Ölümsüz Arkadaşlık Bir Ütopya mı?

Metisa

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
14 Nisan 2015
1.064
2.259
Merhaba, bugün biraz hüzünlüyüm. Bu, forumda açtığım ilk konu olacak.
Arkadaşlık kavramı benim için her zaman önemli bir yer tutmuştur. Arkadaş dediysem, her tanıştığım akrandan filan bahsediyor değilim. Birlikte vakit geçirdiğimizde eğlendiğim, yahut bir şeyler öğrendiğim, farkına varmadan geliştiğimi hissettiğim, kendisine iyi geldiğim için mutlu olduğum insanlardan bahsediyorum. İşte bu insanları seçmeye çalışırım, onlara "torpilli" davranırım, zor zamanlarında "nazına oynarım", yardım etmek için elimden geleni yaparım, başkalarına karşı onları korurum. Yani sanırım ilkokul düzeyinde filan arkadaşlık tanımı yaptım, değil mi? Ama itiraf etmek gerekirse temelde böyle bir içgüdü benim için arkadaşlık. Bir duygudaşlık, bir yoldaşlık, bir taraftarlık... Beni arkadaşlarımla pek çok farklı ortak payda buluşturabilir. Örneğin biriyle x, y ve z konularında anlaşırken öteki ile p, r ve x konularında buluşuyor olabiliriz. Bu durumda, biri diğeri ile nasıl olup da anlaşabildiğime, onda ne bulduğuma akıl sır erdiremeyebilir. Her neyse... Sanırım buraya kadar yazdıklarım çoğumuz için geçerlidir.
Benim sorunum, "arkadaşlıkların ömrü" meselesi. İstiyorum ki, bir insanla bir duygudaşlık kurduysam bu bozulmayıversin. İstiyorum ki, yıllar geçse de oralarda "hatrımın geçtiği, bana da hatrının geçtiğini bildiği" bir arkadaş, müsait bir zamanında 10 dakika sohbet etmeye, aynı şehirde isek aklımıza esince bir çay içmeye hazır ve nazır olsun. Bilirsiniz, arkadaşlar arasında yanlış anlaşılmalar olur, fikir ayrılıkları olur, bazen kabahatler olur. Bazen hiçbir sorun yoktur, araya zaman girer, şehirler girer, etiketler girer, girer oğlu girer... Sizce bunlara rağmen arkadaşlıkları sürdürmenin yolları, yöntemleri nelerdir? Örneğin lise arkadaşlarımı arada bir arıyorum, mesaj atıyorum. Ne zaman arasam ne kadar sevindiklerinden bahsediyorlar, seslerinden de hissediyorum. Görüştüğümüzde de "neredeyse" eskisi gibi. Yılda 1-2 görüşme ile bayram ziyareti tadına geldi, görev gibi oldu. Dertleşemez oldum onlarla. Zaten artık eskisi gibi dinlemiyor kimisi.
Kimi arkadaşlıklarım da onarılacak hali kalmayan karşılıklı kabahatlerden ötürü sona erdi. İnanır mısınız, geriye dönüp bakınca onlarla da ne kadar eğlendiğimizi, bana neler neler kattıklarını hatırlıyorum. Onlar beni böyle anmıyorlar muhtemelen. Oysa ben onlara kızdığımı, kırıldığımı anımsadığım kadar geçirdiğimiz güzel zamanı da hatırlıyorum. Hatırlamamak mı daha iyi, yoksa iyisiyle kötüsüyle "benimki de böyle bir şey işte" demek mi? Ha, şimdi lambadan "istersen düzeltelim o işi" diyen bir cin çıksa "yok abi almayayım" derim, o ayrı...
Siz arkadaşlıklarınızı sürdürmek konusunda ne gibi sorunlar yaşadınız? Siz böyle sorunları nasıl çözüyorsunuz? Ya da çözülebilir sorunlar mı bunlar?
Sizce her arkadaşlık ölümü değilse de sürünmeyi tadacak mıdır?
Yeni arkadaşlar edindikçe eskilerinin pabucu dama atılmadan, "dost biriktirerek, insan biriktirerek" ilerlemek mümkün müdür?
Artık yeni bir arkadaşlık kurarken, "Şimdi bunun sonu da ötekilere mi benzeyecek? Alttan almakla kendimi mi kandırıyorum? Bana geçici gözüyle mi bakıyor? Aramız bozulsa arkamdan neler söyler?" diye düşünmeden edemiyorum ve bu çok üzücü.

Lütfen bana köklü ve sağlam dostluklarınızdan bahsedin, acısıyla tatlısıyla... Bana umut verin :)
 
Son düzenleme:
Ben gerçek arkadaşlık kavramına inanmıyorum artık çoğu ilişkilerde hep çıkar konusu maalesef o_O zamanı yok 5 yıl 5 gün farketmiyor aradaki iletişim bağ önemli o_O yeni insan bulunca o en yakın arkadaşını bırakanları, yaşanılan güzel günleri unutanları, bir hiç uğruna dostlukları bitirenleri bilmiyorum söyleyecek çok şey var da susmayı tercih ediyorum :KK12: zor galiba artık gerçek arkadaşı bulmak bu yüzden pek üzülmemeli o_O
 
maalesef gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor.

Ben gerçek arkadaşlık kavramına inanmıyorum artık çoğu ilişkilerde hep çıkar konusu maalesef o_O zamanı yok 5 yıl 5 gün farketmiyor aradaki iletişim bağ önemli o_O yeni insan bulunca o en yakın arkadaşını bırakanları, yaşanılan güzel günleri unutanları, bir hiç uğruna dostlukları bitirenleri bilmiyorum söyleyecek çok şey var da susmayı tercih ediyorum :KK12: zor galiba artık gerçek arkadaşı bulmak bu yüzden pek üzülmemeli o_O
İlk gelen bilgiler ütopya olduğu yönünde... Arama çalışmaları devam ediyor :)
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Gerçekten fikirlerinizi merak ediyorum.
 
İlk gelen bilgiler ütopya olduğu yönünde... Arama çalışmaları devam ediyor :)
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Gerçekten fikirlerinizi merak ediyorum.
Keşke güvenebileceğimiz insanlar olsa dolu dolu iyi insan biriktirsek arkadaşlıklarımızda o_O gördüklerim yaşadıklarım böyle düşünmeme sebep maalesef :63:
 
Benim çok yakın bi arkadaşım var. Dostum hatta kardeşim dediğim aynı şekilde onunda beni boyle tanımladigi bi insan var.üniversiteden zamanlarinda tanistik. Birbirimizin en zor ve en güzel yıllarında beraberdik. 8yillik arkadaşım. 3 yildir aramizda once 20 simdi 10saat olmasına ragmen irtibatimiz hic bi zaman kopmadi. Aramiza asla mesafe girmedi. Umrumda degil cunku hep zaten yanimda hissediyorm onu.Hergün saatlerce tlfnda konusuruz firsat buldukca gelip gideriz.

Ben mutlu olunca hemen onu ararım oda mutlu mu die eğer o mutlu değilse kendi mutlulugumu ona anlatamam ve biran önce onu mutlu etmeye calisirm.surekli arrrim nasil oldun die.mutluysa ben daha cokmutlu olurum. Asla onun yapamadigi bisey yaparsam ballandira ballandira anlatmam genel hatlariyla ve oldukca sade anlatrm duruma göre yapamadigim birseyi yaparsa yada istedigim seyleri alir sahip olursa hic kiskanmam(normalde kiskanc bi insanim) kendime olmuş gibi sevinirim.
Onun yaralari benimdir anlattikca aglarim icim yanar. Gunlerce düşünürüm kendimin derdi gibi. Birbirimizle dertlesirken baskasi söylese olay cikacak dürüstlükte ve dusuncede şeyler söyleriz dovmekten beter ederiz yani ama asla birbirimize kirilmaz doğru diosun deriz. Aynamsin sen der o hep bana. Bi gel demesi yeter benim icin. Bu anlattiklarim karsiklikli olur. Zaten tek tarafli yürüyecek bir sey değildir dostluk. Bi tarafin fedakarlıklariyla yuruyemez.


Canım o benim.. bi parcam.. bunlari anlatmaya zamanim yetmez.

Ama bu arkadaşligimizin bana tek zarari var. Baska arkadasliklarimda da onun ince fikirliligini kibarligini ağırlığını arıyorum. Ama malesef bulamıyorum. Yinede diger arkadaşlarıma da ona davrandigim incelikte davranirm karsiligi tabi beklentilerimi karsilamiyor. Bi nevi çıta yi yukselttik yani :))

Yinede çok sansliyim tabi varsin baska arkadaşm olmasin :)))
 
Benim çok yakın bi arkadaşım var. Dostum hatta kardeşim dediğim aynı şekilde onunda beni boyle tanımladigi bi insan var.üniversiteden zamanlarinda tanistik. Birbirimizin en zor ve en güzel yıllarında beraberdik. 8yillik arkadaşım. 3 yildir aramizda once 20 simdi 10saat olmasına ragmen irtibatimiz hic bi zaman kopmadi. Aramiza asla mesafe girmedi. Umrumda degil cunku hep zaten yanimda hissediyorm onu.Hergün saatlerce tlfnda konusuruz firsat buldukca gelip gideriz.

Ben mutlu olunca hemen onu ararım oda mutlu mu die eğer o mutlu değilse kendi mutlulugumu ona anlatamam ve biran önce onu mutlu etmeye calisirm.surekli arrrim nasil oldun die.mutluysa ben daha cokmutlu olurum. Asla onun yapamadigi bisey yaparsam ballandira ballandira anlatmam genel hatlariyla ve oldukca sade anlatrm duruma göre yapamadigim birseyi yaparsa yada istedigim seyleri alir sahip olursa hic kiskanmam(normalde kiskanc bi insanim) kendime olmuş gibi sevinirim.
Onun yaralari benimdir anlattikca aglarim icim yanar. Gunlerce düşünürüm kendimin derdi gibi. Birbirimizle dertlesirken baskasi söylese olay cikacak dürüstlükte ve dusuncede şeyler söyleriz dovmekten beter ederiz yani ama asla birbirimize kirilmaz doğru diosun deriz. Aynamsin sen der o hep bana. Bi gel demesi yeter benim icin. Bu anlattiklarim karsiklikli olur. Zaten tek tarafli yürüyecek bir sey değildir dostluk. Bi tarafin fedakarlıklariyla yuruyemez.


Canım o benim.. bi parcam.. bunlari anlatmaya zamanim yetmez.

Ama bu arkadaşligimizin bana tek zarari var. Baska arkadasliklarimda da onun ince fikirliligini kibarligini ağırlığını arıyorum. Ama malesef bulamıyorum. Yinede diger arkadaşlarıma da ona davrandigim incelikte davranirm karsiligi tabi beklentilerimi karsilamiyor. Bi nevi çıta yi yukselttik yani :))

Yinede çok sansliyim tabi varsin baska arkadaşm olmasin :)))
Bu iç açıcı örneği paylaştığınız için teşekkür ederim :) Umarım var olduğunuz sürece dostluğunuz da var olur :)
 
Ama uzak olduğundan eşimle beraber söyle ayni arkadaşım denginde bi bayan arkadas bulsam ve eşiyle de eşim anlassa beraber gitsek gelsek ne guzel olur. Eşim benden daha uyumludur ama çevremde hiç aday yok malesef herkes bi garip valla :KK43::KK47::KK19::21:
 
10 yılı aşkın arkadasliklarim var. Sürmesi için ekstra bir çaba harcamadim hiç. Bazen aylarca gorusemedigimiz, araya şehirlerin ülkelerin girdiği olur. Yeniden bir araya geldiğimizde aynen devam ederiz. Ben hiç kafa yormadim bu yaşıma kadar bu arkadaşlık meselesine, hiç sorun da yaşamadım çok şükür.
 
Son yasadigim olaydan sonra Bence utopya.
10senelik dostum,dert ortagim ve gercekten kardesim gibi bildigim buyuzden de sorunumu,derdimi,uzuntulerimi paylastigim arkadasim,bir tartismamiz da bunlari bana karsi kullanip yuzume vurdu.Belki annemden babamdan duysaydim o sozleri bukadar canimi acitmazdi.Simdi 1,5aydir konusmuyoruz.Diyecegim artik kardesimsin,dostumsun gibi laflra inanmiyorum cunku uzun suren ve samimi dostluklara olan inancimi yitirdim belki de ben o sansli insanlardan degildim bilemiyorum...:KK14:
 
Yaşananların ortaklığı azaldıkça arkadaşlıklar da değişiyor. Bir süre sonra birbirinizi anlamaz oluyorsunuz.
Yine de zamanı delip geçen arkadaşlıklar var elbette zor olan onlardan bulmak.
 
Son yasadigim olaydan sonra Bence utopya.
10senelik dostum,dert ortagim ve gercekten kardesim gibi bildigim buyuzden de sorunumu,derdimi,uzuntulerimi paylastigim arkadasim,bir tartismamiz da bunlari bana karsi kullanip yuzume vurdu.Belki annemden babamdan duysaydim o sozleri bukadar canimi acitmazdi.Simdi 1,5aydir konusmuyoruz.Diyecegim artik kardesimsin,dostumsun gibi laflra inanmiyorum cunku uzun suren ve samimi dostluklara olan inancimi yitirdim belki de ben o sansli insanlardan degildim bilemiyorum...:KK14:
Belki haklısınız, belki de bu yalnızca bir deneyimdi. Umarım en kısa zamanda atlatırsınız.
 
Ne güzel anlatmışsınız arkadaşlık kavramını, vallahi arkadaş olasım geldi sizle :)

Arkadaşım çoktur belki onlarca ama dostum dediğim 5 kişi falan vardır hayatımda. 1'i ilkokuldan beri tam 15 senelik arkadaşım, diğer ikisi liseden beri yani 9 senelik, diğer ikisi ise üniversiteden beri yani 4-5 senelik arkadaşlarım. Farkediyorum ki hayatımın hemen hemen farklı her döneminde benim için yeri çok özel olan dostlar biriktirmişim. Tek çocuk olarak büyüdüğüm için hep onları olmayan kardeşlerimin yerine koydum, öyle değer verdim. Elbette bunu hak etmeyenler yani bir şekilde benim iyi niyetimi, verdiğim değerimi kullanmak isteyenlerde oldu. Arkadaşlık biraz aşkta olduğu gibi şans işi bence genellememek lazım. Doğru insanlarla tanışınca uzun süreli arkadaşlıklar kurulabiliyor.

Peki sence uzun süreli arkadaşlıkların sırrı ne dersen vereceğim cevap doğallık ve dürüstlük olur. Böyle benim yüzüme gülüp, arkamdan saatlerce atıp tutacak karakterde insanlar bana göre değil. Yani atıyorum yakın bir arkadaşım diğer yakın arkadaşımız hakkında bana atıp tutuyorsa, biliyorum ki bir başkasına da benim hakkımda atıp tutabilir demek ki. O benim için güvenilir dostlar arasında yer alamıyor maalesef.

Baktığımda yakın olduğum tüm arkadaşlarım inanılmaz doğal insanlar, aramızda gereksiz alınganlıklara yer yok. Mesela diyelim tam işimin ortasında beni arasa açarım telefonu "ya şimdi işim var hadi oyalama beni dönücem sana bir ara" derim. Ama işim biter bitmez de hemen ilk işim onu aramak olur. Oldu da aramayı unuttum, insanlık hali neticede. Karşımdaki yine alınganlık yapmaz, ertesi gün beni arar " arayacağım dedin başından attın beni, üstüne üstlük geri aramadın da yazıklar olsun sana" falan der takılır bana.

Ama aynı şekilde bende onlara gereksiz yere alınmam. Mesela geçen gün arkadaşımla sözleşmiştik benim okuldaki işim bitince görüşelim diye. Ama işim sabah erken bitti, kızcağızda sahur falan derken sabah kalkamamış öğlene kadar uyuyakalmış. Bir iki mesaj attım baktım iletilmiyor tahmin ettim zaten bir aksilik olduğunu döndüm geldim eve. Sonra uyanınca aradı beni, durumu anlattı özür dilemeye başladı. Beni ekti diye triplere girecek değilim, uyuyakalmış sonuçta. Güldük geçtik. Başka biri olsa belki bin tane şey arardı altında bana söz verdi, ona göre plan yaptım şu yaptığına bak diye. Sanırım hayatı biraz rahat yaşamak lazım :)
 
Çok iyi arkadaşlarım oldu
Hatta eskilerin tabiri ile ahiretlik derdim birine
Artık inanmıyorum, dostluk diye bir şey yok
O kadar ucuz şeylere satıldım ki, hala inanamıyorum hala ....
 
bence doğru düşünüyorsunuz, "aramız bozulunca arkamdan ne konuşacak?" kilit soru bu. liseden kalma en yakın arkadaşım üniversiteye başlayınca can ciğer olduğu birini buldu hemen. kızın ailesiyle bile çok samimiydi, gelmeler gitmeler... sonra ne oldu, eften püften bir sebepten araları açıldı ve arkadaşının ablası benim lise arkadaşımı tehdit etti, babasını arayıp erkek arkadaşından bahsetmekle vs.

isterseniz dünyanın en iyi insanı olsun arkadaşınız, bir gün koz olarak kullanabileceği sırlarınızı ASLA paylaşmayın. neticede elin kızı/oğludur. doyasıya yaşayın arkadaşlığınızı, gidebildiği yere kadar gitsin ama olur da aranız bozulursa kafanız rahat olur sır vermediğiniz için.
 
Ne güzel anlatmışsınız arkadaşlık kavramını, vallahi arkadaş olasım geldi sizle :)

Arkadaşım çoktur belki onlarca ama dostum dediğim 5 kişi falan vardır hayatımda. 1'i ilkokuldan beri tam 15 senelik arkadaşım, diğer ikisi liseden beri yani 9 senelik, diğer ikisi ise üniversiteden beri yani 4-5 senelik arkadaşlarım. Farkediyorum ki hayatımın hemen hemen farklı her döneminde benim için yeri çok özel olan dostlar biriktirmişim. Tek çocuk olarak büyüdüğüm için hep onları olmayan kardeşlerimin yerine koydum, öyle değer verdim. Elbette bunu hak etmeyenler yani bir şekilde benim iyi niyetimi, verdiğim değerimi kullanmak isteyenlerde oldu. Arkadaşlık biraz aşkta olduğu gibi şans işi bence genellememek lazım. Doğru insanlarla tanışınca uzun süreli arkadaşlıklar kurulabiliyor.

Peki sence uzun süreli arkadaşlıkların sırrı ne dersen vereceğim cevap doğallık ve dürüstlük olur. Böyle benim yüzüme gülüp, arkamdan saatlerce atıp tutacak karakterde insanlar bana göre değil. Yani atıyorum yakın bir arkadaşım diğer yakın arkadaşımız hakkında bana atıp tutuyorsa, biliyorum ki bir başkasına da benim hakkımda atıp tutabilir demek ki. O benim için güvenilir dostlar arasında yer alamıyor maalesef.

Baktığımda yakın olduğum tüm arkadaşlarım inanılmaz doğal insanlar, aramızda gereksiz alınganlıklara yer yok. Mesela diyelim tam işimin ortasında beni arasa açarım telefonu "ya şimdi işim var hadi oyalama beni dönücem sana bir ara" derim. Ama işim biter bitmez de hemen ilk işim onu aramak olur. Oldu da aramayı unuttum, insanlık hali neticede. Karşımdaki yine alınganlık yapmaz, ertesi gün beni arar " arayacağım dedin başından attın beni, üstüne üstlük geri aramadın da yazıklar olsun sana" falan der takılır bana.

Ama aynı şekilde bende onlara gereksiz yere alınmam. Mesela geçen gün arkadaşımla sözleşmiştik benim okuldaki işim bitince görüşelim diye. Ama işim sabah erken bitti, kızcağızda sahur falan derken sabah kalkamamış öğlene kadar uyuyakalmış. Bir iki mesaj attım baktım iletilmiyor tahmin ettim zaten bir aksilik olduğunu döndüm geldim eve. Sonra uyanınca aradı beni, durumu anlattı özür dilemeye başladı. Beni ekti diye triplere girecek değilim, uyuyakalmış sonuçta. Güldük geçtik. Başka biri olsa belki bin tane şey arardı altında bana söz verdi, ona göre plan yaptım şu yaptığına bak diye. Sanırım hayatı biraz rahat yaşamak lazım :)
Son anlattiginz durumda arkadasinizin yerinde ben olsam ortaligi ayaga kaldirirdm. Meraktan deliririm aramadigim insan kalmaz başına biseymi geldi diye. Ayni sehirdeysek kesin kapida biterim. Icim yanar duramam . Bende böyle manyagum
 
Merhaba, bugün biraz hüzünlüyüm. Bu, forumda açtığım ilk konu olacak.
Arkadaşlık kavramı benim için her zaman önemli bir yer tutmuştur. Arkadaş dediysem, her tanıştığım akrandan filan bahsediyor değilim. Birlikte vakit geçirdiğimizde eğlendiğim, yahut bir şeyler öğrendiğim, farkına varmadan geliştiğimi hissettiğim, kendisine iyi geldiğim için mutlu olduğum insanlardan bahsediyorum. İşte bu insanları seçmeye çalışırım, onlara "torpilli" davranırım, zor zamanlarında "nazına oynarım", yardım etmek için elimden geleni yaparım, başkalarına karşı onları korurum. Yani sanırım ilkokul düzeyinde filan arkadaşlık tanımı yaptım, değil mi? Ama itiraf etmek gerekirse temelde böyle bir içgüdü benim için arkadaşlık. Bir duygudaşlık, bir yoldaşlık, bir taraftarlık... Beni arkadaşlarımla pek çok farklı ortak payda buluşturabilir. Örneğin biriyle x, y ve z konularında anlaşırken öteki ile p, r ve x konularında buluşuyor olabiliriz. Bu durumda, biri diğeri ile nasıl olup da anlaşabildiğime, onda ne bulduğuma akıl sır erdiremeyebilir. Her neyse... Sanırım buraya kadar yazdıklarım çoğumuz için geçerlidir.
Benim sorunum, "arkadaşlıkların ömrü" meselesi. İstiyorum ki, bir insanla bir duygudaşlık kurduysam bu bozulmayıversin. İstiyorum ki, yıllar geçse de oralarda "hatrımın geçtiği, bana da hatrının geçtiğini bildiği" bir arkadaş, müsait bir zamanında 10 dakika sohbet etmeye, aynı şehirde isek aklımıza esince bir çay içmeye hazır ve nazır olsun. Bilirsiniz, arkadaşlar arasında yanlış anlaşılmalar olur, fikir ayrılıkları olur, bazen kabahatler olur. Bazen hiçbir sorun yoktur, araya zaman girer, şehirler girer, etiketler girer, girer oğlu girer... Sizce bunlara rağmen arkadaşlıkları sürdürmenin yolları, yöntemleri nelerdir? Örneğin lise arkadaşlarımı arada bir arıyorum, mesaj atıyorum. Ne zaman arasam ne kadar sevindiklerinden bahsediyorlar, seslerinden de hissediyorum. Görüştüğümüzde de "neredeyse" eskisi gibi. Yılda 1-2 görüşme ile bayram ziyareti tadına geldi, görev gibi oldu. Dertleşemez oldum onlarla. Zaten artık eskisi gibi dinlemiyor kimisi.
Kimi arkadaşlıklarım da onarılacak hali kalmayan karşılıklı kabahatlerden ötürü sona erdi. İnanır mısınız, geriye dönüp bakınca onlarla da ne kadar eğlendiğimizi, bana neler neler kattıklarını hatırlıyorum. Onlar beni böyle anmıyorlar muhtemelen. Oysa ben onlara kızdığımı, kırıldığımı anımsadığım kadar geçirdiğimiz güzel zamanı da hatırlıyorum. Hatırlamamak mı daha iyi, yoksa iyisiyle kötüsüyle "benimki de böyle bir şey işte" demek mi? Ha, şimdi lambadan "istersen düzeltelim o işi" diyen bir cin çıksa "yok abi almayayım" derim, o ayrı...
Siz arkadaşlıklarınızı sürdürmek konusunda ne gibi sorunlar yaşadınız? Siz böyle sorunları nasıl çözüyorsunuz? Ya da çözülebilir sorunlar mı bunlar?
Sizce her arkadaşlık ölümü değilse de sürünmeyi tadacak mıdır?
Yeni arkadaşlar edindikçe eskilerinin pabucu dama atılmadan, "dost biriktirerek, insan biriktirerek" ilerlemek mümkün müdür?
Artık yeni bir arkadaşlık kurarken, "Şimdi bunun sonu da ötekilere mi benzeyecek? Alttan almakla kendimi mi kandırıyorum? Bana geçici gözüyle mi bakıyor? Aramız bozulsa arkamdan neler söyler?" diye düşünmeden edemiyorum ve bu çok üzücü.

Lütfen bana köklü ve sağlam dostluklarınızdan bahsedin, acısıyla tatlısıyla... Bana umut verin :)

Canım bende arkadaş durumundan çok üzüldüm. Ama araştırmalar bile arkadaşlıkların en fazla 5-10 yıl Arasında olduğunu söylüyor. Çok takma canım anı yaşa gitsin. Hem insanın annesinden daha güzel ve iyi arkadaş mı var:KK200::KK200:
 
X