Ben sizi hatirladim sanki, annenizle mi sorunlariniz vardi, atama oncesi surekli konularinizi okudugumu hatirliyorum, yanlis olabilir eski mesajlarınıza bakmadim.
Bahsettiginiz gibi yogun bir bolumde, çok sık nobete kalirken sinava hazirlanabilecek misiniz? Surda 5-6 ay kalmadi mi?
Kamuda unvan değişikliği sınavları oluyor. Önceden hemşire olup sonra hukuk bitirip hastanede avukat olarak çalışmaya başlayan bir hanımefendi ile çok uzun zaman önce konuşmuştum.Mahh önce konudan bağımsız olarak ev buldun mu? Barınma konusunda da ciddi sıkıntı yaşamıştın başlarda. Hukuk konusunu bilmiyorum ama burda o mesleği yapan üyeler genelde tavsiye etmiyordu. Konulardan öyle hatırlıyorum. Çok mezun var isim yapmak çevre zaman istiyor diyorlar.
Bazen yalnızken sinir krizleri geçiyorum. Titremeye, ağlamaya, çığlık çığlığa bağırmaya başlıyorum. Sonra saçlarımı makyajımı yapıp nöbete gidiyorum. Yaşadıklarımın altında çok eziliyorum ve bunu kimse bilmiyor. Terapiye çok ihtiyacım var yani. Ama kiminle konuşsam seansı en az bin lira diyor. Bu da aylık dört bine tekabül ediyor ki benim maaşımın önemli bir bölümü. Araba almayı çok istiyorum bu yüzden terapi işine bir türlü giremedim.Hayallerinizin olması çok güzel,zor zamanlar geçirdiniz terapi alıp almadığını bilmiyorum ama almanızı tavsiye ederim .Memnuniyetsizliği izin altında yaşanmış şeyler var ama bunu geleceğinize etki edecek şekilde yaşamayın.Hukuk güzel bölüm sma gerçekçi olmak lazım binlerce mezun var ve siz kazanıp okulu bitirdiginizde daha fazlası olacak.Kimse mezun olunca kariyer , büro vb altın tepside sunmayacak kpss atamasi daha zor süreç stresli olacak.Turkiyede yaşiyoruz hayat zor ve üzgünüm daha da zor olacak.artik kimse gelecekle ilgili riske girmek,hayale kapılmak istemiyor( keşke şartlar farklı olsa gençlerimiz istedikleri hayal ettiklerini herşeyi yapabilse, dünyayı gezse kendini daha iyi tanisa sevdiği mesleği yapsa)Aileden varlıklı dehilseniz birikiminiz yoksa ,mezun olur olmaz size imkanlarını sunacak akraba es dost yoksa en azından bu günlerde bu riske girmeyin. İşinizi geliştirmek varsa onunla ilgili sınavlara girmek yükselmek ve başka yere tayin olma fırsatlarını araştırın.
Arabayı bırakın önce tedavi olun,sıkıntı üstüne sıkıntı ekliyorsunuz ama yaralariniz tazebona müdahale etmiyorsunuz.Hemsiresiniz bilirsiniz erkenden tedavi edilmeyen yara ne olur?? Siz ruhunuzu tedavi ettirmedikçe hukuk okurken en ufak sıkıntıda yeniden bunalıp bundan da kaçış için başka bir şeyin arkasına düşeceksiniz.Hukuk ,yata yata okunan bir bölüm değil bilirsiniz ezberlemeniz gereken hafıza zorlayan kalın kalin kitaplar bir sürü maddeler.Bir suru ders.Bunun için hem ruhen hem bedenen sağlam olmak lazım aynı zamanda hermsirelik görevi de var üstesinden gelebilecek misiniz?????Bazen yalnızken sinir krizleri geçiyorum. Titremeye, ağlamaya, çığlık çığlığa bağırmaya başlıyorum. Sonra saçlarımı makyajımı yapıp nöbete gidiyorum. Yaşadıklarımın altında çok eziliyorum ve bunu kimse bilmiyor. Terapiye çok ihtiyacım var yani. Ama kiminle konuşsam seansı en az bin lira diyor. Bu da aylık dört bine tekabül ediyor ki benim maaşımın önemli bir bölümü. Araba almayı çok istiyorum bu yüzden terapi işine bir türlü giremedim.
Kazanabilirsem bunu bir risk olarak görmüyorum. Sonuçta istifa etmeyeceğim. Hastanede çalışırken reklamcılık gibi bir memura çok da gelecek vaadetmeyen bölümleri okuyan, buna zaman ve emek sarf eden bile var. Bir de unvan değişikliği falan var kamuda. Ama kazanma kısmı gözüme çok zor geliyor. Ama tüm hayatım boyunca hemşire olarak kalmak da istemiyorum.
Daha önceden pek çok avukat ile konuştum. Dizilerdeki gibi havalı olmadıklarını, duruşmaların gösterildiği gibi havalı laf sokmalardan değil yazılı savunmalardan ibaret olduğunu vs ben de biliyorum. Ama hayatım boyunca hemşire olarak kalmak, bu kadar çok milleti çekmek, yorgunluktan ölmek üzereyken gülemiyorsun diye idareye şikayet edilmek vs istemiyorum. Sürekli ölüm görmekten daha şimdiden sıkıldım. Biri "Hemşire hanım serum bitti!" diye avaz avaz bağırdığında ağlamak istiyorum. Ve farklı hayaller kurabilmek için okumaktan başka yol göremiyorum. Hadi sosyal medya artık önemli bir iş veren haline geldi onu şunu bunu bir deneyeyim desem memura ek iş kesinlikle yasak. Bunun yanında çok önceden hemşire olan sonra hukuk okuyan unvan değişikliği sınavı ile SB'da avukat olan biri ile konuşmuştum. Ne kadar olabilirliği yüksek bilmiyorum ama o yapmıştı.Hukuk bölümünü tavsiye etmiyorum. Bölüme ilk girerken herkes içindeki adalet ve hakkaniyet idealleriyle kazanıyor ama sonra en basit davanın 4-5 sene sürdüğü, her prosedürün yavaş işlediği, herkesin tanıdıkla çevreyle işi hallettiği bir düzende meslekten soğuyorsunuz. Dilekçeler de öyle araştırarak hukuk parçalayarak yazılmıyor, her şey internetten kopyala yapıştırdan ibaret. 1 senelik stajda ücretsiz çalışıyorsun. Ruhsatı alınca ise bağlı çalışanlar asgari ücrete haftada 6 gün çalışıyor. Kendi ofisini açsan ciddi çevre lazım çünkü artık herkesin akrabasında tomarla avukat var gider onlara hallettirirler. Duruşmalar ise asla dizilerdeki gibi havalı geçmiyor. Mübaşir çağırıyor hakim taraflara kimlik tespiti yapıp katibe hazır metni yazdırıyor sonra imza atıp çıkıyosun durum bu. Duruşma vaktini beklemekten pert oluyosun günde 5-6 duruşma. Ayrıca her dosyanın belli gün süreleri var devamlı panik oluyosun ya bir dosyanın gününü geçirirsem diye her şey karman çorman birbirine karışıyor. Karşılığında alınan ücret dediğim gibi asgari. Çünkü her okul senede en az 400-500 mezun veriyor. Bilginle asla öne çıkamıyorsun çünkü en iyi büroları zaten koç bilkent gs hukuk mezunları kapıyor veya tanıdığı olanlar. Kamu avukatlarıyla da çok konuşma fırsatım oldu kamuda çoğu meslek grubuna göre daha stres sinir sahibiler.
Kısacası şunu söyleyim hiçbir şey dizilerde göründüğü gibi değil. Ne zenginlik ne de adalet açısından.
Ben şu anki aklım, olgunluğum olsa geleceği parlak ve önü açık mühendisliklere yönelirdim. Mesela siz zaten sayısalcıymışsınız mühendislik de istiyordum demişsiniz, bilgisayar mühendisliğini kazansanız harika olur. Okul bitince unvan değişikliği ile kamuda bilgisayar mühendisi olursunuz, birkaç sene tecrübeden sonra (o birkaç senede dilinizi iyice geliştirirsiniz çünkü kamuda bilgisayar mühendisleri rahat çalışıyor full masa başı) sonrasında dil+kıdem sayesinde önü açık özel sektör fırsatlarını kovalayabilirsiniz. Her ihtimale karşı yurt dışı olanağı dahi var. Mesela evden çalışma imkanı bile var. Kamuda kalsanız bile rahat edersiniz. Günümüz mesleği kesinlikle mühendislik.Daha önceden pek çok avukat ile konuştum. Dizilerdeki gibi havalı olmadıklarını, duruşmaların gösterildiği gibi havalı laf sokmalardan değil yazılı savunmalardan ibaret olduğunu vs ben de biliyorum. Ama hayatım boyunca hemşire olarak kalmak, bu kadar çok milleti çekmek, yorgunluktan ölmek üzereyken gülemiyorsun diye idareye şikayet edilmek vs istemiyorum. Sürekli ölüm görmekten daha şimdiden sıkıldım. Biri "Hemşire hanım serum bitti!" diye avaz avaz bağırdığında ağlamak istiyorum. Ve farklı hayaller kurabilmek için okumaktan başka yol göremiyorum. Hadi sosyal medya artık önemli bir iş veren haline geldi onu şunu bunu bir deneyeyim desem memura ek iş kesinlikle yasak. Bunun yanında çok önceden hemşire olan sonra hukuk okuyan unvan değişikliği sınavı ile SB'da avukat olan biri ile konuşmuştum. Ne kadar olabilirliği yüksek bilmiyorum ama o yapmıştı.
Sizin öneriniz nedir acaba?
Terapiye başlarsam biliyorum terapist beni yine doktora yönlendirecek ve terapiyle birlikte ben yine ağır antidepresanlar kullanmaya başlayacağım. O ağır ilaçlarla nasıl yirmi dört nöbetlerinin sonunu getireceğim o kadar ağır hastalarla nasıl uğraşacağım vs bilmiyorum. Yani iyileşme süreci de çok sancılı olacak.Arabayı bırakın önce tedavi olun,sıkıntı üstüne sıkıntı ekliyorsunuz ama yaralariniz tazebona müdahale etmiyorsunuz.Hemsiresiniz bilirsiniz erkenden tedavi edilmeyen yara ne olur?? Siz ruhunuzu tedavi ettirmedikçe hukuk okurken en ufak sıkıntıda yeniden bunalıp bundan da kaçış için başka bir şeyin arkasına düşeceksiniz.Hukuk ,yata yata okunan bir bölüm değil bilirsiniz ezberlemeniz gereken hafıza zorlayan kalın kalin kitaplar bir sürü maddeler.Bir suru ders.Bunun için hem ruhen hem bedenen sağlam olmak lazım aynı zamanda hermsirelik görevi de var üstesinden gelebilecek misiniz?????
Bulunduğum yerde bilgisayar mühendisliğinin puanı düşük ancak devam zorunluluğu var hukuk gibi değil. Bunun yanında sayısalcılık yıllar öncede kaldı. Tekrardan kimya, fizik, biyoloji bu kadar az zamanda olur mu bilmiyorum.Ben şu anki aklım, olgunluğum olsa geleceği parlak ve önü açık mühendisliklere yönelirdim. Mesela siz zaten sayısalcıymışsınız mühendislik de istiyordum demişsiniz, bilgisayar mühendisliğini kazansanız harika olur. Okul bitince unvan değişikliği ile kamuda bilgisayar mühendisi olursunuz, birkaç sene tecrübeden sonra (o birkaç senede dilinizi iyice geliştirirsiniz çünkü kamuda bilgisayar mühendisleri rahat çalışıyor full masa başı) sonrasında dil+kıdem sayesinde önü açık özel sektör fırsatlarını kovalayabilirsiniz. Her ihtimale karşı yurt dışı olanağı dahi var. Mesela evden çalışma imkanı bile var. Kamuda kalsanız bile rahat edersiniz. Günümüz mesleği kesinlikle mühendislik.
Aynı sektörden biri olarak sana diyebilirim ki hemşirelik senin şartlarinda gerçekten çok zor fakat hukuk bi kaçış tatmin edici bir sonuç olmayacak senin için. Memursun istediğini okursun 3+1 çakili kadro atandin diye tahmin ediyorum yani 4 sene istedigin bir bölümü okuyup daha sonra tayin ile baştan başlayabilirsin okudugun okul + biriktirdigin para yanina kar kalir. Atandigin şehri sevmedigin icin diyorum bunu. Bunun disinda ilk baslayan hemsirelere hep zor yerler yogun yerler verilir daha eskiler genelde rahat pozisyonlari çoktan cözmüs oluyor. Sana tavsiyem diyetisyenlik yada psikiyatri okuman hem ünvan degisikligiyle kolayca geçersin ikiside saglik bakanligi oldugu icin hemde calisma stresin çok çok az olur kendine vakit ayirirsin. 9-5 düz memur gibi calisirsin bu alanlarda. Hukuk 4 senede bitse bile sinavi degisikligi isim yapmasi derken senelerin gidicek. Ayni senin gibi calisma sartlarindan asiri bunalmis ve yogun mobinge ugrayan arkadasim diyetisyen oldu ve ünvan degisikligi ile hastanede basladi cok memnun gorunusu bile degisti hobiler edindiMerhabalar, bu tarz konuları çok doğru bulmuyorum. Herkesin kapasitesi ve seviyesi farklıdır çünkü. Ama yine de sizlerden fikir almak istedim.
Mayıs atamasında atanan lisans mezunu bir hemşireyim. Bölümü illa İstanbul 'da yanımızda kalacaksın baskıları ile bir noktada seçmek zorunda kaldım. Esasen bir mühendis olmak istiyordum, puanım birçok ile yetmesine karşın İstanbul'a yetmiyordu. Lisans dönemi boyunca başarılı bir öğrenciydim. Zaten İstanbul' da iyi bir okulda okudum. Derece ile bitirdim. Bir sürü kongrede yer aldım, henüz bir lisans öğrencisi olmama rağmen sunumlarımı yaptım. Hocalarım yüksek lisans için çok teklif sundu. Ama iyi puanlar bu mesleği sevmemi sağlayamadı.
Okul bittikten sonra KPSS ve YKS çalışmaya başladım. İlk hatam özel hastane şartlarından çok korkup işe girmemek oldu. Gerçi o dönem KPSS puanım atanmak için tam sınırdaydı dolayısıyla hastaneler de atanıp gidecek personeli boşuna yetiştirmek istemeyiz kafasındaydılar. Derslere başlarda baya asıldım. Hem KPSS 'yi hem de YKS' yi birlikte götürüyordum. Deneme netlerim de çok iyi derken ailevi sıkıntılar patlak verdi. Akla gelmeyecek çok büyük olaylarla sınandım. Çok zor zamanlar geçirdim. O berbat psikoloji ile sınava girdim. Kpss için atanabilecek puanı alsam da eşit ağırlık için yüz bin yaptım. Sözel puanım çok iyiydi ancak istediğim bölüm sözelden değildi.
Mayıs atamasında atandım. Ancak bu seferde alışma süreci çok sancılı geçmeye başladı. Çünkü yaşanan deprem (Depremi ben de yaşadım bu arada. Yana eğilmiş binadan canımı zor kurtardım. Çok fazla kötü zamanlardı hatırlamak bile istemiyorum.) her şeyi değiştirdi. Kılavuz yayımlanacağı hafta deprem oldu. Kılavuz esas hali ile yayımlanmadı, revize edildi. Ve tüm alımların yüzde doksanı deprem bölgesine kaydırıldı. Yani alınacak personel sayısı değişmedi ancak personelin atanacağı iller tamamen deprem ileri haline getirildi. Her şey bitti mutlu olacağım istediğim bir şehirde yeni bir hayata başlamam kesin derken böyle bir olay oldu artık kötü bir şans mı kader mi hiçbir şey bilmiyorum. Ben de sanırım bu hayatta olmayı en istemeyeceğim şehre atandım. Şehri depremden önce de sevmiyordum deprem ile çok kötü bir hale gelmişti. Sürekli de artçı oluyor zaten. Sonrasında en yoğun birimlerden birine verildim. Yirmi hastaya çoğu gece tek başıma bakıyorum çünkü depremde açılan tayinlerde çoğu personel kaçtı, bir kısmı da vefat etmişti zaten. Dolayısıyla personel sayısı çok yetersiz. Basamak olarak en ağır beyin hastaları yatıyor. Bir sürü ex çıktı servisten. Başlayalı çok kısa zaman geçti ama defalarca kez mavi kod verdim, beyaz kod vermek zorunda kaldım. Çok ağır bir servis. Baş hemşire yer değişikliği için dilekçemi onaylamıyor. "Böyle bir serviste bu kadar iyi yetiştin, servisi tek başına idare edebiliyorsun. Mümkün değil başka yere geçirmem." diyor. Arkadaşım zaten yok. Dolayısıyla tüm bunlarla meslekten daha da çok soğudum. Tabi çok kötü şeyler de söylemek istemiyorum, bu iş ve meslek sayesinde bu ekonomiye göre düşük de olsa bir gelir kazanıyorum. Bu açıdan da şükretmek istiyorum. Ama ben farklı bir bölüm okumak çok istiyorum ki sanırım içimdeki adalet kavramından kaynaklı da bu bölüm hukuk.
İki ay olacak çalışmaya başlamak için kendimi sıkmaya çalışıyorum. Ama nöbetler öylesine yoğun geçiyor ki nöbet aralarında kendimi zar zor toparlıyorum sonra diğer nöbet başlıyor. Dolayısıyla adam akıllı bir başlangıç yapamadım. Aslında önceden çalışmış olduklarım aklımda kalmış olsaydı işim çok kolay olabilirdi. Yani tarih mesela ilgili olduğum bir alandır. Kpss ve YKS açısından da sular seller gibi tüm konuları ezberlemiştim. Ama şimdi bakıyorum ve sıfırım gibi geliyor çoğu şeyi hatırlamıyorum.
Ne yapsam, nasıl çalışsam 2024 YKS için iyi bir sıralama yapabilirim? Tavsiyelerinize ihtiyacım var.