- 13 Nisan 2008
- 5.881
- 27.386
-
- Konu Sahibi kalmayanhevesler
- #21
Ben de sizinle aynı bölümden mezunum. En güzel otellerde iyi mevkilerde çalıştım. Eşimin gram söz hakkı olamazdı buralarda çalışırken, söz hakkı olduğunu iddia eden adam da eşim olamazdı. İzin vermiyor ne demek, malı mısınız? Köle gibi para sayıp satın mı aldı sizi? Anneniz babanız okutmuş ama elin adamı o emekleri silip atıyor öyle mi? Babamın hayır demediği bir şeye kocam da hayır diyemez.Maalesef zamanında beni yönlendiren kariyerimi ve okul hayatımı güzel hedefleyen bi ailem olmadığı için çok saçma bir bölümden mezunum. Turizm ve otel işletmeciliği.
Şöyle açıklayayım durumu size okul temelimi. ortaokuldan liseye geçiş tercihlerinde annem beni okulun müdürüne götürüp siz tercihlerini yapın biz anlamıyoruz dedi ve okul müdürü kimseye sormadan lise tercihlerimi kendisi yaptı. Babam eve gelmeyen annem ise sürekli çalışan bir kadındı. Liseye giderken babamı kaybettim. Lise hayatımda berbat geçti ve sınav puanım cok kötü geldiği için üniversiteye direkt yatay geçiş yaptım 2 sene okudum ve eşimle aklımızda evlilik planları daha yokken ailelerimizi tanıştıralım bi en azından birbirimizin hayatında olduğumuzu bilsinler dedik ve ailelerimiz madem 2 senedir sevgilisiniz birde uzak şehirlerdesiniz uzaktan ilişki sürdürmeyin yaz bitmeden 3 aya evlenin dediler tabi ben sevdiğim insanla beraber olucam ne güzel diye düşünürken sudan cıkmış balığa döndümKalp kırmak istemiyorum kesinlikle ancak siz dışardaki insanları suçlamayı seviyor gibi görünüyorsunuz. İşsizliğinizle ilgili ailenizi suçluyorsunuz kariyer inşa etmediler diyerek, evlenmenizle ilgili cümleyi kuruş şekliniz bile garibime gitti benim, 'Üniversite bittikten sonra aileleri tanıştırdık ve ailelerimiz hızlıca 3 ay içinde bizi evlendirdi.' Sanki siz sadece tanışsınlar istemişsiniz de aileniz evlen diye zorlamış gibi.
Ne yazık ki çoğu aile üniversiteden anlamıyor bile, neredeyse herkes kendi mesleğini kendisi seçiyor. Derslerini kendi önemsiyor. İşsizliğiniz de evliliğiniz de çocuk yapmayı tercih etmeniz de kendi kararınız. Gençlik saflık olabilir ancak suç başkasının değil. Bunu bilerek hayatınızda düzenlemelere gitmeye çalışın.
Şöyle açıklayayım durumu size okul temelimi. ortaokuldan liseye geçiş tercihlerinde annem beni okulun müdürüne götürüp siz tercihlerini yapın biz anlamıyoruz dedi ve okul müdürü kimseye sormadan lise tercihlerimi kendisi yaptı. Babam eve gelmeyen annem ise sürekli çalışan bir kadındı. Liseye giderken babamı kaybettim. Lise hayatımda berbat geçti ve sınav puanım cok kötü geldiği için üniversiteye direkt yatay geçiş yaptım. Okul hayatım boyunca abim “cok başarısizsın, senden hiç birşey olmaz” diyerek bana sözde abilik yaptı. Üniversiteyide 2 sene okudum ve eşimle aklımızda evlilik planları daha yokken ailelerimizi tanıştıralım bi en azından birbirimizin hayatında olduğumuzu bilsinler dedik ve ailelerimiz madem 2 senedir sevgilisiniz birde uzak şehirlerdesiniz uzaktan ilişki sürdürmeyin yaz bitmeden 3 aya evlenin dediler tabi ben sevdiğim insanla beraber olucam ne güzel diye düşünürken sudan cıkmış balığa döndüm.Ben de sizinle aynı bölümden mezunum. En güzel otellerde iyi mevkilerde çalıştım. Eşimin gram söz hakkı olamazdı buralarda çalışırken, söz hakkı olduğunu iddia eden adam da eşim olamazdı. İzin vermiyor ne demek, malı mısınız? Köle gibi para sayıp satın mı aldı sizi? Anneniz babanız okutmuş ama elin adamı o emekleri silip atıyor öyle mi? Babamın hayır demediği bir şeye kocam da hayır diyemez.
Üniversite çağına gelmiş biri de bi zahmet kariyer planını kendi yapsın, hedeflerini kendi belirlesin. Ailem kariyer yönlendirmesi yapmadı, kocam çalışmama izin vermedi, saçma bölümden mezun oldum... Siz hariç herkes hatalı. Evlendik bile demiyorsunuz ailelerimiz bizi evlendirdi diyorsunuz. Bu kadar mı hayatınız hakkında söz sahibi değilsiniz? Zengin ailenin oğluyla evleniyorum niye çalışayım ki fikriniz elinizde patlamış. 11 aylık bebeğiniz kreş yaşına gelince bir işe girmenizi tavsiye ederim. Asla çalışamazsın diyen, kendi geliriniz olmasını istemeyen adam kötü niyetli ve güvenilmezdir. Evlilikten sıkılsa aldatmaya kalksa gidecek yeriniz var mı, paranız var mı? Yok. Çeker oturursunuz.
İki genç kızım var, büyük konuşmayayım diyorum dayanamıyorum. Kızıma yasak koyacak çalıştırmayacak adama hayatı sorgulatırım yemin ederim. Varımı yoğumu ona ve eğitimine harcayacağım, ayaklarının üstünde dursun meslek sahibi olsun diye elimden ne geliyorsa yapacağım ama mahalle barzosunun teki gelip benim emeklerimi silip kızımı eve kapatacak. Eşiniz zihniyetinde adamların nesli tükensin, yeryüzünden silinsinler artık.
Elbette ben mükemmel bir insan değilim. Elbette hatalarım hatta hastalıklarım bile olabilir. Fakat yazdığım yazının hepsini okuduğunuza emin misiniz? Eşim çalışmamı kesinlikle istemiyor. Buna katı bir şekilde karşı. Ayriyetten bugünün şikayetini yapmıyorum benim için yalnızlık eşim bilgisayar oynayıp beni tek bıraktığı zamanlarda başladı zaten. Yani ay benim eşim niye çalışıyor yaaaa diye üzülmüyorum. Bir gün bile olsun bugünde paranın önemi yok ya bugün gidip evimde uyuyacağım demediği için üzülüyorum. Çalışan herkesin bir gün izni olur mesela dimi. 2 senedir bir gün bile izin yapmadı eşim anlatabiliyor muyum kendimiSizin sorumluluk almama hastalığınız var. Üniversite, evlilik, çocuk hepsi için sorumluluk hep başkasında. Eşinin işi yoğun olan kadınların hepsi oturup ağlasaydı ilgi göremiyorum diye kimse evli kalmazdı. 24 saat çalışmıyor ki adam gece çalışıyor. Nasıl desin bugün dükkana gitmeyeyim diye ? Siz de çalışın madem bir ucundan tutun. Gece zaten insanlar uyuyor normalde sizin de uyku zamanı eşiniz yok. Ama uyandığınızda yanınızda ne istiyorsunuz 24 saat mi dursun evde ? Zengin koca hayaliniz çöp olunca zırlamaya başlamışsınız gibi.
Çok mu borcunuz var ?Elbette ben mükemmel bir insan değilim. Elbette hatalarım hatta hastalıklarım bile olabilir. Fakat yazdığım yazının hepsini okuduğunuza emin misiniz? Eşim çalışmamı kesinlikle istemiyor. Buna katı bir şekilde karşı. Ayriyetten bugünün şikayetini yapmıyorum benim için yalnızlık eşim bilgisayar oynayıp beni tek bıraktığı zamanlarda başladı zaten. Yani ay benim eşim niye çalışıyor yaaaa diye üzülmüyorum. Bir gün bile olsun bugünde paranın önemi yok ya bugün gidip evimde uyuyacağım demediği için üzülüyorum. Çalışan herkesin bir gün izni olur mesela dimi. 2 senedir bir gün bile izin yapmadı eşim anlatabiliyor muyum kendimi
Bence ilk belirtmem gereken şey 11 aylık bir bebeğimin olduğu.. Eşimle 2 sene sevgiliydik, 6 senedirde evliyiz. İkimizde 28 yaşındayız. Üniversite bittikten sonra aileleri tanıştırdık ve ailelerimiz hızlıca 3 ay içinde bizi evlendirdi. Evlendikten sonra kendi yaşadığım şehri bırakıp eşimin memleketine yerleştim. Eşim çalışmamı istemedi ve bende 21-22 yaşımda açıkcası çok tembeldim ve dünyayı toz pembe görüyordum. Bu o zamanlar benim için sorun olmadı. Evliliğimin başından beri eşim oyun oynamayı çok seven bilgisayar bağımlısı biriydi. Bir cok kez ayrılma noktasına geldik fakat her iki tarafın aileside bizim bu sorunlarımızı çocukca bulup ayrılmamıza mani oldular. Zamanla bende eşimin sürekli bilgisayar oynamasına artık alıştım. Kendime farklı uğraşlar buldum. Kore dizilerine falan başladım sürekli dizi izledim kafamı hep doldurmaya çalıştım. Eşim sabah işe gidiyor akşam geliyor gecelere kadar bilgisayarda oyun oynuyordu. En sonunda banada oynamayı öğrette bari beraber oynayalım bile dedim ve bende onunla oyun oynamaya başladım. Hatta eve ikinci bilgisayarı aldık. Ara ara krizler yaşıyorduk tabiki. Benimle ilgilenmesini söylediğimde bu konu için tartıştığımızda 1-2 hafta düzelip davranışlarını değiştirip sonra yeniden bilgisayara yöneliyordu. Böyle böyle 5 sene geçti. Kendi ailemden bahsetmem gerekirse, babamı erken yaşta kaybettim. Annem şuanda 70 yaşında ve akıl / beden sağlığı pek yerinde değil. Abim evli ve bizimle hiç ilgilenmiyor. Başkada kimsem yok. Üniversite bittikten sonra hemen evlendiğim için çalışma geçmişimde yok. Çalışmanın ve para kazanmanın kıymetini anladığımda artık çok geçti. Eşim çalışmama izin vermeme fikrini değiştirmedi. 2 sene önce eşim kendi dükkanını açtı ve gececi eleman bir türlü bulamadığı için geceleri çalısıyor gündüzleri evde uyuyor. Eşim bebeğimize karşı cok ilgili. Bu konuda hakkını yiyemem. Ona cok düşkün olduğunun farkındayım. İşten cıkıp sabah eve geldiğinde bana sen uyu ben ilgileneyim der ben uyandığımda ise yarım saat bir saat durup gider uyur. Bir daha işe gidiceği vakit uyanır ve direkt işe gider. Aylardır bir gece bile eve uyumaya gelmedi. Kendi işi olduğu için cok stresli ve sürekli borç harç kapatmaya ödemeleri tamamlamaya bebeğin eksiklerini halletmeye çalıştığını söylüyor. En son tatile ve kendi memleketime 3 sene önce gittik. Oda benim zorumla. Bu arada, sözde evlenmeden önce ailesi cok zenginlerdi. Ne olduysa biz evlenince oldu bir anda maddi durumları çöktü ahaha. Eşime artık evliliğimizden, bu yalnızlıktan çok yorulduğumu, kendimi berbat hissettiğimi tek hayatımın bebek bakmak olduğunu ve ona ihtiyacım olduğunu bir cok kez anlattım. Hatta boşanmayı teklif ettim. Kesinlikle istemedi. Beni çok sevdiğini, sevmese asla bu evliliği sürdürmeyeceğini söyledi. Sevgimi belli etmeyi bilmiyorum ama seni çok seviyorum dedi hep. Ama gerçekten sevseydi belli etmez miydi? Bir gece bile olsun eve gelmez mi insan? Yada yıllardır bilgisayar oynar mıydı? Bilemiyorum. Uzun zamandır depresyondayım. Cok mutsuzum ve napıcağımı bilmiyorum. Bana ve evladıma sahip cıkabilicek ne bir param nede bir ailem var. Kendimi beceriksiz sevilmeyen cok çirkin biri olarak görmeye başladım. Kendime özgüvenim yerlerde diyebilirim. Evet eşim eziyet etmeyen, dövmeyen, aldatmayan bir insan. Ama en güzel yaşlarımın bu yalnızlıkla geçmesi beni çok yaşlandırdı.. ışığımı söndürdüler ve nasıl geri yakabilirim bilmiyorum
Kusura bakmayın ama işiniz yok, mesleğiniz yok, 11 aylık bebek var. Aileden destek yok. Boşanacağım demek bence lafın gelişi. Neyinize güvenerek boşanacaksınız ? Kendinizi iyileştirmeye bakın.Bence ilk belirtmem gereken şey 11 aylık bir bebeğimin olduğu.. Eşimle 2 sene sevgiliydik, 6 senedirde evliyiz. İkimizde 28 yaşındayız. Üniversite bittikten sonra aileleri tanıştırdık ve ailelerimiz hızlıca 3 ay içinde bizi evlendirdi. Evlendikten sonra kendi yaşadığım şehri bırakıp eşimin memleketine yerleştim. Eşim çalışmamı istemedi ve bende 21-22 yaşımda açıkcası çok tembeldim ve dünyayı toz pembe görüyordum. Bu o zamanlar benim için sorun olmadı. Evliliğimin başından beri eşim oyun oynamayı çok seven bilgisayar bağımlısı biriydi. Bir cok kez ayrılma noktasına geldik fakat her iki tarafın aileside bizim bu sorunlarımızı çocukca bulup ayrılmamıza mani oldular. Zamanla bende eşimin sürekli bilgisayar oynamasına artık alıştım. Kendime farklı uğraşlar buldum. Kore dizilerine falan başladım sürekli dizi izledim kafamı hep doldurmaya çalıştım. Eşim sabah işe gidiyor akşam geliyor gecelere kadar bilgisayarda oyun oynuyordu. En sonunda banada oynamayı öğrette bari beraber oynayalım bile dedim ve bende onunla oyun oynamaya başladım. Hatta eve ikinci bilgisayarı aldık. Ara ara krizler yaşıyorduk tabiki. Benimle ilgilenmesini söylediğimde bu konu için tartıştığımızda 1-2 hafta düzelip davranışlarını değiştirip sonra yeniden bilgisayara yöneliyordu. Böyle böyle 5 sene geçti. Kendi ailemden bahsetmem gerekirse, babamı erken yaşta kaybettim. Annem şuanda 70 yaşında ve akıl / beden sağlığı pek yerinde değil. Abim evli ve bizimle hiç ilgilenmiyor. Başkada kimsem yok. Üniversite bittikten sonra hemen evlendiğim için çalışma geçmişimde yok. Çalışmanın ve para kazanmanın kıymetini anladığımda artık çok geçti. Eşim çalışmama izin vermeme fikrini değiştirmedi. 2 sene önce eşim kendi dükkanını açtı ve gececi eleman bir türlü bulamadığı için geceleri çalısıyor gündüzleri evde uyuyor. Eşim bebeğimize karşı cok ilgili. Bu konuda hakkını yiyemem. Ona cok düşkün olduğunun farkındayım. İşten cıkıp sabah eve geldiğinde bana sen uyu ben ilgileneyim der ben uyandığımda ise yarım saat bir saat durup gider uyur. Bir daha işe gidiceği vakit uyanır ve direkt işe gider. Aylardır bir gece bile eve uyumaya gelmedi. Kendi işi olduğu için cok stresli ve sürekli borç harç kapatmaya ödemeleri tamamlamaya bebeğin eksiklerini halletmeye çalıştığını söylüyor. En son tatile ve kendi memleketime 3 sene önce gittik. Oda benim zorumla. Bu arada, sözde evlenmeden önce ailesi cok zenginlerdi. Ne olduysa biz evlenince oldu bir anda maddi durumları çöktü ahaha. Eşime artık evliliğimizden, bu yalnızlıktan çok yorulduğumu, kendimi berbat hissettiğimi tek hayatımın bebek bakmak olduğunu ve ona ihtiyacım olduğunu bir cok kez anlattım. Hatta boşanmayı teklif ettim. Kesinlikle istemedi. Beni çok sevdiğini, sevmese asla bu evliliği sürdürmeyeceğini söyledi. Sevgimi belli etmeyi bilmiyorum ama seni çok seviyorum dedi hep. Ama gerçekten sevseydi belli etmez miydi? Bir gece bile olsun eve gelmez mi insan? Yada yıllardır bilgisayar oynar mıydı? Bilemiyorum. Uzun zamandır depresyondayım. Cok mutsuzum ve napıcağımı bilmiyorum. Bana ve evladıma sahip cıkabilicek ne bir param nede bir ailem var. Kendimi beceriksiz sevilmeyen cok çirkin biri olarak görmeye başladım. Kendime özgüvenim yerlerde diyebilirim. Evet eşim eziyet etmeyen, dövmeyen, aldatmayan bir insan. Ama en güzel yaşlarımın bu yalnızlıkla geçmesi beni çok yaşlandırdı.. ışığımı söndürdüler ve nasıl geri yakabilirim bilmiyorum