Sakın vazgeçmeyin:41 yaşında ilk kez hamileyim, hemde dondurulmuşlarla

beni merak eden, dua eden, takip eden, korkumu sevincimi paylaşan tüm dostlara binlerce teşekkür.
hepinize sağlıklı hamilelik süreci ve sağlıklı bebekler diliyorum. en içten gelen dualarımla hepinizi kucaklıyorum.
bebeklrim hakkında şunu söyleyebilirim şimdilik, kuvezdeler ve genel durumları iyi. inşallah daha iyi olacaklar.

canım benim hayırlı olsun ben hala hamilesin sanmıştım..çok sevindirdin bizi:)))bebeklerini bol bol benim yerimede kokla oldumu:)canım benimmmm
 
çok zor günler geçirmişiniz okurken çok duygulandın Allah yardımcınız olsun darısı bütün isteyenlere içinde bana olsun:KK3:
 
badenur gözünaydın.inşallah sağlıkla sıhhatle büyütürsün yavrularını.inan senin adına çok ama çok sevindim.Allah acılarını göstermesin...
 
Herkese merhaba,

Benim umut hikayem oldukça uzun aslında… belki sonuna kadar okumayabilirsiniz, o nedenle öncelikle şunu söylemeliyim: Sakın vazgeçmeyin… 41 yaşında ilk kez hamileyim. özellikle “ilk kez” diye belirttim, çünkü bu yaşıma kadar ne düşük, ne dış gebelik, ne de kimyasal gebelik yaşadım. Bunları yaşayanlar bile en azından hamile kalabiliyorum diye sevinirken, benim bu yönde bile umut bağlayacağım hiçbir gebelik türüm olmamıştı. Üstelik şimdi dondurulmuş embriyolarla hamileyim, hem de doktorlar ileri yaş nedeniyle sadece %10 şans vermişken…

Şimdi hikayemi mümkün olduğunca özetlemeye çalışacağım… kelimeler yaşanan acıları, hayal kırıklıklarını yansıtabilecek mi bilemiyorum… Bildiğim şu ki, bu uğurda gerçekten mücadele vermekten çok yorulmuş olanlar beni çok iyi anlayacaktır ve umuduna sarılmaktan vazgeçmeyecektir.

Benim mücadelem 5 yıl önce başladı. Evlendikten sonra hamilelilk gerçekleşmeyince doktorlar bunu miyomlara bağladı ve ilk olarak miyom ameliyatıyla mücadelem başlamış oldu. Miyomlar rahmin arka duvarında olduğundan sezeryan şeklinde açık ameliyat gerekti. Sezeryanın acısıyla erken tanıştım, ama maalesef bebek için değildi…

Ardından 5-6 aylık iyileşme süreci gerekti, bu sürecin sonunda da git gel yumurta takibiyle, günü, saati belirlenmiş ilişkilerle, bebeğimize kavuşmayı hayal ettik, bir 6 ay da böyle geçti… Sonraki adımda aşılamaya hemen peki dedik, ardı ardına yapılan aşılamalarda umudun ötesine geçemeyince, tüp serüvenine ilk adımı attık ve ilk negatif sonuçla ilk darbemizi yemiş olduk… o dönem ne kadar üzülsemde beni bekleyen her tokadın bir öncekinden çok daha acı olacağını hiç düşünememiştim.

Bu aşamadan sonra doktorumuzu değiştirmeye karar verdik, tedaviye daha iyi zaman ayırmak için işimden de ayrıldım. Yeni bir doktorun kapısını çaldık. Arkadaşım ilk denemesinde çareyi bu doktorda bulmuştu, bizim içinde umut kapısıydı. Üstelik doktor durumum için olumlu konuşuyordu, inandık… İşte asıl büyük hatayı bu kapıyı çaldığımızda yapmışız, bunu çok geç ve yaşanan çok acı tecrübeyle anladık. Bir doktor size ne kadar çok ümit vaat ediyorsa, ne kadar çok yüzünüze gülüp, bu sefer tamam diyorsa, elinden gelen her şeyi yaptığı havasına bürünüyorsa derhal o doktorun bir umut tüccarı olduğundan şüphelenmeye başlayın. Ama ne yazık ki, biz şüphelenmedik. Niye mi? Beni tanıyanlar hikayenin bu kısmını önceki yazılarımdan iyi bilirler. Tanımayanlar için özetleyeyim.

Bu yeni doktorla büyük umutlarla başladığımız 2. tüp denemeside negatif sonuçlandı. Fakat Doktor senin rahim yapını, hormon dengelerini çözdüm, üçüncüde bu iş tamam deyince yeniden inandık… ama 3. Tüpte negatif sonuçlandı… 4. Deneme öncesinde sana iki ay geçici menopoz uygulayacağım rahmi dinlendireceğim bu yöntemle %75 başarı alıyorum deyince yine inandık… Fakat sonuçta 4. Negatifi gördük… Üstelik artık umutlarım bitmişti. Görünürdeki tablo doktor elinden geleni yapmıştı (!!!) bu noktada sadece kendimi suçluyordum. Oysaki, doktor açısından ne büyük bir gaflet ve dalalet için de olduğumuzu anlamamız hiçte uzun sürmedi.

artık zamanın aleyhime işlediği telaşı içindeydim ve aslında bu da en acı gerçekti…. Ardından hiç ara vermeden bilindik büyük bir hastaneye gittim. Yeni Doktorum bu 4 negatifin nedeni olan bendeki enkazı daha ilk dakikada ultrasonda farketti, “rahmin içinde miyomlar var, bunlar rahmin şeklini tamamen bozmuş, rahim çizgisi kamburlaşmış, birde rahmin içerisinde sıvı görüyorum ve bu sıvının iyi olmadığını düşünüyorum” dedi. En “son rahim filminizi ne zaman çektirdiniz” diye sordu. Hiç rahim filmi çektirmemiştim ki... 4 tüp tedavisi içinde kimse benden rahim filmi istemişti ki…

Ve rahim filmini çektirdiğimiz noktada hayatımın en zor günleri başladı. Doktor rahim filmine bakıp, “iki tüpünde de ileri derecede iltihap var, bu iltehap rahmin içine sızıyor, rahmin şeklide miyomlar sebebiyle tamamen bozulmuş, bu haldeyken embriyoların ne tutunma ne de yaşama şansları hiç yoktu” dedi !!!!! Yıkılmıştım… adeta tüm dengelerim değişti… Gerçek şuydu 4 tüpüde boşu boşuna yapmıştım… ilk etapta inanmadım, rahim filmini alıp tam 6 doktor daha gezdim, hepsi aynı şeyi söyledi. Ağladım zırladım, yatağa yapıştım… ama eğer bebeğime kavuşmak istiyorsam gerekeni yapmalıydım. Temmuz 2010’da ameliyat masasına yattım, laporoskopi ile iki tüpüm birden alındı, iltihap o kadar ilerlemişki yumurtalıklarım, rahim, bağırsaklarım, karın zarım hepsi birbirine yapışmış, ameliyat riskliydi ama başarılı geçti. Ameliyat öncesinde laporoskopide yumurtalıkların zarar görebilir ve yumurta üretimin bitebilir, bağırsak delinmesi olabilir, rahmi besleyen damarlar kesilirse rahim bir daha 3 mm üzerine çıkmayabilir demişlerdi. Hepsini göze aldım, ya tamamamen bitecekti, ya da yola devam etmek için engeller ortadan kalkacaktı. çok şükür ki, bütün bu risklerin hiçbiri gerçekleşmedi. Laporoskopinin beraberinde Histeroskopiyle rahmin şeklini bozan içerdeki miyomlarda alınmıştı, yani söylenen buydu ve operasyonun bu kısmıda sonrasında bir süprizle devam etti.

Ardından gerçek doktorlar 6 ay dinlenme devresi dediler… çakma doktorlar ise 15 gün sonra tüp deneyebilirsin dediler… 40 yaşında bir kadın için bu 6 ay çok önemliydi, zaman artık sadece aleyhime işliyordu, bunun bilincindeydim, ama artık çakma doktorlar konusunda da tecrübeliydim ve Ocak 2011’e kadar dinlendim. sonra bütün teşhislerimi koyan tüp doktorumun yolunu tuttum, doktorum aradan 6 ay geçti bir rahim filmi daha çektir garanti olsun dedi. Ve yeni rahim filmi beraberinde yeni acı bir süprizzzz…

ilk filmde varolan miyomlardan biri, ikinci filmde de aynı yerde duruyordu ve rahme baskı yapıp rahim cizgisini yine bozuyordu. Doktorumun ilk tahmini; birini almış diğerini olduğu yerde bırakmışlardı . Neden ???? demek için miyom ameliyatını yapan, çoğunluğun tanıdığı o çok meşhurrr, kendini öve öve bitiremeyen profesöre gittim. Cevap “onu almamış mıyız??? Onu da alırız ufak bir operasyonla” oldu… doktorlar için ihmaller, hatalar bu kadar basitti … çünkü cefayı çeken, en kıymetli zamanlarını kaybeden bizleriz onlar değil … bu olay beni iyice yıprattı, ne psikolojik, ne fiziksel dayanacak gücüm yoktu, tekrar kime gidecektim, kime güvenecektim, kim doğru söylüyordu??? Şimdi başıma daha ne açılacaktı??? İyice bunalmıştım ve bu olaydan iki gün sonra resmen kan kustum. evet makattan ve ağzımdan gelen kanla hastanelik oldum, mide kanaması geçirmiştim, ama yine de vazgeçmedim… biraz düzelince Şubat 2011’de yeni bir yeni bir histeroskopi ile orada bırakılan ikinci miyomda alındı. Maddi manevi bitmiştik. Üstelik üst üste geçirdiğim operasyonların endometrium hasarı açısından şansımı azaltacağı söylenmişti. Çok üzülüyordum veee kısa süre arayla ikinci bir mide kanaması daha, ben yine günlerce hastanelik oldum…

gerçek şu ki, çekilen tüm acılara rağmen içimdeki özlem geçmiyordu ve asla pes demedim… yola devam etmek için bedenimi ve psikolojimi güçlendirmeliydim, öncelikle yeniden işe başlamıştım, kafamı dağıtmalıydım ve spor, yoga, meditasyon, dans kursları hayatıma girdi... arada sabahlara kadar gönüllü kuruluşlarda çalıştım. Bütün yaşanan olumsuzluklar içinde tek olumlu şey yaşıma göre yumurtalıklarımın iyi çalışması ve fsh’ın 7-8’in, e2’nin 35’in üzerine çıkmamasıydı, çok bunaldığımda testlerimi yaptırıp, daha zamanım var deyip rahatlıyordum.

Yeni bir deneme için biraz daha güçlenmiştim ve Mayıs 2011’de 5. denememi yaptım, 6 yumurtam çıktı, 4 tanesi yoluna devam etti, bunlardan 2 tanesi 5. Gün embriyosu olarak transfer edildi, 2’side donduruldu. Bu sefer her zamankinden çok daha ümitliydik, yapılması gereken her şey yapılmış, tedavim tamamlanmıştı, yumurtalar yaşıma göre harika gelişmişti. Ama sonuç yine negatif oldu… işte bu noktada artık bebeğimin olmayacağı fikrine kapıldım. Artık kimse beni anne olacağıma inandıramazdı. bazı şeyleri kabullenmeyi hem istiyordum, hem de hiç istemiyordum…

Aklım dondurulmuş 2 embriyomdaydı onları da denemem lazımdı… benim, eşimin ve bizimle beraber üzülen herkesin iyiliği için 6. denemeyi de yapıp belki kendime artık buraya kadar demeliydim… Eşim “çocuğumuz olmuyorsa bu dünyanın sonu değil” deyip destek oluyordu ama bütün bu tedavi süreçlerim içinde hem kalbi tekledi, hem de mide fıtığı oldu…. Artık onu da bu üzmek istemiyordum. Ama yine bir yanım vardı, işte o bir yanım hep içten içten özlemle sızlıyordu inkar edemem…

ve yeni bir umut yolcuğu için eylül ayında hastanenin yolunu tuttum. Doktorum yüzünde umutsuz bir ifadeyle; dondurulmuş tedavisi için hiçbir ilaç vermeyeceğim, eğer rahim kendi kendine kalınlaşırsa, eğer yumurtalar da bozulmadan çözülürse transferini yaparız dedi ve ardından umutlarımı çökerten cümleyi ekledi : ama hem dondurulmuş embriyo, hem yaş 41, hem de bir kaç kez miyomektomi geçirmiş bir rahimle şansın en yüksek ihtimalle %10… Bu sözlerin üzerine tedavi moduna bile giremedim… daha başlamadan negatifi göreceğimden çok emindim…

ve rahim kalınlığı 12. gün kendiliğinden 7.4 mm oldu, rahim kalınlığıda ümitsiz görünüyordu, çünkü bir önceki negatifim de bile 8.6 mmdi, şimdi sadece 7.4 dü. Neyseki tek olumlu yön 2 embriyom da 1. Kalitede çözüldü ve transferim yapıldı, içimde en ufak bir umut parçası yoktu, yarım saat hastanede, 2 saat evde yattım. Sonrasında artık saatleri, günleri saymayacağım ve kendimi üzmeyeceğim diye söz verdim… Zaten 5 senedir her şeyi erteliyorduk, artık yas tutmak yoktu, ertesi gün eşimle uçağa atlayıp izmir’e yeğenimin düğününe gittik.akşamına düğünde halay çekiyordum. 3. Gün izmir’deki akraba ziyaretlerindeydim… 4. Gün ise işimin başındaydım. Çarşı pazara gittim, belediye otobüslerine bindim indim, öğle tatillerinde pür telaş koşturdum.

Ve test günü geldiğinde transfer sonrası verilen ilaçlarımı evde bıraktım, östrojen bantlarını değiştirme günüydü ama değiştirmedim. Sabah 09.00’da kan verdim, 2 saat sonra alırsınız ya da internet sayfamızdan bakarsınız dediler, Öğlene doğru baktım internet sayfaları çalışmıyor, ve ilk defa koşa koşa sonuç almaya gitmedim… iş çıkışı zarfı elime almıştım. En ufacık bir umudum yoktu, bunca zaman olmamıştı, şimdi bu umutsuz tablonun sonucunda mı olacaktı? Üstelik bu 12 günlük dönemde normal hayat seyrim içinde hiç yorulmadığım kadar çok yorulmuştum. Bir de hani şu hep bahsedilen ne lekelenme, ne kasık ağrısı, ne bel ağrısı, ne ğögüs hassasiyeti, ne akıntı, ne adet sancısı benzeri sancı, ne de en ufakcık başka bir belirtim olmamıştı, tıpkı diğer 5 negatifte olduğu gibi en ufacık bir belirti yoktu.

Laboratuvarın merdivenlerini inerken zarfı açtım, 216 yazıyordu, bu benim sonucum mu diye mırıldandım, ismimi tekrar kontrol ettim…. Evet benimdi… inanamıyordum… o an bacaklarım tutmaz oldu sanki, merdivenlere çöktüm ve gözlerimden oluk oluk yaş boşalmaya başladı, etrafımdakiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, su getirenler, beni merdivenlerden kaldırmaya çalışanlar… sakinleşemiyordum… Eşimi aramak için telefonumu aldım, ama o kadar titriyordum ki tuşlara basamıyordum, birisi kimi arayacaksınız diyerek yardımcı oldu, eşime “hamileyim” derken, o tek kelimenin bir gün benim ağzımdan döküleceğini hiç ama hiç ummuyordum…. Etrafımdakilerden biri bunu duyunca “yoksa istenmeyen bir gebelik mi?” diye sordu? gülümsedim “ah bir bilseniz dedim, bir bilseniz? dedim… Beni bir koltuğa oturttular, sürekli yüksek sesle allahım sana şükürler olsun diyordum, binlerce şükürler olsun sana… 6. denemede ve 41 yaşında ilk kez hamileydim, inanamıyordum, gözyaşlarım oluk oluk geliyordu, engel olamıyordum… ve biraz sonra eşim koşup geldi, eşimin yüzündeki o ifadeyi hayatım boyunca unutmayacağım, gözleri sanki iki kat büyümüştü, yüzünde şaşkın bir mutluluk ifadesi vardı, rengi kağıt gibi bembeyaz olmuştu, o da dayanamadı koyverdi gözyaşlarını…

Şu anda 12 haftalık olduk… Şimdi 9 ayı tamamlayabilecek miyim korkusu içindeyim… yolum çok uzun ve zorlu… hamileliğim riskliymiş, bu mutluluk yarım kalırsa, sonrasında ne yaparım, nasıl yaşarım, nasıl nefes alırım bilmiyorum… hem mutluyum, hem korkuyorum… ama en azından bunu bile yaşattığı için allahıma binlerce şükürler ediyorum. Bu kadarı bile çok güzel bir duyguymuş, allahım nasip kısmet ederse kucağıma almayı çok istiyorum. Darısı herkesin başına. Herkes yaşasın bu duyguyu sonuna kadar.

Birde şu belirtiye kafayı takanlara şunu söylemeliyim; ancak pozitif sonucu aldıktan 3-4 gün sonra kasıklarımda bir hareketlilik başladı, damarlarımda kan akışı hızlandı sanki, kasıklarımda yoğun sıcaklık ve tuhaf bir ağrı hissetim, adet görecekmişim gibi sancılandım. Ama bunlar 15. günden itibaren oldu ve birkaç gün sürdü. 12 günlük devrede en ufacık bir şey yoktu… o nedenle hiç takılmayın derim…

Ve son söz : içinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, ne kadar zor, ne kadar umutsuz gözükürse gözüksün, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar engel çıkarsa çıksın asla vazgeçmeyin… Eğer bebeğinize kavuşmak istiyorsanız allahında yardımıyla inanın aşılamayacak sorun yok, yeterki sorunlar sizi yıldırmasın, yeterki Allah nasip kısmet etmiş olsun… gerisi sadece sizin azminize, sabrınıza kalıyor…

Veeeeee en güzel kısmı sona sakladım, ilk kontrolde tek kese görüldü, biraz kanamam vardı o gün… ikinci kontrolde iki kese görüldü, meğer bebişlerim ikizmiş teyzeleriiiiiii…. İlk üç ay için risklerimiz oldukça fazlaydı, şimdi biraz daha hafifledi, evde hep istirahat ediyorum,arada kanamalar yaşıyorum, sürekli progesteron iğneler oluyorum ama asla hiçbirşeyden yakınmıyorum… allahım özlemle yanan herkesi yavrusuna kavuştursun, benim bebeklerimi de korusun…

Sevgilerimle… :KK16:

bende 5 yıllık evliyim
bizimde çocuğumuz yok
eşimin sperm değerleri çok kötü
inan yazdıklarını okurken çok duygulandım..
Allahın lütfu işte
bizde çok istiyoruz ama olmuyor...
benimde adet tarihim dündü ...biraz önce 1 damla kan geldi bu ayda olmadı
bu ayın sonunda ankarada iyi bir merkeze gitmeyi düşünüyoruz ..
senin doktorunun tedavinizi olduğunuz merkezin adını özelden yazar mısın acaba...
bizim tedavi olacağımız yerin labratuarının çok ii olması gerekiyor çünkü sperm değerleri çok kötü
ne olur dua et hiç pes etmeyi düşünmüyoruz zaten
eşim tüp bebek tedavisi olursam eğer ilerde bana bişey olur diye korkuyor
direk söylemiyor ama ben anlıyorum internette tedavi ile bebek sahibi olan kişileri gösteriyorum umutlansın diye inan inamıyor
hiç bir zaman baba oamayacağını düşünüyor bide bana bişey olmasından korkuyor
inanın anne olamamak ne zor imiş
çevrede size acıyan gözlerle bakan bir sürü insan
eşimden kaynaklı bir problem olduğunu kimse bilmiyor bilmesinde umrumda bile değil
hele şu televizyonda çıkan anneler günü ile ilgili reklamlar beni mahvediyor
bunları yazarken bir yandan da ağlıyorum ama rahatlıyorumda
eşimin yanında duygularımı belli etmemeye çalışıyorum
bize hiç aşılama yapılmadı boşuna zaman kaybı denildi..
tüp bebek tedavisi bize 10 bin lirayamı mal olur acaba...
tabi dondurma işlemi filan herşeyi yaptırırsak...
bu satırları yazınca ne çok rahatladım bi bilsen..
iyki burası varmış çok şükür....
 
Benim de gözlerim doldu ... Allah mutlu etsin sizi bebeklerinizle:KK16: İnşallah çok çok güzel günler yaşarsınız beraber..Sağlıklarına da bir an evvel kavuşurlar dilerim..
 
beni merak eden, dua eden, takip eden, korkumu sevincimi paylaşan tüm dostlara binlerce teşekkür.
hepinize sağlıklı hamilelik süreci ve sağlıklı bebekler diliyorum. en içten gelen dualarımla hepinizi kucaklıyorum.
bebeklrim hakkında şunu söyleyebilirim şimdilik, kuvezdeler ve genel durumları iyi. inşallah daha iyi olacaklar.
ben çok ama çok sevindim badenurcuğum :KK9::KK19::KK52: maşallah bebişlere inşallah kısa süre içinde evinize huzur dolu hanenize geçip o ciciş bebişler cıvıl cıvıl neşe saçacaklar her zaman dualarımdasın canım sağlıklı-hayırlı ve analı-babalı büyütsün Yüce Rabbim inşallah :emir_bebek::nazar::KK19::KK19::KK19::KK19::KK16:
 
beni merak eden, dua eden, takip eden, korkumu sevincimi paylaşan tüm dostlara binlerce teşekkür.
hepinize sağlıklı hamilelik süreci ve sağlıklı bebekler diliyorum. en içten gelen dualarımla hepinizi kucaklıyorum.
bebeklrim hakkında şunu söyleyebilirim şimdilik, kuvezdeler ve genel durumları iyi. inşallah daha iyi olacaklar.

Canım benim demek bebişler dünyaya gelldii..
Senin hikayeni ilk okuduğumda bu topikteki 3. sayfada yazdıklarıma döndüm hemen..
O kadar ağlamıştımkii bilgisayar bozulcak diye yazmıştım hatta..
Çok sevindimm şu anda tüylerim diken dikenn..
Senin bebişlerin güçlü savaşçı bebişler,Allahın izni ile herşey dahada yoluna girecektir..
Dularım seninle..Sende bizlere etmeyi unutma tamamı badenurcum..
Ay yanında olup sarılmak istedim sana inan..Mesajı bir türlü bitiremiyorum..Kendine bebişlerine çok iyi bak senin gibi sabırlı azimli bir anneye sahip olduklarından onlar zaten çoook şanslı melekler..:KK16::KK16::KK16::KK16::KK16:
 
allah hayırla sağlıkla büyütmeyi nasip etsin darısıda bizlere olsun işallah..böyle mucizeler hepimize umut oluyor cesaret veriyor ..yılmak yok yola devam kısmetimizde varsa işallah bizimde senin gibi yüzümüz güldürsün allahım tez zamanda cümlemize nasip etsin..
 
badenur canım hikayeni okurken de çok ağlamıştım şimdi sevinç gözysaşları oldu bunlarr:)allah size sağlıklı,huzurlu,ve çok mutlu bir hayat sürdürmek nasip etssin inşallah.bizim için de kokla mis bebişlerini..bende 2 yıldır mücadele halindyim negatif tüp denemelerim var ama pes etmeyeceğim ..allahın izniyle mücadelye devam edeceğim ..değiyor değil mi insan onlara kavuşunca tüm sıkıntılarını unutuyordur eminim..sevgilerrrrrrrrrr..bahtları açık olsun..
 
Herkese merhaba,

Benim umut hikayem oldukça uzun aslında… belki sonuna kadar okumayabilirsiniz, o nedenle öncelikle şunu söylemeliyim: Sakın vazgeçmeyin… 41 yaşında ilk kez hamileyim. özellikle “ilk kez” diye belirttim, çünkü bu yaşıma kadar ne düşük, ne dış gebelik, ne de kimyasal gebelik yaşadım. Bunları yaşayanlar bile en azından hamile kalabiliyorum diye sevinirken, benim bu yönde bile umut bağlayacağım hiçbir gebelik türüm olmamıştı. Üstelik şimdi dondurulmuş embriyolarla hamileyim, hem de doktorlar ileri yaş nedeniyle sadece %10 şans vermişken…

Şimdi hikayemi mümkün olduğunca özetlemeye çalışacağım… kelimeler yaşanan acıları, hayal kırıklıklarını yansıtabilecek mi bilemiyorum… Bildiğim şu ki, bu uğurda gerçekten mücadele vermekten çok yorulmuş olanlar beni çok iyi anlayacaktır ve umuduna sarılmaktan vazgeçmeyecektir.

Benim mücadelem 5 yıl önce başladı. Evlendikten sonra hamilelilk gerçekleşmeyince doktorlar bunu miyomlara bağladı ve ilk olarak miyom ameliyatıyla mücadelem başlamış oldu. Miyomlar rahmin arka duvarında olduğundan sezeryan şeklinde açık ameliyat gerekti. Sezeryanın acısıyla erken tanıştım, ama maalesef bebek için değildi…

Ardından 5-6 aylık iyileşme süreci gerekti, bu sürecin sonunda da git gel yumurta takibiyle, günü, saati belirlenmiş ilişkilerle, bebeğimize kavuşmayı hayal ettik, bir 6 ay da böyle geçti… Sonraki adımda aşılamaya hemen peki dedik, ardı ardına yapılan aşılamalarda umudun ötesine geçemeyince, tüp serüvenine ilk adımı attık ve ilk negatif sonuçla ilk darbemizi yemiş olduk… o dönem ne kadar üzülsemde beni bekleyen her tokadın bir öncekinden çok daha acı olacağını hiç düşünememiştim.

Bu aşamadan sonra doktorumuzu değiştirmeye karar verdik, tedaviye daha iyi zaman ayırmak için işimden de ayrıldım. Yeni bir doktorun kapısını çaldık. Arkadaşım ilk denemesinde çareyi bu doktorda bulmuştu, bizim içinde umut kapısıydı. Üstelik doktor durumum için olumlu konuşuyordu, inandık… İşte asıl büyük hatayı bu kapıyı çaldığımızda yapmışız, bunu çok geç ve yaşanan çok acı tecrübeyle anladık. Bir doktor size ne kadar çok ümit vaat ediyorsa, ne kadar çok yüzünüze gülüp, bu sefer tamam diyorsa, elinden gelen her şeyi yaptığı havasına bürünüyorsa derhal o doktorun bir umut tüccarı olduğundan şüphelenmeye başlayın. Ama ne yazık ki, biz şüphelenmedik. Niye mi? Beni tanıyanlar hikayenin bu kısmını önceki yazılarımdan iyi bilirler. Tanımayanlar için özetleyeyim.

Bu yeni doktorla büyük umutlarla başladığımız 2. tüp denemeside negatif sonuçlandı. Fakat Doktor senin rahim yapını, hormon dengelerini çözdüm, üçüncüde bu iş tamam deyince yeniden inandık… ama 3. Tüpte negatif sonuçlandı… 4. Deneme öncesinde sana iki ay geçici menopoz uygulayacağım rahmi dinlendireceğim bu yöntemle %75 başarı alıyorum deyince yine inandık… Fakat sonuçta 4. Negatifi gördük… Üstelik artık umutlarım bitmişti. Görünürdeki tablo doktor elinden geleni yapmıştı (!!!) bu noktada sadece kendimi suçluyordum. Oysaki, doktor açısından ne büyük bir gaflet ve dalalet için de olduğumuzu anlamamız hiçte uzun sürmedi.

artık zamanın aleyhime işlediği telaşı içindeydim ve aslında bu da en acı gerçekti…. Ardından hiç ara vermeden bilindik büyük bir hastaneye gittim. Yeni Doktorum bu 4 negatifin nedeni olan bendeki enkazı daha ilk dakikada ultrasonda farketti, “rahmin içinde miyomlar var, bunlar rahmin şeklini tamamen bozmuş, rahim çizgisi kamburlaşmış, birde rahmin içerisinde sıvı görüyorum ve bu sıvının iyi olmadığını düşünüyorum” dedi. En “son rahim filminizi ne zaman çektirdiniz” diye sordu. Hiç rahim filmi çektirmemiştim ki... 4 tüp tedavisi içinde kimse benden rahim filmi istemişti ki…

Ve rahim filmini çektirdiğimiz noktada hayatımın en zor günleri başladı. Doktor rahim filmine bakıp, “iki tüpünde de ileri derecede iltihap var, bu iltehap rahmin içine sızıyor, rahmin şeklide miyomlar sebebiyle tamamen bozulmuş, bu haldeyken embriyoların ne tutunma ne de yaşama şansları hiç yoktu” dedi !!!!! Yıkılmıştım… adeta tüm dengelerim değişti… Gerçek şuydu 4 tüpüde boşu boşuna yapmıştım… ilk etapta inanmadım, rahim filmini alıp tam 6 doktor daha gezdim, hepsi aynı şeyi söyledi. Ağladım zırladım, yatağa yapıştım… ama eğer bebeğime kavuşmak istiyorsam gerekeni yapmalıydım. Temmuz 2010’da ameliyat masasına yattım, laporoskopi ile iki tüpüm birden alındı, iltihap o kadar ilerlemişki yumurtalıklarım, rahim, bağırsaklarım, karın zarım hepsi birbirine yapışmış, ameliyat riskliydi ama başarılı geçti. Ameliyat öncesinde laporoskopide yumurtalıkların zarar görebilir ve yumurta üretimin bitebilir, bağırsak delinmesi olabilir, rahmi besleyen damarlar kesilirse rahim bir daha 3 mm üzerine çıkmayabilir demişlerdi. Hepsini göze aldım, ya tamamamen bitecekti, ya da yola devam etmek için engeller ortadan kalkacaktı. çok şükür ki, bütün bu risklerin hiçbiri gerçekleşmedi. Laporoskopinin beraberinde Histeroskopiyle rahmin şeklini bozan içerdeki miyomlarda alınmıştı, yani söylenen buydu ve operasyonun bu kısmıda sonrasında bir süprizle devam etti.

Ardından gerçek doktorlar 6 ay dinlenme devresi dediler… çakma doktorlar ise 15 gün sonra tüp deneyebilirsin dediler… 40 yaşında bir kadın için bu 6 ay çok önemliydi, zaman artık sadece aleyhime işliyordu, bunun bilincindeydim, ama artık çakma doktorlar konusunda da tecrübeliydim ve Ocak 2011’e kadar dinlendim. sonra bütün teşhislerimi koyan tüp doktorumun yolunu tuttum, doktorum aradan 6 ay geçti bir rahim filmi daha çektir garanti olsun dedi. Ve yeni rahim filmi beraberinde yeni acı bir süprizzzz…

ilk filmde varolan miyomlardan biri, ikinci filmde de aynı yerde duruyordu ve rahme baskı yapıp rahim cizgisini yine bozuyordu. Doktorumun ilk tahmini; birini almış diğerini olduğu yerde bırakmışlardı . Neden ???? demek için miyom ameliyatını yapan, çoğunluğun tanıdığı o çok meşhurrr, kendini öve öve bitiremeyen profesöre gittim. Cevap “onu almamış mıyız??? Onu da alırız ufak bir operasyonla” oldu… doktorlar için ihmaller, hatalar bu kadar basitti … çünkü cefayı çeken, en kıymetli zamanlarını kaybeden bizleriz onlar değil … bu olay beni iyice yıprattı, ne psikolojik, ne fiziksel dayanacak gücüm yoktu, tekrar kime gidecektim, kime güvenecektim, kim doğru söylüyordu??? Şimdi başıma daha ne açılacaktı??? İyice bunalmıştım ve bu olaydan iki gün sonra resmen kan kustum. evet makattan ve ağzımdan gelen kanla hastanelik oldum, mide kanaması geçirmiştim, ama yine de vazgeçmedim… biraz düzelince Şubat 2011’de yeni bir yeni bir histeroskopi ile orada bırakılan ikinci miyomda alındı. Maddi manevi bitmiştik. Üstelik üst üste geçirdiğim operasyonların endometrium hasarı açısından şansımı azaltacağı söylenmişti. Çok üzülüyordum veee kısa süre arayla ikinci bir mide kanaması daha, ben yine günlerce hastanelik oldum…

gerçek şu ki, çekilen tüm acılara rağmen içimdeki özlem geçmiyordu ve asla pes demedim… yola devam etmek için bedenimi ve psikolojimi güçlendirmeliydim, öncelikle yeniden işe başlamıştım, kafamı dağıtmalıydım ve spor, yoga, meditasyon, dans kursları hayatıma girdi... arada sabahlara kadar gönüllü kuruluşlarda çalıştım. Bütün yaşanan olumsuzluklar içinde tek olumlu şey yaşıma göre yumurtalıklarımın iyi çalışması ve fsh’ın 7-8’in, e2’nin 35’in üzerine çıkmamasıydı, çok bunaldığımda testlerimi yaptırıp, daha zamanım var deyip rahatlıyordum.

Yeni bir deneme için biraz daha güçlenmiştim ve Mayıs 2011’de 5. denememi yaptım, 6 yumurtam çıktı, 4 tanesi yoluna devam etti, bunlardan 2 tanesi 5. Gün embriyosu olarak transfer edildi, 2’side donduruldu. Bu sefer her zamankinden çok daha ümitliydik, yapılması gereken her şey yapılmış, tedavim tamamlanmıştı, yumurtalar yaşıma göre harika gelişmişti. Ama sonuç yine negatif oldu… işte bu noktada artık bebeğimin olmayacağı fikrine kapıldım. Artık kimse beni anne olacağıma inandıramazdı. bazı şeyleri kabullenmeyi hem istiyordum, hem de hiç istemiyordum…

Aklım dondurulmuş 2 embriyomdaydı onları da denemem lazımdı… benim, eşimin ve bizimle beraber üzülen herkesin iyiliği için 6. denemeyi de yapıp belki kendime artık buraya kadar demeliydim… Eşim “çocuğumuz olmuyorsa bu dünyanın sonu değil” deyip destek oluyordu ama bütün bu tedavi süreçlerim içinde hem kalbi tekledi, hem de mide fıtığı oldu…. Artık onu da bu üzmek istemiyordum. Ama yine bir yanım vardı, işte o bir yanım hep içten içten özlemle sızlıyordu inkar edemem…

ve yeni bir umut yolcuğu için eylül ayında hastanenin yolunu tuttum. Doktorum yüzünde umutsuz bir ifadeyle; dondurulmuş tedavisi için hiçbir ilaç vermeyeceğim, eğer rahim kendi kendine kalınlaşırsa, eğer yumurtalar da bozulmadan çözülürse transferini yaparız dedi ve ardından umutlarımı çökerten cümleyi ekledi : ama hem dondurulmuş embriyo, hem yaş 41, hem de bir kaç kez miyomektomi geçirmiş bir rahimle şansın en yüksek ihtimalle %10… Bu sözlerin üzerine tedavi moduna bile giremedim… daha başlamadan negatifi göreceğimden çok emindim…

ve rahim kalınlığı 12. gün kendiliğinden 7.4 mm oldu, rahim kalınlığıda ümitsiz görünüyordu, çünkü bir önceki negatifim de bile 8.6 mmdi, şimdi sadece 7.4 dü. Neyseki tek olumlu yön 2 embriyom da 1. Kalitede çözüldü ve transferim yapıldı, içimde en ufak bir umut parçası yoktu, yarım saat hastanede, 2 saat evde yattım. Sonrasında artık saatleri, günleri saymayacağım ve kendimi üzmeyeceğim diye söz verdim… Zaten 5 senedir her şeyi erteliyorduk, artık yas tutmak yoktu, ertesi gün eşimle uçağa atlayıp izmir’e yeğenimin düğününe gittik.akşamına düğünde halay çekiyordum. 3. Gün izmir’deki akraba ziyaretlerindeydim… 4. Gün ise işimin başındaydım. Çarşı pazara gittim, belediye otobüslerine bindim indim, öğle tatillerinde pür telaş koşturdum.

Ve test günü geldiğinde transfer sonrası verilen ilaçlarımı evde bıraktım, östrojen bantlarını değiştirme günüydü ama değiştirmedim. Sabah 09.00’da kan verdim, 2 saat sonra alırsınız ya da internet sayfamızdan bakarsınız dediler, Öğlene doğru baktım internet sayfaları çalışmıyor, ve ilk defa koşa koşa sonuç almaya gitmedim… iş çıkışı zarfı elime almıştım. En ufacık bir umudum yoktu, bunca zaman olmamıştı, şimdi bu umutsuz tablonun sonucunda mı olacaktı? Üstelik bu 12 günlük dönemde normal hayat seyrim içinde hiç yorulmadığım kadar çok yorulmuştum. Bir de hani şu hep bahsedilen ne lekelenme, ne kasık ağrısı, ne bel ağrısı, ne ğögüs hassasiyeti, ne akıntı, ne adet sancısı benzeri sancı, ne de en ufakcık başka bir belirtim olmamıştı, tıpkı diğer 5 negatifte olduğu gibi en ufacık bir belirti yoktu.

Laboratuvarın merdivenlerini inerken zarfı açtım, 216 yazıyordu, bu benim sonucum mu diye mırıldandım, ismimi tekrar kontrol ettim…. Evet benimdi… inanamıyordum… o an bacaklarım tutmaz oldu sanki, merdivenlere çöktüm ve gözlerimden oluk oluk yaş boşalmaya başladı, etrafımdakiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, su getirenler, beni merdivenlerden kaldırmaya çalışanlar… sakinleşemiyordum… Eşimi aramak için telefonumu aldım, ama o kadar titriyordum ki tuşlara basamıyordum, birisi kimi arayacaksınız diyerek yardımcı oldu, eşime “hamileyim” derken, o tek kelimenin bir gün benim ağzımdan döküleceğini hiç ama hiç ummuyordum…. Etrafımdakilerden biri bunu duyunca “yoksa istenmeyen bir gebelik mi?” diye sordu? gülümsedim “ah bir bilseniz dedim, bir bilseniz? dedim… Beni bir koltuğa oturttular, sürekli yüksek sesle allahım sana şükürler olsun diyordum, binlerce şükürler olsun sana… 6. denemede ve 41 yaşında ilk kez hamileydim, inanamıyordum, gözyaşlarım oluk oluk geliyordu, engel olamıyordum… ve biraz sonra eşim koşup geldi, eşimin yüzündeki o ifadeyi hayatım boyunca unutmayacağım, gözleri sanki iki kat büyümüştü, yüzünde şaşkın bir mutluluk ifadesi vardı, rengi kağıt gibi bembeyaz olmuştu, o da dayanamadı koyverdi gözyaşlarını…

Şu anda 12 haftalık olduk… Şimdi 9 ayı tamamlayabilecek miyim korkusu içindeyim… yolum çok uzun ve zorlu… hamileliğim riskliymiş, bu mutluluk yarım kalırsa, sonrasında ne yaparım, nasıl yaşarım, nasıl nefes alırım bilmiyorum… hem mutluyum, hem korkuyorum… ama en azından bunu bile yaşattığı için allahıma binlerce şükürler ediyorum. Bu kadarı bile çok güzel bir duyguymuş, allahım nasip kısmet ederse kucağıma almayı çok istiyorum. Darısı herkesin başına. Herkes yaşasın bu duyguyu sonuna kadar.

Birde şu belirtiye kafayı takanlara şunu söylemeliyim; ancak pozitif sonucu aldıktan 3-4 gün sonra kasıklarımda bir hareketlilik başladı, damarlarımda kan akışı hızlandı sanki, kasıklarımda yoğun sıcaklık ve tuhaf bir ağrı hissetim, adet görecekmişim gibi sancılandım. Ama bunlar 15. günden itibaren oldu ve birkaç gün sürdü. 12 günlük devrede en ufacık bir şey yoktu… o nedenle hiç takılmayın derim…

Ve son söz : içinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, ne kadar zor, ne kadar umutsuz gözükürse gözüksün, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar engel çıkarsa çıksın asla vazgeçmeyin… Eğer bebeğinize kavuşmak istiyorsanız allahında yardımıyla inanın aşılamayacak sorun yok, yeterki sorunlar sizi yıldırmasın, yeterki Allah nasip kısmet etmiş olsun… gerisi sadece sizin azminize, sabrınıza kalıyor…

Veeeeee en güzel kısmı sona sakladım, ilk kontrolde tek kese görüldü, biraz kanamam vardı o gün… ikinci kontrolde iki kese görüldü, meğer bebişlerim ikizmiş teyzeleriiiiiii…. İlk üç ay için risklerimiz oldukça fazlaydı, şimdi biraz daha hafifledi, evde hep istirahat ediyorum,arada kanamalar yaşıyorum, sürekli progesteron iğneler oluyorum ama asla hiçbirşeyden yakınmıyorum… allahım özlemle yanan herkesi yavrusuna kavuştursun, benim bebeklerimi de korusun…

Sevgilerimle… :KK16:

Gözyaşları içinde okudum yazdıklarını...Ben de ilk denememi Bahçecide yaptım negatif çıktı.Yıkıldık...Şimdi Temmuz'da yine Bahçecide Erbil YAĞMURDA DENEYECEĞİZ,İNŞALLAH UMUTLARIMIZ BOŞA ÇIKMAZ...Umarım bebeklerini sağ-salim kucağına alır doya doya koklarsın..umarım senin yaşadığın mutluluğu ben de yaşarım ..ben de 42 yaşımdayım,43 olmak üzereyim,,Ama Allah'tan ümit kesilmez,çünkü ben evlenir evlenmez hamile kalmıştım,ama bir şekilde maalesef benim sağlık problerim nedeniyle aldırmak zorunda kaldık ve bir daha olmadı maalesef...O kadar çok istiyoruz ki eşimle ,beni ancak sen anlarsın,n'olur dua et bana da ,hamilelerin duası tutarmış...adım kanat , bana da dua et benim de tutsun,benim de ...hem de ikiz olsun....teke de razıyım yeterki akıl,beden,ruh sağlığı yerinde ,hayırlı evlatlar olsun...
 
şu merkezlerin ismini buraya yazamazsanız özelden gönderebilir misiniz.. yaşadıklarıma çok benzettim o 5 denemedeki doktorunuzu en azından fikir olur...
 
gözyaşları içinde okudum??? şimdi nasılsınız???

2. Tüp denememi yapmak için ilaç kullanmaya başladım,dondurulmuşlarla.bu konuda çok negatifim,dondurulmuşlara güvenemiyorum,ama yazılanları okuyunca gerçekten ümitlendim.daha 28 yaşındayım önümde uzun bi yol var ama inanın bunun heyecanı süreci her yaşta aynıdır.hep son şansım gibi bi his var içimde.aklıma takılan en büyük sorun dondurulmuş embriyolarımın 2. kalite olması.bu konıuda deneyimi olan varmı?
 
gözyaşları içinde okudum??? şimdi nasılsınız???

merkezlerin ismini bende özelden alabilirmiyim .benim hastanemde transferin yapıldığı anda bile harikasın çok iyisin demdiler.hatta çok şaşırdım olmazsa üzülme daha gençsin dediler.merkezden çok memnunum bilgilerine güveniyorum.ama bu kadar pozitif detay veripte hayallerinizi yıkanları merak ediyorum.kendimi en iyi merkezde kabul ediyorum ama yanılmak istemem.
 
arkadaşlar 5 gün önce doğum yaptım, bir kızım bir oğlum oldu, 31 haftalık dünyaya geldikleri için şuan kuvezdeler, allahıma bin şükürler olsunki hastanede 72 gün yatarak çok zorlu yaşam mücadelesi sonucu bebeklerimi bu haftaya kadar getirebildim. doktorların bile hayretle takip ettiği insanüstü bir mücadele verdim. öyleki zaman zaman hayati riskleri bile hiçe saydım. beni kurtarmak adına bebeklerimi almalarına izin vermedim. emboli geçiriyorsun dediler yaşarsam onlarla birlikte onlarsız hayatım olmasın dedim. allaha bin şükürler şimdilik iyiyiz dahada iyi olacağız<inşallah. sonra detaylı yazacağım. herkese binlerce teşekkürler güzel dostlar

umarım üçünüzde iyisinizdir.
Rabbim sağlıkla büyütmek nasip etsin
 
badenur kullanıcısından alıntı
arkadaşlar 5 gün önce doğum yaptım, bir kızım bir oğlum oldu, 31 haftalık dünyaya geldikleri için şuan kuvezdeler, allahıma bin şükürler olsunki hastanede 72 gün yatarak çok zorlu yaşam mücadelesi sonucu bebeklerimi bu haftaya kadar getirebildim. doktorların bile hayretle takip ettiği insanüstü bir mücadele verdim. öyleki zaman zaman hayati riskleri bile hiçe saydım. beni kurtarmak adına bebeklerimi almalarına izin vermedim. emboli geçiriyorsun dediler yaşarsam onlarla birlikte onlarsız hayatım olmasın dedim. allaha bin şükürler şimdilik iyiyiz dahada iyi olacağız<inşallah. sonra detaylı yazacağım. herkese binlerce teşekkürler güzel dostlar


SİZİN YAZINIZI DA ağlayarak okudum,darısı inşallah benim de başıma,yaşınız kaç?
 
Badenur hanım yaşınızı zaten yazmışsınız da olumsuzluk yaşadığınız tüp bebek merkezlerini ve çocuklarınızı size hediye eden tüp bebek merkezini bize yazarsanız,bize çok büyük yardımcı olursunuz.mail ile de atabilirsiniz,çok sevinirim.
 
rabbim sağlıkla kucağınıza almayı da nasip etsin inşş çok duygulandım... vee darısı isteyen herkesle birlikte bana inşş
 
X