- 24 Şubat 2008
- 377
- 10
- 643
- Konu Sahibi nanelinargile
-
- #1
Söylenecek her şey söylendi, herkese çok teşekkür ederim. Şimdi kapatıyoruz konuyu, çünkü konu amacına ulaştı. Beni uzun bir düşünme, tartma ve karar verme süreci bekliyor. Bu mesajların her biri yardımcı oldu bana, inanın arkadaşımla tartışacağımız, konuşacağımız çok şey var, birlikte bir karar vereceğiz, bu konu benim için olduğu kadar onun için de zor. Sonuca gelince, her ne olursa olsun duyuracağım bu konuda emeği olan herkese. Çok sağolun.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir haftadır kendimde değilim, içimi dökmem gerekiyor.
2005 yılında internet aracılığıyla bir Yunan gençle tanıştım, amacımız birbirine yakın olan kültürlerimizi tanıyıp fikir alışverişinde bulunmaktı. Bir yıl içinde birbirimize olan ilgimiz aşka dönüştü. Bir çok defa ıstanbul'da buluştuk. O Türkçe öğrenmeye başladı, ben Yunanca. Evlenmeyi düşünene kadar gayet mutluyduk. O hristiyan ortodoks, ben müslüman bir ailede büyüdüm yetiştim. O dinine çok bağlı. Benim de hristiyan olmamdan çok memnun olacağını ifade etti, ben de ona müslüman olmasının beni çok mutlu edeceğini ifade ettim. 2 yıl boyunca ikimiz de birbirimize dinlerimizi anlatmak için çırpındık, ben hristiyan olmadım, o müslüman olmadı. Peki niye birbirimize dinlerimizi tanıtmaya çalıştık, çünkü sevdiğim, Allah'ın tanımadığı bir şekilde, resmi nikahla evlenmek istemedi. Dini nikahla evlenmek istedi, inançları gereği. Bir müslüman kilisede nasıl evlensin? Onun kendi dininde benim kendi dinimde kalarak evlenmemiz mümkün olmadı sözün özü. "Senin dinin senin bir hristiyanla evlenmeni yasaklıyor, benim dinim de bana bir müslüman kadınla evlenmemi yasaklıyor" dedi. Bunu kutsal kitaplarda okuduğu halde, hiç okumamış gibi resmi bir nikahla evlenip, ikimizin ahiretini ateşe atamazmış, benim bu yüzden cezalandırılmama dayanamazmış, bu konudaki acısını bana bu şekilde ifade etti. Bu dönemde yaşadığım acıyı, zaman zaman isyanımı anlatamam... Beni bu kadar sevebileceğini, aşık olacağını hiç düşünmediği için benimle internette konuşmakta bir sakınca görmemiş, zaman içinde ateş bacayı sardı ikimizde de...
Baktık ki kavuşamıyoruz, ilişkimizi, irtibatımızı sürdürmemiz bizi dayanılmaz acılara sürüklüyor, ayrılmaya karar verdik. Defalarca ayrılma girişiminde bulunduk, ayrılmayı isteyen hep ben oldum çünkü ruh sağlığımın bozulmaya başladığını hissettim. Kendim istediğim halde aradan 2 ay, 4 ay, 6 ay geçtiğinde onu dayanamayacak kadar özlediğim için yine aradım. En son geçen Eylül'de ayrıldık, bir hafta önce benim ısrarlarımla tekrar konuşmaya başladık..
Hayatta evlenmek ve çocuk sahibi olmak hiç önceliğim olmadı, onu çok sevdiğim için evlenmek istemiştim. Yine ağlıyorum şu anda, biz evlenemeyeceğiz, bunun mümkünatı yok ama birbirimizi çok seviyoruz. Eğer görüşmeye devam edersek ilişkimiz 6 ayda bir birbirimizi gördüğümüz, internet ve telefonla iletişime dayalı, çoğunlukla onun kendi şehrinde benim kendi şehrimde yaşadığımız bir ilişki olacak. 26 yaşındayım, mantığımın söylediği ayrı, kalbimin söylediği ayrı. Mantığımın söylediğini yaptım, dayanamadım, kalbimin söylediğini yapıyorum yine bir tuhaflık oluyor. Biraz kendimi toparlarsam eklemeler yapabilirim, burda mantığına, kalbine, ifade gücüne çok güvendiğim arkadaşlar var, ben bu işin içinden çıkamadım, özellikle benden büyük arkadaşlar, evli arkadaşlar, yurtdışında bulunmuş, yaşamış arkadaşlar lütfen bana yardım edin. Ben elimden geldiğince dışardan bakmaya çalışıyorum ama kalbimin etkisiyle çok mümkün olmuyor.
Kalbim diyor ki hayat kısa, neyin garantisi var hayatta, mutlu olduğun şeyi yap, hayatın pişmanlıkla, onu özleyerek geçmesin. Mantığım diyor ki hayat kısa :a015:, hep Selanik'e gitmek için para biriktirip ailenin razı gelmediği bir şeyi nasıl yapacaksın? Aşk güzel, aşık olmak çok güzel ama bütün bu yıpranmalara nasıl dayanacaksın? Sonunda da birlikte bir hayat kuramayacaz ki..
Sevgili editör arakadaşlar lütfen konuyu başka bir yere taşımayın, bu benim hayatımın meselesi. Yorum yapacak arkadaşlara da şunu söylemem gerekiyor, bu konu benim hayatta yapacağım en önemli seçimle ilgili, Türk-Yunan çekişmesine, düşmanlığına, dinler tartışmasına açık değilim. Din konusunda benim seçimim belli, onun seçimi belli, ikimiz de "Amann, değiştirmiyorsa dinini hadi bana eyvallah" diyemiyoruz, farklı din seçimleri yüzünden biraraya da gelemiyoruz. 4 yıl içinde verdiğim kararlar beni mutlu etmedi, ne yardan geçebildim ne serden. Lütfen konunun özünü kaçırmadan, yapılan yorumlara yorum yapmadan yazabilecekseniz buyrun, başımın üstünde yeriniz var. a.s.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir haftadır kendimde değilim, içimi dökmem gerekiyor.
2005 yılında internet aracılığıyla bir Yunan gençle tanıştım, amacımız birbirine yakın olan kültürlerimizi tanıyıp fikir alışverişinde bulunmaktı. Bir yıl içinde birbirimize olan ilgimiz aşka dönüştü. Bir çok defa ıstanbul'da buluştuk. O Türkçe öğrenmeye başladı, ben Yunanca. Evlenmeyi düşünene kadar gayet mutluyduk. O hristiyan ortodoks, ben müslüman bir ailede büyüdüm yetiştim. O dinine çok bağlı. Benim de hristiyan olmamdan çok memnun olacağını ifade etti, ben de ona müslüman olmasının beni çok mutlu edeceğini ifade ettim. 2 yıl boyunca ikimiz de birbirimize dinlerimizi anlatmak için çırpındık, ben hristiyan olmadım, o müslüman olmadı. Peki niye birbirimize dinlerimizi tanıtmaya çalıştık, çünkü sevdiğim, Allah'ın tanımadığı bir şekilde, resmi nikahla evlenmek istemedi. Dini nikahla evlenmek istedi, inançları gereği. Bir müslüman kilisede nasıl evlensin? Onun kendi dininde benim kendi dinimde kalarak evlenmemiz mümkün olmadı sözün özü. "Senin dinin senin bir hristiyanla evlenmeni yasaklıyor, benim dinim de bana bir müslüman kadınla evlenmemi yasaklıyor" dedi. Bunu kutsal kitaplarda okuduğu halde, hiç okumamış gibi resmi bir nikahla evlenip, ikimizin ahiretini ateşe atamazmış, benim bu yüzden cezalandırılmama dayanamazmış, bu konudaki acısını bana bu şekilde ifade etti. Bu dönemde yaşadığım acıyı, zaman zaman isyanımı anlatamam... Beni bu kadar sevebileceğini, aşık olacağını hiç düşünmediği için benimle internette konuşmakta bir sakınca görmemiş, zaman içinde ateş bacayı sardı ikimizde de...
Baktık ki kavuşamıyoruz, ilişkimizi, irtibatımızı sürdürmemiz bizi dayanılmaz acılara sürüklüyor, ayrılmaya karar verdik. Defalarca ayrılma girişiminde bulunduk, ayrılmayı isteyen hep ben oldum çünkü ruh sağlığımın bozulmaya başladığını hissettim. Kendim istediğim halde aradan 2 ay, 4 ay, 6 ay geçtiğinde onu dayanamayacak kadar özlediğim için yine aradım. En son geçen Eylül'de ayrıldık, bir hafta önce benim ısrarlarımla tekrar konuşmaya başladık..
Hayatta evlenmek ve çocuk sahibi olmak hiç önceliğim olmadı, onu çok sevdiğim için evlenmek istemiştim. Yine ağlıyorum şu anda, biz evlenemeyeceğiz, bunun mümkünatı yok ama birbirimizi çok seviyoruz. Eğer görüşmeye devam edersek ilişkimiz 6 ayda bir birbirimizi gördüğümüz, internet ve telefonla iletişime dayalı, çoğunlukla onun kendi şehrinde benim kendi şehrimde yaşadığımız bir ilişki olacak. 26 yaşındayım, mantığımın söylediği ayrı, kalbimin söylediği ayrı. Mantığımın söylediğini yaptım, dayanamadım, kalbimin söylediğini yapıyorum yine bir tuhaflık oluyor. Biraz kendimi toparlarsam eklemeler yapabilirim, burda mantığına, kalbine, ifade gücüne çok güvendiğim arkadaşlar var, ben bu işin içinden çıkamadım, özellikle benden büyük arkadaşlar, evli arkadaşlar, yurtdışında bulunmuş, yaşamış arkadaşlar lütfen bana yardım edin. Ben elimden geldiğince dışardan bakmaya çalışıyorum ama kalbimin etkisiyle çok mümkün olmuyor.
Kalbim diyor ki hayat kısa, neyin garantisi var hayatta, mutlu olduğun şeyi yap, hayatın pişmanlıkla, onu özleyerek geçmesin. Mantığım diyor ki hayat kısa :a015:, hep Selanik'e gitmek için para biriktirip ailenin razı gelmediği bir şeyi nasıl yapacaksın? Aşk güzel, aşık olmak çok güzel ama bütün bu yıpranmalara nasıl dayanacaksın? Sonunda da birlikte bir hayat kuramayacaz ki..
Sevgili editör arakadaşlar lütfen konuyu başka bir yere taşımayın, bu benim hayatımın meselesi. Yorum yapacak arkadaşlara da şunu söylemem gerekiyor, bu konu benim hayatta yapacağım en önemli seçimle ilgili, Türk-Yunan çekişmesine, düşmanlığına, dinler tartışmasına açık değilim. Din konusunda benim seçimim belli, onun seçimi belli, ikimiz de "Amann, değiştirmiyorsa dinini hadi bana eyvallah" diyemiyoruz, farklı din seçimleri yüzünden biraraya da gelemiyoruz. 4 yıl içinde verdiğim kararlar beni mutlu etmedi, ne yardan geçebildim ne serden. Lütfen konunun özünü kaçırmadan, yapılan yorumlara yorum yapmadan yazabilecekseniz buyrun, başımın üstünde yeriniz var. a.s.
Son düzenleme: