şuanda Sessiz Oda isimli bir kitap okuyrum, yazarı ve aynı zamanda kahramanı olanLori Schiller Şizofren hastası. tabiki bir kitapla bu hastalığı anlamak imkansız ama okudukça ve abimden dolayı edindiğim tecrübelere dayanarak aklıma takılan soruları, iznizle burda paylaşmak istiyorum. yazar bu kitapta herşeyin beyninede konuşmaya başlayan biri yada birileri ile başladığından bahsediyor. abim hep kendi kendine gülerdi. boşluğa orda biri varmış gibi anlamlı bakardı. bazen bize bakarken de öyle derin bir bakış atardı ki , kanımın damarlarımda donduğunu hissederdim. şimdi iyi şükür ama ben hala ona bakmaya çekinirim. bu konuşmalar zaman zaman bende de olur. beynimin içinde birisi , özellikle kafaya bir şeyi taktığım zaman sürekli konuşur. yalvarırım sus diye ama o hiç susmaz. anlattıkça anlatır. fikirler geliştirir. böyle durumlarda çoğu kez sabahlarm. çok sık olmaz bu . sadece son zamnalrda üst üste yaşadım . ve açıkçası tedirgin oldum.:18:
bu birinci noktaydı. diğeride şu. kitabın kahramanı lori, dışardan bakıldığında fazla aktif , birbirinden bağımsız pek çok aktiviteye devam eden başaralı bir kız. bir diğer şizofren hastası Joyn Nash gibi. acaba bu hastalığı yaşayan biri, beyinde yaşanan bu sonsuz diyaloglardan kurtulmak adına kendini farklı aktivitelere mi yönlendiriyor. bu da hastayı başarılı kılıyor. olabilrmi acaba.
çok basitçe dile getirdiğim bu durumlar benim minik, iddasız tespitlerim. kitaba devam ettikçe aklıma gelenleri paylaşacağım.
ha bide şu var. hastalık başlama aşamasında kişinin beynine sen günahkarısn, yada hatalısın , suçlusun gibi olumsuz mesajlar mı gönderiyor acaba. çünkü bakıldığında hasta olan kişi gerçekte yapmadığı ama yaptığını sandığı olumsuz hatta korkunç eylemlerden kendini sorumlu tutuyor.
şimdilik bu kadar.
bu birinci noktaydı. diğeride şu. kitabın kahramanı lori, dışardan bakıldığında fazla aktif , birbirinden bağımsız pek çok aktiviteye devam eden başaralı bir kız. bir diğer şizofren hastası Joyn Nash gibi. acaba bu hastalığı yaşayan biri, beyinde yaşanan bu sonsuz diyaloglardan kurtulmak adına kendini farklı aktivitelere mi yönlendiriyor. bu da hastayı başarılı kılıyor. olabilrmi acaba.
çok basitçe dile getirdiğim bu durumlar benim minik, iddasız tespitlerim. kitaba devam ettikçe aklıma gelenleri paylaşacağım.
ha bide şu var. hastalık başlama aşamasında kişinin beynine sen günahkarısn, yada hatalısın , suçlusun gibi olumsuz mesajlar mı gönderiyor acaba. çünkü bakıldığında hasta olan kişi gerçekte yapmadığı ama yaptığını sandığı olumsuz hatta korkunç eylemlerden kendini sorumlu tutuyor.
şimdilik bu kadar.