Sizin Çocuklarınızda Böyle mi

şu yemek konusunu biraz açabilir misiniz? Bizde yemek konusunda çok sıkıntı yaşıyoruz. Sevdiği bikaç yemek dışında asla başka bir şey yemiyor. Nasıl alıştırdınız, nasıl bir yol izlediniz. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

Öncelikle yemekte oyun meselemiz vardı bizim, yemekleri bardağa doldurur, mıncırır falan filan, anlatmayayım çok mide bulandırıcı.
Ama daha kötüsü tabak fırlatma, yemekleri atma eğilimi.
Hepsi bitti bunların, seçme konusunda ise yanlışımı gördüm.

İl etap olarak porsiyon ayarlamayı öğretti ve o gün evde pişen her şeyden çocuğa da sunulması gerektiği.
Önüne küçük kasesinde salatası, yoğurdu, bardağında suyu, kasede çorbası ve ana yemek olarak azar azar konulması, çocuğun buna gözü alışarak aslında ne yemesi gerektiğini öğrendim.

Bundan sonraki etap, çok az miktarlarda yemeğini yediğinde, övgüsünü alması ve ona bunu yapabileceğini göstermek.

Üçüncü ve son etap ise yemeğini bitirmeyenin, bir sonraki aşamaya geçememesi.
Örneğin meyve mi yenecek, dışarı mı çıkılacak, hayır.
Yemek etabını tamamlamayan çocuk, bir sonrakine geçemiyor, ne olursa olsun.
Dönüp o yemeği bitirmeli çünkü bu bir görev.
Yememeyi seçiyorsa o akşam başka hiçbir şey yemeden, uyumadan önce sütünü içerek uyur.

Hala yemek seçiyor ama diretmiyorum.
Eskiden çok diretirdim ya da tamamen kabul edip o yemeği pişirmezdim.
Şuan bambaşka, sadece onların sevdikleriyle bizimkini kombinliyor ve tercihi ona bırakıyorum.

Mesela tabağında fasulyeyi yemiyor, içindeki boncuk kısımları yemesinin yeterli olduğunu söylüyorum ya da o yemek yerine çorbayı 2 kase içmesini.

Bu arada uyarıldığım en önemli nokta ‘eğer yaparsan, eğer edersen’ kelimeleri yerine olumlu pekiştireç olan ‘bunu yapanlar, edenler, bitirenler şimdi oyuna gidiyor’ cümleleri.
Ya da ‘yemeğiyle oyun oynayanlar, bu akşam lego yapımına katılamayacak’ gibi.
Koşullu cümleler yerine göreve odaklı cümleler kuruyorum.
 
öyle yapacağım.Pedagog araştırmaya başladım simdi
Ülkemizde pedagog yok, "gerçek" pedagoglarada ulşamak zor. Çocuk psikoloğuna gidebilirsiniz. Ama işin içinde olan biri olarak yazıyorum ( küçük yaş grubuyla çalışan psikolojik danışmanım) , nereye giderseniz gidin sizin kendinizi değiştirmeniz gerekecek. Yani bir önceki mesajımda masal okumayın aç kalsın dediğimde ben yaparım annem yapmaz dediniz. Psikologda bunu söyleyecek cevabınız yine aynı olacaksa boşu boşuna gitmeyin derim.
 
Çocuk çok tuhaf bir şey.
3 yaşında olana doğumgününde bezi bıraktırdık iki hafta önce.
Aylar öncesinden psikolojisini hazırladık, pasta üflediğimiz gün büyüyeceğiz bezimiz olmayacak vs.
Zaten abisi var, her tuvalete girişte küçük de geliyor.

Neyse uzatmayayım, günde 4 sefer hatta her yediği şey sonrası kaka yapan çocuğum 3 gün kaka tuttu.
Tutması mesele değil, büyük de tutmuştu bırakırken ama çocuğun fizyolojik yapısına aykırı, 1 öğün yapamasa karnı ağrır, o derece sindirim sistemi çalışıyor.

4. gün bıraktım, taktım bezi ve bugün 2 hafta oldu.
2 haftadır bezine bile tüm gün boyunca ‘acıyor’ diye ağlayarak, krizler geçirerek yapıyor.
Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi, sürekli ağlıyor, oturmuyor, yemek yemiyor, tepemde.
Kendi kendine travma yaşadı çocuk, halbuki ne gördü ne de tanık oldu.

Nasıl unutturacağım bilmiyorum, her yolu denedik, aşırı direnç gösteriyor.

Öncelikle yemekte oyun meselemiz vardı bizim, yemekleri bardağa doldurur, mıncırır falan filan, anlatmayayım çok mide bulandırıcı.
Ama daha kötüsü tabak fırlatma, yemekleri atma eğilimi.
Hepsi bitti bunların, seçme konusunda ise yanlışımı gördüm.

İl etap olarak porsiyon ayarlamayı öğretti ve o gün evde pişen her şeyden çocuğa da sunulması gerektiği.
Önüne küçük kasesinde salatası, yoğurdu, bardağında suyu, kasede çorbası ve ana yemek olarak azar azar konulması, çocuğun buna gözü alışarak aslında ne yemesi gerektiğini öğrendim.

Bundan sonraki etap, çok az miktarlarda yemeğini yediğinde, övgüsünü alması ve ona bunu yapabileceğini göstermek.

Üçüncü ve son etap ise yemeğini bitirmeyenin, bir sonraki aşamaya geçememesi.
Örneğin meyve mi yenecek, dışarı mı çıkılacak, hayır.
Yemek etabını tamamlamayan çocuk, bir sonrakine geçemiyor, ne olursa olsun.
Dönüp o yemeği bitirmeli çünkü bu bir görev.
Yememeyi seçiyorsa o akşam başka hiçbir şey yemeden, uyumadan önce sütünü içerek uyur.

Hala yemek seçiyor ama diretmiyorum.
Eskiden çok diretirdim ya da tamamen kabul edip o yemeği pişirmezdim.
Şuan bambaşka, sadece onların sevdikleriyle bizimkini kombinliyor ve tercihi ona bırakıyorum.

Mesela tabağında fasulyeyi yemiyor, içindeki boncuk kısımları yemesinin yeterli olduğunu söylüyorum ya da o yemek yerine çorbayı 2 kase içmesini.

Bu arada uyarıldığım en önemli nokta ‘eğer yaparsan, eğer edersen’ kelimeleri yerine olumlu pekiştireç olan ‘bunu yapanlar, edenler, bitirenler şimdi oyuna gidiyor’ cümleleri.
Ya da ‘yemeğiyle oyun oynayanlar, bu akşam lego yapımına katılamayacak’ gibi.
Koşullu cümleler yerine göreve odaklı cümleler kuruyorum.
offf bravo size ne güzel uygulamışsınız. ben bu gücü ne yazık ki kendimde bulamıyorum. Çünkü biliyorum ki yemeyecek, bas bas bağırıp ağlayacak, huysuzluk edecek ve nihayetinde aç kalacak.
teşekkürler uzunca açıklamanızdan dolayı
 
Öncelikle yemekte oyun meselemiz vardı bizim, yemekleri bardağa doldurur, mıncırır falan filan, anlatmayayım çok mide bulandırıcı.
Ama daha kötüsü tabak fırlatma, yemekleri atma eğilimi.
Hepsi bitti bunların, seçme konusunda ise yanlışımı gördüm.

İl etap olarak porsiyon ayarlamayı öğretti ve o gün evde pişen her şeyden çocuğa da sunulması gerektiği.
Önüne küçük kasesinde salatası, yoğurdu, bardağında suyu, kasede çorbası ve ana yemek olarak azar azar konulması, çocuğun buna gözü alışarak aslında ne yemesi gerektiğini öğrendim.

Bundan sonraki etap, çok az miktarlarda yemeğini yediğinde, övgüsünü alması ve ona bunu yapabileceğini göstermek.

Üçüncü ve son etap ise yemeğini bitirmeyenin, bir sonraki aşamaya geçememesi.
Örneğin meyve mi yenecek, dışarı mı çıkılacak, hayır.
Yemek etabını tamamlamayan çocuk, bir sonrakine geçemiyor, ne olursa olsun.
Dönüp o yemeği bitirmeli çünkü bu bir görev.
Yememeyi seçiyorsa o akşam başka hiçbir şey yemeden, uyumadan önce sütünü içerek uyur.

Hala yemek seçiyor ama diretmiyorum.
Eskiden çok diretirdim ya da tamamen kabul edip o yemeği pişirmezdim.
Şuan bambaşka, sadece onların sevdikleriyle bizimkini kombinliyor ve tercihi ona bırakıyorum.

Mesela tabağında fasulyeyi yemiyor, içindeki boncuk kısımları yemesinin yeterli olduğunu söylüyorum ya da o yemek yerine çorbayı 2 kase içmesini.

Bu arada uyarıldığım en önemli nokta ‘eğer yaparsan, eğer edersen’ kelimeleri yerine olumlu pekiştireç olan ‘bunu yapanlar, edenler, bitirenler şimdi oyuna gidiyor’ cümleleri.
Ya da ‘yemeğiyle oyun oynayanlar, bu akşam lego yapımına katılamayacak’ gibi.
Koşullu cümleler yerine göreve odaklı cümleler kuruyorum.
Ama yemek yemek bir görev değil kiii :(
 
Ama yemek yemek bir görev değil kiii :KK43:
Aksine, bir görev, sorumluluktur yemek.
Küçük çocuklardan bahsediyorsak onların sağlıkla alakalı düşüncelerini, bireysellik adı altında kendilerine bırakamayız.
Ve bu yaşlarda tam da karakter otururken, sağlıkla ve vicdanla alakalı tüm alışkanlarını olumlu şekilde edindirmek durumundayız.
Diş fırçalamak, temiz olmak, sağlıklı beslenmek, hayvana doğaya saygılı olmak vb.
Gerisi neyse de bunlar temel, edinilmesi gereken tutum ve davranışlar.
Dolayısıyla görev.
Büyüdüğünde uygulamak kendi tercihi, doğruyu görmek zorunda.
 
Aksine, bir görev, sorumluluktur yemek.
Küçük çocuklardan bahsediyorsak onların sağlıkla alakalı düşüncelerini, bireysellik adı altında kendilerine bırakamayız.
Ve bu yaşlarda tam da karakter otururken, sağlıkla ve vicdanla alakalı tüm alışkanlarını olumlu şekilde edindirmek durumundayız.
Diş fırçalamak, temiz olmak, sağlıklı beslenmek, hayvana doğaya saygılı olmak vb.
Gerisi neyse de bunlar temel, edinilmesi gereken tutum ve davranışlar.
Dolayısıyla görev.
Büyüdüğünde uygulamak kendi tercihi, doğruyu görmek zorunda.
Ben BLW yöntemi ile ek gıdaya başlatmıştım. İlk başlarda rezillikti duvarlardan yemek topladığımı bilirim. zamanla her şey oturdu düzene.
Yemeğe beraber otururuz ve herkes beraber kalkar sofradan.
Yatmadan ve sabah kalkınca mutlaka dişler fırçalanır vs. vs. gibi gündelik kurallara sıkıca bağlı kalmasını sağlamaya çalışıyorum.

Çocuklar acayip bir anı diğerini tutmuyor ama yüz verirsen acayip insan kulalnıyorlar
 
Aksine, bir görev, sorumluluktur yemek.
Küçük çocuklardan bahsediyorsak onların sağlıkla alakalı düşüncelerini, bireysellik adı altında kendilerine bırakamayız.
Ve bu yaşlarda tam da karakter otururken, sağlıkla ve vicdanla alakalı tüm alışkanlarını olumlu şekilde edindirmek durumundayız.
Diş fırçalamak, temiz olmak, sağlıklı beslenmek, hayvana doğaya saygılı olmak vb.
Gerisi neyse de bunlar temel, edinilmesi gereken tutum ve davranışlar.
Dolayısıyla görev.
Büyüdüğünde uygulamak kendi tercihi, doğruyu görmek zorunda.
İşte sizinde dediğiniz gibi "temel,edinilmesi gereken tutum ve davranışlar". Görev dediğimizde mesela iş yerinde bana görev verilir onu zamanında yaparım geçer gider. Ama temel ihtiyaçlar görev değildir. Temel ihtiyaçlardır. Elbette sağlıklı bir şekilde besleyeceğiz, bu alışkanlığı biz edindireceğiz, kendilerine bırakmayacağız. Bunu görev olarak gösterirsek, birgün bu görevden istifa etme hakkı doğar :)
 
Back