Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Gözyaşları içinde okudum yazdıklarını...Ben de ilk denememi Bahçecide yaptım negatif çıktı.Yıkıldık...Şimdi Temmuz'da yine Bahçecide Erbil YAĞMURDA DENEYECEĞİZ,İNŞALLAH UMUTLARIMIZ BOŞA ÇIKMAZ...Umarım bebeklerini sağ-salim kucağına alır doya doya koklarsın..umarım senin yaşadığın mutluluğu ben de yaşarım ..ben de 42 yaşımdayım,43 olmak üzereyim,,Ama Allah'tan ümit kesilmez,çünkü ben evlenir evlenmez hamile kalmıştım,ama bir şekilde maalesef benim sağlık problerim nedeniyle aldırmak zorunda kaldık ve bir daha olmadı maalesef...O kadar çok istiyoruz ki eşimle ,beni ancak sen anlarsın,n'olur dua et bana da ,hamilelerin duası tutarmış...adım kanat , bana da dua et benim de tutsun,benim de ...hem de ikiz olsun....teke de razıyım yeterki akıl,beden,ruh sağlığı yerinde ,hayırlı evlatlar olsun...
kanatcım, dua etmez olurmuyum, bebeklerimi her kokladığımda inanki gözyaşlarımla dua ediyorum, bu yolla özlem çeken, anne baba olmak için çare arayan herkese yardım et allahım diyorum, kimseyi evlat özlemiyle bırakma diyorum, inanki içimden gele gele herkese dua ediyorum. allah senide evladına kavuştursun, özleminizi bitirsin, çabanızı boşa çıkarmasın. sen ne gerekiyorsa yapmaya ve yılmamaya devam et, hayırlısıyla gelecek yavrunuz inşallah. sabır ve direnç... kısmetse geliyor, ben de inanmıyordum bak oldu işte. 6 ay oldu, hala rüyada gibiyim. dualarımı esirgemeyeceğimi bil.
Herkese merhaba,
Benim umut hikayem oldukça uzun aslında belki sonuna kadar okumayabilirsiniz, o nedenle öncelikle şunu söylemeliyim: Sakın vazgeçmeyin 41 yaşında ilk kez hamileyim. özellikle ilk kez diye belirttim, çünkü bu yaşıma kadar ne düşük, ne dış gebelik, ne de kimyasal gebelik yaşadım. Bunları yaşayanlar bile en azından hamile kalabiliyorum diye sevinirken, benim bu yönde bile umut bağlayacağım hiçbir gebelik türüm olmamıştı. Üstelik şimdi dondurulmuş embriyolarla hamileyim, hem de doktorlar ileri yaş nedeniyle sadece %10 şans vermişken
Şimdi hikayemi mümkün olduğunca özetlemeye çalışacağım kelimeler yaşanan acıları, hayal kırıklıklarını yansıtabilecek mi bilemiyorum Bildiğim şu ki, bu uğurda gerçekten mücadele vermekten çok yorulmuş olanlar beni çok iyi anlayacaktır ve umuduna sarılmaktan vazgeçmeyecektir.
Benim mücadelem 5 yıl önce başladı. Evlendikten sonra hamilelilk gerçekleşmeyince doktorlar bunu miyomlara bağladı ve ilk olarak miyom ameliyatıyla mücadelem başlamış oldu. Miyomlar rahmin arka duvarında olduğundan sezeryan şeklinde açık ameliyat gerekti. Sezeryanın acısıyla erken tanıştım, ama maalesef bebek için değildi
Ardından 5-6 aylık iyileşme süreci gerekti, bu sürecin sonunda da git gel yumurta takibiyle, günü, saati belirlenmiş ilişkilerle, bebeğimize kavuşmayı hayal ettik, bir 6 ay da böyle geçti Sonraki adımda aşılamaya hemen peki dedik, ardı ardına yapılan aşılamalarda umudun ötesine geçemeyince, tüp serüvenine ilk adımı attık ve ilk negatif sonuçla ilk darbemizi yemiş olduk o dönem ne kadar üzülsemde beni bekleyen her tokadın bir öncekinden çok daha acı olacağını hiç düşünememiştim.
Bu aşamadan sonra doktorumuzu değiştirmeye karar verdik, tedaviye daha iyi zaman ayırmak için işimden de ayrıldım. Yeni bir doktorun kapısını çaldık. Arkadaşım ilk denemesinde çareyi bu doktorda bulmuştu, bizim içinde umut kapısıydı. Üstelik doktor durumum için olumlu konuşuyordu, inandık İşte asıl büyük hatayı bu kapıyı çaldığımızda yapmışız, bunu çok geç ve yaşanan çok acı tecrübeyle anladık. Bir doktor size ne kadar çok ümit vaat ediyorsa, ne kadar çok yüzünüze gülüp, bu sefer tamam diyorsa, elinden gelen her şeyi yaptığı havasına bürünüyorsa derhal o doktorun bir umut tüccarı olduğundan şüphelenmeye başlayın. Ama ne yazık ki, biz şüphelenmedik. Niye mi? Beni tanıyanlar hikayenin bu kısmını önceki yazılarımdan iyi bilirler. Tanımayanlar için özetleyeyim.
Bu yeni doktorla büyük umutlarla başladığımız 2. tüp denemeside negatif sonuçlandı. Fakat Doktor senin rahim yapını, hormon dengelerini çözdüm, üçüncüde bu iş tamam deyince yeniden inandık ama 3. Tüpte negatif sonuçlandı 4. Deneme öncesinde sana iki ay geçici menopoz uygulayacağım rahmi dinlendireceğim bu yöntemle %75 başarı alıyorum deyince yine inandık Fakat sonuçta 4. Negatifi gördük Üstelik artık umutlarım bitmişti. Görünürdeki tablo doktor elinden geleni yapmıştı (!!!) bu noktada sadece kendimi suçluyordum. Oysaki, doktor açısından ne büyük bir gaflet ve dalalet için de olduğumuzu anlamamız hiçte uzun sürmedi.
artık zamanın aleyhime işlediği telaşı içindeydim ve aslında bu da en acı gerçekti . Ardından hiç ara vermeden bilindik büyük bir hastaneye gittim. Yeni Doktorum bu 4 negatifin nedeni olan bendeki enkazı daha ilk dakikada ultrasonda farketti, rahmin içinde miyomlar var, bunlar rahmin şeklini tamamen bozmuş, rahim çizgisi kamburlaşmış, birde rahmin içerisinde sıvı görüyorum ve bu sıvının iyi olmadığını düşünüyorum dedi. En son rahim filminizi ne zaman çektirdiniz diye sordu. Hiç rahim filmi çektirmemiştim ki... 4 tüp tedavisi içinde kimse benden rahim filmi istemişti ki
Ve rahim filmini çektirdiğimiz noktada hayatımın en zor günleri başladı. Doktor rahim filmine bakıp, iki tüpünde de ileri derecede iltihap var, bu iltehap rahmin içine sızıyor, rahmin şeklide miyomlar sebebiyle tamamen bozulmuş, bu haldeyken embriyoların ne tutunma ne de yaşama şansları hiç yoktu dedi !!!!! Yıkılmıştım adeta tüm dengelerim değişti Gerçek şuydu 4 tüpüde boşu boşuna yapmıştım ilk etapta inanmadım, rahim filmini alıp tam 6 doktor daha gezdim, hepsi aynı şeyi söyledi. Ağladım zırladım, yatağa yapıştım ama eğer bebeğime kavuşmak istiyorsam gerekeni yapmalıydım. Temmuz 2010da ameliyat masasına yattım, laporoskopi ile iki tüpüm birden alındı, iltihap o kadar ilerlemişki yumurtalıklarım, rahim, bağırsaklarım, karın zarım hepsi birbirine yapışmış, ameliyat riskliydi ama başarılı geçti. Ameliyat öncesinde laporoskopide yumurtalıkların zarar görebilir ve yumurta üretimin bitebilir, bağırsak delinmesi olabilir, rahmi besleyen damarlar kesilirse rahim bir daha 3 mm üzerine çıkmayabilir demişlerdi. Hepsini göze aldım, ya tamamamen bitecekti, ya da yola devam etmek için engeller ortadan kalkacaktı. çok şükür ki, bütün bu risklerin hiçbiri gerçekleşmedi. Laporoskopinin beraberinde Histeroskopiyle rahmin şeklini bozan içerdeki miyomlarda alınmıştı, yani söylenen buydu ve operasyonun bu kısmıda sonrasında bir süprizle devam etti.
Ardından gerçek doktorlar 6 ay dinlenme devresi dediler çakma doktorlar ise 15 gün sonra tüp deneyebilirsin dediler 40 yaşında bir kadın için bu 6 ay çok önemliydi, zaman artık sadece aleyhime işliyordu, bunun bilincindeydim, ama artık çakma doktorlar konusunda da tecrübeliydim ve Ocak 2011e kadar dinlendim. sonra bütün teşhislerimi koyan tüp doktorumun yolunu tuttum, doktorum aradan 6 ay geçti bir rahim filmi daha çektir garanti olsun dedi. Ve yeni rahim filmi beraberinde yeni acı bir süprizzzz
ilk filmde varolan miyomlardan biri, ikinci filmde de aynı yerde duruyordu ve rahme baskı yapıp rahim cizgisini yine bozuyordu. Doktorumun ilk tahmini; birini almış diğerini olduğu yerde bırakmışlardı . Neden ???? demek için miyom ameliyatını yapan, çoğunluğun tanıdığı o çok meşhurrr, kendini öve öve bitiremeyen profesöre gittim. Cevap onu almamış mıyız??? Onu da alırız ufak bir operasyonla oldu doktorlar için ihmaller, hatalar bu kadar basitti çünkü cefayı çeken, en kıymetli zamanlarını kaybeden bizleriz onlar değil bu olay beni iyice yıprattı, ne psikolojik, ne fiziksel dayanacak gücüm yoktu, tekrar kime gidecektim, kime güvenecektim, kim doğru söylüyordu??? Şimdi başıma daha ne açılacaktı??? İyice bunalmıştım ve bu olaydan iki gün sonra resmen kan kustum. evet makattan ve ağzımdan gelen kanla hastanelik oldum, mide kanaması geçirmiştim, ama yine de vazgeçmedim biraz düzelince Şubat 2011de yeni bir yeni bir histeroskopi ile orada bırakılan ikinci miyomda alındı. Maddi manevi bitmiştik. Üstelik üst üste geçirdiğim operasyonların endometrium hasarı açısından şansımı azaltacağı söylenmişti. Çok üzülüyordum veee kısa süre arayla ikinci bir mide kanaması daha, ben yine günlerce hastanelik oldum
gerçek şu ki, çekilen tüm acılara rağmen içimdeki özlem geçmiyordu ve asla pes demedim yola devam etmek için bedenimi ve psikolojimi güçlendirmeliydim, öncelikle yeniden işe başlamıştım, kafamı dağıtmalıydım ve spor, yoga, meditasyon, dans kursları hayatıma girdi... arada sabahlara kadar gönüllü kuruluşlarda çalıştım. Bütün yaşanan olumsuzluklar içinde tek olumlu şey yaşıma göre yumurtalıklarımın iyi çalışması ve fshın 7-8in, e2nin 35in üzerine çıkmamasıydı, çok bunaldığımda testlerimi yaptırıp, daha zamanım var deyip rahatlıyordum.
Yeni bir deneme için biraz daha güçlenmiştim ve Mayıs 2011de 5. denememi yaptım, 6 yumurtam çıktı, 4 tanesi yoluna devam etti, bunlardan 2 tanesi 5. Gün embriyosu olarak transfer edildi, 2side donduruldu. Bu sefer her zamankinden çok daha ümitliydik, yapılması gereken her şey yapılmış, tedavim tamamlanmıştı, yumurtalar yaşıma göre harika gelişmişti. Ama sonuç yine negatif oldu işte bu noktada artık bebeğimin olmayacağı fikrine kapıldım. Artık kimse beni anne olacağıma inandıramazdı. bazı şeyleri kabullenmeyi hem istiyordum, hem de hiç istemiyordum
Aklım dondurulmuş 2 embriyomdaydı onları da denemem lazımdı benim, eşimin ve bizimle beraber üzülen herkesin iyiliği için 6. denemeyi de yapıp belki kendime artık buraya kadar demeliydim Eşim çocuğumuz olmuyorsa bu dünyanın sonu değil deyip destek oluyordu ama bütün bu tedavi süreçlerim içinde hem kalbi tekledi, hem de mide fıtığı oldu . Artık onu da bu üzmek istemiyordum. Ama yine bir yanım vardı, işte o bir yanım hep içten içten özlemle sızlıyordu inkar edemem
ve yeni bir umut yolcuğu için eylül ayında hastanenin yolunu tuttum. Doktorum yüzünde umutsuz bir ifadeyle; dondurulmuş tedavisi için hiçbir ilaç vermeyeceğim, eğer rahim kendi kendine kalınlaşırsa, eğer yumurtalar da bozulmadan çözülürse transferini yaparız dedi ve ardından umutlarımı çökerten cümleyi ekledi : ama hem dondurulmuş embriyo, hem yaş 41, hem de bir kaç kez miyomektomi geçirmiş bir rahimle şansın en yüksek ihtimalle %10 Bu sözlerin üzerine tedavi moduna bile giremedim daha başlamadan negatifi göreceğimden çok emindim
ve rahim kalınlığı 12. gün kendiliğinden 7.4 mm oldu, rahim kalınlığıda ümitsiz görünüyordu, çünkü bir önceki negatifim de bile 8.6 mmdi, şimdi sadece 7.4 dü. Neyseki tek olumlu yön 2 embriyom da 1. Kalitede çözüldü ve transferim yapıldı, içimde en ufak bir umut parçası yoktu, yarım saat hastanede, 2 saat evde yattım. Sonrasında artık saatleri, günleri saymayacağım ve kendimi üzmeyeceğim diye söz verdim Zaten 5 senedir her şeyi erteliyorduk, artık yas tutmak yoktu, ertesi gün eşimle uçağa atlayıp izmire yeğenimin düğününe gittik.akşamına düğünde halay çekiyordum. 3. Gün izmirdeki akraba ziyaretlerindeydim 4. Gün ise işimin başındaydım. Çarşı pazara gittim, belediye otobüslerine bindim indim, öğle tatillerinde pür telaş koşturdum.
Ve test günü geldiğinde transfer sonrası verilen ilaçlarımı evde bıraktım, östrojen bantlarını değiştirme günüydü ama değiştirmedim. Sabah 09.00da kan verdim, 2 saat sonra alırsınız ya da internet sayfamızdan bakarsınız dediler, Öğlene doğru baktım internet sayfaları çalışmıyor, ve ilk defa koşa koşa sonuç almaya gitmedim iş çıkışı zarfı elime almıştım. En ufacık bir umudum yoktu, bunca zaman olmamıştı, şimdi bu umutsuz tablonun sonucunda mı olacaktı? Üstelik bu 12 günlük dönemde normal hayat seyrim içinde hiç yorulmadığım kadar çok yorulmuştum. Bir de hani şu hep bahsedilen ne lekelenme, ne kasık ağrısı, ne bel ağrısı, ne ğögüs hassasiyeti, ne akıntı, ne adet sancısı benzeri sancı, ne de en ufakcık başka bir belirtim olmamıştı, tıpkı diğer 5 negatifte olduğu gibi en ufacık bir belirti yoktu.
Laboratuvarın merdivenlerini inerken zarfı açtım, 216 yazıyordu, bu benim sonucum mu diye mırıldandım, ismimi tekrar kontrol ettim . Evet benimdi inanamıyordum o an bacaklarım tutmaz oldu sanki, merdivenlere çöktüm ve gözlerimden oluk oluk yaş boşalmaya başladı, etrafımdakiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, su getirenler, beni merdivenlerden kaldırmaya çalışanlar sakinleşemiyordum Eşimi aramak için telefonumu aldım, ama o kadar titriyordum ki tuşlara basamıyordum, birisi kimi arayacaksınız diyerek yardımcı oldu, eşime hamileyim derken, o tek kelimenin bir gün benim ağzımdan döküleceğini hiç ama hiç ummuyordum . Etrafımdakilerden biri bunu duyunca yoksa istenmeyen bir gebelik mi? diye sordu? gülümsedim ah bir bilseniz dedim, bir bilseniz? dedim Beni bir koltuğa oturttular, sürekli yüksek sesle allahım sana şükürler olsun diyordum, binlerce şükürler olsun sana 6. denemede ve 41 yaşında ilk kez hamileydim, inanamıyordum, gözyaşlarım oluk oluk geliyordu, engel olamıyordum ve biraz sonra eşim koşup geldi, eşimin yüzündeki o ifadeyi hayatım boyunca unutmayacağım, gözleri sanki iki kat büyümüştü, yüzünde şaşkın bir mutluluk ifadesi vardı, rengi kağıt gibi bembeyaz olmuştu, o da dayanamadı koyverdi gözyaşlarını
Şu anda 12 haftalık olduk Şimdi 9 ayı tamamlayabilecek miyim korkusu içindeyim yolum çok uzun ve zorlu hamileliğim riskliymiş, bu mutluluk yarım kalırsa, sonrasında ne yaparım, nasıl yaşarım, nasıl nefes alırım bilmiyorum hem mutluyum, hem korkuyorum ama en azından bunu bile yaşattığı için allahıma binlerce şükürler ediyorum. Bu kadarı bile çok güzel bir duyguymuş, allahım nasip kısmet ederse kucağıma almayı çok istiyorum. Darısı herkesin başına. Herkes yaşasın bu duyguyu sonuna kadar.
Birde şu belirtiye kafayı takanlara şunu söylemeliyim; ancak pozitif sonucu aldıktan 3-4 gün sonra kasıklarımda bir hareketlilik başladı, damarlarımda kan akışı hızlandı sanki, kasıklarımda yoğun sıcaklık ve tuhaf bir ağrı hissetim, adet görecekmişim gibi sancılandım. Ama bunlar 15. günden itibaren oldu ve birkaç gün sürdü. 12 günlük devrede en ufacık bir şey yoktu o nedenle hiç takılmayın derim
Ve son söz : içinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, ne kadar zor, ne kadar umutsuz gözükürse gözüksün, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar engel çıkarsa çıksın asla vazgeçmeyin Eğer bebeğinize kavuşmak istiyorsanız allahında yardımıyla inanın aşılamayacak sorun yok, yeterki sorunlar sizi yıldırmasın, yeterki Allah nasip kısmet etmiş olsun gerisi sadece sizin azminize, sabrınıza kalıyor
Veeeeee en güzel kısmı sona sakladım, ilk kontrolde tek kese görüldü, biraz kanamam vardı o gün ikinci kontrolde iki kese görüldü, meğer bebişlerim ikizmiş teyzeleriiiiiii . İlk üç ay için risklerimiz oldukça fazlaydı, şimdi biraz daha hafifledi, evde hep istirahat ediyorum,arada kanamalar yaşıyorum, sürekli progesteron iğneler oluyorum ama asla hiçbirşeyden yakınmıyorum allahım özlemle yanan herkesi yavrusuna kavuştursun, benim bebeklerimi de korusun
Sevgilerimle
güçlü bir kadın sonu mutlu biten güzel bi hikaye keşke ben de bu kadar güçlü olabilsem okurken hem üzüldüm hem sevindim güle güle büyüt güzelleriniHerkese merhaba,
Benim umut hikayem oldukça uzun aslında belki sonuna kadar okumayabilirsiniz, o nedenle öncelikle şunu söylemeliyim: Sakın vazgeçmeyin 41 yaşında ilk kez hamileyim. özellikle ilk kez diye belirttim, çünkü bu yaşıma kadar ne düşük, ne dış gebelik, ne de kimyasal gebelik yaşadım. Bunları yaşayanlar bile en azından hamile kalabiliyorum diye sevinirken, benim bu yönde bile umut bağlayacağım hiçbir gebelik türüm olmamıştı. Üstelik şimdi dondurulmuş embriyolarla hamileyim, hem de doktorlar ileri yaş nedeniyle sadece %10 şans vermişken
Şimdi hikayemi mümkün olduğunca özetlemeye çalışacağım kelimeler yaşanan acıları, hayal kırıklıklarını yansıtabilecek mi bilemiyorum Bildiğim şu ki, bu uğurda gerçekten mücadele vermekten çok yorulmuş olanlar beni çok iyi anlayacaktır ve umuduna sarılmaktan vazgeçmeyecektir.
Benim mücadelem 5 yıl önce başladı. Evlendikten sonra hamilelilk gerçekleşmeyince doktorlar bunu miyomlara bağladı ve ilk olarak miyom ameliyatıyla mücadelem başlamış oldu. Miyomlar rahmin arka duvarında olduğundan sezeryan şeklinde açık ameliyat gerekti. Sezeryanın acısıyla erken tanıştım, ama maalesef bebek için değildi
Ardından 5-6 aylık iyileşme süreci gerekti, bu sürecin sonunda da git gel yumurta takibiyle, günü, saati belirlenmiş ilişkilerle, bebeğimize kavuşmayı hayal ettik, bir 6 ay da böyle geçti Sonraki adımda aşılamaya hemen peki dedik, ardı ardına yapılan aşılamalarda umudun ötesine geçemeyince, tüp serüvenine ilk adımı attık ve ilk negatif sonuçla ilk darbemizi yemiş olduk o dönem ne kadar üzülsemde beni bekleyen her tokadın bir öncekinden çok daha acı olacağını hiç düşünememiştim.
Bu aşamadan sonra doktorumuzu değiştirmeye karar verdik, tedaviye daha iyi zaman ayırmak için işimden de ayrıldım. Yeni bir doktorun kapısını çaldık. Arkadaşım ilk denemesinde çareyi bu doktorda bulmuştu, bizim içinde umut kapısıydı. Üstelik doktor durumum için olumlu konuşuyordu, inandık İşte asıl büyük hatayı bu kapıyı çaldığımızda yapmışız, bunu çok geç ve yaşanan çok acı tecrübeyle anladık. Bir doktor size ne kadar çok ümit vaat ediyorsa, ne kadar çok yüzünüze gülüp, bu sefer tamam diyorsa, elinden gelen her şeyi yaptığı havasına bürünüyorsa derhal o doktorun bir umut tüccarı olduğundan şüphelenmeye başlayın. Ama ne yazık ki, biz şüphelenmedik. Niye mi? Beni tanıyanlar hikayenin bu kısmını önceki yazılarımdan iyi bilirler. Tanımayanlar için özetleyeyim.
Bu yeni doktorla büyük umutlarla başladığımız 2. tüp denemeside negatif sonuçlandı. Fakat Doktor senin rahim yapını, hormon dengelerini çözdüm, üçüncüde bu iş tamam deyince yeniden inandık ama 3. Tüpte negatif sonuçlandı 4. Deneme öncesinde sana iki ay geçici menopoz uygulayacağım rahmi dinlendireceğim bu yöntemle %75 başarı alıyorum deyince yine inandık Fakat sonuçta 4. Negatifi gördük Üstelik artık umutlarım bitmişti. Görünürdeki tablo doktor elinden geleni yapmıştı (!!!) bu noktada sadece kendimi suçluyordum. Oysaki, doktor açısından ne büyük bir gaflet ve dalalet için de olduğumuzu anlamamız hiçte uzun sürmedi.
artık zamanın aleyhime işlediği telaşı içindeydim ve aslında bu da en acı gerçekti . Ardından hiç ara vermeden bilindik büyük bir hastaneye gittim. Yeni Doktorum bu 4 negatifin nedeni olan bendeki enkazı daha ilk dakikada ultrasonda farketti, rahmin içinde miyomlar var, bunlar rahmin şeklini tamamen bozmuş, rahim çizgisi kamburlaşmış, birde rahmin içerisinde sıvı görüyorum ve bu sıvının iyi olmadığını düşünüyorum dedi. En son rahim filminizi ne zaman çektirdiniz diye sordu. Hiç rahim filmi çektirmemiştim ki... 4 tüp tedavisi içinde kimse benden rahim filmi istemişti ki
Ve rahim filmini çektirdiğimiz noktada hayatımın en zor günleri başladı. Doktor rahim filmine bakıp, iki tüpünde de ileri derecede iltihap var, bu iltehap rahmin içine sızıyor, rahmin şeklide miyomlar sebebiyle tamamen bozulmuş, bu haldeyken embriyoların ne tutunma ne de yaşama şansları hiç yoktu dedi !!!!! Yıkılmıştım adeta tüm dengelerim değişti Gerçek şuydu 4 tüpüde boşu boşuna yapmıştım ilk etapta inanmadım, rahim filmini alıp tam 6 doktor daha gezdim, hepsi aynı şeyi söyledi. Ağladım zırladım, yatağa yapıştım ama eğer bebeğime kavuşmak istiyorsam gerekeni yapmalıydım. Temmuz 2010da ameliyat masasına yattım, laporoskopi ile iki tüpüm birden alındı, iltihap o kadar ilerlemişki yumurtalıklarım, rahim, bağırsaklarım, karın zarım hepsi birbirine yapışmış, ameliyat riskliydi ama başarılı geçti. Ameliyat öncesinde laporoskopide yumurtalıkların zarar görebilir ve yumurta üretimin bitebilir, bağırsak delinmesi olabilir, rahmi besleyen damarlar kesilirse rahim bir daha 3 mm üzerine çıkmayabilir demişlerdi. Hepsini göze aldım, ya tamamamen bitecekti, ya da yola devam etmek için engeller ortadan kalkacaktı. çok şükür ki, bütün bu risklerin hiçbiri gerçekleşmedi. Laporoskopinin beraberinde Histeroskopiyle rahmin şeklini bozan içerdeki miyomlarda alınmıştı, yani söylenen buydu ve operasyonun bu kısmıda sonrasında bir süprizle devam etti.
Ardından gerçek doktorlar 6 ay dinlenme devresi dediler çakma doktorlar ise 15 gün sonra tüp deneyebilirsin dediler 40 yaşında bir kadın için bu 6 ay çok önemliydi, zaman artık sadece aleyhime işliyordu, bunun bilincindeydim, ama artık çakma doktorlar konusunda da tecrübeliydim ve Ocak 2011e kadar dinlendim. sonra bütün teşhislerimi koyan tüp doktorumun yolunu tuttum, doktorum aradan 6 ay geçti bir rahim filmi daha çektir garanti olsun dedi. Ve yeni rahim filmi beraberinde yeni acı bir süprizzzz
ilk filmde varolan miyomlardan biri, ikinci filmde de aynı yerde duruyordu ve rahme baskı yapıp rahim cizgisini yine bozuyordu. Doktorumun ilk tahmini; birini almış diğerini olduğu yerde bırakmışlardı . Neden ???? demek için miyom ameliyatını yapan, çoğunluğun tanıdığı o çok meşhurrr, kendini öve öve bitiremeyen profesöre gittim. Cevap onu almamış mıyız??? Onu da alırız ufak bir operasyonla oldu doktorlar için ihmaller, hatalar bu kadar basitti çünkü cefayı çeken, en kıymetli zamanlarını kaybeden bizleriz onlar değil bu olay beni iyice yıprattı, ne psikolojik, ne fiziksel dayanacak gücüm yoktu, tekrar kime gidecektim, kime güvenecektim, kim doğru söylüyordu??? Şimdi başıma daha ne açılacaktı??? İyice bunalmıştım ve bu olaydan iki gün sonra resmen kan kustum. evet makattan ve ağzımdan gelen kanla hastanelik oldum, mide kanaması geçirmiştim, ama yine de vazgeçmedim biraz düzelince Şubat 2011de yeni bir yeni bir histeroskopi ile orada bırakılan ikinci miyomda alındı. Maddi manevi bitmiştik. Üstelik üst üste geçirdiğim operasyonların endometrium hasarı açısından şansımı azaltacağı söylenmişti. Çok üzülüyordum veee kısa süre arayla ikinci bir mide kanaması daha, ben yine günlerce hastanelik oldum
gerçek şu ki, çekilen tüm acılara rağmen içimdeki özlem geçmiyordu ve asla pes demedim yola devam etmek için bedenimi ve psikolojimi güçlendirmeliydim, öncelikle yeniden işe başlamıştım, kafamı dağıtmalıydım ve spor, yoga, meditasyon, dans kursları hayatıma girdi... arada sabahlara kadar gönüllü kuruluşlarda çalıştım. Bütün yaşanan olumsuzluklar içinde tek olumlu şey yaşıma göre yumurtalıklarımın iyi çalışması ve fshın 7-8in, e2nin 35in üzerine çıkmamasıydı, çok bunaldığımda testlerimi yaptırıp, daha zamanım var deyip rahatlıyordum.
Yeni bir deneme için biraz daha güçlenmiştim ve Mayıs 2011de 5. denememi yaptım, 6 yumurtam çıktı, 4 tanesi yoluna devam etti, bunlardan 2 tanesi 5. Gün embriyosu olarak transfer edildi, 2side donduruldu. Bu sefer her zamankinden çok daha ümitliydik, yapılması gereken her şey yapılmış, tedavim tamamlanmıştı, yumurtalar yaşıma göre harika gelişmişti. Ama sonuç yine negatif oldu işte bu noktada artık bebeğimin olmayacağı fikrine kapıldım. Artık kimse beni anne olacağıma inandıramazdı. bazı şeyleri kabullenmeyi hem istiyordum, hem de hiç istemiyordum
Aklım dondurulmuş 2 embriyomdaydı onları da denemem lazımdı benim, eşimin ve bizimle beraber üzülen herkesin iyiliği için 6. denemeyi de yapıp belki kendime artık buraya kadar demeliydim Eşim çocuğumuz olmuyorsa bu dünyanın sonu değil deyip destek oluyordu ama bütün bu tedavi süreçlerim içinde hem kalbi tekledi, hem de mide fıtığı oldu . Artık onu da bu üzmek istemiyordum. Ama yine bir yanım vardı, işte o bir yanım hep içten içten özlemle sızlıyordu inkar edemem
ve yeni bir umut yolcuğu için eylül ayında hastanenin yolunu tuttum. Doktorum yüzünde umutsuz bir ifadeyle; dondurulmuş tedavisi için hiçbir ilaç vermeyeceğim, eğer rahim kendi kendine kalınlaşırsa, eğer yumurtalar da bozulmadan çözülürse transferini yaparız dedi ve ardından umutlarımı çökerten cümleyi ekledi : ama hem dondurulmuş embriyo, hem yaş 41, hem de bir kaç kez miyomektomi geçirmiş bir rahimle şansın en yüksek ihtimalle %10 Bu sözlerin üzerine tedavi moduna bile giremedim daha başlamadan negatifi göreceğimden çok emindim
ve rahim kalınlığı 12. gün kendiliğinden 7.4 mm oldu, rahim kalınlığıda ümitsiz görünüyordu, çünkü bir önceki negatifim de bile 8.6 mmdi, şimdi sadece 7.4 dü. Neyseki tek olumlu yön 2 embriyom da 1. Kalitede çözüldü ve transferim yapıldı, içimde en ufak bir umut parçası yoktu, yarım saat hastanede, 2 saat evde yattım. Sonrasında artık saatleri, günleri saymayacağım ve kendimi üzmeyeceğim diye söz verdim Zaten 5 senedir her şeyi erteliyorduk, artık yas tutmak yoktu, ertesi gün eşimle uçağa atlayıp izmire yeğenimin düğününe gittik.akşamına düğünde halay çekiyordum. 3. Gün izmirdeki akraba ziyaretlerindeydim 4. Gün ise işimin başındaydım. Çarşı pazara gittim, belediye otobüslerine bindim indim, öğle tatillerinde pür telaş koşturdum.
Ve test günü geldiğinde transfer sonrası verilen ilaçlarımı evde bıraktım, östrojen bantlarını değiştirme günüydü ama değiştirmedim. Sabah 09.00da kan verdim, 2 saat sonra alırsınız ya da internet sayfamızdan bakarsınız dediler, Öğlene doğru baktım internet sayfaları çalışmıyor, ve ilk defa koşa koşa sonuç almaya gitmedim iş çıkışı zarfı elime almıştım. En ufacık bir umudum yoktu, bunca zaman olmamıştı, şimdi bu umutsuz tablonun sonucunda mı olacaktı? Üstelik bu 12 günlük dönemde normal hayat seyrim içinde hiç yorulmadığım kadar çok yorulmuştum. Bir de hani şu hep bahsedilen ne lekelenme, ne kasık ağrısı, ne bel ağrısı, ne ğögüs hassasiyeti, ne akıntı, ne adet sancısı benzeri sancı, ne de en ufakcık başka bir belirtim olmamıştı, tıpkı diğer 5 negatifte olduğu gibi en ufacık bir belirti yoktu.
Laboratuvarın merdivenlerini inerken zarfı açtım, 216 yazıyordu, bu benim sonucum mu diye mırıldandım, ismimi tekrar kontrol ettim . Evet benimdi inanamıyordum o an bacaklarım tutmaz oldu sanki, merdivenlere çöktüm ve gözlerimden oluk oluk yaş boşalmaya başladı, etrafımdakiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, su getirenler, beni merdivenlerden kaldırmaya çalışanlar sakinleşemiyordum Eşimi aramak için telefonumu aldım, ama o kadar titriyordum ki tuşlara basamıyordum, birisi kimi arayacaksınız diyerek yardımcı oldu, eşime hamileyim derken, o tek kelimenin bir gün benim ağzımdan döküleceğini hiç ama hiç ummuyordum . Etrafımdakilerden biri bunu duyunca yoksa istenmeyen bir gebelik mi? diye sordu? gülümsedim ah bir bilseniz dedim, bir bilseniz? dedim Beni bir koltuğa oturttular, sürekli yüksek sesle allahım sana şükürler olsun diyordum, binlerce şükürler olsun sana 6. denemede ve 41 yaşında ilk kez hamileydim, inanamıyordum, gözyaşlarım oluk oluk geliyordu, engel olamıyordum ve biraz sonra eşim koşup geldi, eşimin yüzündeki o ifadeyi hayatım boyunca unutmayacağım, gözleri sanki iki kat büyümüştü, yüzünde şaşkın bir mutluluk ifadesi vardı, rengi kağıt gibi bembeyaz olmuştu, o da dayanamadı koyverdi gözyaşlarını
Şu anda 12 haftalık olduk Şimdi 9 ayı tamamlayabilecek miyim korkusu içindeyim yolum çok uzun ve zorlu hamileliğim riskliymiş, bu mutluluk yarım kalırsa, sonrasında ne yaparım, nasıl yaşarım, nasıl nefes alırım bilmiyorum hem mutluyum, hem korkuyorum ama en azından bunu bile yaşattığı için allahıma binlerce şükürler ediyorum. Bu kadarı bile çok güzel bir duyguymuş, allahım nasip kısmet ederse kucağıma almayı çok istiyorum. Darısı herkesin başına. Herkes yaşasın bu duyguyu sonuna kadar.
Birde şu belirtiye kafayı takanlara şunu söylemeliyim; ancak pozitif sonucu aldıktan 3-4 gün sonra kasıklarımda bir hareketlilik başladı, damarlarımda kan akışı hızlandı sanki, kasıklarımda yoğun sıcaklık ve tuhaf bir ağrı hissetim, adet görecekmişim gibi sancılandım. Ama bunlar 15. günden itibaren oldu ve birkaç gün sürdü. 12 günlük devrede en ufacık bir şey yoktu o nedenle hiç takılmayın derim
Ve son söz : içinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, ne kadar zor, ne kadar umutsuz gözükürse gözüksün, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar engel çıkarsa çıksın asla vazgeçmeyin Eğer bebeğinize kavuşmak istiyorsanız allahında yardımıyla inanın aşılamayacak sorun yok, yeterki sorunlar sizi yıldırmasın, yeterki Allah nasip kısmet etmiş olsun gerisi sadece sizin azminize, sabrınıza kalıyor
Veeeeee en güzel kısmı sona sakladım, ilk kontrolde tek kese görüldü, biraz kanamam vardı o gün ikinci kontrolde iki kese görüldü, meğer bebişlerim ikizmiş teyzeleriiiiiii . İlk üç ay için risklerimiz oldukça fazlaydı, şimdi biraz daha hafifledi, evde hep istirahat ediyorum,arada kanamalar yaşıyorum, sürekli progesteron iğneler oluyorum ama asla hiçbirşeyden yakınmıyorum allahım özlemle yanan herkesi yavrusuna kavuştursun, benim bebeklerimi de korusun
Sevgilerimle
Herkese merhaba,
Benim umut hikayem oldukça uzun aslında belki sonuna kadar okumayabilirsiniz, o nedenle öncelikle şunu söylemeliyim: Sakın vazgeçmeyin 41 yaşında ilk kez hamileyim. özellikle ilk kez diye belirttim, çünkü bu yaşıma kadar ne düşük, ne dış gebelik, ne de kimyasal gebelik yaşadım. Bunları yaşayanlar bile en azından hamile kalabiliyorum diye sevinirken, benim bu yönde bile umut bağlayacağım hiçbir gebelik türüm olmamıştı. Üstelik şimdi dondurulmuş embriyolarla hamileyim, hem de doktorlar ileri yaş nedeniyle sadece %10 şans vermişken
Şimdi hikayemi mümkün olduğunca özetlemeye çalışacağım kelimeler yaşanan acıları, hayal kırıklıklarını yansıtabilecek mi bilemiyorum Bildiğim şu ki, bu uğurda gerçekten mücadele vermekten çok yorulmuş olanlar beni çok iyi anlayacaktır ve umuduna sarılmaktan vazgeçmeyecektir.
Benim mücadelem 5 yıl önce başladı. Evlendikten sonra hamilelilk gerçekleşmeyince doktorlar bunu miyomlara bağladı ve ilk olarak miyom ameliyatıyla mücadelem başlamış oldu. Miyomlar rahmin arka duvarında olduğundan sezeryan şeklinde açık ameliyat gerekti. Sezeryanın acısıyla erken tanıştım, ama maalesef bebek için değildi
Ardından 5-6 aylık iyileşme süreci gerekti, bu sürecin sonunda da git gel yumurta takibiyle, günü, saati belirlenmiş ilişkilerle, bebeğimize kavuşmayı hayal ettik, bir 6 ay da böyle geçti Sonraki adımda aşılamaya hemen peki dedik, ardı ardına yapılan aşılamalarda umudun ötesine geçemeyince, tüp serüvenine ilk adımı attık ve ilk negatif sonuçla ilk darbemizi yemiş olduk o dönem ne kadar üzülsemde beni bekleyen her tokadın bir öncekinden çok daha acı olacağını hiç düşünememiştim.
Bu aşamadan sonra doktorumuzu değiştirmeye karar verdik, tedaviye daha iyi zaman ayırmak için işimden de ayrıldım. Yeni bir doktorun kapısını çaldık. Arkadaşım ilk denemesinde çareyi bu doktorda bulmuştu, bizim içinde umut kapısıydı. Üstelik doktor durumum için olumlu konuşuyordu, inandık İşte asıl büyük hatayı bu kapıyı çaldığımızda yapmışız, bunu çok geç ve yaşanan çok acı tecrübeyle anladık. Bir doktor size ne kadar çok ümit vaat ediyorsa, ne kadar çok yüzünüze gülüp, bu sefer tamam diyorsa, elinden gelen her şeyi yaptığı havasına bürünüyorsa derhal o doktorun bir umut tüccarı olduğundan şüphelenmeye başlayın. Ama ne yazık ki, biz şüphelenmedik. Niye mi? Beni tanıyanlar hikayenin bu kısmını önceki yazılarımdan iyi bilirler. Tanımayanlar için özetleyeyim.
Bu yeni doktorla büyük umutlarla başladığımız 2. tüp denemeside negatif sonuçlandı. Fakat Doktor senin rahim yapını, hormon dengelerini çözdüm, üçüncüde bu iş tamam deyince yeniden inandık ama 3. Tüpte negatif sonuçlandı 4. Deneme öncesinde sana iki ay geçici menopoz uygulayacağım rahmi dinlendireceğim bu yöntemle %75 başarı alıyorum deyince yine inandık Fakat sonuçta 4. Negatifi gördük Üstelik artık umutlarım bitmişti. Görünürdeki tablo doktor elinden geleni yapmıştı (!!!) bu noktada sadece kendimi suçluyordum. Oysaki, doktor açısından ne büyük bir gaflet ve dalalet için de olduğumuzu anlamamız hiçte uzun sürmedi.
artık zamanın aleyhime işlediği telaşı içindeydim ve aslında bu da en acı gerçekti . Ardından hiç ara vermeden bilindik büyük bir hastaneye gittim. Yeni Doktorum bu 4 negatifin nedeni olan bendeki enkazı daha ilk dakikada ultrasonda farketti, rahmin içinde miyomlar var, bunlar rahmin şeklini tamamen bozmuş, rahim çizgisi kamburlaşmış, birde rahmin içerisinde sıvı görüyorum ve bu sıvının iyi olmadığını düşünüyorum dedi. En son rahim filminizi ne zaman çektirdiniz diye sordu. Hiç rahim filmi çektirmemiştim ki... 4 tüp tedavisi içinde kimse benden rahim filmi istemişti ki
Ve rahim filmini çektirdiğimiz noktada hayatımın en zor günleri başladı. Doktor rahim filmine bakıp, iki tüpünde de ileri derecede iltihap var, bu iltehap rahmin içine sızıyor, rahmin şeklide miyomlar sebebiyle tamamen bozulmuş, bu haldeyken embriyoların ne tutunma ne de yaşama şansları hiç yoktu dedi !!!!! Yıkılmıştım adeta tüm dengelerim değişti Gerçek şuydu 4 tüpüde boşu boşuna yapmıştım ilk etapta inanmadım, rahim filmini alıp tam 6 doktor daha gezdim, hepsi aynı şeyi söyledi. Ağladım zırladım, yatağa yapıştım ama eğer bebeğime kavuşmak istiyorsam gerekeni yapmalıydım. Temmuz 2010da ameliyat masasına yattım, laporoskopi ile iki tüpüm birden alındı, iltihap o kadar ilerlemişki yumurtalıklarım, rahim, bağırsaklarım, karın zarım hepsi birbirine yapışmış, ameliyat riskliydi ama başarılı geçti. Ameliyat öncesinde laporoskopide yumurtalıkların zarar görebilir ve yumurta üretimin bitebilir, bağırsak delinmesi olabilir, rahmi besleyen damarlar kesilirse rahim bir daha 3 mm üzerine çıkmayabilir demişlerdi. Hepsini göze aldım, ya tamamamen bitecekti, ya da yola devam etmek için engeller ortadan kalkacaktı. çok şükür ki, bütün bu risklerin hiçbiri gerçekleşmedi. Laporoskopinin beraberinde Histeroskopiyle rahmin şeklini bozan içerdeki miyomlarda alınmıştı, yani söylenen buydu ve operasyonun bu kısmıda sonrasında bir süprizle devam etti.
Ardından gerçek doktorlar 6 ay dinlenme devresi dediler çakma doktorlar ise 15 gün sonra tüp deneyebilirsin dediler 40 yaşında bir kadın için bu 6 ay çok önemliydi, zaman artık sadece aleyhime işliyordu, bunun bilincindeydim, ama artık çakma doktorlar konusunda da tecrübeliydim ve Ocak 2011e kadar dinlendim. sonra bütün teşhislerimi koyan tüp doktorumun yolunu tuttum, doktorum aradan 6 ay geçti bir rahim filmi daha çektir garanti olsun dedi. Ve yeni rahim filmi beraberinde yeni acı bir süprizzzz
ilk filmde varolan miyomlardan biri, ikinci filmde de aynı yerde duruyordu ve rahme baskı yapıp rahim cizgisini yine bozuyordu. Doktorumun ilk tahmini; birini almış diğerini olduğu yerde bırakmışlardı . Neden ???? demek için miyom ameliyatını yapan, çoğunluğun tanıdığı o çok meşhurrr, kendini öve öve bitiremeyen profesöre gittim. Cevap onu almamış mıyız??? Onu da alırız ufak bir operasyonla oldu doktorlar için ihmaller, hatalar bu kadar basitti çünkü cefayı çeken, en kıymetli zamanlarını kaybeden bizleriz onlar değil bu olay beni iyice yıprattı, ne psikolojik, ne fiziksel dayanacak gücüm yoktu, tekrar kime gidecektim, kime güvenecektim, kim doğru söylüyordu??? Şimdi başıma daha ne açılacaktı??? İyice bunalmıştım ve bu olaydan iki gün sonra resmen kan kustum. evet makattan ve ağzımdan gelen kanla hastanelik oldum, mide kanaması geçirmiştim, ama yine de vazgeçmedim biraz düzelince Şubat 2011de yeni bir yeni bir histeroskopi ile orada bırakılan ikinci miyomda alındı. Maddi manevi bitmiştik. Üstelik üst üste geçirdiğim operasyonların endometrium hasarı açısından şansımı azaltacağı söylenmişti. Çok üzülüyordum veee kısa süre arayla ikinci bir mide kanaması daha, ben yine günlerce hastanelik oldum
gerçek şu ki, çekilen tüm acılara rağmen içimdeki özlem geçmiyordu ve asla pes demedim yola devam etmek için bedenimi ve psikolojimi güçlendirmeliydim, öncelikle yeniden işe başlamıştım, kafamı dağıtmalıydım ve spor, yoga, meditasyon, dans kursları hayatıma girdi... arada sabahlara kadar gönüllü kuruluşlarda çalıştım. Bütün yaşanan olumsuzluklar içinde tek olumlu şey yaşıma göre yumurtalıklarımın iyi çalışması ve fshın 7-8in, e2nin 35in üzerine çıkmamasıydı, çok bunaldığımda testlerimi yaptırıp, daha zamanım var deyip rahatlıyordum.
Yeni bir deneme için biraz daha güçlenmiştim ve Mayıs 2011de 5. denememi yaptım, 6 yumurtam çıktı, 4 tanesi yoluna devam etti, bunlardan 2 tanesi 5. Gün embriyosu olarak transfer edildi, 2side donduruldu. Bu sefer her zamankinden çok daha ümitliydik, yapılması gereken her şey yapılmış, tedavim tamamlanmıştı, yumurtalar yaşıma göre harika gelişmişti. Ama sonuç yine negatif oldu işte bu noktada artık bebeğimin olmayacağı fikrine kapıldım. Artık kimse beni anne olacağıma inandıramazdı. bazı şeyleri kabullenmeyi hem istiyordum, hem de hiç istemiyordum
Aklım dondurulmuş 2 embriyomdaydı onları da denemem lazımdı benim, eşimin ve bizimle beraber üzülen herkesin iyiliği için 6. denemeyi de yapıp belki kendime artık buraya kadar demeliydim Eşim çocuğumuz olmuyorsa bu dünyanın sonu değil deyip destek oluyordu ama bütün bu tedavi süreçlerim içinde hem kalbi tekledi, hem de mide fıtığı oldu . Artık onu da bu üzmek istemiyordum. Ama yine bir yanım vardı, işte o bir yanım hep içten içten özlemle sızlıyordu inkar edemem
ve yeni bir umut yolcuğu için eylül ayında hastanenin yolunu tuttum. Doktorum yüzünde umutsuz bir ifadeyle; dondurulmuş tedavisi için hiçbir ilaç vermeyeceğim, eğer rahim kendi kendine kalınlaşırsa, eğer yumurtalar da bozulmadan çözülürse transferini yaparız dedi ve ardından umutlarımı çökerten cümleyi ekledi : ama hem dondurulmuş embriyo, hem yaş 41, hem de bir kaç kez miyomektomi geçirmiş bir rahimle şansın en yüksek ihtimalle %10 Bu sözlerin üzerine tedavi moduna bile giremedim daha başlamadan negatifi göreceğimden çok emindim
ve rahim kalınlığı 12. gün kendiliğinden 7.4 mm oldu, rahim kalınlığıda ümitsiz görünüyordu, çünkü bir önceki negatifim de bile 8.6 mmdi, şimdi sadece 7.4 dü. Neyseki tek olumlu yön 2 embriyom da 1. Kalitede çözüldü ve transferim yapıldı, içimde en ufak bir umut parçası yoktu, yarım saat hastanede, 2 saat evde yattım. Sonrasında artık saatleri, günleri saymayacağım ve kendimi üzmeyeceğim diye söz verdim Zaten 5 senedir her şeyi erteliyorduk, artık yas tutmak yoktu, ertesi gün eşimle uçağa atlayıp izmire yeğenimin düğününe gittik.akşamına düğünde halay çekiyordum. 3. Gün izmirdeki akraba ziyaretlerindeydim 4. Gün ise işimin başındaydım. Çarşı pazara gittim, belediye otobüslerine bindim indim, öğle tatillerinde pür telaş koşturdum.
Ve test günü geldiğinde transfer sonrası verilen ilaçlarımı evde bıraktım, östrojen bantlarını değiştirme günüydü ama değiştirmedim. Sabah 09.00da kan verdim, 2 saat sonra alırsınız ya da internet sayfamızdan bakarsınız dediler, Öğlene doğru baktım internet sayfaları çalışmıyor, ve ilk defa koşa koşa sonuç almaya gitmedim iş çıkışı zarfı elime almıştım. En ufacık bir umudum yoktu, bunca zaman olmamıştı, şimdi bu umutsuz tablonun sonucunda mı olacaktı? Üstelik bu 12 günlük dönemde normal hayat seyrim içinde hiç yorulmadığım kadar çok yorulmuştum. Bir de hani şu hep bahsedilen ne lekelenme, ne kasık ağrısı, ne bel ağrısı, ne ğögüs hassasiyeti, ne akıntı, ne adet sancısı benzeri sancı, ne de en ufakcık başka bir belirtim olmamıştı, tıpkı diğer 5 negatifte olduğu gibi en ufacık bir belirti yoktu.
Laboratuvarın merdivenlerini inerken zarfı açtım, 216 yazıyordu, bu benim sonucum mu diye mırıldandım, ismimi tekrar kontrol ettim . Evet benimdi inanamıyordum o an bacaklarım tutmaz oldu sanki, merdivenlere çöktüm ve gözlerimden oluk oluk yaş boşalmaya başladı, etrafımdakiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, su getirenler, beni merdivenlerden kaldırmaya çalışanlar sakinleşemiyordum Eşimi aramak için telefonumu aldım, ama o kadar titriyordum ki tuşlara basamıyordum, birisi kimi arayacaksınız diyerek yardımcı oldu, eşime hamileyim derken, o tek kelimenin bir gün benim ağzımdan döküleceğini hiç ama hiç ummuyordum . Etrafımdakilerden biri bunu duyunca yoksa istenmeyen bir gebelik mi? diye sordu? gülümsedim ah bir bilseniz dedim, bir bilseniz? dedim Beni bir koltuğa oturttular, sürekli yüksek sesle allahım sana şükürler olsun diyordum, binlerce şükürler olsun sana 6. denemede ve 41 yaşında ilk kez hamileydim, inanamıyordum, gözyaşlarım oluk oluk geliyordu, engel olamıyordum ve biraz sonra eşim koşup geldi, eşimin yüzündeki o ifadeyi hayatım boyunca unutmayacağım, gözleri sanki iki kat büyümüştü, yüzünde şaşkın bir mutluluk ifadesi vardı, rengi kağıt gibi bembeyaz olmuştu, o da dayanamadı koyverdi gözyaşlarını
Şu anda 12 haftalık olduk Şimdi 9 ayı tamamlayabilecek miyim korkusu içindeyim yolum çok uzun ve zorlu hamileliğim riskliymiş, bu mutluluk yarım kalırsa, sonrasında ne yaparım, nasıl yaşarım, nasıl nefes alırım bilmiyorum hem mutluyum, hem korkuyorum ama en azından bunu bile yaşattığı için allahıma binlerce şükürler ediyorum. Bu kadarı bile çok güzel bir duyguymuş, allahım nasip kısmet ederse kucağıma almayı çok istiyorum. Darısı herkesin başına. Herkes yaşasın bu duyguyu sonuna kadar.
Birde şu belirtiye kafayı takanlara şunu söylemeliyim; ancak pozitif sonucu aldıktan 3-4 gün sonra kasıklarımda bir hareketlilik başladı, damarlarımda kan akışı hızlandı sanki, kasıklarımda yoğun sıcaklık ve tuhaf bir ağrı hissetim, adet görecekmişim gibi sancılandım. Ama bunlar 15. günden itibaren oldu ve birkaç gün sürdü. 12 günlük devrede en ufacık bir şey yoktu o nedenle hiç takılmayın derim
Ve son söz : içinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, ne kadar zor, ne kadar umutsuz gözükürse gözüksün, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar engel çıkarsa çıksın asla vazgeçmeyin Eğer bebeğinize kavuşmak istiyorsanız allahında yardımıyla inanın aşılamayacak sorun yok, yeterki sorunlar sizi yıldırmasın, yeterki Allah nasip kısmet etmiş olsun gerisi sadece sizin azminize, sabrınıza kalıyor
Veeeeee en güzel kısmı sona sakladım, ilk kontrolde tek kese görüldü, biraz kanamam vardı o gün ikinci kontrolde iki kese görüldü, meğer bebişlerim ikizmiş teyzeleriiiiiii . İlk üç ay için risklerimiz oldukça fazlaydı, şimdi biraz daha hafifledi, evde hep istirahat ediyorum,arada kanamalar yaşıyorum, sürekli progesteron iğneler oluyorum ama asla hiçbirşeyden yakınmıyorum allahım özlemle yanan herkesi yavrusuna kavuştursun, benim bebeklerimi de korusun
Sevgilerimle
çok uzun olmuş arkadaşlar, ama ne yapayım 5 yıllık acılarımın, özlemimim ve sabrımın özü bu.... dilerim vermek istediğim mesaj sabrınızı artırır, azminizi güçlendirir.
Laporoskopi ve histereskopiyi nerde oldu uz?sevincime ortak olduğunuz için sağolun arkadaşlar, eğer umut olabildiysem ne mutlu bana.
dilerim her zorluğu sabrınızla aşarsınız ve en kısa zamanda sizlerde müjdelerinizi verirsiniz. canı gönülden diliyorum.
meselaney, laporoskopi ve histeroskopi için soruna özelden cevap verdim bilgine..
Canim doktor isimlerini yazarmisin buna ihtiyacim var lütfenevet çokkk sabrettim, dilerim kimse bu kadar uğraşmasın.
benim ilk 5 yıl önce açık ameliyat (sezeryan şeklinde oldu) en büyüğü çapı 6 cm olan 4 miyom çıkarıldı. 1.5 yıl öncede rahmin içinden yumurta büyüklüğünde bir miyom, son 5-6 ay önce yine rahmin içinden 2 cm kadar.
bunlar rahmin şeklini bozuyorsa sorun demek, ama rahme baskı yapmıyorsa hamileliğe engel değilmiş. sanırım seninkide rahmin şeklini bozuyor, bu durumda bebeğin tutunması imkansız ya da düşüğe sebep oluyor malesef . o nedenle ondan kurtulman lehine olacaktır. iyi uzman bir el yaptığı takdirde rahme zarar vermeden halledilecektir. öte yandan söylediğin o risk hep vardı bende de. çok şükür risk olarak kaldı ve gerçekleşmedi. doktor önerimi özelden yapayım. çünkü hem memmnun kaldığım hem hiç memnun kalmadığım doktorlarım oldu. polemik oluşmasın, amaç bu değil zaten. miyomlarım büyüdükçe evet ağrı yapıyordu.