Panik Atak Yaşayan Hamileler, Hamile adayları...

evet aynen dediğin gibi bi benmi yaşıyorumm diyorum ne oluyor bana diyorummm eskiye göre biraz daha iyiyim şu son aylar daa kendimii tanıyamıyorum yaaa diyorum bu benmiyim ben böyle değildimmm geçicek demiii
Yabancılaşma hissi yaşıyorsun. Sanki herşeyi bi camın arkasından izler gibisin dimi? Kendini dışarıdan izler gibisin. Rüyadaki gibi... Doğumdan sonra geçiyor Allah'ın izniyle. Sanırım yoğun anksiyete yüzünden hissedilen bişey. Ne kadar kaldı doğuma?[/QUOTE]
 
doğuma 3 hafta falan varrr canımm ilaçsız geldim bugüneee doğumdan sonra geçer inşallahhh bide hamileliğin yüklediği sıkıntılar varr üstünee eklendi ya ondandırrrr gecicek demi





Yabancılaşma hissi yaşıyorsun. Sanki herşeyi bi camın arkasından izler gibisin dimi? Kendini dışarıdan izler gibisin. Rüyadaki gibi... Doğumdan sonra geçiyor Allah'ın izniyle. Sanırım yoğun anksiyete yüzünden hissedilen bişey. Ne kadar kaldı doğuma?[/QUOTE][/QUOTE]
 
 
[/QUOTE][/QUOTE]

Allah bi avazda kurtasın İnşallah. Doğum haberini de duymak isteriz. Allah'ın izniyle geçecek tabi. İnşallah daha iyi olacaksın. Şimdi sıcak hava da zorlar, bebeğin de sıkıştırır... Onların da etkisi var.
 
 
cnm senin ne kadar oldu ilaç kullanmaya başlayalı..xanax yardımcı ilaç ya onu kesmen söz konuşumu?

Dogumdan 10 gun sonra xanax baslandi suanda 2.5 aydir xanax
2 aydir xanax + selectra kullaniyorum
Kesmeyi dusundu dr um ama ben suan kesecek durumda degilim devam karari aldi
 

geç bulmuş hastalık seni şanslıymışsın dicem ama keşke hiç bulmasaydı bu hastalık seni..dediğin gibi,aynen canım benim zor ama mecburuz bu ilaçları kullanmaya...dayanabildiğimiz yere kadar artık Allah'ım korusun,hakkımızda hayırlısını versin yapaak birşey yok...
 

cnm bende de depresyon, okb, agorafobi ve kaygı bzuklugu var, inan çok çok emin ol benden kötü değilsindir. bende zaten gece gündüz ilaç kullananları arastırırken bu almanya örnegine rastladım ve ilaç almaktan korktugum için almadım. bu arada ben pa belasından kurtuldum herkese ofelya cabralı tavsiye ediyorum kesinlikle . Bu illetin 1 günde tedavisi varmıs meger....
 

kızlar pa sırasında yasadıgınız korku stres veya kaygının hiçbiri ne emziriken ne de gebelikte çocuga gecmez, ben bunu ciddi ciddi arastırdım. Birkaç özel hastenin doktoruna da sordum, bebek sizin sıkıntınızı hisseder kalp atıslarınız değişiyor ama bu ona zarar vermez kesinlikle. Bu sebepten nasıl bir doktor ilaçsız zehir sütün diyebilirki anlayamadım. bu sekilde kesinlikle ilaç almayı, alanı veya aldırmayı desteklemeyin, lütfen lütfen şunu okuyun.
http://www............./dosyalar/ilaclar/teratojen3.html

Şu anda yanlızca Almanya'da talidomid kurbanı olan 5000 birey(hasta bebek) yaşamaktadır!

ben ilaç ile hamilelik gecirip bebeği 10 yaşında filan olup sapasaglam olan örnekler görmeyi gerçekten çok isterim. Burda varsa yazarsa sevinirim.
Bu iş dogumdan sonra yavrunuz bebekken bile anlaşılmaz, gebelikte antibiyotik kullanımı sonucu cocugu 8-9 yaşındayken kalbinde delik oldugu anlaşılan çocuk örneği biliyorum ben , lütfen bu işi hafife almayın. Bu çok önemli bir konu olmasa burda gerçekten popomu yırtmam afedersiniz, ben hamileyken 9 ay boyunca hergün ilaç kullanmak (kullanabilmek ) *bir umut*için araştırma yaptım ama almadım başardım neden sizde yapamayasınız ki? Bu arada Ofelya Cabral ile tanışın gerçekten ve farkı görün diyorum başka da birşey demiyorum.
 
GEBELİKTE İLAÇ KULLANIMI-TERATOJEN MADDELER 4

Gebelikte ilaç kullanımı ile ilgili insanoğlunun yaşadığı üzücü olaylar

Talidomid faciası

Talidomid yaklaşık 35 yıl önce gebelikte sakinleştirici olarak kullanılmak üzere FDA (Amerika'nın gıda ve ilaç kontrol kuruluşu) onayı almış ve doktorlar tarafından anne adaylarına yaygın olarak verilmiş bir ilaçtır. FDA bu onayı vermeden önce çok çeşitli hayvan deneylerinin(!) sonuçlarına başvurmuş ve gebe hayvanların bebekleri üzerinde anomali yaratmayan (!) bu maddenin gebelikte kullanımını onaylamıştır. Avrupa ülkelerinden başta Almanya olmak üzere çoğunda gebelik döneminde ilaç sakinleştirici olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Geçen yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinden gelen vaka takdimlerinde kol ve bacaklarda "bugüne kadar rastlanmayan bir anomali türünden" (kol ve/veya bacakların bir kısmının olmaması) sözedilmeye başlanmıştır. Daha sonradan geriye dönük yapılan incelemelerde bu bireylerinin anne adaylarının erken gebelik döneminde (birinci trimester) talidomid kullandıkları anlaşılmış ve bu özgün anomalinin talidomid kullanımına bağlı olduğu anlaşılmıştır.

Şu anda yanlızca Almanya'da talidomid kurbanı olan 5000 birey yaşamaktadır!

DES faciası

DES (Dietilstilbestrol) de yıllar önce anne adaylarına gebeliğin erken dönemlerinde düşük tehdidinin "tedavisi" için verilmiş bir ilaçtır. Bu ilaç da yine hayvan deneyi sonuçlarına göre onay almıştır! Yine kullanımından sonra geçen yıllarda vaka takdimlerinde kadınlarda anormal (T şekilli) uterus yapısından, ya da diğer bazı yapısal bozukluklardan ve yine erken yaşlarda kadınlarda vajinada berrak hücreli kanserlerden bahsedilmeye başlanmıştır. Bu kadınların geriye dönük incelemelerinde büyük kısmının henüz doğmadan önce DES'e maruz kaldığı anlaşılmıştır.

İlacın kurduğu tuzak gebe hayvan deneylerinde anomali yaratmaması ve ilacı erken gebelik döneminde kullanan anne adaylarından doğan bebeklerde de "herhangi bir anomali yapmadığı" saptandığından kullanımına devam edilmesidir. İlacın etkileri yıllar sonra bu anne adaylarından doğan kız çocukları doğurganlık çağına ulaştıklarında ortaya çıkmıştır.

Şu anda bile halen vajinadaki bu seyrek kanser türü için tedavi gören ya da uterustaki şekil bozukluğunun sonuçları için (kısırlık, erken doğum gibi) tedavi gören çok sayıda kadın vardır.

Sonuç: bilimde gerçeklik yoktur, güncellik vardır...
 
DES faciası

DES (Dietilstilbestrol) de yıllar önce anne adaylarına gebeliğin erken dönemlerinde düşük tehdidinin "tedavisi" için verilmiş bir ilaçtır. Bu ilaç da yine hayvan deneyi sonuçlarına göre onay almıştır! Yine kullanımından sonra geçen yıllarda vaka takdimlerinde kadınlarda anormal (T şekilli) uterus yapısından, ya da diğer bazı yapısal bozukluklardan ve yine erken yaşlarda kadınlarda vajinada berrak hücreli kanserlerden bahsedilmeye başlanmıştır. Bu kadınların geriye dönük incelemelerinde büyük kısmının henüz doğmadan önce DES'e maruz kaldığı anlaşılmıştır.

İlacın kurduğu tuzak gebe hayvan deneylerinde anomali yaratmaması ve ilacı erken gebelik döneminde kullanan anne adaylarından doğan bebeklerde de "herhangi bir anomali yapmadığı" saptandığından kullanımına devam edilmesidir. İlacın etkileri yıllar sonra bu anne adaylarından doğan kız çocukları doğurganlık çağına ulaştıklarında ortaya çıkmıştır.

Şu anda bile halen vajinadaki bu seyrek kanser türü için tedavi gören ya da uterustaki şekil bozukluğunun sonuçları için (kısırlık, erken doğum gibi) tedavi gören çok sayıda kadın vardır.
 
AKTEL - Toplum


AKTÜELHepoku


Her Hafta width=3 Türkiye width=3 Dünya width=3 Toplum width=3 Kültür Sanat width=3



Bir Hapla Hapı Yutmuş Olabilirsiniz!


Dikkat! Kızınızın Erkekleşmesinin Nedeni Hamileyken Kullandığınız Bir İlaç Olabilir!

Bir Hapla Hapı Yutmuş Olabilirsiniz!

Özsel Tortop /


Gebelik sırasında kullanılan bazı ilaçların hem anne hem de bebek için ciddi riskleri var. Öyle ki, bu durum bazen hekim tarafından gebeliğin sonlandırılmasını bile gerektirebiliyor. Hekim tarafından istenmeyen gebelikler, Antalya'da düzenlenen 10. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nin en önemli konu başlıklarındandı. Anne ve bebek açısından risk taşıdığı için hekimler tarafından "istenmeyen gebelik"leri iç hastalıkları ve jinekoloji uzmanlarına sorduk.

Bir Alman ilaç firması, antibiyotik üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu 1950'lerde "talidomid" maddesini buldu. Yüksek doz "talidomid"e maruz bırakılan hayvanlar üzerinde yaptığı testlerle ilacın zararsız olduğunu, önemli bir yan etkisinin olmadığını duyurdu. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nden de (FDA) onay aldı. Güçlü bir sakinleştirici olarak pazarlanan ilaç, Batı Almanya'daki doktorlar tarafından uykusuzluk ve sabah bulantısı şikâyetiyle gelen gebelere de verilmeye başlandı. Giderek dünya geneline yayılan ilaçlar, pek çok marka adı altında piyasaya sürüldü. İlacı kullanan gebeler; uykuya eğilim, halsizlik, kabızlık, deride kızarıklık, baş ve mide ağrısı, el ve ayakta uyuşma, baş dönmesi, sinirlilik, titreme, kulak çınlaması, depresyon gibi yan etkilerden söz etmeye başladı. Ve bir yıl içinde bu ilacı kullanan anneler, çok sayıda doğumsal anomalili bebek dünyaya getirmeye başladı.
En yaygın olanı normalden kısa, "malforme" diye tanımlanan biçim kusuru, yüzgeç benzeri kol ve bacaklarla kendini gösteren "fakomeli'ydi. Hatta bu anomaliyle dünyaya gelen çocuklara "yüzgeçli bebekler" denmeye başlandı. Diğer doğumsal bozukluklar ise; gelişimini tamamlayamamış parmaklar, sağırlık, körlük, yarık damak ve kalpte, sinirlerde, cinsel organda, böbreklerde, sindirim sisteminde bozukluk şeklinde açığa çıkıyordu.
Bazı anneler sadece bir tablet talidomid almıştı ama özellikle gebeliğin en kritik noktası olan ilk üç ayda alınan tek dozun bile bebek üzerinde çok ciddi yan etkilerinin olabileceği sonra anlaşıldı. Talidomid tüm dünyada piyasadan çekildi. Fakat çok geç alınmış bir karardı bu. Dünya üzerinde 46 ülkede 10 binin üzerinde bebek, ilacın yan etkisiyle sakat doğdu, yaklaşık yarısı erişkin bir birey olamadan yaşama veda etti. Yaşananlar, dünya tıp tarihine "talidomid faciası" olarak geçti.
Gebelik sırasında kullanılan bazı ilaçların hem anne hem de bebek için ciddi riskleri var. Öyle ki, bu durum bazen hekim tarafından gebeliğin sonlandırılmasını bile gerektirebiliyor. Hekim tarafından istenmeyen gebelikler, Antalya'da düzenlenen 10. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nin de en önemli konu başlıklarındandı. Biz de konuyu uzmanlarla görüşerek gebeliği risk grubuna sokan ilaçları öğrendik.
X grubu ilaçlar asla kullanılmamalı
Hamilelik döneminde ilaç kullanımı bir hayli yaygın. Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Op. Dr. Çetin Çam, gebelerin yüzde 90'ının hamilelik süresince reçeteli veya reçetesiz ilaç kullandığını söylüyor. "Bir kısmı hekim takibinde gerekli olduğu için, bir kısmı kişinin, özellikle gebe olduğunu bilmediği bir zaman süresince kullandığı ağrı kesici, ateş düşürücü ve benzeri ilaçlar. Bir hekim, gebeliğini tespit ettiği bir kadında her türlü ilaç ve benzeri kullanımını sormak zorunda. Bu tip ilaçlardan çok önemli bir kısmının gebeliği ve/veya bebeği kötü yönde etkilemediği bilinmekle beraber, ciddi tehlikeleri olabileceği de akıldan çıkarılmamalı."
Gebelikte ilaç alımı sorgulanırken ilaç kavramına da açıklık getirilmesi gerektiğini söyleyen Op. Dr. Çetin Çam, doğal gıdalar dışındaki her türlü madde tüketiminin bu gruba girdiğini belirtiyor: "Bazı doğal gıdaların aşırı tüketiminde istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir. İlacı sadece fabrikada üretilen, paketlenen ve eczanelerde satılan bir ürün olarak düşünmemek lazım. Birtakım aşılar bile gebelikte istenmeyen sonuçlara yol açabilir."
Türkiye'de küçük ya da büyük anomalili doğum oranı yüzde 3. Bunun yüzde 70'inin nedeni belli değil ama İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kerim Güler yüzde 1-2'sinin tek sorumlusunun ilaçlar olduğunu söylüyor. "İlacın dozu, alınış yolu, metabolizması ve ilaçların annenin gebeliğinin hangi döneminde kullanıldığı, yapacağı zararlar açısından çok önemli. Hekimler tarafından çok iyi bilinmesi, ilacı kullanan gebenin aydınlatılması, gerekirse gebeliğe son verilmesi gerek."
Gebelik sırasında kullanılan ilaçlar, taşıdıkları risklere göre kategorilere ayrılıyor. A kategorisinde vitaminler var mesela. Hem insan hem de havyan deneylerinde zarar vermediği kanıtlandığı için rahatlıkla kullanılabilir.
B kategorisinde, hayvanlar üzerinde risk tespit edilmeyen ama insan üzerinde deneyi olmayan penisilin grubu antibiyotikler bulunuyor. Bu ilaçlar da güvenliye yakın şekilde kullanılabilir. Elbette hekim kontrolünde. C kategorisinde ise biraz daha risk taşımaya başlayan, hayvan deneylerinde risk gözlenen ilaçlar yer alıyor. Prof. Dr. Kerim Güler'e göre bu ilaçların yaşamsal kâr-zarar hesabı yapılarak kullanılması gerek. "Annenin hayatı ciddi tehlike arz ediyorsa, o anki hastalığı tedavi edilmediği taktirde zarar görecekse kullanılabilir ancak" diyor. D grubunda da yine risk yapacağı kanıtlanan bazı ilaçlar var.
Ve X grubuYani gebelikte asla kullanılmaması gereken ilaçlar. Veya kullanıldığı dönemde asla gebe kalınmaması gereken. Genellikle immün spesif denen bazı romatizmal hastalıklarda, kanser hastalıklarında veya immün sistemi baskılayan, kronik hastalıklara maruz kalan hastaların bu ilaçları kullanırken farkında olmadan gebe kalması durumunda, özellikle gebeliğin ilk 70 gününde (organların gelişme dönemi) kullandıysa mutlaka gebeliğin sona erdirilmesi gerekiyor.
Kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlar
Diyelim ki kronik bir hastalığınız var, rutin ilaç kullanıyorsunuz ve gebe kalmak istiyorsunuz. Gebe kalmak için hekiminizin onay vermesi gerekiyor. Zira hekim kontrolünde, hastalığın en hafif seyrettiği dönemde ilaçların kesilip öyle gebe kalınması gerek.
Ya gebeliğiniz planlı değilse? Kronik hastalığınız için ilaç kullanırken farkına varmadan gebe kalırsanız? Prof. Dr. Kerim Güler, farkına varmadan gebe kalma oranının Türkiye'de çok fazla olduğunu ve ciddi risk taşıdığını söylüyor: "Hasta bu ilaçları almaya devam ediyorsa fetus açısından büyük zararları var. Bir de bazı grup gebelikler var ki, annenin bir hastalığı var, hamile kaldığı anda hastalık ilerliyor. Bu da büyük sorun. Hekimler tarafından uyarılıyor ama bu tür gebeleri de çok sık görüyoruz."
Her türlü hastalık gebeliğe eşlik edebilir, gebelikten önce veya ilk defa gebelikte de ortaya çıkabilir. Op. Dr. Çetin Çam, jinekoloğun mutlaka, hastalığın uzmanı hekimle işbirliği içinde gebeyi ortak takip etmesi gerektiğini söylüyor. "Uzmanın, gebeliğin hastalığın seyrini ne derecede etkileyebileceğinde tecrübe sahibi olması gerekir. İşbirliği içinde yapılan bir takipte gebelik sonuçları oldukça yüz güldürücü oluyor."
Gebelikte en önemli hastalık grubunu guatr sorunları oluşturuyor. Mesela hipotiroidi. Tiroit bezinin az çalışması durumunda hamile kalındığında çocuk tiroit hormonlarından yoksun doğuyor. Bu da gelişme geriliği, zekâ faaliyetlerinde düşüklük anlamına geliyor. "Hipotiroidi hastaları hamile kalamaz mı peki?" sorumuza "Hekim tarafından ilacın dozu artırılarak hamile kalınmasına izin verilebilir" yanıtını alıyoruz.
Bir de gizli hipotiroidi hastaları var. Hastalığını bilmeden hamile kalanlar yani. Prof. Dr. Kerim Güler, bunların da sayısının çok olduğunu belirtiyor. "Annenin hormonları az, plasenta yoluyla çocuğa geçen hormonlar daDoğuştan guatrı az çalışan çocuğun başı büyük olur, zekâ fonksiyonları ilerleyen zamanlarda düşebilir." Tiroit bezinin az çalışması gibi çok çalışması da (hipertiroidi) sorun gebelikte. Tiroit bezinin yavaşlatılmasını sağlayacak ilaçların belirli dönemlerde hekim tarafından uygun şartlarda kullanılması, anneyi normal düzeye çekerek çocuğun sağlıklı doğmasını sağlıyor.
Gebelikteki diğer risk faktörü ise diyabet. Anne hamile kaldığı zaman plasentadan salgılanan bazı hormonlar insüline, yani kan şekerini düşüren hormona karşıt yönde etki gösteriyor. Bu nedenle diyabeti yokken hamilelik döneminde diyabeti çıkan hastalar olabiliyor.
Diyabetli bir hastanın hamile kalmasında ise tedavide insülin ihtiyacını arttıran bazı tablolar ortaya çıkabilir ve hastalık ilerleyebilir. Bunun farkına tedavide varılması, annenin insülin dozunun ayarlanması gerek. Anne normal kan şekeriyle doğuma giderse herhangi bir sorun yaşanmayacağını söylüyor uzmanlar.
Böbrek hastalarının hamile kalması durumunda veya hamilelik döneminde ortaya çıkan böbrek hastalığı da çok önemli. Böbrek fonksiyonları çok bozuk hastaların zaten hamile kalamayacağını söyleyen Prof. Dr. Kerim Güler, kalsa bile çocuğun gelişemeyeceğini belirtiyor. "Ancak" diyor, "Kreatin değeri dediğimiz böbrek fonksiyonları 3'ün altında olanlar, hafif derecede böbrek yetmezliği olanlar, hamile kalabilir. Çok yakından takip edilirse rahatlıkla doğum yapabilir." Ya takip edilmezse? Yanıt; tansiyon yüksekliği, bacaklarda ödem ve idrarda protein kaybı bulguları ilerleyerek, annenin erken kasılmalarına ve çocuğun da strese girmesine yol açarak hem annenin hem çocuğun hayatını tehlikeye sokuyor. Hastaların bilhassa gebeliğin sonlarına doğru çok yakından takip edilmeleri gerekiyor. Ayaklarda şişme, tansiyonda yükselme olduğu anda mutlaka hekimlerine başvurmalılar. Kontrol altına alınamıyorsa, bebek doğacak kiloya ulaştığı anda gebeliğe son verilmesi gerektiğini söylüyor Prof. Dr. Kerim Güler. "Gebeliğe son verilmediği takdirde anne, hipertansiyona bağlı birçok hastalığa maruz kalabilir. Beynin kanlanması bozulabilir. Ki, mortalitesi (anne ölümü) çok yüksektir."
Romatoit artrit ve lupus gibi romatolojik hastalıklar da her aşamada ilaç almayı gerektiriyor. Alınan ilaçların fetusa etkisi kaçınılmaz. Özellikle hamileliğin 70'inci gününe kadar olan fazda büyük anomalilere, derin kalbe, böbreklerin olmamasına sebep olabilir. Bu hastaların, hastalığın hafif seyrettiği dönemde hamile kalmasına müsaade ediliyor. İlaç alternatifleri çok fazla olduğu için B kategorisindeki ilaçlara geçilip, klinik bulguları azaltarak normal doğum yapmasına olanak sağlanabiliyor.
Gebelikte önemli olan bir hastalık da kalp hastalığı. Özellikle kapak hastalıkları denen veya dışarıdan takılan takma kapağı olan hastalar için doğum büyük bir yük. Kalp yetmezliği olan kalbin kasılma gücü yüzde 40'lardayken gebe kalınan durumlarda kalp yetmezliği bulguları çok ilerlediği için hekimler bu durumda hamileliğe izin vermiyor. Gebe kalınmışsa da bebeği erken dönemde, anneye zarar gelmeden almak gerekiyor.
Bu hastalar hamile kaldıklarında, kanı sulandıran, kapaklarda damarların tıkanmaması için kullanılan ilaçlar, doğacak bebek için risk teşkil ediyor. Gebeliğe son verilmediği takdirde annenin hastalığı ilerleyebilir, çocuğun gelişmesi bozulabilir ve çok büyük oranda anne hayatını kaybedebilir.
Ve karaciğer hastalarıProf. Dr. Kerim Güler'e göre, gebelik karaciğer için de yük. "Daha önceden karaciğer rahatsızlığı olmayan hasta, hamilelik sırasında gebelik yağlanması denen ciddi bir tabloyla karşı karşıya kalabilir. Help sendromu denen karaciğer enzimlerinin yıkılması ciddi bir tablodur. Karaciğer yetersizliğe girer, enzimleri yükselir, kanda kanamayı durduran kanama faktörleri düşer ve hasta kanamalarla kaybedilir. Gebelikte en çok korktuğumuz durumdur. Mutlaka yoğun bakım şartlarında atlatması gerekir o durumu."
Bütün bu risklerle karşılaşmamak için yapılacak olan açık; hamilelik öncesinde gereken kontrolleri yaptırmak, hamilelik öncesinde ve sonrasında doktor takibinde bulunmak.
 
Selam kızlar, hayırlı akşamlar, nasılsınız?
Bikaç gündür sadece takipteydim bugün yazıyım istedim..
Hepimizde az ya da çok seviyelerde anksiyeteler devam ediyo gördüğüm kadarıyla..
Benimde geçen gece yazdığımdan beri aynı devam :) şimdi bi de burun tıkanıklığı git gide artıyo, nefes almakta zorlandıkça daha kötü hissediyorum kendimi..
Rabbim hepimizin yardımcısı olsun..

Bu arada panikli arkadaşımızdan haberi olan varmı kızlar bir ara her gün yazıyordu ne zamandır yok. Onunla hemen hemen aynı zamanda doğum yapıcaz inşallah merak ettim yoksa doğurdumu acaba.

ßen görüyorum onu çok sık olmamakla beraber..
Bizim ekim annişlerinin olduğu topikte.. Aynı dertten muzdarip olunca orda da bulduk birbirimizi :))
En son görüştüğümüzde doğum yapmamıştı daha.. Bu sıralarda da denk gelmedim ama yapmış olsa haber gelirdi :)
 

Yzdiklarinizi okumadim okuyamadim cunku ben bu ilaci aglaya aglaya iciyorum vicdan azabiyla
Sikinti uzuntu vs hepsi idare edilebilir ama uykusuzluk idare ediemiyor ben ilacsiz bir dk bile uyuyamiyorum iki dk ya bir sicrayarak firliyorum sezaryenliyken bir dk bile uyumadan dolandim uyumayi bile gectim bi yerde sabit duramiyorum tas catlasin 3 dk sonra evin icinde gunlerce gecelerce balnonlarda sabahliyorum bu sekilde bir bebege nasil bakabilirim
Sizin durumunuz benimkinjadar agir degil sanirim dilerim olmazda
 
Hep yaşadığımız halde tekrarladığında korktuğumuz şeyler bugün beni fazlasıyla sinir etti..
Gece sağıma yattım tv izlemek için, kapayıncada soluma dönmek istedim, dirseklerimden destek alarak kalktığım için kafamı bile o güçle kaldırıyorum.. Ama bu kezde pa yakın olduğundan mıdır nedir, başımı kaldırırken sanki sol kısımdaki kemiklerime sancı giriyo gibi oluyodu. bikaç kez daha denedim yine aynı sonuç. kafamı düz çevirip koydum, bir süre sonra aklım ona takılı kaldığı halde sızmışım. Şimdide başımın sağ tarafında yüzümün bi kısmı ve kulağımı kapsayan karıncalanma hissi var, migren tarzı ağrılar da yaşayan bi insanım.. ondan mı yoksa bu ara pa belirtilerini bikaç gündür yaşadığımdan mı oluyo anlayamadım. Sinir oldum iyice, normalde de oluyodu ama epeydir olmamıştı şimdi olunca taktım kafayı. 2 gündür baş dönmesi hissim de var, geçende o dönmelerden sonra pa yaşamıştım. Şimdi oh iyiyim geçti gitti derken bunların olması beni aşırı strese soktu. bunlar normal mi kızlar ya.. hamileliğinde de bu şekilde yaşayan oldu mu ?
 
evet canım bazen çok azalıyor bitiyor gibi sonra tekrarr başlıyorr doğumdan sonraaa geçiyor demiii bu şeyyy [/QUOTE]

Allah bi avazda kurtasın İnşallah. Doğum haberini de duymak isteriz. Allah'ın izniyle geçecek tabi. İnşallah daha iyi olacaksın. Şimdi sıcak hava da zorlar, bebeğin de sıkıştırır... Onların da etkisi var.[/QUOTE]
 
bide ben hiç ilaç kullanmadımm doğumdan sonra kulansamm anne sütüne geçermiii....... korkuyorumm
[/QUOTE]

Allah bi avazda kurtasın İnşallah. Doğum haberini de duymak isteriz. Allah'ın izniyle geçecek tabi. İnşallah daha iyi olacaksın. Şimdi sıcak hava da zorlar, bebeğin de sıkıştırır... Onların da etkisi var.[/QUOTE]
 

sapıtıp kaldıkca kendimi dinliyorum istemeden.. önemli bişey değil diye kendimi telkin etmeye çalışıyorum ama uzun zamandır uyuşma olmuyodu niye oldu, bişey mi olcak, kötü bi hastalıktan mı, beyinle mi alakalı acaba diye taktım kafayı. tövbe yarabbim.. bu nasıl bi durumdur ya.. Allah hepimizin yardımcısı olsun..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…