Millet Avrupa'da öyle yapıyor zaten. Oturuyor evini eğer çok üst kademeli bir çalışan değilse kendi temizliyor. Yok yapmak istemez ise çağırıyor, paşa paşa parasını veriyor ve dediğim gibi laf eden de yok. Evine düzenli kadın alabilen bir Alman öğretmen de yok kolay kolay. Bizim memlekette konu sahibi değil herkes öyle herkes başkası ile kıyaslıyor. Hastane de hemşire doktor maaşına göz dikiyor, adliyede katıp hakim maaşına, doktorlar desen herkes sürünsün en çook maaşı kendi alsın diyor. Beyaz yaka mavi yakayı köle görüyor. Öğretmenler desen en çok parayı onlar alsın ama kimse izinlerini günlük çalışma saatlerini konuşmasın istiyor ve bunu da ne hikmetse hep en azından üniversite okumuş insanlar yapıyor. Arkadaşım medeni memlekette kendi maaşına talep ederken kendini gidip senin ile hiç alakası olmayan ve kendine göre bir sürü farklı zorluğu ve sorumluluğu alan, eğitim ve mesleğe kabul şartları çok farklı ona başka bir meslek ile kıyaslayamazsın. Herkes maaşını insanların hayatını ne kadar zehir edebileceği ihtimalinden tem vurarak arttırma peşinde. Doktor bir neşter darbesi yeter der, öğretmen yok çocuğun psikolojisi bozulursa nesiller kurtulmaz der, hakim bir imza ile insan hayatı ile oynuyorum der, mühendis geçen depremleri örnek gösterir bir imzamın yanlışlığı ya da maddi açıdan zora düşmem insanların hayatı ile oynuyor diye zam ister. Hepsi meslekte yapmaları halinde ağır hukuki ve cezai sorumluluğu olan şeyleri tehdit unsuru olarak kullanıyor. Ancak hepsi beden işçisinin maaşına laf eder. Temizlik işçisine, bakıcıya sigorta yaptırmak zor gelir. Bu yüzden de meleket bir adım ileriye gidemiyoruz. Herkes insanca yaşayacağı kadar maaşı hak ettiğini bir anlamıyoruz. Ben eğer kendinden üst statüde çalışan adamın maaşına laf ederlerse madem o kadar kolaydı o mesleği olmak ve yapmak sen de olsaydın, kendinden alt statü olarak gördüğü temizlik işi hizmet sektörü gibi işlerde çalışanların maaşını diline dolayanlarada madem kolay diploma gerektirmiyor sen yapsaydın diyorum. Madem o kadar kolay ol ve yap yani. Bu bencillikten vazgeçmeden ülke olarak biz daha çok sürünür üzülürüz.