diyelim ki çevreye, ailelere aldırmayıp evlendiniz. herkes kendi içinde dinine inanmaya devam etti ve saygı duyuyorsunuz. peki çocuğunuz ne olacak? hep arada kalacak. kimin dinini seçecek neye inanacak?
diyelim ki çevreye, ailelere aldırmayıp evlendiniz. herkes kendi içinde dinine inanmaya devam etti ve saygı duyuyorsunuz. peki çocuğunuz ne olacak? hep arada kalacak. kimin dinini seçecek neye inanacak?
Ben bu konuda yorum yapamayacak kadar; aşka da, dine de saygı duyarım!!!
Bilir misiniz Yusuf ile züleyha hikayesini?
Onu bir de aşk kaleminden dinlemek lazım...
Yusuf; güzellikte emsali bulunmayan bir erkek!! Ay yüzlü bir yakışıklı..
Ve Züleyha, güzeller güzeli bir kadın...
Hiç bir erkeğin "hayır" diyemeyeceği kadar güzel...
Yusuf; Mısır Valisinin yanında, hizmetli olarak çalışmaya başlar....
Züleyha ( valinin karısı ); onu görünce, öyle büyük bir aşkla bağlanır ki; aklında, fikrinde, tüm damarlarında Yusuf dolaşmaktadır artık...
O güzellik karşısında kendini savunmasız hisseder Züleyha....
Acizdir, çaresizdir, içten içe erimektedir...
Aşkı, onu öyle bir esir almıştır ki; köleye köle olacak duruma gelmiştir valinin karısı...
Güzelliğiyle onu baştan çıkarmak ister...
Aşık olduğu bedene, sahip olmak ister ve Yusuf'a birlikte olmayı teklif eder...
Yusuf, karşısındaki güzelliğin farkındadır elbette ve nefsi onu her an baştan çıkarmak üzeredir...
Ama, ya Allah korkusu....
Karşısında bir ışıl ışıl parlayan Züleyha'yı, sadece Allah'tan korktuğu için geri çevirir Yusuf...
Arkasını döner bu çirkin teklif karşısında; her ne kadar, ayakları gitmek istemese de...
Fakat Züleyha; aşkına yenik düşmüştür bir kere ve elde etmelidir onu..
Tam Yusuf arkasını döndüğü esnada, sırtındaki gömleği asılarak yırtar ve "Eğer, benimle birlikte olmazsan, bana saldırdığını söylerim." der...
Allah'ın "Olmaz... " dediğine ne yapabilir ki Yusuf... Kabul etmez elbette...
Ve Züleyha, reddedilmenin acısını iftira atarak çıkarmak ister...
Sonunda Yusuf zindana; Züleyha yüreğinin karanlıklarına hapsolur...
Aslında Yusuf değil de, Züleyhadır zindanda olan; kalbi onu pişmanlıklara ve çaresizliğe hapsetmiştir...
Tam 12 yıl; Yusuf zindanda; Züleyha, kalbinin cehennem kuyularında kalır...
Artık ağlamaktan gözlerinin feri kaçmıştır.. Vicdanı her geçen gün kamçılamaktadır Züleyha'yı...
"Yusuf'un Rabbi; aynı zamanda benim de Rabbim olan Allah'ım!!" der; "Yaptığım bu hatadan dolayı beni affet; kalbimin anahtarını sana teslim ettim, ben artık sana teslimim."....
12 yıl zindanda kalan Yusuf, sonunda çıkar zindandan... Önceki mısır valisi ölmüştür...
Yorumladığı rüyanın doğru çıkması üzerine Firavun; Yusuf'' u vali tayin eder Mısır'a...
Allah'ın emrine itaat etmenin karşığı bir hediyedir bu aslında...
Ve başka bir hediye daha vardır: Allah, gösterdiği kararlılık neticesinde helal kılmıştır Yusuf'u Züleyha'ya...
Züleyha'da duyduğu pişmanlık neticesinde, affedilmiştir...
Artık, birbirine helal olan iki elmanın bir yarısıdırlar...
Yusuf; döner Züleyha'ya ve der ki: " Böylesi, daha güzel olmadı mı?"
(Yani, 12 yıl önce sen bana haramdın; eğer o gün sana yaklaşsaydım; asla bana helal olmayacaktın.)
Böylesi daha güzel olmadı mı?
Onların hikayesinde kavuşmak vardı. Sizin hikayenizde belki de olmayacaktır...
Şunu söylememe izin verin lütfen:
Gerçekten din değiştirdiğinizi farzedelim; o zaman kalbiniz de, din değiştirecek mi?
Bir inancın; bahanesi aşk olabilir mi?
Ya da birini seviyor olmanız, o kişinin inancına teslim olacağınız anlamına geliyor mu?
"Hayır" diyeceksiniz elbette...
O zaman lütfen, aşk karşılığında inancı değiş tokuş yapmayın...
Eğer varsa başka çareler ararsınız...
Ama yoksa; bilin ki bu sizin için daha iyidir...
Eğer, inancınızın gereğini yürekten teslim olarak yerine getirirseniz, asla pişman olmayacaksınız...
Sevgiler!!!