Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Onunla hiç görüşmüyor olmanıza inanın çok sevindim. Affedilir yanı yok çünkü.Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Haklısınız. Eğer bir gün saygı duyacak, ya da duymayacak kadar ona yaklaşabilirsem bunu hatırlamak isterim.
Onunla hiç görüşmüyor olmanıza inanın çok sevindim. Affedilir yanı yok çünkü.
Birçok kişi bunu başaramıyor.
Eşiniz de sorun etmiyorsa, kayınvalide karışmıyorsa pekala pek güzel.
Hoş ne diyebilirler de..
Elti adına utanıyorlardır, yazık.Bu konuların açılmasından son derece çekiniyorlar. Kınadan bu yana bu konuyu kimse benimle konuşmadı. Çünkü söyleyecek çok şeyim var. Biliyorlar.
İnanmıyorum inanamıyorum çok üzüldüm senin adına gerçekten o şerefsiz karı mi dedi sana bunları ya gece gece sinirim hopladı beyinsiz aşağılık insan müsveddesi bu ne terbiyesizlik sanki kendi kınası ona ne ya ona ne arkadaş görüşme kesinlikle bu insanlar size evliliginize büyük zarar verir Allahın dan bulsun terbiyesiz kadın22'sinde genç bir kadınsın. Yeni evlisin ve yeni tanışacağın gizemli bir eltin, gizemli bir görümcen var. Belki de gizemli arkadaşların.. Görüşme tamamlanıyor ve mis gibi gülücüklerle veda ediliyor.
Ve aklında tek bir soru, "Benim için ne dedi? Hakkımda ne düşünüyor? Acaba beni sevdi mi?"
Anladım ki aslında önemli olan, onların benim için ne düşündüğü değil, benim onlar için ne düşündüğüm, ne hissettiğimmiş. Bıraktığım izlenimin derdine düşeceğime, bunu hak edip hak etmeyeceği yönünde birkaç izlenim de ben edinseymişim.. Hani azıcık sevgi pıtırcığı süslü hanımcık olmaktansa, daha sessiz kalan taraf olsaymışım. Sorular soran taraf olmayı bıraksaymışım da, azıcık cevap veren taraf olsaymışım ya?
Bırak sana soğuk nevale desinler. Bırak senden hoşlanmasınlar. Hep aynı son değil mi, samimiyetsiz insanlar karşısında yaşadığımız tek taraflı ilgicikler, sevgicikler.
Öyleleri var ki, öyle ciciş ciciş olmuyorlar işte.
Sanırsın ki sana bayılıyor. Ne sohbetler, ne muhabbetler.. Bir sürü ortak nokta! Aman Allahım ne kadar da iyi bir insan. Kesin birbirimiz için aynı şeyleri düşünüyoruz. Yani resmen siz birbiriniz için yaratılmış eltiler, görümceler, arkadaşlar gibisiniz.
Pır pır pır tutuyoruz eteklerimizden hoppidik hoppidik o buluttan o buluta kelebekler gibi hoplarcasına..
Yapma be şekerim yapma. O kadar masum değil. Kimse sana senin kadar özverili değil. Kimse sana senin gibi gülerken samimi değil! Değil gülüm, değil.. İki kahve içtiniz de "kanka" mı oldunuz..
Sonra hoop, ponçik popoya bir tekme! Tekmenin manen karşılığı olarak, ya gidip arkandan seni çekiştirir. Artık ne bulabiliyorsa onu işte.. Sonra milletin içinde seni rencide etmenin derdine düşer. Oda yetmezmiş gibi haddine düşmeyen özelinize yorum yapmalara başlar. Akıl verirler.. Ya da belki kına gecenize kara bir leke bırakırlar!
En ufak bir yanlış anlaşılmaya bakar. İçinde ne var ne yok döküverir, şok olursun. Ne gerek var halbuki bu kadar çirkinleşmeye. E hani sana can ciğer sarılmaları, öpücükleri, gülücükleri?
Anlık bir dejavudan sonra, aptalca başladığımız yere geri dönüyoruz..
Sanırım bazen,
Haketmeyen herkes için üzülüyoruz.
Değer vermeye kimden başlayacağımızı bilemiyoruz..
Bilemeyiz ki..
Demem o ki, zaman ver.
Biraz daha sabret.
Durmadan masaya koyma şu %100'ünü.
Sadece kahveni iç,
Biraz bekle,
Ve gülümse..
(Yazdığım yazıyı deneme zannedenler olmuş.. Ya da edebi eser. Açıkçası hoşuma gitti, teşekkür ederim. Ama hayır, ben sadece eltimle, görümcemle ve gerçekten bazı arkadaşlarımla yaşadığım bu sıkıntımı, içimi dökercesine biraz da kendimle kavga ederek paylaşmak istedim. Herkesin kendini ifade şekli farklıdır. Beni tanıyanlar konuşma dilimi, yazı dilimi, dertleşme biçimimi iyi bilirler. Yine de küçük bir ekleme yapacağım. Sanırım ancak bu şekile binlerce "makale güzel olmuş" yorumundan sıyrılabilirim..
Anlatmak istemiyordum aslında. Geride kaldı. İstemeyerek yazıyorum biraz da.
Eltimle tanıştığımızda hayatımda gördüğüm en mükemmel insan olduğunu düşünüyordum. Öyle hissettiriyordu. Yakınlığı, samimiyeti.. Kendimi çok yakın hissediyordum kendisine. Belki bir ilki yaşıyorum ve eltimi seviyorum saçmalığına kapılmıştım. Sonra eltim canavara dönüştü. Bende bu enteresan değişime şok geçirip durdum.
Kapalı bir bayanım. Annem aynı şekilde.. Bildiğiniz üzere kına gecesi kadınlar arasında olur. Kına kız tarafına aittir. Bizde salon tuttuk, o güne özel annemle açılmak istedik. İstediğimiz gibi giyinip kadın kadına kurtlarımızı dökmek niyetindeydik. Nasıl olsa erkek olmayacaktı. Garsonlar bile bayandı..
Muazzam dekolteli elbisemle birlikte saçlarım yapıldı. Anneminde aynı şekilde. Gelin odasında bekliyoruz. Derken kına gecesine gelen bir beyefendinin aşağıda oturduğunu görünce kibarca kendisine durum izah edildi ve çıktı kendisi.
Eltim hışımla yanımıza geldi ve
" Bu ne yobazlık! Çingene misiniz! Pislik, kınanı evinde yapsaydın. Erkeklerde gelicek."
Aşağı inip anosla "kimse oynamayacak!"
Annem at yüzüğü diye yalvarıyor rezil olduk kız tarafı olarak.. Ben ağladım, durdum.. O halimle o adami orada tuttugu icin inemedim de. Sonra cikardilar adami. Ne heves ne birsey kalmadi.. Sonra komple esimin tarafi evimize gelip ozur dilediler. Eltin yok tabi..
Durum buydu arkadaslar. Ben anlatmak istemedim. Sadece insanlarin cok farkli gorunup bir anda sekil degistirmesinden duydugum rahatsizligi ifade ettim. Cok fazla "deneme yazisi" "makale" tasinmasi gereken bir konuymus gibi mesajlar aldigim icin, o kisilerin anlayacagi sekilde ek yaptim. Bana gore gereksiz..
Sanat sanat ıcın mi sanat dert ıcın mi :)Kompozisyon yazılarını hiç sevmezdim hala sevmem roman yazsanız burayada asıl derdinizi kısa ve öz yazsanız nekadar güzel olur
Diğer arkadaşların tabiriyle 'makaleniz' bana çok açıklayıcı geldi. Eğer derdinizi böyle anlatabiliyorsanız böyle anlatırsınız. Derdiniz gayet açık ve net anlaşılıyor ekleme yapmanıza bile gerek yoktu. Tebrik ederim güzel bir diliniz var22'sinde genç bir kadınsın. Yeni evlisin ve yeni tanışacağın gizemli bir eltin, gizemli bir görümcen var. Belki de gizemli arkadaşların.. Görüşme tamamlanıyor ve mis gibi gülücüklerle veda ediliyor.
Ve aklında tek bir soru, "Benim için ne dedi? Hakkımda ne düşünüyor? Acaba beni sevdi mi?"
Anladım ki aslında önemli olan, onların benim için ne düşündüğü değil, benim onlar için ne düşündüğüm, ne hissettiğimmiş. Bıraktığım izlenimin derdine düşeceğime, bunu hak edip hak etmeyeceği yönünde birkaç izlenim de ben edinseymişim.. Hani azıcık sevgi pıtırcığı süslü hanımcık olmaktansa, daha sessiz kalan taraf olsaymışım. Sorular soran taraf olmayı bıraksaymışım da, azıcık cevap veren taraf olsaymışım ya?
Bırak sana soğuk nevale desinler. Bırak senden hoşlanmasınlar. Hep aynı son değil mi, samimiyetsiz insanlar karşısında yaşadığımız tek taraflı ilgicikler, sevgicikler.
Öyleleri var ki, öyle ciciş ciciş olmuyorlar işte.
Sanırsın ki sana bayılıyor. Ne sohbetler, ne muhabbetler.. Bir sürü ortak nokta! Aman Allahım ne kadar da iyi bir insan. Kesin birbirimiz için aynı şeyleri düşünüyoruz. Yani resmen siz birbiriniz için yaratılmış eltiler, görümceler, arkadaşlar gibisiniz.
Pır pır pır tutuyoruz eteklerimizden hoppidik hoppidik o buluttan o buluta kelebekler gibi hoplarcasına..
Yapma be şekerim yapma. O kadar masum değil. Kimse sana senin kadar özverili değil. Kimse sana senin gibi gülerken samimi değil! Değil gülüm, değil.. İki kahve içtiniz de "kanka" mı oldunuz..
Sonra hoop, ponçik popoya bir tekme! Tekmenin manen karşılığı olarak, ya gidip arkandan seni çekiştirir. Artık ne bulabiliyorsa onu işte.. Sonra milletin içinde seni rencide etmenin derdine düşer. Oda yetmezmiş gibi haddine düşmeyen özelinize yorum yapmalara başlar. Akıl verirler.. Ya da belki kına gecenize kara bir leke bırakırlar!
En ufak bir yanlış anlaşılmaya bakar. İçinde ne var ne yok döküverir, şok olursun. Ne gerek var halbuki bu kadar çirkinleşmeye. E hani sana can ciğer sarılmaları, öpücükleri, gülücükleri?
Anlık bir dejavudan sonra, aptalca başladığımız yere geri dönüyoruz..
Sanırım bazen,
Haketmeyen herkes için üzülüyoruz.
Değer vermeye kimden başlayacağımızı bilemiyoruz..
Bilemeyiz ki..
Demem o ki, zaman ver.
Biraz daha sabret.
Durmadan masaya koyma şu %100'ünü.
Sadece kahveni iç,
Biraz bekle,
Ve gülümse..
(Yazdığım yazıyı deneme zannedenler olmuş.. Ya da edebi eser. Açıkçası hoşuma gitti, teşekkür ederim. Ama hayır, ben sadece eltimle, görümcemle ve gerçekten bazı arkadaşlarımla yaşadığım bu sıkıntımı, içimi dökercesine biraz da kendimle kavga ederek paylaşmak istedim. Herkesin kendini ifade şekli farklıdır. Beni tanıyanlar konuşma dilimi, yazı dilimi, dertleşme biçimimi iyi bilirler. Yine de küçük bir ekleme yapacağım. Sanırım ancak bu şekile binlerce "makale güzel olmuş" yorumundan sıyrılabilirim..
Anlatmak istemiyordum aslında. Geride kaldı. İstemeyerek yazıyorum biraz da.
Eltimle tanıştığımızda hayatımda gördüğüm en mükemmel insan olduğunu düşünüyordum. Öyle hissettiriyordu. Yakınlığı, samimiyeti.. Kendimi çok yakın hissediyordum kendisine. Belki bir ilki yaşıyorum ve eltimi seviyorum saçmalığına kapılmıştım. Sonra eltim canavara dönüştü. Bende bu enteresan değişime şok geçirip durdum.
Kapalı bir bayanım. Annem aynı şekilde.. Bildiğiniz üzere kına gecesi kadınlar arasında olur. Kına kız tarafına aittir. Bizde salon tuttuk, o güne özel annemle açılmak istedik. İstediğimiz gibi giyinip kadın kadına kurtlarımızı dökmek niyetindeydik. Nasıl olsa erkek olmayacaktı. Garsonlar bile bayandı..
Muazzam dekolteli elbisemle birlikte saçlarım yapıldı. Anneminde aynı şekilde. Gelin odasında bekliyoruz. Derken kına gecesine gelen bir beyefendinin aşağıda oturduğunu görünce kibarca kendisine durum izah edildi ve çıktı kendisi.
Eltim hışımla yanımıza geldi ve
" Bu ne yobazlık! Çingene misiniz! Pislik, kınanı evinde yapsaydın. Erkeklerde gelicek."
Aşağı inip anosla "kimse oynamayacak!"
Annem at yüzüğü diye yalvarıyor rezil olduk kız tarafı olarak.. Ben ağladım, durdum.. O halimle o adami orada tuttugu icin inemedim de. Sonra cikardilar adami. Ne heves ne birsey kalmadi.. Sonra komple esimin tarafi evimize gelip ozur dilediler. Eltin yok tabi..
Durum buydu arkadaslar. Ben anlatmak istemedim. Sadece insanlarin cok farkli gorunup bir anda sekil degistirmesinden duydugum rahatsizligi ifade ettim. Cok fazla "deneme yazisi" "makale" tasinmasi gereken bir konuymus gibi mesajlar aldigim icin, o kisilerin anlayacagi sekilde ek yaptim. Bana gore gereksiz..
Diğer arkadaşların tabiriyle 'makaleniz' bana çok açıklayıcı geldi. Eğer derdinizi böyle anlatabiliyorsanız böyle anlatırsınız. Derdiniz gayet açık ve net anlaşılıyor ekleme yapmanıza bile gerek yoktu. Tebrik ederim güzel bir diliniz var
Aynı fikirdeyim ben de sevmem makale,okurken çok sıkıldımKompozisyon yazılarını hiç sevmezdim hala sevmem roman yazsanız burayada asıl derdinizi kısa ve öz yazsanız nekadar güzel olur
Sanat sanat ıcın mi sanat dert ıcın mi :)
Diğer arkadaşların tabiriyle 'makaleniz' bana çok açıklayıcı geldi. Eğer derdinizi böyle anlatabiliyorsanız böyle anlatırsınız. Derdiniz gayet açık ve net anlaşılıyor ekleme yapmanıza bile gerek yoktu. Tebrik ederim güzel bir diliniz var
22'sinde genç bir kadınsın. Yeni evlisin ve yeni tanışacağın gizemli bir eltin, gizemli bir görümcen var. Belki de gizemli arkadaşların.. Görüşme tamamlanıyor ve mis gibi gülücüklerle veda ediliyor.
Ve aklında tek bir soru, "Benim için ne dedi? Hakkımda ne düşünüyor? Acaba beni sevdi mi?"
Anladım ki aslında önemli olan, onların benim için ne düşündüğü değil, benim onlar için ne düşündüğüm, ne hissettiğimmiş. Bıraktığım izlenimin derdine düşeceğime, bunu hak edip hak etmeyeceği yönünde birkaç izlenim de ben edinseymişim.. Hani azıcık sevgi pıtırcığı süslü hanımcık olmaktansa, daha sessiz kalan taraf olsaymışım. Sorular soran taraf olmayı bıraksaymışım da, azıcık cevap veren taraf olsaymışım ya?
Bırak sana soğuk nevale desinler. Bırak senden hoşlanmasınlar. Hep aynı son değil mi, samimiyetsiz insanlar karşısında yaşadığımız tek taraflı ilgicikler, sevgicikler.
Öyleleri var ki, öyle ciciş ciciş olmuyorlar işte.
Sanırsın ki sana bayılıyor. Ne sohbetler, ne muhabbetler.. Bir sürü ortak nokta! Aman Allahım ne kadar da iyi bir insan. Kesin birbirimiz için aynı şeyleri düşünüyoruz. Yani resmen siz birbiriniz için yaratılmış eltiler, görümceler, arkadaşlar gibisiniz.
Pır pır pır tutuyoruz eteklerimizden hoppidik hoppidik o buluttan o buluta kelebekler gibi hoplarcasına..
Yapma be şekerim yapma. O kadar masum değil. Kimse sana senin kadar özverili değil. Kimse sana senin gibi gülerken samimi değil! Değil gülüm, değil.. İki kahve içtiniz de "kanka" mı oldunuz..
Sonra hoop, ponçik popoya bir tekme! Tekmenin manen karşılığı olarak, ya gidip arkandan seni çekiştirir. Artık ne bulabiliyorsa onu işte.. Sonra milletin içinde seni rencide etmenin derdine düşer. Oda yetmezmiş gibi haddine düşmeyen özelinize yorum yapmalara başlar. Akıl verirler.. Ya da belki kına gecenize kara bir leke bırakırlar!
En ufak bir yanlış anlaşılmaya bakar. İçinde ne var ne yok döküverir, şok olursun. Ne gerek var halbuki bu kadar çirkinleşmeye. E hani sana can ciğer sarılmaları, öpücükleri, gülücükleri?
Anlık bir dejavudan sonra, aptalca başladığımız yere geri dönüyoruz..
Sanırım bazen,
Haketmeyen herkes için üzülüyoruz.
Değer vermeye kimden başlayacağımızı bilemiyoruz..
Bilemeyiz ki..
Demem o ki, zaman ver.
Biraz daha sabret.
Durmadan masaya koyma şu %100'ünü.
Sadece kahveni iç,
Biraz bekle,
Ve gülümse..
(Yazdığım yazıyı deneme zannedenler olmuş.. Ya da edebi eser. Açıkçası hoşuma gitti, teşekkür ederim. Ama hayır, ben sadece eltimle, görümcemle ve gerçekten bazı arkadaşlarımla yaşadığım bu sıkıntımı, içimi dökercesine biraz da kendimle kavga ederek paylaşmak istedim. Herkesin kendini ifade şekli farklıdır. Beni tanıyanlar konuşma dilimi, yazı dilimi, dertleşme biçimimi iyi bilirler. Yine de küçük bir ekleme yapacağım. Sanırım ancak bu şekile binlerce "makale güzel olmuş" yorumundan sıyrılabilirim..
Anlatmak istemiyordum aslında. Geride kaldı. İstemeyerek yazıyorum biraz da.
Eltimle tanıştığımızda hayatımda gördüğüm en mükemmel insan olduğunu düşünüyordum. Öyle hissettiriyordu. Yakınlığı, samimiyeti.. Kendimi çok yakın hissediyordum kendisine. Belki bir ilki yaşıyorum ve eltimi seviyorum saçmalığına kapılmıştım. Sonra eltim canavara dönüştü. Bende bu enteresan değişime şok geçirip durdum.
Kapalı bir bayanım. Annem aynı şekilde.. Bildiğiniz üzere kına gecesi kadınlar arasında olur. Kına kız tarafına aittir. Bizde salon tuttuk, o güne özel annemle açılmak istedik. İstediğimiz gibi giyinip kadın kadına kurtlarımızı dökmek niyetindeydik. Nasıl olsa erkek olmayacaktı. Garsonlar bile bayandı..
Muazzam dekolteli elbisemle birlikte saçlarım yapıldı. Anneminde aynı şekilde. Gelin odasında bekliyoruz. Derken kına gecesine gelen bir beyefendinin aşağıda oturduğunu görünce kibarca kendisine durum izah edildi ve çıktı kendisi.
Eltim hışımla yanımıza geldi ve
" Bu ne yobazlık! Çingene misiniz! Pislik, kınanı evinde yapsaydın. Erkeklerde gelicek."
Aşağı inip anosla "kimse oynamayacak!"
Annem at yüzüğü diye yalvarıyor rezil olduk kız tarafı olarak.. Ben ağladım, durdum.. O halimle o adami orada tuttugu icin inemedim de. Sonra cikardilar adami. Ne heves ne birsey kalmadi.. Sonra komple esimin tarafi evimize gelip ozur dilediler. Eltin yok tabi..
Durum buydu arkadaslar. Ben anlatmak istemedim. Sadece insanlarin cok farkli gorunup bir anda sekil degistirmesinden duydugum rahatsizligi ifade ettim. Cok fazla "deneme yazisi" "makale" tasinmasi gereken bir konuymus gibi mesajlar aldigim icin, o kisilerin anlayacagi sekilde ek yaptim. Bana gore gereksiz..