çocuk, anne sürekli bir şey yapıyor.
Ya kaçış planı olarak kendimi günün 21 saati aktif şekilde asla yetişmeyecek işe güce verdim ya da gerçekten ben yetemiyorum ki bu çocuk oyunda bile annesi yanında kalsın diye yemek yapıyor.
Ben çocuklar iş güç, zaten büyük sorunlu küçük tazmanya derken, sırtladığım tüm yüklerle hisleri ve yaşamayı unutmuşum.

Bu sebeple, kısa nefesler çok iyi gelir.
Kendini dinlemen, hemgameden kurtulman, hiçbir şeyi planlamadan anı ve istediğin gibi yaşamak insanı ferahlatır.

Ve döverim hayrını göremez o yelloz diye cevap vermen, önce kendin sonra da ikiniz için daha çok atılacak adım olduğunu çünkü ortada hala sevgi olduğunu gösteriyor, tebessümle okudum:)
İşte böyle sal kendini, gerekiyorsa yastıkla döv adamı yahu.
Belki de gerçekten içindeki bu öfkeyi çıkarman gerek, kurduğun cümleyi adam duysa ciğerine basacak seni.
Çünkü hissediyorsun ama anne olmaya o kadar adapte şekildesin ki, bir insan, kadın, eş ve sevgili nasıl olunurdu, nasıl sarılırdınız unuttun gitti...
 
Şimdiye kadar narsist erkek profili gördük kk da. Senin de narsist olma ihtimalini bir araştır derim.
Zeki insanların yaşadığı problemlerden biri bu.. Anormal görmüyorum bu hislerin hiçbirini... Kendim de öyleyim çünkü... Toplumun aforoz kesiminde olmak dışında sıkıntı yok bence, bir kez evlilik denedim çok kısa sürede boşandım... Evlilik insanı olmadığımı farkettiğim gibi annelik duygum da yok... Yani bunlar beni hayata bağlayan aforizmalar içinde değil ki... Haaa şu bir gerçek mutluluk noktasında kendimi mutsuz etmek için Mutlaka bir şey buluyorum. Anlık o kdr değişken ki... Terapi de aldım... Sonuçta duygu dünyamı yine de seviyorum, değiştirmek istemiyorum...
Konu sahibi arkadaşımızın eski konularını biliyorum az çok... Bence boşanmalısın....
 

Yok oğlumun bedensel veya zihinsel bir engeli yok. Hiperaktivite şüphesi olan aşırı zor mizaçlı bir çocuk. Hayatı zindan eden cinsten. Her şeye muhalif, asla hiçbir ortamda ya da durumda birkaç dakikadan fazla sabit durmayan bir cins işte.

Hani bazen bir hevesle tamam idrak hadi hazırlan al oğlunu şuraya git değişiklik olsun diyorum. Daha evden çıkmadan hengame başlıyor. Donla gidicem giymiycem üstümü diyerek başlıyor maceraya, tam kapıdan çıkacakken evin bir yerini yıkarak devam ediyor. Çıktıktan sonra daha da vahim durum. Parkta Oynamaz avmde durmaz, yolda elimi Tutmaz, markette deli dana gibi koşar, mavi otobüse binmek istiyorum diye tutturur, yolun ortasında durup oturur. O kadar yorulur ve canımdan bezerim ki "tamam idrak sen otur evinde boşver hayatı" diyecek noktaya gelirim.
 
Zorlanıyorum aslında diğer konularda herkesin tavsiye ettiği şeyi yapıyorum. Beklemedeyim sadece. Kavga da çıkarmıyorum bir şey de istemiyorum. Gül, sev, sahiplen diyen koca.

ama bir şey istememek, beklememek sana uygun değil demek ki.
sen değişerek sen olmaktan çıkarak mutlu olmayacaksın ki.
iyi niyetle verilmiş tavsiyeler her kişiliğe uymayabilir.
beklemek istiyosan bekle elbette ama vakit kaybediyorsun.
 

Ahahah yav hiç öyle aşk böceğisi olamadım ki ballısı, sen de olamadın biliyorum

Valla benimki bana işe geri dön, boz iznini dedi
Dedim sen kim köpek şurda emzirme dönemi bitsin mecbur döncez zaten izin iki sene.
Kafam falan dağılırmıs falan
Bana sarma demiyo da

Bak şimdi yazımı okudum da ne demişim
Her şey için eh idare eder dediğimde..
Yani İdrak kafamdaki şemalara uygun düştüğümde
İyi bi evlattım bugün
İyi bi anneydim
İyi bi ablayydım be
Fakat evi de iyi temizledim dediğimde sarmmıyorum
Çünkü mükemmeliyetçilik, özeleştiri, kalıplar, kalıplara uygun davransın herkesçilik, olmazsa küstüm oynamıyorumculuk, memnuniyetsizlik bazen, bazen nankörlük, bolca düşünmek ve hayın bir fedöcülük ahaha :dd

Kavgamız kendimizle be
 
Bence hayatı olduğu gibi kabul etmediginiz için iç dünyanız bu halde.Kontrolunuz dışında gelistigi icin hayatiniz bugun bu durumdasiniz.Evet aşık oldunuz evlendiniz bir çocuk yaptiniz ama umduğunuzu bulamadiniz çünkü kolay değildi zor bir cocuktu.Sizi yipratan ilk hayal kirikligi bu olmuş.Butün enerjinizi çocugunuza verirken mucadele ederken eş olmayı birakip sadece anne olmussunuz.Eşiniz sizin gibi bakmamistir eminim olaya çocuk kolaysa aslan oğlum zorsa geri durmalar siz cocuk için mucadele verirken ne yapabilirim diye o komsunun cocugundan bahsediyor gibi davranmıştır.Bence yapacaginiz en iyi şey evladinizi oldugu gibi kabul edin zorsa zor hayati kontrol edemeyiz.Birde siz onun ne kadar zor oldugundan bahsedip durdukca emin olun zor bir cocuk olacaktir sizin ve herkesin gozunde.
 
Yalnız konu süper ötesi. Sen anlatana kadar ken dimi ben bu kadar net anlatamazdim herhalde... Şuan bir uyanış yaşıyorum.
Aynı duygu durumundayim . Bana dokunmayan yılan bin yaşasın modun da. Az ötede oynasin millet istiyorum.. Ve gerçekten uzun zamandır kimseye birşey hissetmiyorum (yavrularım dışında). Onlara da yer yer tahammülüm azalıyor ama yine sabrımı koruyorum. Eş kişisine kıskançlık vs hissetmiyorum. Gerçi zamanında aynı haltlari bizimki de yedi. Yok abi artık yüreğim kipirdamiyor...ona, buna , hatta hiç kimseye.
Teşekkürler beni ayiktirdigin için.
 
Eşin saçma sapan birşeyler izlemiş. Benim eşim izleseydi ben dalga geçerdim, hatta onlar sana bakmaz ki diye alay bile edebilirdim, kıskanmazdım bende senin gibi. İşi kavgaya taşır mıydım diye düşünüyorum, taşımazdım. Tiktok için ince ince laf sokup olayı büyütmezdim.
Bu arada öyle laf sokmaları bende yaptım hayatımda. Şimdi senin konunu okurken aklıma geldi hepsi. Sonra sayfalarca yazılmış cevapları okurken düşündüm bunu. Nedenini de şimdi buldum. Mantıkla karar veren bir insanım. Karşımdaki kişi mantığıma uymuyor ama kalbim seviyosun aslında dediğinde beynimin kalbimi susturma yöntemi bu. Kalbimi, duygularımı en sağlam kasaya kapatıp binlerce kez kilitleyip en ruhsuz, en duygusuz ifademle bir bir sayarım laflarımı. Çünkü bunu yapmazsam onlar hep içimde kalır biliyorum bunu. Duyguları saklamışken konuşmak, lafı tam gediğine sokmak, karşımdakinin en zayıf noktasına vurmak istiyorum. Beni bu hale getiren sensin, senin için üzülemem, işte al sonunda senin hakkında düşüncelerimi duy demek bir nevi. Ben bunu eski sevgililerime yaptım ama ondan önce babama yaptım üstelik 10 yaşındayken. Şu an 28 yaşındayım ve babamın içinde kalmış laflarım var. Geriye dönüp bakınca söylemeseydim demedim 1 gün bile, keşke beni o raddeye getirmeseydin dedim. Pişman mıyım hayır. Hala bile duygu göstermem o konuda. Annem içlenir nasıl söyledin onu diye ama söyledim.
Senin eşinle durumunu da kendime benzetiyorum. Bazen gelinen nokta insanı mekanikleştiriyor. Acıma duygun olmadan aklından geçeni filtrelemeden söyletiyor. Ama karşı tarafın hep içinde kalan lafların vardır, böyle devam edersen bunlar çoğalacak eşinde. Kendini sana karşı savunmayacak bir noktadan sonra çünkü sen geldiğin noktaya, onu da çekeceksin. Karşılıklı duygusuz bir çift olacaksınız.
Bu arada çocuğunun bu kadar seni yormasının sebebinin evde anlamlandıramadığı bir gerilimden kaynaklandığını düşünüyorum. Aklı ermeye başladığında bu huylarının yerini ya isyan ya içe kapanıklık alacak.
Eşinle oturup insan gibi konuşalım olayını bırakın. Bağıra çağıra küfrede küfrede kusun birbirinize kininizi. Gerekiyorsa çocuğu bir hafta sonu yollayın birine 2 gün ne var ne yok sayın. İçinizi boşaltınca zaten empati yeteneğiniz geri gelmeye başlar.
 
ınanın su saydıklarınızın yarısını yasadıgım ulkede cocuklar sadece cocuk oldugu ıcın yapıyorlar. avm de yuvarlanan cocuklardan yolda yere yatıp agız burun yolu yalayanlar mı dersın. markette daha yurumeyı yenı ogrenmıs bebenın meyve reyonunda meyvelerı tutup tutup fırlatması ustune dengesını saglamayıp yere yuvarlanması mı; bunlar benım dısarıya cıktıgımda karsılastıgım gunluk senaryolar daha da cogaltırım. ama dıger yanda da 10 yasındakı oglunun sadece ona anne dıyebılmesı ve tek basına bır adım atabılmesı ıcın kendınden vazgececek anneler. ben sızın sorunlarınızı kucumsemıyorum ama cozulemeyecek basacıkılamayacak seyler degıl ınanın. cozmeye cesaretınız yok sadece ve bu sekılde devam edersenız en guzel en dınamık en aklı basında oldugunuz caglarınızı harcayıp gıdeceksınız. bedenınız, zekanız ve zamanınız en buyuk servetınız siz bunları bır hıc ugruna harcıyorsunuz. sız bu dunyada varsınız, varlıgınızı yok sayarak devam edemezsınız.
 

En son bana sımsıkı sarıldığında oynadığı at yarışının sonucunda verdiği hasarı affettirmek istiyordu üç yıl önce. Ve benim aklıma eşimin sarılması bu şekilde kodlandı. Aksini düşünemedim ve hissedemedim. Yine ne bok yedi de sarılıyor ya da kesin bir hata yaptı onu terk etmeyeyim diye yalandan sarılıyor samimi değil vs diye düşünüp hissedince aynı karşılığı veremedim. Bir süre sonra o da sarılmaktan vazgeçti zaten.

Ben söylenenleri unutuyorum çoğu zaman ama bana acı veren durumlarda yaşadığım hissi asla unutamıyorum. Hep aynı tazelikte kalıyor ki bu da öfkemi besliyor.

Bir de niyeyse gerçek olduğuna ikna olamıyorum hiçbir hissin. Hep altında bir şey var ya da kesin kötü olacak sonrasında endişesi oluyor. Tuhaf bir durum biliyorum.

Geçen hafta benim sıpayı halası gezmeye götürdü. Eşim de tüm gün evde yoktu. Allahım o nasıl bir mutluluk. Kolumu bacağımı nereye koyacağımı şaşırdım. Inanılmaz iyi geldi ama günün sonuna doğru evladım olaydı da televizyona tekme ataydı duygusallığına kaydım. Günlerce gidebilir miyim bilmiyorum küçük sıpamı özlerim.
 
Yaşadıklarinizi okuyunca kendi duygularimi gördüm sanki. Hiçbir şeyin heyecenlandirmamasi, boşluk hissi ve notrluk. Cinsellik denilen şeyden soğuyorum haberleri görünce . İnsanların hayvanlasmasi beni cinselliğin kutsallığı dan uzaklaştırıyor. Bir de babamın buna çok düşkün olması. Bknz. Açtığım eski konum.. neyse bugün bir haber izledim. Kadın sevgilisiyle kendi çocuğunu döverek öldürüp tandirin içine poşetle atmış. Çocuğun videoları da vardı. İçim çok tuhaf oldu. Üzülme gibi artık bu dünyadan ve insanlardan igrenme gibi. Bilmiyorum belki olgunlasiyorum ama yavrum olmasa bu dünyaya karşı pek hevesim yok. Ama korkuyorum aynı zamanda karşısına kötü kişilerin çıkmasından.
 
Hepimizin hayatlarında farklı dönemler ve sıkıntılar var , benim de çok bunaldığım zamanlar oldu ama kalkmak için kendime sebepler buldum, hayatı çok fazla pollyannacılığa yada nasip kısmete bağlayarak konuşmayı sevmiyorum, kendimi zorlamadıkça hiçbir şey değişmedi çünkü şimdiye kadar. İnsan kendini saldıkça işler iyice kötüye gidiyor, Belki ben yeni evli ve çocuksuz olup hala iş hayatım için atanmaya çalıştığım için hayat yeni başlıyor gibi geliyordur bana. Yoksa bende üniversitede arkadaşlarımla dertsiz tasasız geçirdiğim günleri özlüyorum, yavaştan yaşlandığımı hissediyorum ama en önemli şey yanınızda mutlu olduğunuz kişilerin olması. Yaşlılığa giderken ailenizle mutluysanız zaten tükenmiş hissetmezsiniz. Eşinizle sorunlarınız çözülse içiniz yaşam sevinciyle dolar, o yüzden karşılıklı halletmeye çalışsanız dedim . Bu saatten sonra aranızdaki iletişim bu şekilde devam ederse hep mutsuz olacaksınız, bir ömür neden öyle geçsin. Ayrılmaya sıcak bakmayanlar aralarındaki sorunu çözmedikçe ikisine de zulüm gibi geçer zaman.
 
Sizin konularınıza denk geldikce bakıyorum. Kimseyi kırmak istemem ama sizin çok beylik laflarınız var özellikle eşinize karşı her sorunda tavrınız onu böcek yerine koymak gibi. Bu kadar kibirli olmayın adam yıllardır bu evliliği bozmamış sabır etmiş ne olur bi silkelenip evinize,eşinize, çocuğunuza adapte olsanız. Siz değişseniz o evlilik değişir. Sizde sürekli ama o öyle yaptı,ama o bunu demişti, ama ama ama diyen kadınlardansınız.Madem değişmeye niyetiniz yok neden depresif,mutsuz,memnuniyetsiz bir kadınla hayata mahkum ediyosunuz eşinizi ve çocuğunuzu
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…