- 4 Aralık 2024
- 49
- 13
- 29
-
- Konu Sahibi kalemkutulu
- #1
Merak edip baktım da teşekkürler yanlışmış cidden, düzelteyimbenim düşüncem yok. paradoks kelimesini çok yanlış anlamışsınız demeye geldim
Sevginizin üzerine gecmis bu durumu ve bu durumda evlilige yonlenirse siz pisman olursunuz.Bu tarz sorunların ben düzelecegine inanmıyorum.Arkadaşlar ne yapsam ne etsem bilmiyorum. Bir yanım bu ilişkiden olmaz tıkandı o önce kendi kişisel problemlerini çözmeli diyorum.
Çok şükür engelli değil sapasağlam adam. Kaygıları çok derin sürekli teşvik etmeme rağmen ciddi sistematik bir mücadele göremiyorum. Onun yerine kaygılanmak beni zihnen ve psikolojik çok yordu. Asıl sorunum bu esasen.İlişki güzelse vazgeçmezdim. Hepimiz birer engelli adayıyız. Evlendikten sonra da başına iş gelebilirdi. Sokağa mı atacaktınız o zaman ?
Ailemle tanıştırmak onların da fikrinin olmasını istedim. Psikologun ona genel şeyler diyeceğini ve bunların kendisinin de farkında olduğunu fayda vermeyeceğini düşünüyor. Toksik değil ama göz konusunda ciddi obsesesif biri.Şubatta tanıyıp temmuzda nasıl aile ile tanışma seviyesine gelebiliyosunuz hemde uzak mesafeden. Yaşadığı durum psikolojik kendisi yardım almazsada çözemezsiniz belli ki yardım almak istemiyor. Bana toksik biri gibi geldi
Ben uzun vadeli inanıyorum ama o bu değişimi yapacak psikolojik sağlamlığa ve inanca sahip değil maalesef.Sevginizin üzerine gecmis bu durumu ve bu durumda evlilige yonlenirse siz pisman olursunuz.Bu tarz sorunların ben düzelecegine inanmıyorum.
Bilemiyorum benim için sorun olmazdı düşünmezdim bile bu kadar çoğumuzun takıntıları var güneş gözlüğü tak bişi olmaz der geçerdimMerhaba arkadaşlar, şubat ayında internetten biriyle tanıştım. Naif, duygusal, iyi niyetli ve sorumluluk sahibi biri. Karakteri, maddi durumu, mesleği, tipi absürt olmayan temiz niyeti bakışından duruşundan hareketlerinden de çok net anlaşılan bir karakter.
Şubat ayında tanıştık. Nisan ayında 16 saatlik mesafeden geldi ve yüz yüze görüştük. Ben uzak mesafeden tanışamayız az zaman geçiririz dediğim için temmuz ayında 1 ay benim şehrimde apart tuttu kaldı ve annemle tanıştırdım. Kasım ayında en son babamla da tanıştı.
Her şey buraya kadar güzel ama bu çocuğun fizyolojik bir sorunu olmasa da gözüyle ilgili ciddi bir takıntısı var. Obsesif diyebilirim. Işığa bakınca gözüne zarar geleceğini düşünüyor.Ve bu durum bir paradoks halinde, genel bir kaygı bozukluğuna da evrilmiş durumda bence. Küçükken miyop derecesi 8'miş(6 yıl önce lazer olmuş,şu an sıfırlanmış).Akran zorbalığı da yaşadığından bahsetmişti. Üniversite sınavına hazırlık zamanında ışığa hassasiyet hatta ışık fobisi denilecek bir durum oluşmuş. Yaklaşık 12 yıldır sorunun geçmesi için çok sayıda doktora gitmiş ama fizyolojik bir sebep bulunamamış. Bazı zamanlar sorunu şiddetlenmiş bazı zamanlar azalmış. Kısacası şu an hayatına ciddi engel olan araba sürmesini bile bazı açılardan engelleyen psikolojik olduğuna inandığım gözle ilgili durumu var.
İlk zamanlar bana bunu demedi. Beni kaybetmek istememiş. Ben en net zorluğunu yaz dönemi fark ettim. Bu süreçte psikologa gitmesini, mantıksız düşüncelerinden kurtulmasını telkin ettim. Bazı kitaplar okudum ona da alıntılar paylaştım, spor, beslenme vs. bunların yararlarından defalarca bahsettim. Bir şeyler yapmaya çalışıyor ama sistematik bir halde değil. Hala psikologa gitmedi, ben ona ısrar edince tartışınca bir şeyler yapıyor. Artık öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor gibi bir şeyler yapmaktan vazgeçmiyor ama sistematikte değil. Kendince ışığa maruz kalmaya çalışıyor denemeler yapıyor ama ilerleme yok. Bu yaşadığı sorun onu her açıdan yetersiz ve özgüvensiz hissettiriyor. Işıktan etkilendikçe hareketleri de tuhaflaşıyor. Bir sosyal ortamda rahat oturup sohbet etmek bile zor onun için. Çünkü eğer gözle ilgili sorunu o an artarsa göz kırpma davranışı da artıyor. Anlayacağınız bu da her durumda onu kaygılı hale getiriyor. Bir döngü halinde ve kurtulamıyor.
Evlilik odaklı birisi bende öyleyim o yüzden ailemle tanıştırdım. Fakat onlarda erkek arkadaşımın sıkıntısını fark ettikçe ne olacak böyle diye bana sormaya başladılar. Birlikte de gittik doktora doktor fotofobik bir durum dedi.
Arkadaşlar ne yapsam ne etsem bilmiyorum. Bir yanım bu ilişkiden olmaz tıkandı o önce kendi kişisel problemlerini çözmeli diyorum. Bir yandan destek olmaya çalıyorum ama uzaktan ne kadar etkili bilemiyorum. Sizin düşünceleriniz neler?
Işıklı ortamlarda aşırı geriliyor. Işığa maruz kalmak ışıklı ortamlar göz kırpma ve gözlerde yanmaya acıya sebep oluyor. Gözleri sıfır derece olmasına rağmen hala gözlük takıyor. Tv'ye telefona asla bakmak istemiyor çok az bakıyor. Göz derecelerinin büyüyeceğinden ışığın gözüne zarar vereceğinden korkuyor. Sorun sağlık sorunundan ziyade kaygıya varan durumu. Zaten gözü fizyolojik olarak sağlam psikolojik bir sorun var.Ben hiç anlamadım ışığa karşı neyi var ? Aynı sorun siz de olsaydı eğer siz bu sebeple terkedilseydiniz nasıl hissederdiniz bu açıdan düşünüp kararınızı verin.
Resmen okb tanısı almış bir arkadaşım var aslında her şeyin bir takıntı olduğunun farkında ama engel olamıyor. İlaç tedavisi almasına ve psikologa gitmesine rağmen. Mesela arkadaşım ilaç kullanırken vurdumduymaz biri iken ilavı kesince ilk bir ay belki taş çatlasın 3 ay harika gider. Sonra anksiyete krizi ile beraber yeniden hastalığı nükseder ve başa döner. Bu böyle döngü şeklinde herhalde yaklaşık 15 senedir mücadele ediyor.Merhaba arkadaşlar, şubat ayında internetten biriyle tanıştım. Naif, duygusal, iyi niyetli ve sorumluluk sahibi biri. Karakteri, maddi durumu, mesleği, tipi absürt olmayan temiz niyeti bakışından duruşundan hareketlerinden de çok net anlaşılan bir karakter.
Şubat ayında tanıştık. Nisan ayında 16 saatlik mesafeden geldi ve yüz yüze görüştük. Ben uzak mesafeden tanışamayız az zaman geçiririz dediğim için temmuz ayında 1 ay benim şehrimde apart tuttu kaldı ve annemle tanıştırdım. Kasım ayında en son babamla da tanıştı.
Her şey buraya kadar güzel ama bu çocuğun fizyolojik bir sorunu olmasa da gözüyle ilgili ciddi bir takıntısı var. Obsesif diyebilirim. Işığa bakınca gözüne zarar geleceğini düşünüyor.Ve bu durum bir paradoks halinde, genel bir kaygı bozukluğuna da evrilmiş durumda bence. Küçükken miyop derecesi 8'miş(6 yıl önce lazer olmuş,şu an sıfırlanmış).Akran zorbalığı da yaşadığından bahsetmişti. Üniversite sınavına hazırlık zamanında ışığa hassasiyet hatta ışık fobisi denilecek bir durum oluşmuş. Yaklaşık 12 yıldır sorunun geçmesi için çok sayıda doktora gitmiş ama fizyolojik bir sebep bulunamamış. Bazı zamanlar sorunu şiddetlenmiş bazı zamanlar azalmış. Kısacası şu an hayatına ciddi engel olan araba sürmesini bile bazı açılardan engelleyen psikolojik olduğuna inandığım gözle ilgili durumu var.
İlk zamanlar bana bunu demedi. Beni kaybetmek istememiş. Ben en net zorluğunu yaz dönemi fark ettim. Bu süreçte psikologa gitmesini, mantıksız düşüncelerinden kurtulmasını telkin ettim. Bazı kitaplar okudum ona da alıntılar paylaştım, spor, beslenme vs. bunların yararlarından defalarca bahsettim. Bir şeyler yapmaya çalışıyor ama sistematik bir halde değil. Hala psikologa gitmedi, ben ona ısrar edince tartışınca bir şeyler yapıyor. Artık öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor gibi bir şeyler yapmaktan vazgeçmiyor ama sistematikte değil. Kendince ışığa maruz kalmaya çalışıyor denemeler yapıyor ama ilerleme yok. Bu yaşadığı sorun onu her açıdan yetersiz ve özgüvensiz hissettiriyor. Işıktan etkilendikçe hareketleri de tuhaflaşıyor. Bir sosyal ortamda rahat oturup sohbet etmek bile zor onun için. Çünkü eğer gözle ilgili sorunu o an artarsa göz kırpma davranışı da artıyor. Anlayacağınız bu da her durumda onu kaygılı hale getiriyor. Bir döngü halinde ve kurtulamıyor.
Evlilik odaklı birisi bende öyleyim o yüzden ailemle tanıştırdım. Fakat onlarda erkek arkadaşımın sıkıntısını fark ettikçe ne olacak böyle diye bana sormaya başladılar. Birlikte de gittik doktora doktor fotofobik bir durum dedi.
Arkadaşlar ne yapsam ne etsem bilmiyorum. Bir yanım bu ilişkiden olmaz tıkandı o önce kendi kişisel problemlerini çözmeli diyorum. Bir yandan destek olmaya çalıyorum ama uzaktan ne kadar etkili bilemiyorum. Sizin düşünceleriniz neler?
Güneş gözlüğü takmanın ötesinde başka birinde görmediğim bir durum ama asıl sorun bunun onun psikolojisine zarar vermesi.Bilemiyorum benim için sorun olmazdı düşünmezdim bile bu kadar çoğumuzun takıntıları var güneş gözlüğü tak bişi olmaz der geçerdim
Tam olmasa da benzer bir süreç diyebiliriz. Durumun farkında ama sorunun çözümüne gönülden inanıyor mu emin değilim.Resmen okb tanısı almış bir arkadaşım var aslında her şeyin bir takıntı olduğunun farkında ama engel olamıyor. İlaç tedavisi almasına ve psikologa gitmesine rağmen. Mesela arkadaşım ilaç kullanırken vurdumduymaz biri iken ilavı kesince ilk bir ay belki taş çatlasın 3 ay harika gider. Sonra anksiyete krizi ile beraber yeniden hastalığı nükseder ve başa döner. Bu böyle döngü şeklinde herhalde yaklaşık 15 senedir mücadele ediyor.
İyi düşün taşın. Adama bir ömür katlanabilir misin? Ha ayrıca bunu ta ilkten sana söylememesi hata. Önce seni kendine bağlayıp sonra söylemesi ben rahatsız etti.
Yok bu lazerden çok öncesinde de yaşadığı bir sorun. Lazeri olalı 6 yıl olmuş, onun sorunu 12 yıldır var.Göz çizdirme sonrası ışığa hassasiyet görülebiliyor. Öyle bir şey olmasın?
Psikiyatrist de tam olarak tanı koymamış. Tanımlanmamış anksiyete demişler. Düşük doz serotinin arttırıcı bir ilaç kullanıyor şu an ama psikologa gitmiyor.Psikologdan ziyade psikiyatr daha iyi olacaktır. Bu sorunu çözmezse ilerde belki gün ışığına bile çıkamayacak kadar kötüleşecek.