Herkese iyi günler. Desteğe ihtiyacım var.
Ben 25 yaşında, iyi eğitim ve aile terbiyesi almış, eli yüzü düzgün sayılacak bir genç kızım. Yaklaşık 10 ay önce , bana ölürcesine aşık olduğunu çok sevdiğini söyleyen, melekleri şahit tutarak benimle nikah kıyan, benden 1 yaş büyük bir gençle yani eşimle resmi olarak evlendim. Ben de çok seviyordum ve güveniyordum. Annemle babam boşandığı ve annemin ailesinin yanında büyüdüğüm için,bunun zorluklarını zaman zaman yaşasam bile her ne kadar sevgi ve saygıyla büyütülsem de, kendimi okuluma ve eğitimime versem de , sevilme, benimsenme, sahiplenilme duygusunu meğer hep taşımışım. İçten içe hep istemişim beni sevecek benimseyecek birini. Hiç evlenmem ,olmaz derken evlenme kararı aldım. 6 ay içinde bu kararı alıp tanışıp evlendik. Ama imzayı attığım an maalesef herşey değişti. Eşim ki hala eşim; üslubu değiştirdi. Çok kaba ve canın isterse çekersin moduna geçmişti. Bu sırada imzaları atmıştık ve düğün 2 ay sonraydı. Ailemi acele ettirerek hemen evlenme konusunda baskı yapan eşime ailem maddi durumlarının şuan için yeterli olmadığını, toprak işi ile uğraştığımızı ve belli dönemlerde elimize para geçtiğini anlattılarsa da benim param var herşeyi hallederim ne gerekirse yaparım deyip ailemi ikna etti. Ben ısrar etsem de önce annem hiç istemiyordu bekle diyordu. Bu senin düğünün sana yapmak istediğim çok şey var, ama şuan param yok dediyse de önemli değil sonradan yapılır ben onunla evlenmek istiyorum dedim. Bir de eşim lise mezunuydu ve babam lise annem üniversite mezunu olduğu için evlilikleri benzer ögelerden bitmişti. Eğitimimi , başlamadığım kariyerimi askıda bırakarak evlendim. Bunu hiç önemsemedim, zannettim ki eşim yanımda olursa herşeyi hallederim. Moralim yüksek olur...Düğün hazırlığı boyunca eşim annen para harcamayacak mı,herşeyi ben aldım benzeri laflar ediyordu. Eşyaları alırken de gelinliği alırken de hep sorun çıkardı . Bu arada eşimin birikmiş parası vardı ve iyi para getiren bir devlet işinde çalışıyor. Ailem de ciddi borçlar yaparak elinden geleni yaptı ve bir çok eşyayı da biz aldık. Tartışsak da bazı şeyler ağır gelse de evlendik sonuç olarak. Annesinin nişandaki altınları alması, neredeyse namusuma varan dil uzatmaları, görgüsüz hareketleri ve dahası ....umursamadım. Ama eşim de her konu ile ilgili patavatsızlıklar yapıyor, aileme dil uzatıyor, benim kalbimi yersiz kırıyordu. Düğün stresi diyordum. Evlendik. Başlarda böyle buna benzer başlayan tartışmaların dozu giderek artıyordu. Çoğu zaman sadece ağlıyordum, söyleyecek söz bulamıyordum çok seviyesiz oluyordu çünkü. Sonra panik atakla tanıştım, evliliğimin 3. ayı idi. Hayatımda sadece o dönem yaşadım ,hala da yaşıyorum ama kontrol edebiliyorum. O panik atağı bilenler bilir. Kişi ansızın kalbine giren delice çarpma hissiyle sarsılır. Kalp kriziyle eşdeğer bir ağrı ,midede yanma kramplar...Ne yaptığını bilmez kasılır, titrer, ölmekten yada delirmekten korkar en az 5 dk sürer ama 50 dakika gibidir. Nefes almakta zorlanır. Elleri buz keser , o panik haliyle oradan oraya koşar sonra. Kriz bittiğinde hiç haliniz kalmaz muhtemelen ölü gibi uyursunuz. Krizlerimi tetikleyecek her şeyi yapan eşim, lütfen üstüme gelme diye oda değiştirdiğimde özellikle hakaretlerine eşyaları kırıp dökmeye devam ediyordu. Bir defa gülerek üstüme su dökmüştü kalk numara yapma diye...Senin annen benim annem durumuna da geldik. O zamanlar normal diyordum bunlara. Yeni evliler hep tartışır. Çünkü kötü iken iğrenç biri, iyi olduğunda iyiydi eşim. Mutlu da oluyordum. Anneme ciddi saygısızlık yaptığı bir gün eşime fena patladım. Ben de ilk defa sesimi yükselttim. Ağzıma geleni söyledim ama bir yandan atak geçiriyordum ne dediğimi bilmiyorum. Çok kötü kelimeler kullandım. O olaydan sonra söylediğim kelimeleri cımbızla çekerek bağırıp çağırmaya başladı. Aylarca hatırlayıp hatırlayıp küfürler ediyordu bana. Benden kötü kelime duyunca bin kat ağırını yaşatıyor, iğrenç şeyler söylüyordu. Defalarca özür dilesem de giderek çirkinleşiyordu. Aslında bahaneydi hep. Kavga etsek de bir yol bulmaya uğraşırdım. Bunları hep sabote ediyordu. Ben konuşurken dinlemiyor ,deli gibi gülüyor ,aniden gülümseyerek kalkıyor tuvalete gidiyordu. Yemin ederim bin kere belki canım böyle yapmayalım,küsmeyelim diye başladığım konuşmalarım aniden kalkması ve tuvalete gitmesi sonra yanıma gelip gülümsemeye devam etmesiyle son buldu. Başlarda anlamamıştım, suçu hep kendime atmıştım ama o kişi hastaydı. Bana yaptığı manipülasyondu ve hiçbir durumda merhamet gibi hisleri çalışmıyordu. Panik krizleri sırasında bir defa bulduğum tüm ilaçları içtim. Başına iş gelmesin diye herhalde bir iki defa hastaneye gidelim dedi. Sonra da götürmedi. Kusma ile kurtuldum. En sonunda 4 aylık evliyken bana tokat attı hiçbir sebep yokken hem de. Sonra bunu çoğalttı . Ben bu arada ailemin yanına döndüm 2 kez. ilkinde bana hakareti aşmıştı. ikincisinde tokat atmıştı. 1 hafta kadar kaldım ,telefonla irtibata geçiyorduk eşim deağlıyordu üzülüyordu ilk gittiğimde hele mahvolmuştu güya. ama beni getirmeden ben gitmiştim. beni aramadan içimden ona üzülüp ben aramıştım. ailesi bana tokat attığı halde bu normalmiş gibi davranmıştı. Beni dövse de aç bıraksa da boşanma lafı etmeyecekmişim. Aileme birşey söylemeyecekmişim.. o sıralar nedense bu fikre kapılmıştım,ailesinin manipülasyonunu da yutmuştum. Ne olursa aile içinde kalacaktı. Ve eşim bir daha yapmazdı. Kendimi kandırsam da o ezilmiş kişiliğim, o verilmeyen değer hep içimdeydi işte. Seviyordum ama karşımdaki kişi beni böbrek hastasıyken hırpalamış,kişiliğimi ezmiş, panik atak olmama neden olmuştu. Aileme hakaret etmişti. Sonra hamile kaldım. hamileliğimi ilk öğrendiğimde içime acı çöktü. çocuğum için endişelendim. düşündüm ki böyle evlilik olur mu, bir gün dahi gülmemiş insandan anne olur mu ? Eşim baba olur mu ? Söylemediğim bir boyut ise eşimin beni layık görmediği şeyler. Bu önemli mi biliyorum ama utandığımı biliyorum ki evli bir kadının sanırım güzel eşyaları da olmalıdır. Eşim bir defa bana layık görüp bir kıyafet almamış, öğrenciliğimden kalma eskilerimle idare etmek zorunda kalmışımdır. Yani çok önemli değildi ama eskiydi işte üstümdekiler hiç yeni evli ve mutlu gibi değil felaketten çıkmış gibi görünüyordum. Kaldı ki benim ailem kızlarına çok değer verir.Benim hep güzel kıyafetlerim, değerli takılarım olmuştur ve bana bir fiske bile vurulmamıştır bu güne kadar. Derken düğünde ve nişanda takılan altınlar çalındı ki eşim bana alyans hariç iki de bilezik takmıştı verirken de demişti ki özellikle bilezik aldım nasılsa bilezikler bizim değil mi ilerde bozdururken para kaybı az oluyormuş mesela sana künye yada küpe alsam bozdururken zarar ederiz diye... Hırsız girmişti eve. İşe girmek için ne moralim, ne güvenim kalmadığında ise benim aklımı, bitirdiğim bölümü eleştirme hakkını kendinde bulmuştu. Hamileliğimi ilk öğrendiğinde gereksiz bir tartışma çıkarıp, sözlerime seni pijamanla sokağa atarım diye karşılık verip, yakamdan yakalayıp beni sürükleyince annemi aradım. Annem istanbula geldi. Ve bebeği aldırıp beni de götürecekti. Annemi ne yapıp edip ikna etti. özürler diledi. sonra 2 ay hiç sorun çıkarmadı. 2 ay sonra doktor kontrolüne gideceğimiz gün öncesinde hamile iken beni çok feci ağlattı. üniversitede bana karşı hisleri olduğunu ima eden bir çocuk vardı. sürekli konuşmaya çalışır, heyecanlanır, beni görünce elinden bir şeyleri filan düşürürdü. Görünüşte saf bir çocuktu. Bir arkadaşım ona bana karşı hisleri olup olmadığını sormuş. Sonra o saf görünen çocuk herkese benim ona aşık olduğumu söylediğimi söylemişti. Bu olaydan dolayı çok utandım. Çünkü benim de kafam karışmıştı o zamanlar. Ama asla görüşmedim ve o kişiye belirgin bir hissim yoktu. Yaptığı hareketten sonra zaten asla görüşmeyeceğim ciddiyetsiz biriydi. O çocuk zannederim arap kökenliydi. Bu olayı eşime anlatırken, benim gönlüme kimsenin gölgesi bile düşmedi ama üniversitede birine karşı kafam karışmıştı sonra da böyle bir olay olmuştu diye anlatmıştım dürüstçe. Çünkü benim asla ne sevgilim olmuştu ondan önce, ne en basitinden konuştuğum biri. Doktor kontrolünden önce , eşimin telefonunda evlenmeden önce girdiği evlilik sitelerini gördüğümü, o zamanlar ne komik bir ergenmişsin şimdi büyüyüp evimizin babası oldun şeklindeki sevgi dolu, ve komiklik olsun diye söylediğim söze '' sen asıl kendine bak elin arabına bana karşı ne hissediyorsun demişsin, o arabın kollarına gitseydin '' şeklinde cevap verdi. sabh doktora gidene kadar ağladım, sessizce... Sonra bebeğimi kaybettiğimi öğrendim. İçim başka bir şeye yanamaz oldu. Kürtajdan sonra vücudum kan topladı, narkoz çok bulantı ve sırt ağrısı yapıyordu. Acılı ve hasta halimle yine sebepsizce eşimden tokat yedim. bir kaç saat sonra eşimin babaaannesi misafirliğe geldi. ve eşimin bütün akrabaları annesi,babası, nenesi,amcası vs kim gördüyse beni ağır kaldırmışsındır yoksa çocuk niye düşsün dedi bana. geçmiş olsun bile demeden önce. Babaannesi her gün gelen kapıcı için bu adam hergün mü zile basıyor ? Derdi ne, içeri girer başına iş gelir filan gibi şeyler söylüyor. Bir yandan sen öğrencisin ev kirli, mutfak berbat halde gibi özürler buluyor ve sürekli kadın programları izliyor. eşim benden özür dilemediği gibi bir de çay yap ,babaanneme bak ,şunu pişir gibi şeyler söylüyor derken annemi aradım . annem geldi ama bu defa da dönemedim. annem haliyle çok kızdı. en son olayda içimde birikenleri anneme anlatmaya başladım. Bunları duydu, olay telefonda konuşmamın duyulması. eşim kabalığı da arttırmıştı. gözümün önünde olan şeyleri yalanlıyordu. sen yanlış hatırlıyorsun sen delisin, o şöyle olmuştu ya diyerek yalanlarını kamufle ediyordu. Bastırmaya çalışıyordu. Bana eşya gibi davranıyordu. Telefon konuşmasının ardından çok sinirlendi . Sen düşmansın tarzı şeyler söyledi. Evden çıktım git kendini at bir yerden diye bağırdı. Sonra haliç e gitmiş. kendimi öldürmeye gittim sandığı için ama bana diyor ki kendimi öldürecektim. Dalga geçiyor gibi söylüyordu nedense. Yolda bana sen evine git bir tatil yap filan deyince ben de yol ortasında indim araçtan. Buna deli oldu. Defalarca beni kovmaları, ev benim defol demeleri, bana vurmaları normalmiş gibi .Ben de seninle evlenmeseydim , keşke yaşlı eciş bücüş bir adamla evlenseydim de yine de seninle evlenmeseydim gibi ne dediğimi bilmez birşeyler söyledim. Ertesi gün sabah telefon nerede diye sormamla sabah uyanır uyanmaz bana yumruklarla girişmesi bir oldu. Sırtıma başıma karnıma... sonra ağladım diye tekrar bu sefer tekme yumruk. Kendimi evden attım cebimde beş kuruş yok geri döndüm eşyalarımı toplamak için. Küfürler, hakaretler, anneme hele neler neler... bir yandan da kafama boşanma fikrini koydum kendi kendime sanki öyle şeyleri o yapmamış gibi canım yavrum, sen benim küçük oğlumsun sen yapmazsın bunları diye eşime sarılıp sarılıp ağlıyordum. o da hala sen erkekle nasıl konuşulur öğren , diyordu. Boşanma lafını duyunca iyice delirdi, bu sefer huzuru olmayan oymuş, ben sorunmuşum, beni annem de kardeşim de dövermiş artık olmaz sen erkekle konuşmayı bilmiyorsun diye saçmalıyordu... altınları da ben çalmışım,çalıp aileme vermişim... en son annem ne yaptın diye aradı ben de ben evimin altınını çalıp sana mı getirdim diye sordum, bu sefer bilmem ne çocuğu diye öldüresiye dövüldüm. başım göğsüm ,sırtım uyuşmuştu ağzımdan kan geliyordu. valizlerimi güç bela toparladım ama eğilirken ayakkabılarımı giyerken bile vuruyordu. En son kalbime indirdiği yumrukla dizimin üstüne çöktüm. 5 6 saniye kalbim durdu biliyorum. Ne oldu hatırlamıyorum ama dışarı çıkabildim. Valizlerim ağırdı kitaplarım vardı. birini aşağı indirip yukarı çıkmıştım ki kapıda bekliyor , gel dövmeyeceğim diyor. Kimlik kartımı kırmak için istedi kırıp küfürler edip kapıyı kapattı. Cebimde beş kuruşum yoktu, ciğerlerim acıyordu. Bu halde yola düştüm. Güç bela metroya bindim. Metroda biri bana yardım edip sordu. Neyiniz var diye. Eşimi kaybettim dedim,eşim öldü, ailemin evine dönüyorum. Neyse ki metroya binebilmiştim. Şimdi ailemin yanındayım. Bütün ailem de yanımda. Ne eşim ne ailesi beni bir kere bile aramadı. Geri döneceğimden eminler. Her pisliği de yaparlar galiba bilmiyorum. Ama hem darp davası hem boşanma davası açacağım. Darp davası açılmak üzere boşanma için de başvuracağım. Tazminat ve nafaka da isteyeceğim. Parasına muhtaç olduğumdan değil, psikolog masrafı ve eğitim masraflarım için. Açtığı yaralar için... Benzer süreçlerden geçenler bir şeyler söylesin lütfen...