Merhaba, bugün biraz hüzünlüyüm. Bu, forumda açtığım ilk konu olacak.
Arkadaşlık kavramı benim için her zaman önemli bir yer tutmuştur. Arkadaş dediysem, her tanıştığım akrandan filan bahsediyor değilim. Birlikte vakit geçirdiğimizde eğlendiğim, yahut bir şeyler öğrendiğim, farkına varmadan geliştiğimi hissettiğim, kendisine iyi geldiğim için mutlu olduğum insanlardan bahsediyorum. İşte bu insanları seçmeye çalışırım, onlara "torpilli" davranırım, zor zamanlarında "nazına oynarım", yardım etmek için elimden geleni yaparım, başkalarına karşı onları korurum. Yani sanırım ilkokul düzeyinde filan arkadaşlık tanımı yaptım, değil mi? Ama itiraf etmek gerekirse temelde böyle bir içgüdü benim için arkadaşlık. Bir duygudaşlık, bir yoldaşlık, bir taraftarlık... Beni arkadaşlarımla pek çok farklı ortak payda buluşturabilir. Örneğin biriyle x, y ve z konularında anlaşırken öteki ile p, r ve x konularında buluşuyor olabiliriz. Bu durumda, biri diğeri ile nasıl olup da anlaşabildiğime, onda ne bulduğuma akıl sır erdiremeyebilir. Her neyse... Sanırım buraya kadar yazdıklarım çoğumuz için geçerlidir.
Benim sorunum, "arkadaşlıkların ömrü" meselesi. İstiyorum ki, bir insanla bir duygudaşlık kurduysam bu bozulmayıversin. İstiyorum ki, yıllar geçse de oralarda "hatrımın geçtiği, bana da hatrının geçtiğini bildiği" bir arkadaş, müsait bir zamanında 10 dakika sohbet etmeye, aynı şehirde isek aklımıza esince bir çay içmeye hazır ve nazır olsun. Bilirsiniz, arkadaşlar arasında yanlış anlaşılmalar olur, fikir ayrılıkları olur, bazen kabahatler olur. Bazen hiçbir sorun yoktur, araya zaman girer, şehirler girer, etiketler girer, girer oğlu girer... Sizce bunlara rağmen arkadaşlıkları sürdürmenin yolları, yöntemleri nelerdir? Örneğin lise arkadaşlarımı arada bir arıyorum, mesaj atıyorum. Ne zaman arasam ne kadar sevindiklerinden bahsediyorlar, seslerinden de hissediyorum. Görüştüğümüzde de "neredeyse" eskisi gibi. Yılda 1-2 görüşme ile bayram ziyareti tadına geldi, görev gibi oldu. Dertleşemez oldum onlarla. Zaten artık eskisi gibi dinlemiyor kimisi.
Kimi arkadaşlıklarım da onarılacak hali kalmayan karşılıklı kabahatlerden ötürü sona erdi. İnanır mısınız, geriye dönüp bakınca onlarla da ne kadar eğlendiğimizi, bana neler neler kattıklarını hatırlıyorum. Onlar beni böyle anmıyorlar muhtemelen. Oysa ben onlara kızdığımı, kırıldığımı anımsadığım kadar geçirdiğimiz güzel zamanı da hatırlıyorum. Hatırlamamak mı daha iyi, yoksa iyisiyle kötüsüyle "benimki de böyle bir şey işte" demek mi? Ha, şimdi lambadan "istersen düzeltelim o işi" diyen bir cin çıksa "yok abi almayayım" derim, o ayrı...
Siz arkadaşlıklarınızı sürdürmek konusunda ne gibi sorunlar yaşadınız? Siz böyle sorunları nasıl çözüyorsunuz? Ya da çözülebilir sorunlar mı bunlar?
Sizce her arkadaşlık ölümü değilse de sürünmeyi tadacak mıdır?
Yeni arkadaşlar edindikçe eskilerinin pabucu dama atılmadan, "dost biriktirerek, insan biriktirerek" ilerlemek mümkün müdür?
Artık yeni bir arkadaşlık kurarken, "Şimdi bunun sonu da ötekilere mi benzeyecek? Alttan almakla kendimi mi kandırıyorum? Bana geçici gözüyle mi bakıyor? Aramız bozulsa arkamdan neler söyler?" diye düşünmeden edemiyorum ve bu çok üzücü.
Lütfen bana köklü ve sağlam dostluklarınızdan bahsedin, acısıyla tatlısıyla... Bana umut verin :)